Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan LGBT çıkışı

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "Son zamanlarda topluma LGBTİ’yi soktular, aile yapımızı dejenere etmenin gayreti içine girdiler. Öyleyse biz olması gereken ne ise onu yapacağız." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan LGBT çıkışı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çekya'nın başkenti Prag'daki Avrupa Siyasi Topluluğu (AST) toplantısının ardından Prag Kalesi'nde basın toplantısı düzenledi.

Buradaki konuşmasına, kendisini dinleyenleri selamlayarak başlayan Erdoğan, Avrupa Siyasi Topluluğu toplantısına katılmaktan büyük bir memnuniyet duyduğunu dile getirdi.

Avrupa Birliği Konseyi dönem başkanı Çek Cumhuriyeti makamlarına başarılı ev sahiplikleri için teşekkür eden Erdoğan, bugün Prag'da 44 Avrupa ülkesinin devlet ve hükümet başkanları olarak bir araya geldiklerini ifade etti.

Kritik bir dönemde icra edilen bu önemli zirvenin az önce tamamlandığını belirten Erdoğan, her açıdan yoğun, içerikli ve verimli toplantıların olduğu bir gün geçirdiklerini vurguladı.

Genel oturumların yanı sıra liderlerle barış ve güvenlik ile enerji, iklim ve ekonomik durum konularındaki yuvarlak masa toplantılarında Avrupa'yı da etkileyen küresel sorunları ele aldıklarını kaydeden Erdoğan, Türkiye'nin bu meselelere yönelik yaklaşımını ve birliğe katılım süreci konusundaki görüşlerini muhataplarına bizzat aktardıklarını söyledi.

Zirve marjında Çekya Başbakanı Petr Fiala ve Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ile üçlü bir görüşme gerçekleştirdiklerini aktaran Erdoğan, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Bulgaristan Cumhurbaşkanı Rumen Radev ve İspanya Başbakanı Pedro Sanchez ile bir araya geldiklerini dile getirdi.

Görüşmelerde ikili meselelerle birlikte Avrupa'nın geleceği, güvenliği ve refahı da dahil küresel konuları masaya yatırdıklarını belirten Erdoğan, "Ermenistan Başbakanı Sayın Paşinyan'la da bir görüşmemiz oldu. Bölgemizde iyi komşuluk ilişkileri temelinde tam normalleşme hedefimize ulaşabileceğimize samimiyetle inanıyorum." diye konuştu.

Avrupa Siyasi Topluluğunun, kıtadaki sorunların ele alınması ve ortak çözümler için zamanlı bir girişim olduğunu ifade eden Erdoğan, Türkiye'nin bu platformu, Avrupa Birliği genişleme politikasının bir alternatifi olarak görmediğinin altını çizdi.

- "Türkiye'nin önüne çıkartılan engeller adil değil"

"Dolayısıyla bu platformun üyelik sürecimize halel getirmesini asla kabul etmeyeceğimizi vurguladık." diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Temel ve öncelikli beklentimiz, Avrupa Siyasi Topluluğunun birlik ile ilişkilerimizi güçlendirmesi ve üyelik sürecimize katkı sağlamasıdır. Bu görüşlerimi zirvede ve ikili temaslarımda da ifade ettim. Zirvede genel kanaatin de bu yönde olduğunu memnuniyetle müşahede ettim. Ülkemiz, güvenlik, savunma, terörizm, göç, enerji arz güvenliği, sağlık ve tedarik zincirleri gibi temel sıkıntıların aşılmasında hayati öneme sahiptir. Avrupa Birliği'nin karşılaştığı meydan okumaların üstesinden gelinmesinde ve birliğin uluslararası rolünün tanımlanmasında Türkiye'nin yeri doldurulamaz. Bu hakikatin Avrupalı dostlarımız tarafından da kabul edilmeye başlandığını gördüm. Türkiye'nin önüne çıkartılan engellerin adil olmadığının, dahası bu durumun Avrupa Birliği'nin menfaatlerine de zarar verdiğinin altını çizdim. Bu konuda artık daha vizyoner ve stratejik kararların alınması gerektiğine inanıyoruz. Avrupa Birliği'nin, bazı ülkelerin çıkarlarına ve ihtiraslarına teslim olmadan, Türkiye birlik ilişkilerini katılım perspektifi temelinde ilerletmesini bekliyoruz. Yaşanan gelişmeler, Türkiye'nin birlik ve Avrupa için anahtar bir ülke olduğu gerçeğini gözler önüne seriyor. Zirvede bu husus muhataplarımızca da teslim edilmiştir."

