Yılmaz Özdil'e uygulanan sansür çaresizliğin göstergesidir

Medya’da 40’ncı yılını dolduran bir fikir işçisi olarak, tek kelime ile utanç duyuyorum... Yılmaz Özdil’e konulan sansür ve büyük bir olasılıkla...

Medya’da 40’ncı yılını dolduran bir fikir işçisi olarak, tek kelime ile utanç duyuyorum... Yılmaz Özdil’e konulan sansür ve büyük bir olasılıkla Hürriyet’in kapılarının kapanacak olması, Türkiye’de medyanın geçirmekte olduğu bunalımın doruk noktasıdır.

Yazılı medya, görüntülü-canlı medya… Hiç fark etmez. Demokrasinin emniyet subabı-teminatı olarak kabul edilen Dördüncü Kuvvet Medya, Yasama-Yürütme erklerine tam anlamıyla teslim olmaktadır. Bu da, yepyeni bir evre’nin başlangıcıdır bu ülke için.

Bir zamanlar kâğıt tahsisi ve resmî ilanlardan pay alma ile köşeye sıkıştırılırdı gazeteler. Patronları ile birlikte satılan kalemler de satılır, fakat 30-40 bin tirajlı kavga gazeteleri, mücadeleyi sürdürürlerdi.

Artık devir değişti. Teknoloji, üretim aşamasını ulaşılmaz seviyelere yükseltti. Sonra da, ‘Hiçbir şey, günü geçmiş bir gazete kadar eski değildir’ prensibini ayaklar altına alan bir TV-Dönemi başladı.

‘Önce Haber-Sonra Haber-Sonra Yine Haber’ ilkesi, yandaş haberlerle lekelendi bu politik bendelik sürecinde... Yandaş kalemler de, besili göbekleri ve yağlı yüzleri ile köşelerin ve ekranların çoğunu işgal ettiler.

Birkaç isim kaldı geriye…

Yılmaz, bunlardan biridir işte... Bir zamanlar üç yıl süreyle yazı işleri müdürlüğü yaptığım Yeni Asır’da gece sorumlusu idi. Star’da da 6 yıl köşe yazarken genel yayın koordinatörü görevindeydi.

Tanıdığım en dürüst, en adam gibi adamlardan biridir Yılmaz.

Bir kuruş haram yememiştir. Yemez. Satılmaz.

Sıkma canını sevgili Yılmaz. Bu sıkıntılar gelir geçer.

Hemşeriyiz, bilirsin.

Hasan Tahsin’i susturmak isteyenleri kimse hatırlamaz da Hasan Tahsin’in kurşunları ise senin yazıların gibidir aynen.

Deler geçer. Unutulmaz.

V İ K İ P E D İ K

Malûmatfuruşluk

Dostlar… Eski bir Osmanlıca tanımdır bu. Arapça-Farsça karışımıdır. Hiçbir temele dayanmadan bilgiçlik taslama, ukalalık etme anlamında kullanılmıştır.

Tek tek örnek vermeyeceğim, ama hâlâ varisleri var bu davranış biçiminin. İşin kötü tarafı, Türkçe dışında yabancı kaynak kullanamaz bu varisler. Türkçeleri de kırık dökük, acınacak haldedir.

İnternet’e girerler sadece... Wikipedia’dır su içtikleri yegâne membaları… Bir dolu yaklaşım içinden, up-date edilmemiş, çeşitlendirilmemiş… Diyalektik analizden geçirilmemiş bir havuç bulur, anında ringe fırlayıverirler.

Yazıyı yazanı cahillikle, bilgisizlikle suçlar. İşi hakarete kadar vardırırlar.

Ey Vikipedik malûmatfuruşlar.

Kendinizi komik duruma düşürmeyin.

Artık yeter!

İNTERAKTİF SOHBETLER

Misafir - Jim_Beam_Black: Arkadaşım, ne yazık ki dünya’nın farkında olmayanlardansın… Başlangıçta İhsanoğlu’nun esamesi bile okunmuyordu… Arşivi karıştırırsanız, ilk aday önerim E. Ü. Tarhan’dı… Kılıçdaroğu’nun açıklamasından sonra, bu CB seçimi değil, rejim seçimidir diyerek destek verdim… Eşyanın tabiatına uygunluk diye bir şey var… Sizinle aynı şeylere önem verseydik, bayağı şaşardım.

