Zina yaparken derdest oldu

Yol geçen hanı=Girip çıkanı, geleni gideni çok ve belirsiz olan yer. (TDK) *** Şimdilerde yerden yere vuruyor ama...

Yol geçen hanı=Girip çıkanı, geleni gideni çok ve belirsiz olan yer. (TDK)

***

Şimdilerde yerden yere vuruyor ama Ahmet Davutoğlu Dış İşleri Bakanı olduğunda Cengiz Çandar kendisini millete şu cümle ile muştulamıştı:

“Cumhuriyet tarihimizin en çarpıcı Dışişleri Bakanı.” (Radikal-04.05.2010)

Maşallah, aynı yıl Ahmet Davutoğlu da kendisini dünyaya şu sözlerle takdim ediyordu:

“Tıpkı Britanya’nın eski kolonileri ile yaptığı gibi Türkiye de bir milletler birliğine dönüşebilir… Bana hatırlattı ki Britanya eski kolonileri ile bir ortak refah bölgesine sahip. Neden Türkiye liderliğini Balkanlardaki eski Osmanlı topraklarında, Ortadoğu’da ve Orta Asya’da yeniden inşa etmesin? (Jackson Diehl’in Ahmet Davutoğlu ileyaptığı söyleşi, Washington Post, 5 Aralık 2010)

Aradan sadece dört yıl geçtikten sonra görüyoruz ki Ahmet Davutoğlu’nun yönettiği Dış İşleri Bakanlığı binası kevgire dönmüş, adeta FM bandında internet üzerinden dünyaya yayın yapıyor, yol geçen hanı haline gelmiş, binanın içinde kim kimdir, bilen yok.

SURİYE'YE KUMPAS KURUYORLAR

Liderliğini Balkanlardaki eski Osmanlı topraklarında, Ortadoğu’da ve Orta Asya’da yeniden inşa edecek olan Türkiye’nin Dış İşleri Bakanı, MİT Başkanı, Dış İşleri Müsteşarı, Genelkurmay 2. Başkanı Suriye’ye kumpas kurmak için Başbakan’ın emri ile bir araya gelmiş.

Başbakan “bakın bakalım, Süleyman Şah Türbesi meselesi Suriye’yi işgale bahane olur mu?” diye sormuş (mealen), yukarıda adı geçen zevat tartışıyor.

Oslo’da da dünyaya rezil olan MİT Müsteşarı “bahaneyi” bir “ajan provokatör” edası içinde arıyor, 4 adamı ile Suriye’den Türkiye’ye 8 füze atmaktan dem vuruyor.

Kendi ifadesi ile zaten Suriye’ye çoktan 2.000 adet TIR içinde “malzeme” göndermiş!

Başka bir ülke aleyhine kumpas kurma tartışmasına da “devletin gizli zirvesi” diyorlar.

Düzeltelim, “devletin herkese açık zırvası”!

***

Dış İşleri Bakanı mahalle maçında gol yiyen takımın mızmız oyuncusu gibi mızıklıyor:

“Casuslar yaptı!”

Tabii casuslar yapacak! Casusluğu casus, hırsızlığı hırsız yapar!

Bakana göre mahalle maçlarında gölü yiyen değil, golü atan suçlu oluyor!

Dünya kurulduğundan beri devletlerin işi birbirlerinin içine casus sokmaktır!

Bu durumu daha ocak ayında Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Erdoğan’ın dinlenip dinlenmediğine dair, Almanya’da spikerin sorduğu soruya verdiği cevap ile

ABD Başkanı Obama hepimizin gözüne sokmadı mı?

“Ülke ülke yorumda bulunmayacağım. Alman istihbaratı ya da diğer başka bir ülke istihbarat biriminde olduğu gibi, bizim istihbaratımız da dünyadaki her ülkenin, devletin niyetleriyle ilgilenmeyi sürdürecek. Bu durum değişmeyecek. New York Times ya da Der Spiegel’de okuyabileceğiniz şeylerle sınırlı kalmak isteseydiniz, zaten istihbarat birimlerine ihtiyaç da duyulmazdı”. (Cüneyt Ülsever-Yurt Gazetesi-23.01.2014)

Kim bilir kaç yıldır dinlenen “bihaber Ahmet Bey”in işi yedi düvele rezil olduktan sonra mızıklamak değil, casusun kendisini dinlemesine engel olmaktır!

Futbol gol atmak amacı ile oynanır, dünya istihbarat ile yönetilir!

***

Hürriyet’in yakaladığı haber ise zırvaya zırva katıyor. (29.03.2014)

“Kaydın ‘böcek’ ile alındığı sonucuna varılsa da herhangi bir böcek bulunamadı. Hem Dışişleri hem MİT yetkilileri, sızıntının dış istihbarat örgütlerinden değil, ‘içerden’ olduğu konusunda hemfikir kaldı.”

Böcek bulunamamış ama böcekçinin “içerden” olduğu konusunda hemfikir olunmuş!

Bilim Bakanı’nın hissederek ses kayıtlarının sahte olduğunu ispatladığı bir ülkede, Dış İşleri ile MİT’in de transa geçerek “hissi kablel vuku metodu” ile böcekçinin içeriden olduğunu bilmesini normal saymak gerek!

Bilgi yok ama fikir var!

Maksat rezaletin şiddetini azaltmak!

***

Tereciye tere satmayayım ama dünyada hiçbir casus hizmet ettiği ülkenin vatandaşı değildir.

Türkiye’de de istihbarat toplayan casuslar halis muhlis Türk malıdırlar, “içerdendirler”.

Öncelikle MİT’te, ayrıca Dışişleri, Genelkurmay, İç İşleri gibi stratejik kurumlarda çalışırlar.

Ahmet Davutoğlu’na pişti yapan casus(lar) da herhalde Dış İşleri’nde çalışan ve “Türkiye’nin Suriye konusunda dünyaya rezil olmasını” isteyen bir ülkenin Türk vatandaşı adam(lar)ıdır.

Ses kayıtları Türk milletinden gizli ama Birleşmiş Milletler’de yedi düvel kayıtları tartışıyor!

***

İşin özü şudur:

“Mahalleye ahlak üzerine ayar vermeye çalışan adam kendisi zina yaparken derdest oldu!”

Cüneyt Ülesever (YURT)

Odatv.com

Suiye ses kaydı Süleyman Şah Türbesi arşiv