- "Türkiye'nin değeri giderek daha iyi anlaşılıyor"

Türkiye'nin Rusya-Ukrayna savaşındaki arabulucu ve kolaylaştırıcı rolünün takdirle karşılandığının altını çizen Erdoğan, savaşın ilk gününden itibaren akan kanı durdurmak, ölümlerin ve yıkımın önüne geçmek için çok büyük çaba sarf ettiklerini hatırlattı.

Adil bir barışın kaybedeninin olmayacağını her fırsatta muhataplarının dikkatine getirdiklerini aktaran Erdoğan, "Tüm zorluklarına rağmen tahıl koridorunun açılması ve esir takasının sağlanmasını önemli birer diplomatik başarı olarak değerlendiriyoruz." dedi.

Şu ana kadar dünya pazarlarına 6 milyon tonun üzerinde tahıl ve gıda ürününün sevkiyatının gerçekleştiğini belirten Erdoğan, şunları söyledi:

"Tahıl sevkiyatının önümüzdeki süreçte de devamı, başta Ukrayna halkı olmak üzere tüm Avrupa'nın ve dünyanın çıkarına olacaktır. Bu arada Rusya'nın gübresini de yine alıp Türkiye üzerinden ihtiyacı olan ülkelere göndermenin gayreti içerisinde olacağız. Türkiye'nin her iki tarafla da konuşabilen, samimi diyalog kurabilen, iki ülkenin de güven duyduğu bir konumda bulunmasının değeri giderek daha iyi anlaşılıyor. Nitekim bugünkü temaslarımızda pek çok Avrupalı lider Türkiye'nin diplomatik hamlelerinden sitayişle bahsetti. Sahada yaşanan kabul edilemez gelişmeler işimizi zorlaştırsa da en kötü barışın bile savaştan daha iyi olduğu inancıyla, çatışmaları sonlandırmak için gayretlerimizi sürdürüyoruz. Hal böyleyken, bazı birlik üyesi ülkelerin Türkiye ile iş birliği ve iyi komşuluk yerine gerginliği tırmandırmayı ve kışkırtmaları tercih ettiklerini görüyoruz. Burada şu hususun altını çizerek ifade etmek isterim, Türkiye'nin hiçbir ülkenin toprağında, egemenliğinde, hak ve hukukunda gözü yoktur. Biz, sadece ülkemizi ve Kıbrıs Türklerinin menfaatlerini korumanın mücadelesini veriyoruz. Kimseyle, hiçbir komşumuzla gerilim istemiyoruz."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

"İsveç Başbakanı ile NATO üyelik süreciyle ilgili görüştünüz mü? Görüştüyseniz kendisine hangi mesajları ilettiniz?" sorusu üzerine Erdoğan, İsveç Başbakanı ile şu an itibarıyla görüşemediklerini ifade etti.

Erdoğan, "Yeni başbakanı anlamak istiyorum. Yeni başbakanla da herhalde kadrosunu filan gerçekleştirdikten sonra görüşme fırsatı bulduğumuzda memnuniyetle görüşürüz. Burada bir sıkıntı yok." ifadesini kullandı.