Misafir - Emrah Y.: Arşiv unutmaz da, insanlar unutuyor ne yazık ki... Bütün yazılarımı açın, tarih sırasına göre okuyun.

Misafir – enes: Pes… Bu kadar zırvayı bulabilmek de mağrifet…

Misafir – Metot: Sorulması gereken sorular işte bunlar… Ben teşekkür ederim.

Misafir – asin: O gezegen her neresi ise herhalde siz orada yaşıyorsunuz.

Misafir – TUROK: Ne demekse…

Misafir – evr: Hiçbir yazınıza en küçük bir müdahale olmayan en demokratik bir platformdasınız. Karşılıklı yazışıyoruz, galiba farkında değilsiniz.

Misafir - Jim_Beam_Black: Ben de muhalefetin neden bir türlü toparlanamadığını anlıyorum sayenizde…

Misafir – khunduz: Bence farklı yaklaşımlara tahammül etmelisiniz.

Perdesiz: Size bir duvar gazetesi iyi yakışır.

Misafir – gercek: Galiba pratikte böyle yürüyor işler…

Misafir – Denizden: Siz okuyarak… Ben de yorumlarınıza cevap yazarak vakit kaybetmeyelim en iyisi…

Misafir - irfan kaya: Ben ‘SOROS Çocuğu’ değilim… Merak ettim, siz ‘NE Çocuğu’sunuz acaba?..

Misafir - misafir C.Y.: Güzel bir yorum.

Misafir – teksas: As you like it öyleyse…

Misafir - Anlamamakta ısrar: Hayâl kurmakta ısrarcısınız.

Misafir - ULUSAL1: Yahu ne olur yapmayın… Saldırganlık gibi bir niyet söz konusu değildi, olamaz… Cumhuriyet Düşmanı Cemaat Adayı yaklaşımınız, kurgunuzun hiç değişmediğini gösteriyor.

Misafir – Gazi: Bartleby Sindromu’nda, yazı yazmak sembolik bir kullanımdır…

Misafir – hanci: Hain dayatmalar… İlkesiz salaklıklar… Faydacılık… İyi hoş da, öbür tarafta kimileri malı götürüyor…

Misafir – heres: Muhalif görüş serdedenlere kıyasla, beğenip payşanların kaç kat fazla olduğunun farkında mısınız?

Misafir - usta seçmen: Söylenecek bir şey yok… Demek ki inandıramadılar…

Misafir - kılavuz kargalar: Zihinsel bloklar var varolmasına da, hangi tarafta bilemiyorum…

Misafir – lucifer: Sanırım gerek yok.

Misafir – Metot: Ben bir şey eklemek durumunda değilim.

Misafir – Metot: Aynen katılıyorum.

Misafir - N.K: İnanın hakaret gibi bir kasıt yok. Bazı dostlar, ılımlı olmamak için şartlandırılmışlar sanki…

Misafir - Gültekin Üsküdarlı: Ben aynı kanıda değilim.

babaFingo: Olay, sadece bir fikir tartışmasından ibarettir. Eğer kişisel olarak bir özür bekliyorsanız, hadi sizden özür dileyeyim… Kel ve fodul için de belki siz benden dilersiniz…

Misafir - nimet haktanır: Ben bu tartışmaya girmeyeyim.

Misafir – XXL: Sanıyorum, farklı açılardan değerlendiriyoruz.

Misafir – türk: Umarım kendine getirmişsinizdir…

Misafir – genelcerrah: Yapmayın yahu… Ne ilgisi var bu işin Giritlilik ile…

Misafir – EskiTCninKitapçısı: Ne kadar kibarsınız…

Misafir - abdestliler imamlar: Üzerinde durmaya değer.

Misafir – hoppp: Tahsiliniz, vizyonunuz ifade tarzınızdan hemen belli oluyor.

Misafir – EskiTCninKitapçısı: Deizm’i hiç ama hiç bilmediğiniz ne kadar belli…

Misafir – umut: Birinci sınıf bir analiz… Birinci sınıf bir yorum… Saygı bizden.

Halit Kakınç

Odatv.com

yılmaz özdil Hürriyet arşiv