Yeni ittifaklar geliyor

Geçen Salı gününden beri modern hayat tarzı ile muhafazakar hayat tarzını benimseyen kitlelerin...

Geçen Salı gününden beri modern hayat tarzı ile muhafazakar hayat tarzını benimseyen kitlelerin Türkiye’de “hayatı algılama, yaşama ve yorumlama modelleri” (paradigmalar) olarak iki ana akımı temsil ettiklerini, Cumhuriyet tarihinde bugüne dek iktidarı (gücü) hangi “hayat tarzı” ele geçirirse o akımın gücünü diğerine dayatmak, onu ezmek ve yok saymak için kullandığı tezini işliyorum.Ancak, her defasında görüyoruz kimse diğerini yok edemiyor, sadece “ötekine” acı çektiriyor!

En son RTE’nin modern hayat tarzını yok etme gayretleri de netice vermedi!

Görüşüme göre artık uzlaşmanın, birlikte yaşamanın yollarını aramanın zamanı geldi.

Bu uzlaşma da ancak birlikte yaşamaya rıza gösterecek kesimler sayesinde oluşacaktır.

Kimdir bunlar?

Salı günü “modern-muhafazakarlar”ı inceledim.

Bugün bu dizinin son yazısında sıra “modern-modernler”de!

***

Modern hayat tarzını benimseyenler de muhafazakarlar gibi ikiye ayrılıyor:

1)Bağnaz-modernler.

2)Modern-modernler.

***

Önce bağnaz-modernler! Kimdir bunlar?

Bunlar bazı CHP’liler ve bazı Kemalistler, Laik(çi)ler, Ulusalcılar, hatta Marxsistlerden oluşuyor.

Haşa yukarıda saydığım grupların hepsini bağnaz-modernler olarak görmüyorum.

Ancak TSK’da, bürokraside, eğitimli kesimde, gelir seviyesi yüksek sosyal tabakalarda yer alan bazı bağnaz-modernler:

Atatürk’ün bizzat kendisinin “bilim ile benim görüşlerim arasında fark doğarsa lütfen bilimin söylediklerini dikkate alınız” (mealen) sözlerine rağmen Atatürk’ün veya Marx’ın analiz, tespit ve önerilerini nas (dogma) seviyesinde görerek değişmesi ezelden ebede mümkün olmayan “tek doğru” olarak kabul edenlerdir.

Bunlar her fırsatta müspet bilimlerin sadece aydınlanmacı dönemine atıfta bulunurlar.

Onların “tek doğru”su o kadar güçlüdür ki, eğer “tek doğru”nun tespitleri ile milletin talepleri uyuşmuyorsa değişmesi gereken millettir!

“Tek doğru”ya göre dinden beslenen her türlü muhafazakarlık sadece yanlış değil aynı zamanda tehlikelidir.

Tek-doğrucu modernlik en son 28 Şubat’ta siyasete çeki düzen vermeye kalkışmış ama yüzüne gözüne bulaştırmıştır.

***

Kimdir modern-modernler?

Modern hayat tarzını benimseyen kitleler sadece “bağnaz-modernlerden” oluşmuyor. Özellikle yeni nesil gençler farklı bir “hayat tarzı anlayışları” olduğunu Gezi Nümayişleri sırasında yedi düvele çok güzel anlattılar. Onlar kimsenin onlara hayat tarzı dayatmasını kabul etmiyorlar ama başkalarının hayat tarzına da karışmaya niyetleri yok!

Zira, “tek doğru”nun sadece kendi tekellerinde olduğunu düşünmüyorlar!

Onlar hipotezlerini (hayatı okuma tarzlarını) doğrulamak üzere inşa edilmiş bir müspet bilim düşlemiyorlar. Onlar hipotezlerini sorgulayan/yanlışlamaya çalışan “hayatı algılama, yaşama ve yorumlama modelleri” (paradigmalar) peşindeler.

nlar “bilimsel sosyalizm” gibi bir yaklaşımın veya “pozitif bilimlerin ışığında Atatürkçülük” türü bir tarifin içinin bomboş olduğunun farkındalar. (Ben şahsen maazallah biri çıksa ve “bilimsel liberallik”ten dem vurup bilimi liberallerin tekeline almaya kalksa ona da aynı şiddetle karşı çıkarım.) Zira ideolojiler sadece birer model/paradigmadır ve Gezi Gençliği bunun farkında olduklarını zihinlerimize nakş etmiştir.

Kısacası “modern-modernler” hayatı sorgulamayı bilen “modern hayat tarzı” takipçileridir.

Soru sormayı bildikleri için de başkalarının değişik “hayat tarzı” anlayışları olabileceğini önden kabul ederler.

Milleti kafalarındaki kalıba oturtmaya değil, anlamaya çalışırlar.

***

Meramımı bir örnekle anlatmaya çalışayım:

TESEV-Konda’nın “Anayasaya Dair Tanım ve Beklentiler” (Eylül-2012) başlıklı araştırmasına göre görüşülen kişilerin (deneklerin) % 82.30’ü yeni Anayasa’nın temel ilkeleri arasında “Atatürk ilke ve inkılâpları ile Atatürk milliyetçiliğine yer verilmesi” gerektiğine inanıyor. Çok kaba bir genelleme yaparak son seçimde AKP’ye oy vermeyen herkesin bu % 82.3 içinde olduğunu kabul etsek bile (%50.12); Anayasa’da Atatürkçülüğe yer verilmesini isteyenlerin % 32.18’i (82.30-50.12) aynı zamanda son seçimlerde AKP’ye oy vermiş!

AKP’ye oy verenlerin %32.18’i “Atatürk ilke ve inkılâplarının” korunmasından yana!

Olmaz öyle şey! Zaten TESEV’in ne mal olduğu belli!” diyenler bağnaz-modern, “Çok şaşırdım, demek ki bu konuyu yeniden düşünmem lazım” diyenler ise “modern-modern!

***

Türkiye Gezi Nümayişleri’nden beri tekrar bağırsaklarını temzlemeye başladı. Modern-muhafazakarlar ile modern-modernlerin ittifak yapacakları yeni bir dönem geliyor.

Dr. Cüneyt Ülsever/Yurt

Odatv.com

Yeni ittifaklar geliyor - Resim : 1

arşiv