- Ermenistan Başbakanı Paşinyan ile görüşmesi

"Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan ile gün içerisinde birkaç kez görüştünüz. Kendisi hem Türkiye hem Azerbaycan ile sorunların çözümü konusunda size hangi mesajları verdi?" sorusu üzerine de Erdoğan, iki ülke arasındaki görüşmelerin özel temsilciler vasıtasıyla devam ettiğini dile getirdi. Paşinyan ile görüşmeyi, samimi bir havada gerçekleştirdiklerini belirten Erdoğan, "Bu görüşme esnasında bazı talepler söz konusu oldu. Bu taleplerle ilgili olarak da gerek özel temsilcilerimize gerekse dışişleri bakanlarımıza görevlendirmeyi yaptık. Dışişleri bakanlarımız birbirleriyle görüşecekler, özel temsilcilerimiz aynı şekilde görüşecekler ve ondan sonra çıkan neticeye göre adımımızı da atacağız." diye konuştu.

- "Beyefendi konuşmadan çok rahatsız olmuş"

"Yunanistan'ın son dönemde provokasyonlarının arttığını biliyoruz. Burada yaptığınız ikili görüşmelerde bu provokasyonlara ilişkin fikir teatisinde bulundunuz mu? Yunanistan'ın göçmenlere uyguladığı politikalar da uluslararası raporlarda yer alıyor. Bunlar gündeme geldi mi?" sorusuna karşılık Erdoğan, bu akşam yemekte bir konuşma yaptığını söyledi.

"Beyefendi konuşmadan çok rahatsız olmuş. Rahatsız olduğu için de aslında bu tür yemek adabına terstir, kimden izin aldı, nasıl yaptı bilmiyorum, herhalde başkandan almıştır izni, orada çıktı bir konuşma yaptı. Kendisine bizim biraz ağır gelecek ifadeler kullandığımızı filan söyledi." diyen Erdoğan, aslında ağır bir şey de olmadığını söyledi. Erdoğan, şunları kaydetti:

"Olması gereken yerde değiller. Hala bunların bütün politikaları yalan üzerine kuruludur, hep yalan... Dürüstlük yok. Hadi bir araya gelelim dediğiniz zaman, kıyıdaş ülkelerle filan, buna da yanaşmıyorlar, yanaşmazlar ama Türkiye'den kendileri daha ön adım atmayı filan bekliyorlar. Araya da birçok ülkeyi sokuyorlar. Bugün birçok ülke onlarla bu münasebetleri geliştirme konusunda bizden bir adım atmayı beklediler. Sadece Yunanistan değil, aynı şekilde Güney Kıbrıs, 'Ya işte bir konuşalım, bir araya gelelim.' filan dedik, yok yani biz işte şimdi konuşuyoruz ayakta; görüşmeyi konuşmayı yaptık ama sizin bir yerlerden izin almanız gerekiyor... 'Yok ben izin almam.' filan dedi. 'Bugüne kadar hep böyle geldi bu iş. Siz izin almadan konuşamazsınız.' dedim. 'Benim iki ayım kaldı zaten bu arada bu işi konuşalım, görüşelim, bitirelim.' filan gibi laflar etti. Dedik ki şu anda muhataplarınız belli. O muhataplarınızla bu görüşmeleri yapabilirsiniz ve bizim de şu an itibarıyla Yunanistan'la görüşeceğimiz herhangi bir şey yok. Zamana bırakmak suretiyle zaman içerisinde temenni ederiz ki bir konuşma fırsatını yakalarız."

Toplantıda göç meselesine yönelik neler konuşulduğuna ilişkin soru üzerine Erdoğan, "Bunların tamamını özetlemek kolay bir şey değil. Şimdi Avrupa Siyasi Topluluğu, Avrupa Birliğinin bir alternatifi değil. Avrupa Siyasi Topluluğu ayrı bir oluşum olarak çıktı ve şu anda Çekya'nın ilk toplantısını yapmış olduğu bir adım oldu ve konuyla ilgili olarak öyle zannediyorum ki şu anda bu toplantılardan sonra da Avrupa Siyasi Topluluğunun bu toplantısının sonuç bildirgesini de yayınlayacaklardır. O sonuç bildirgesinde de neler konuşulduğu ifade edilecektir." diye konuştu.

