Yargılanabilirsin

CHP’nin dış politika kurmaylarından Osman Korutürk, tezkere görüşmeleri sırasında yaptığı çıkışla dikkatleri çekti. Tarihi bir uyarıda bulunan...

CHP’nin dış politika kurmaylarından Osman Korutürk, tezkere görüşmeleri sırasında yaptığı çıkışla dikkatleri çekti. Tarihi bir uyarıda bulunan Korutürk, ileride yaşanabilecek gelişmelerden dolayı Başbakan Davutoğlu’nun hem Yüce Divan’da hesap vereceğinin hem de uluslararası planda yargılanabileceğinin altını çizdi.

CHP Grubu Adana Milletvekili Faruk Loğoğlu’nun konuşmasından sonra şahsı adına söz alarak CHP’nin tezkereye karşı çıkan yaklaşımının çerçevesini belirginleştiren ve olası sonuçlarına değinen Korutürk, ülke topraklarında yabancı asker bulundurmakla ilgili 1 Mart 2002 tezkeresi ile 2 Ekim 2014 tezkeresi arasındaki farklara, açmazlara değinerek kıyaslamalar yaptı.

Korutürk’ün oldukça yankı yapan ve CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nca da TBMM Genel Kurulu’nda iki kez tebrikine neden olan, muhalefet sıralarında tezahürat ve alkışlarla sık sık kesilen tarihi konuşmasından bazı kesitler şöyle:

TERÖRÜ ÖNLEMEK İÇİN ÖNCELİKLE ÜLKE İÇİNDE YAPILACAKLARI YAPIN

“Bugün görüşmekte olduğumuz tezkere konusunda CHP’nin görüşleri Adana Milletvekili Sayın Faruk Loğoğlu tarafından çok etraflı bir şekilde, çok doğru gerekçelerle Meclis zabıtlarına değil tarihe geçecek şekilde açıklanmıştır. Ben bunları yeniden tekrarlayacak değilim. Birkaç konu üzerinde duracağım, eksik kalmış noktalar değil ama daha fazla vurgulanabilecek noktalar diye düşünüyorum.

Şimdi, birincisi: Bu tezkerede ne isteniyor? Başbakan ve Cumhurbaşkanı kamuoyuna yapmış oldukları açıklamalarda bu tezkereyi ‘Türkiye'ye yönelik terör tehdidine karşı güvenliğimizin sağlanması’ olarak izah ettiler. Tezkerenin metnini okuduğunuz zaman, bunun bir ‘Bakanlar Kurulu Prensip Kararı’ diye bölümü var, bir de tezkerenin kendisi var, bu ikisi bir bütün. Birinci kısımda hiç öyle bir terörle mücadele izlenimi vermiyor burası çünkü yurt dışına asker göndermek. Asker göndermek, terörle mücadele yurt dışına asker göndermekle mi olacak? Terörle mücadeleyi yapmak için önce kendi sınırlarınızı tamamen kapatmanız, geçilmez hale getirmeniz lazım. Tıbbi tabirle hermetik olarak kapatmanız lazım sınırlarınızı. Sınırlarınızdan yapılan ticareti mutlaka engellemeniz lazım, önlemeniz lazım. ‘Sınırlarınızdan petrol ticareti yapılıyor’ diye Fransız radyoları bar bar bağırıyor çünkü Fransa'ya satılıyormuş, burada paçal yapıp oradaki kötü kalite petrol bizim petrolle birleştirilip buradaki rafinerilerde rafine edilip Avrupa Birliği’ne gidiyormuş. Bunu kesmeniz lazım. Memleketin içinde dolaşan IŞİD unsurlarını takip altına almanız lazım. Bunları kovuşturmanız, tevkif etmeniz, mahkemeye sevk etmeniz, yurt dışı edebileceklerinizi etmeniz lazım. Terörle mücadele böyle yapılıyor, yurt dışına asker göndermekle olmuyor. Yurt dışına asker göndermek ne demek? Irak'taki, Suriye'deki IŞİD belasıyla siz mi mücadele edeceksiniz oralarda, asker gönderip? Obama açıklama yaptı, ‘Kara harekâtı yapmak istemiyorum’ diyor. Obama'nın yapmak istemediği harekâtı Türk askerine siz mi yaptıracaksınız? Genç genç çocukları oraya götürüp siz mi kırdırtacaksınız?

KABUL EDİLMEYEN 1 MART TEZKERESİ NEREDE 2 EKİM TEZKERESİ NEREDE

Şimdi, bu tezkereyi düşündüğünüz zaman, bir de 1 Mart 2003 tezkeresini düşünün. 1 Mart 2003 tezkeresi, aşağı yukarı yine yurt dışına asker göndermek ama ondan da önemlisi yabancı askerlerin buraya gelmesini öngören bir tezkereydi.

