"Sürtük" sözü RTÜK'ün önünde

RTÜK Üyesi İlhan Taşcı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “sürtük” ifadelerini kullandığı açıklamasını yayınlayan kanallara inceleme başlatılması için RTÜK’e başvurdu.

"Sürtük" sözü RTÜK'ün önünde

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın partisinin grup toplantısı konuşmasında, "Düşünün Dolmabahçe Bezmialem Valide Sultan Camii’nin içinde bu eşkıyalar, bu teröristler, bira şişeleriyle, bira kutularıyla adeta caminin içini pislemişti. Bunlar böyle, bunlar çürük, bunlar sürtük, bunlar için ulu mabed nedir, ne değildir, öyle bir şey yok" ifadelerini kullanması tepki çekti.

Erdoğan’ın 'sürtük' ifadesini kullanması üzerine RTÜK Üyesi İlhan Taşcı da RTÜK yönetimine çağrıda bulundu. RTÜK’ün Erdoğan’ın konuşmasını yayınlayan kanalları incelemesi gerektiğini belirten Taşcı, “Siyasilerin faaliyetlerini denetlemeye başlayan RTÜK, Geziye katılanlara ‘sürtük’ diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasını canlı veren kanalları 6112 sayılı yasanın 8/1/m ile n bendinde düzenlenen yayınlarda ‘kaba, argo ve müstehcen’ ifadelere yer verilemeyeceği ilkesi yönünden incelemeli” dedi.

İlhan Taşçı’nın RTÜK’e yönetimine yaptığı başvuru şöyle:

“01 Haziran 2022 tarihinde AK Parti Meclis Grup toplantısında konuşan Genel Başkan Sayın Recep Tayyip Erdoğan, Gezi Direnişinin yıl dönümü nedeniyle yaptığı değerlendirmede Geziye katılanlar için; “…bunlar böyle, bunlar çürük, bunlar sürtük…” ifadelerini kullanmıştır.

TDK sözlüğünde “sürtük” kelimesinin karşılığı “Aynı anda birden fazla kişiyle gönül eğlendiren kadın, hayat kadını” olarak yer almaktadır.

“Çürük” ve “sürtük” kelimeleri ayrıca toplumda aşağılama ve küçük düşürme amacıyla kullanılan özneyi kamuoyu önünde kötüleyen ve nefret edilmesine neden olan anlatımlardır.

“DİLİN DÜZEYSİZ, KABA VE ARGO KULLANIMINA YER VERİLEMEZ”

Özgürlüğe, barışa ve 84 milyonun kardeşliğine adanmış Gezi direnişine katılan milyonlarca yurttaşımıza yönelik hakaret dolu bu ifadeler, birçok haber kanalı tarafından canlı olarak ve sonrasında haber bültenlerinde, çocukların da ekran başında olduğu ana haber bülteni saatlerinde yayınlanmıştır.

6112 sayılı Kanunun yayın ilkelerini düzenleyen 8. Maddesi Birinci fıkrasının (m) bendinde “Türkçenin, özellikleri ve kuralları bozulmadan doğru, güzel ve anlaşılır şekilde kullanılmasını sağlamak zorundadır; dilin düzeysiz, kaba ve argo kullanımına yer verilemez” hükmü yer almaktadır.

Ekranlarda dilin düzeysiz kullanımı sadece yasayı ihlal etmemekte, dil aracılığıyla düşünen insanın anlama bütünlüğünü bozmakta, değerlerin ve kültürün aktarıcısı dili de tahrip etmektedir.

Dilin düşünceyi ve dolayısıyla o dili konuşanları etkilediği birçok çalışmayla ortaya konmuştur. Düşüncenin de dile döküldüğü çok görülmüştür ki bundan dolayı dilbilimciler dil aklın ayak izidir derler.

İzleme araştırma sonuçlarına göre ebeveynler için kaba konuşma ve küfür, çocukların en çok etkilendikleri içerik alanı olarak şiddet ve korkudan sonra üçüncü sırada gelmektedir. Nitekim çocuklar bu nitelikteki hareketleri ve söylemleri görsel-işitsel medyada yer aldığı için normal kabul etmekte, olumsuz davranışları rol model olarak daha çok örnek almaktadır. Bir araştırmaya göre de kitle iletişim araçlarında küfür ve argonun yer almasının gençlerin küfür ve argo kullanımını yüksek düzeyde artırdığı tespit edilmiştir.

“KÜFÜR, HAKARET VEYA ARGO SÖZCÜKLERLE SESLENMESİ HUKUKEN DE OLANAKSIZDIR”

Hele hele kamuoyu önünde olanların, tüm çocuk ve gençler için rol model olma olasılığı bulunanların böylesi kaba bir dili kullanmalarının yaratacağı dil ve düşünce kirliliği tartışmasızdır.

Bir hukuk devletinde hiç kimsenin bir başka kişi veya kişilere her ne sebeple olursa olsun ve her ne konumda bulunursa bulunsun küfür, hakaret veya argo sözcüklerle seslenmesi, tanımlaması, tarif etmesi ahlaken de hukuken de olanaksızdır. Bu ifadelerin canlı yayınlarda milyonlarca yurttaşa yönelik kullanılması düşünülemez, kabul de edilemez.

Tüm yurttaşlarına “Efendiler” diye seslenen Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’nde hiç kimsenin kimseye hakaret etme, kaba dil kullanma hakkı ve “özgürlüğü” olamaz. Bu topraklar üzerindeki her yurttaş eşit haklara sahiptir. Hiç kimsenin bir başkasına karşı üstenci bir dil kullanması düşünülemez. Bir siyasi partinin genel başkanı olmak hiç kimseye yurttaşlara hakaret, kaba dil kullanma hakkını da vermez.

Sayın Erdoğan’ın açıklamalarının sosyal medya başta olmak üzere farklı mecralarda da görüldüğü üzere toplumda infial yarattığı açıktır.

RTÜK Yasası gereğince tüm yurttaşlara -her ne konumda olursa olsun- ve tüm yayıncılara eşit mesafede olmak zorundadır.

“84 MİLYON YURTTAŞIN DUYDUĞU BU KABA VE ARGO İFADELERİ RTÜK DUYMAMAZLIKTAN GELEMEZ”

84 milyon yurttaşın duyduğu bu kaba ve argo ifadeleri RTÜK duymamazlıktan gelemez, gelmemelidir. RTÜK hem bu dile, hem de bu dilden kaynaklı rahatsızlığa kulak tıkayamaz.

İktidar partisinden sonra ülkenin en çok oy alan ana muhalefet partisi CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun hakaret, kaba dil, argo içermeyen açıklamalarını, yorumsuz olarak canlı yayınlayan medya hizmet sağlayıcılara, ışık hızında refleks göstererek bir gecede rapor hazırlattıran ve söz konusu kanallara tavandan idari para cezası uygulanması kararı alan RTÜK’ün, özellikle çocuklara ve gençlere rol model olması gereken/beklenen Sayın Erdoğan’ın hakaret ve küfür içerikli kaba dil kullanımını canlı yayınlarda ve haber bültenlerinde ekrana taşıyarak, 6112 sayılı kanunun 8. Maddesi Birinci fıkrasının (m) bendini ihlal eden medya hizmet sağlayıcılar hakkında da derhal değerlendirme raporu hazırlattırılarak ilk Üst Kurul toplantı gündemine alınması hususunda gereğini arz ederim.”

Odatv.com

ilhantascı rtük