- "Şu an itibarıyla zaten alt düzeyde görüşmeler yapılıyor"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sizin Rusya ile yürüttüğünüz buradaki ortaklık Ukrayna Savaşı'ndan önceki gibi seyretmekte, acaba bu bağlamda Suriye Devlet Başkanı ile bir görüşmeniz olması mümkün mü?" sorusu üzerine, şunları kaydetti:

"Şu an itibarıyla böyle bir şey tabii söz konusu değil. Ama mümkün değildir gibi bir ifadeyi kullanmamda alışılmış bir siyasetçi değilim. Dolayısıyla bir vakti saati geldiğinde biz Suriye'nin Başkanı ile de görüşme yoluna gidebiliriz. Şu an itibarıyla zaten alt düzeyde görüşmeler yapılıyor. Fakat bizim bütün arzumuz Suriye'deki terör gruplarının buradan arındırılması ve terör gruplarının buradan arındırılması ile birlikte biliyorsunuz burada biz şu anda briket evler yapmak suretiyle geri dönüşü hızlandırmanın adımlarını atıyoruz. Bu geri dönüşümle ilgili de şu an itibarıyla 550 bin civarında Suriyeli kendi topraklarına döndü.

Tabii Rusya-Ukrayna Savaşı bölgedeki atılacak adımları da bir yerde erteledi. Çünkü Suriye'deki bu olaylarda Rusya'nın da etkin bir rolü var, İran'ın etkin bir rolü var, bir diğer taraftan da koalisyon güçlerinin etkin bir rolü var. Tabii koalisyon güçlerinde özellikle başta Amerika olmak üzere terör örgütlerine ciddi manada silah, mühimmat, araç ve gereç takviyeleri, destekleri yapılıyor. Bütün bunları da vakti saati geldiğinde Amerika'nın yetkilileri ile yetkililerimiz görüşerek, bunlardan Suriye'nin gerek kuzeyde doğusunu gerekse tam kuzeyini arındırmalarını hep istiyoruz. Ama şu ana kadar istediğimize ulaştık mı, hayır ulaşmadık, takipçisiyiz, devam ediyoruz."

- "Bir gece ansızın gelebiliriz"

"Bir gece ansızın gelebiliriz, dediğinizde Yunanistan'a saldırıda bulunabiliriz mi demek istiyorsunuz?" sorusuna Erdoğan, "Yani konuyu anlamışsın aslında. Bu sadece Yunanistan için geçerli değil, bizi rahatsız eden, bize saldıran hangi ülke olursa olsun onlara karşı bizim cevabımız: Bir gece ansızın gelebiliriz. Bunu böyle bilmeleri lazım, böyle anlamaları lazım. Şu an itibarıyla siz anladığınıza göre herhalde onlar da anlamıştır." yanıtını verdi.

- "Bu işi çözelim istiyoruz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sayın Cumhurbaşkanı 'Sayın Paşinyan ile görüştük, birtakım yeni talepler dile getirildi.' dediniz. Tam olarak neyi kastetmektesiniz, uzun zamandır aradaki sınırının açılması, Karabağ sorununun çözümlenmesi ile ilişkilendirildi. Oysa ki bu Karabağ sorunu çözüldü deniyor, sınır ne zaman açılacak, diplomatik ilişkiler açısından ne olacak?" sorusu üzerine, şunları söyledi:

"Konuyla ilgili biliyorsunuz özel temsilcilerimiz var. Özel temsilcilerimiz çalışmalarını sürdürüyor, aynı zamanda özel temsilcilerin üzerinde Dışişleri Bakanlarımızın çalışmaları var. Dışişleri Bakanlarımız da çalışmalarını sürdürüp bunu bir özet haline getirdikten sonra bizlere bildirecekler ve bu çalışmaların içerisinde özellikle kargo taşımacılığından tutunuz, hava yolu taşımacılığına varıncaya kadar bütün bunlar üzerinde çalışmalarımızı devam ettiriyoruz. Bir an önce Türkiye-Ermenistan-Azerbaycan arasındaki bu ilişkileri ısıtalım ve bu işi çözelim istiyoruz."

