ZİYA PAŞA BU GERÇEĞİ AZİZ NESİN’DEN ÖNCE YAZMIŞTI

Aydınının en büyük özelliğidir ülkesini, halkını karşılıksız sevmek… Halkı ise çoğu kez, onu anlamayarak, aşağılayarak, sahip çıkmayarak vermiştir...

Aydınının en büyük özelliğidir ülkesini, halkını karşılıksız sevmek…

Halkı ise çoğu kez, onu anlamayarak, aşağılayarak, sahip çıkmayarak vermiştir yanıtını!

Aydın hep yapayalnız kalmış, hiçbir karşılık beklemeden zindanlarda çürüyerek, işkencelerde, darağaçlarında, sürgünlerde, yaşam boyu polis takibiyle ödemiştir bu sevgisinin bedelini.

Aydın halkı uyandırmak için bazek kalemini halkı eleştirmek için sivriltir.

Aydın tekinin tek başına da kalsa bin bir acıyla sürdürdüğü, ama işte bazen kahrettiği anların duygusunu, Tanzimat Edebiyatımızın üç büyük kurucusundan biri olan Ziya Paşa, en açık, en güzel, en samimi biçimde dile getirmiştir.

Bu yüzdendir ki kısacık ömrünü (1825-1880) sürgünlerde geçirmiştir. Kandilli doğumlu bu ilginç şairimiz, Adana’da ölmüştür; mezarı da oradadır.

“Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz;/Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde…”,

“Nush ile yola gelmiyeni etmeli tekdir,/Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir.”

“Milyonla çalan mesned-i izzete serefraz,/Birkaç kuruşu mürtekibin cay-ı kürektir.” gibi ölümsüz beyitlerini hepimiz ezbere biliyoruz.

“Terci-i Bent”'inde, yaklaşık yüz altmış yıl önce, Türk halkı üzerine Aziz Nesin’i aratmayacak ilginç gözlemlerini özyaşamöyküsel olarak yazmıştır.

Bugünün Türkiyesinin halkını anlamak için kılavuz olan bu önemli şiir şöyle başlar:

“Bir zamanlar ben dahi düştüm bela-yı gayrete

Doğrulukla uğradım bin türlü derd ü zahmete

Geh vatandan ayrılıp gittim diyar-ı gurbete

Akıbet oldum giriftar işbu mühlik illete

Fikr için görmek beni kafidir ehl-i ibrete

Vah yazık sarfettiğim ömre, zamana, hizmete

Hayli demler bilmedim bais nedir bu halete

Şimdi oldum dostlar vakıf bu sırr u hikmete

Derde uğrar kim sadakat etse elbet Devlete

İstikamet mahz-ı cinnettir bu mülk ü millete.

(…)

*

“Mahz”ın Türkçe karşılığı “kesin”dir.

İtiraf etmek gerekir ki halkın bu vurdumduymazlığı karşısında “kesin cinnet!” geçirme “istikamet”ine her Türk aydını, her Türk devrimcisi çoğu kez girmiştir!

Ahmet Yıldız

Odatv.com

arşiv