- "İsveç'te bu terör örgütlerinin yürüyüşleri devam ettiği sürece..."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugün biz de kısaca İsveç Başbakanı Hanımefendiye sorduğumuzda 'çok kısa bir konuşma' da olsa sizinle görüştüğünü söyledi. Acaba bu konuşma yapıldı mı, NATO sürecinden bahsedildi mi?" şeklindeki soru üzerine, şunları dile getirdi:

"Arkadaşlar şimdi ben yeni Başbakandan bahsediyorum. İsveç'in yeni Başbakanı zaten bu toplantıda yok, buraya gelmedi. Önceki Dışişleri Bakanı buradaydı ve Başbakan önceki buradaydı onlarla öyle bir ayaküstü görüşmemiz oldu. Bu görüşmede de biz kendilerine her şeyi bütün açıklığıyla söyledik, İsveç'te bu terör örgütlerinin yürüyüşleri devam ettiği sürece, parlamentoda bu teröristler yer aldığı sürece, bizim İsveç'e bakışımız olumlu olmayacaktır."

- "İsveç terörün kol gezdiği bir yer"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye'nin Ermenistan ile ilişkilerinin normalleşmesi için öne sürdüğü ön şartlar nelerdir?" sorusuna, "Ön şartımız yok. Sadece Azerbaycan ile aranızdaki hukuku olgunlaştırın ve hemen barışla ilgili sözleşmeyi yapın. Bunu yaptığınız anda bizimle ilgili en ufak bir pürüz kalmaz. Kapılar açılacaksa açarız ve her türlü hava, kara, demir yolunun önünü açarız." karşılığını verdi.

"Bugünkü aile fotoğrafından önce Emmanuel Macron ile görüşme yaptınız ve kendisini Türk Birliği'ne katılmaya davet ettiniz. Kendisi nasıl bir tepki gösterdi?" sorusu üzerine Erdoğan, "Gelecek, öyle dedi. 'Hangi mevsimde geleyim?' dedi, en sonunda 'G20'den sonra gelsem nasıl olur?', 'Gel.' dedik 'Ama gelirken de hanımla beraber gel.' Latifemizi de yaptık tabii kendisine. 'Hanımlar iyi anlaşıyor ama biz seninle anlaşamıyoruz.' dedik." açıklamasında bulundu.

Bir gazetecinin "Finlandiya Başbakanı Sanna Marin ile olan görüşmelerinizi nasıl betimlersiniz? Şu aşamada Finlandiya ve İsveç'in NATO üyelik sürecine nasıl bakıyorsunuz?" sorusunu Erdoğan, şöyle cevapladı:

"Doğrusu hanımefendi ile kısa bir görüşme yaptık ama iyi geçti. Kendisine Finlandiya ile ilişkilerimizin İsveç'e göre daha farklı olduğunu söyledim. Çünkü Finlandiya terörün kol gezdiği bir yer değil. Ama İsveç, terörün kol gezdiği bir yer. Dolayısıyla burada Finlandiya, İsveç noktasında NATO'nun bir karar vermesi gerekir. Eğer NATO bu kararı Finlandiya lehine verirse biz de bu konuda elimizden geleni yaparız."

- "Şu anda her iki liderle de çok rahat görüşebilen herhalde tek lider benim"

Erdoğan, "Türkiye, Ukrayna-Rusya arasındaki barış görüşmelerinde önemli bir rol alıyor. Ama sizce bunun ön koşulu tamamen ve koşulsuz bir şekilde Rus askerlerinin Ukrayna'dan çekilmesi olmamalı mı?" sorusuna karşılık, şunları aktardı:

"Daha çok bu iki ülkenin liderleriyle yaptığımız görüşmelerden o neticeyi çıkarmamız lazım. Şu anda her iki liderle de çok rahat görüşebilen, diyebilirim ki şahsımla ilgili olduğu için biraz ağır oluyor ama herhalde tek lider benim. Sayın Putin ile de Zelenskiy ile de görüşüyorum. 6 milyon tonun üzerindeki tahılı Karadeniz'den aldık, ilgili yerlere gönderdik. Azov taburlarıyla alakalı 200 esir değişimi yaptık. Bu esir değişimlerini yapmakla kalmadık, Ukraynalı bu esirlerin ailelerini de aynı şekilde ülkemize aldık ve şu anda bunlar misafirimiz."

Erdoğan, 200 takasın gerçekleştiğini belirterek, "Buna benzer bir uygulamayı şu anda dünyada yapan başka ülke yok. Sadece biz yaptık. Biz tabii bu 200 takası ne kadar önemsiyorsak, tahıl olayını da gübreyle beraber o kadar önemsiyoruz. Şu anda bu çalışmaları da bütün ilgili birimlerimiz devam ettiriyor. Kısa zamanda buradan da büyük bir netice çıkaracağımıza inanıyorum. Yarın da Sayın Putin'le inşallah telefon görüşmemiz olacak. Bunların değerlendirmesini yine yapacağız." diye konuştu.

CHP'NİN BAŞÖRTÜSÜ TEKLİFİ

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun başörtüsüyle ilgili yasal düzenleme çağrısı yaptığı hatırlatılarak "Siz çıtayı daha da yükselttiniz, daha geniş çerçevede anayasal düzenleme yapma çağrısıyla karşılık verdiniz ve bu Meclis'e gelecek. Sadece başörtüsü yok bunun içerisinde. Aile kurumunun korunmasını da kapsamasını ifade etmiştiniz. Nasıl bir anayasa düzenlemesi öngörüyorsunuz?" sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Aslında Kılıçdaroğlu'nun ortaya attığı bu tez, siyaseti ne kadar bilmediğini, kendisinin bir siyaset fukarası olduğunu gösteriyor." ifadesini kullandı.

Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bir defa ortada şu anda yasal bir düzenlemeyi gerektirecek bir durum yok ki. Şu anda bu haliyle kızlarımız üniversiteye, ortaöğretime gidebiliyor mu, polis olabiliyor mu, asker olabiliyor mu? Evet. Bütün bunlar şu anda var mı? Var. Şimdi böyle bir durum ortadayken, bayram değil seyran değil, nereden çıktı bu iş? Sen dürüstsen o zaman gel bunu anayasaya alalım ki bundan sonra kimse bu işin üzerinde oynayamasın. Hemen ne yaptılar? Onun malum bir adamı var. 'Desteklemeyeceğiz.' dedi. Bunu söylemeye başladılar. Öyle de olsa şu anda ben çalışmayı başlattım. Adalet Bakanımın riyasetinde şu an itibarıyla gerek Bekir Bey gerek Anayasa Komisyonu Başkanım, Adalet Komisyonu Başkanım, onlar şu anda bu çalışmayı yapıyorlar. 'Yanınıza milletvekili arkadaşlarımızı, MYK’den arkadaşlarımızı da alın çalışmayı hazırlayın' dedim. Devlet Bey ile de görüştüm bu konuyu. İnşallah bu işi hemen Meclis'e sunalım. Tabii ne olarak sunacağız? Anayasa değişikliği olarak. İnşallah arkadaşlar güzel bir hazırlık yapacaklar ve bu hazırlığı da Meclis'e sunacağız."

"Sadece bu konu mu, hepsi beraber mi?" denmesi üzerine de Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Aile filan hepsi bu işin içinde. Öyle bir şey yapıyoruz ki hadi bakalım görelim seni. Bu işte ne kadar samimisin, değilsin, bunu burada göreceğiz." açıklamasında bulundu.

"Aile yapısıyla ve ailenin korunmasına yönelik değişikliklerle ilgili bir hazırlık var mıydı? Onun kararını hemen mi verdiniz?" sorusunu da yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Aile kavramı bizim olmazsa olmazımız zaten. Çünkü güçlü bir millet, güçlü aileden olur. Şimdi bizim bunun çalışmasını da yapmamız lazım. Çünkü son zamanlarda topluma LGBT’yi soktular. LGBT ile birlikte de bizim aile yapımızı bunlar dejenere etmenin gayreti içerisine girdiler. Öyleyse biz olması gereken ne ise onu yapacağız. Biz kimlerin LGBT’ci olduğunu biliyoruz zaten. Ama bunu da aile olarak gelip oraya koyalım. Burada da çıksın bakalım neresinden savunacak onu da görelim." diye konuştu.

- "Bilmiyor benim ömrümüm santraforlukla geçtiğini"

Kemal Kılıçdaroğlu'nun geçmiş dönemde AK Parti'nin adım atmayı planladığınız konularla ilgili önceden çeşitli sosyal medya mesajlarıyla ön almaya çalıştığı hatırlatılarak "Bu konuda da sizin hem başörtüsü hem aileyle ilgili düzenleme yapma kararınız eğer önceden varsa, bu karar ona ulaşmış olabilir mi?" sorusu üzerine Erdoğan, şunları söyledi:

"Başörtüsüyle alakalı herhangi bir şey yoktu. Niye? Çünkü bizim böyle bir problemimiz yoktu. Çözmüşüz bunu. Şimdi biz bunu çözdüğümüze göre bu bizim gündemimizde niye olsun? Bu beyefendi getirdi bunu gündeme koydu. Bu da ne oldu? Bu pek pas vermekten de anlamaz ama farkında olmadan bize bir pas verdi. Bizim de golü atmamız lazım. Bilmiyor benim ömrümüm santraforlukla geçtiğini. Artık Allah’ın izniyle Sayın Kılıçdaroğlu gibileri bu ülkenin başına gelemeyeceğine göre bu millet bunları derdest etti, bitti. Bundan sonra artık benim milletim çok daha özgür bir hayatın tadını yaşayacak."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Başörtüsü, Kemal Kılıçdaroğlu’nun gündemine nasıl bir anda geldi? CHP bunu gerçekten istiyorsa anayasaya neden karşı çıkıyor?" sorusunu da "Bir defa yasal bir düzenlemeyi gündeme getirmesi bile çok çok gayriciddidir. Üstelik de o masanın etrafında olanlardan bir tanesi, utanmadan sıkılmadan 'Biz de destekleyeceğiz.' diyor. Kimlerin olduğunu anlayın artık. Gazı verdiler, sonra da destekliyoruz diyorlar." şeklinde yanıtladı.

- "Yasa bu noktada zengin, güçlü bir yasa"

Dezenformasyonla mücadele yasasının gündemde olduğu hatırlatılarak "Son yıllarda etnik ve mezhep temeline bölücülük yapan medya kuruluşlarına akan fonlar var. Özellikle Avrupa Birliği ve batılı ülkeler LGBT’yi, bölücülüğü fonluyorlar. Medyada bir millilik meselesi var. Dezenformasyon yasasıyla ilgili kanaatiniz nedir?" sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Dezenformasyonla mücadele yasasıyla ilgili 14 madde Meclis Genel Kurulu’ndan geçti. Bu yasanın çıkışıyla beraber inşallah bunları ciddi manada frenleyeceğiz ve gereği de neyse onu da inşallah yapacağız. Yasa bu noktada zengin, güçlü bir yasa." dedi.

KKTC Dışişleri Bakanı'nın "BM’ye bir ay süre verdik ya bizi tanı ya da barış gücünü Kıbrıs’tan çek" şeklinde bir açıklama yaptığı hatırlatılarak, "Çekmezse ne olur? Bir de kuşatma olarak görüyorlar ambargo ve silah kararını. Dolayısıyla acaba Türkiye ek takviyeye hazır mı? Karpaz’a bir Türk üssünden bahsediliyordu. Dedeağaç’a alternatif olacak şekilde. Türk üssü hazırlığımız var mı?" sorusu üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:

"Bu konuda biliyorsunuz biz kimsenin düşünmediği bir dönemde ne yaptık? İlk işimiz İHA’ları, SİHA’ları Kuzey Kıbrıs’a yerleştirdik. Şu anda İHA ve SİHA’larımız oradalar ve bu söylediğiniz yerle ilgili konuda da yine benzer şeyler olabilir. Bunun olması da zaten haktır. Çünkü Kuzey Kıbrıs’ı dört bir yandan, her yönüyle bizim sağlama almamız lazım. Olsa da olmasa da zaten bizim şu anda kendi ana karamızdan uçaklarımız kalktığı anda zaten anında Kuzey Kıbrıs’ta. Herhangi bir sıkıntı orada da söz konusu değil. Bir de bu akşam Anastasiadis, illa bir görüşelim, konuşalım filan dedi. Araya birilerini de soktu. Dedim ki 'Başkan sen şimdi zaten gidiyorsun.' İki ay sonra ayrılıyor. Dedim 'Böyle bir zamanda bunlar konuşulmaz.' Ayrıca dedim ki 'Siz hep bir yerden bir talimat alıyorsunuz. Bu talimatlarla falan zaten bu işler yürümez.' Onun için bunların ipiyle kuyuya inilmez. Aksi takdirde kuyuda kalırsın."

- Kılıçdaroğlu'nun ABD ziyareti

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 9-13 Ekim tarihlerinde ABD ziyareti olduğu hatırlatılarak, "Kamuoyunda da çok tartışıldı. Kendisi de 'İcazet almaya gitmiyorum.' dedi. CHP’ye yakın çevreler de 'Ne var bunda, Cumhurbaşkanı Erdoğan da 2002 seçimlerinden önce gidip Amerika’da görüştü.' değerlendirmesini yaptı. Siz ne düşünüyorsunuz?" sorusunu da yanıtlayan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Onlar beni iyi takip etmiyorlar. Biz, bir defa ilk seçimi yaptığımızda ve bu seçimden de açık ara büyük bir başarıyla birinci parti olarak çıktıktan sonra gitmiştik. Ben o zaman bir Avrupa seyahati yaptım, Avrupa ülkelerini dolaştım. Bir de Amerika’ya gittim. Avrupa’da Chirac'la, Schröder'le görüşmüştük. Lüksemburg’un Başbakanı Jean-Claude Juncker’le de görüşmüştük. Hatta Juncker’e bir gazeteci 'Siz normalde seçilmişleri karşılıyorsunuz.' demişti. O da dedi ki 'Demokrasi sandıktır. Biz sandıktan çıkana saygı duyarız. Erdoğan sandıktan çıktı. Ben, ona demokrasinin gereği olarak saygı duyuyorum ve kimseyi de rahatsız etmesin.' Geldi beni bir de havaalanına kadar uğurladı. Ben Bay Kemal'i de hiç önemsemiyorum, gidebilir. Mevla dünyayı kulları için yaratmış. Herkes istediği yere, istediği zaman gidebilir. Yani onun bu derdi bizi niye ilgilendirsin?"

Odatv.com

Tayyip Erdoğan LGBT kemal kılıçdaroğlu