Yabancı askerlerin buraya gelmesi burada da var. Nasıl var? Bakın, burada, bu tezkerenin içerisinde ne diyorsunuz; ‘Yabancı askerlerin Türkiye'ye getirilmesi, bunların Hükûmetin belirlediği şekilde kullanılması". Bu kadar mı? 1 Mart tezkeresiyle ilgili olarak yazılmış tuğla gibi kitaplar var arkadaşlar, okumanızı tavsiye ederim. Amerika'yla yapılmış olan uzun müzakereleri yazıyor; bu askerler nasıl gelecek, nasıl gidecek, nerede duracak, nerede kalkacak, neye tabi olacak.

Bakın, size ben 1 Mart 2003 tezkeresinde bunlar nasıl geçmiş, bir göstereyim. Askerlerin gelişiyle ilgili olarak sayı veriyor, ‘60 bini geçmeyecek miktarda’ diyor. Uçaklar için sayı veriyor, ‘255 uçak’ diyor. Bunların kalış süreleri için süre veriyor, ‘altı ay’ diyor. Bunların hiçbirisi yok burada.

‘Yabancı askerler gelecek’; niye gelecek? Hangi yabancı askerler gelecek? Hangi hukuka tabi olacak? Ne zaman gidecek? Böyle bir şey olabilir mi?

1 MART TEZKEERSİNİ REDDEDENLER ARANZIDA DA VARDI

Sizin 1 Mart 2003 tezkeresine oy vermeyen milletvekili arkadaşlarınız aranızda vardır, biliyorum, burada da bunu bir daha düşünün, vicdanlarınıza hitap ederek düşünün.

MİNAREYİ ÇALACAK OLAN KILIFINI MEĞER HAZIRLAMIŞ

Bakın, geçen sene bir torba kanun geçti bir gece geç vakit, o torba kanunda Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmetler Kanunu'nun askerlik yükümlülüğüyle ilgili maddesinde bir değişiklik yapıldı. Ben çıktım, bu kürsüde size söyledim, ‘Çok yanlış bir değişiklik yapıyorsunuz burada’ diye, çünkü yükümlü askerlik… Orada diyordu ki; ‘Vatan savunması için harp sanatını öğrenme ve yapma yükümlülüğüdür.’ ‘Vatan savunması’ sözünü oradan çıkarttınız. O nasıl kaldı? Şimdi Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu'nun içerisinde diyor ki; ‘Askerlik yükümlülüğü harp sanatını öğrenmek ve yapmak zorunluluğudur.’ Böyle bir şey olabilir mi? Harp sanatını öğrenmek ve yapmak. Ne için öğrenmek ve yapmak? IŞİD'e karşı mücadele için taşeron sıfatıyla Amerika'nın gitmediği arazilere çıkmak, oralarda can vermek için. Bunu acaba onun için mi yaptınız?

SURİYE BATAKLIĞININ SEBEBİ DAVUTOĞLU’NUN HAYALCİ POLİTİKALARI

Şimdi, burada, bakıyorsunuz, gene birtakım anlamsız şeyler var tezkerenin kendi içinde, girişinde değil. Diyor ki; ‘Kitlesel göç gibi muhtemel risklere karşı…’ Arkadaşlar, bunu kim yazmış, şaka mı yapıyor? Kitlesel göç gibi muhtemel risk. Hangi muhtemel risk? 1,5 milyon Suriyeli Türkiye'de sürünüyor. Kırmızı ışıkta duramıyoruz arabayla, gelip camı silenden para isteyene kadar. Yazık değil mi bu insanlara, niye burada oldular? Adalet ve Kalkınma Partisi adına yapılan konuşmalarda deniliyor ki ‘IŞİD'in, IŞİD terör örgütünün ve diğer örgütlerin buralarda kök salmasının sebebi Suriye bataklığıdır.’

Suriye bataklığının sebebi nedir? Suriye bataklığının sebebi, şu anda Başbakanınız olan eski Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun hayalci politikaları, yanlış politikaları, bütün o terör örgütlerini buraya getirmesi. Onu niye görmüyorsunuz?

‘Gelişmelerin seyrine göre ileride telafisi güç bir durumla karşılaşmamak için…’ Arkadaşlar, bundan daha telafisi güç bir durum olabilir mi? Şu anda içinde bulunduğumuz durumdan telafisi daha güç bir durum düşünebiliyor musunuz? ‘İleride telafisi güç duruma düşeceğiz.’ diyorsunuz. Farkında mı değil acaba bunu yazanlar, bu nasıl iş? Dışişleri Bakanlığı benim kendi kurumum, onlara da mı göstermediniz?

SİZE AÇIK ÇEK VEREMEYİZ, TEZKEREYE RET

‘İleride telafisi güç bir durumla karşılaşmamak için süratli ve dinamik bir politika izlemek için…", ‘…yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye'de bulunması ve Hükûmetin belirleyeceği esaslara göre kullanılması…’ Hükûmetin belirleyeceği esaslara göre yabancı güçleri kullanmak çok zor. Yabancı güçler Hükûmetin belirleyeceği esaslara göre kullanılamadığı içindir ki 1 Mart Tezkeresi'nde çok büyük sıkıntılar çıktı ve çok şükür ki Büyük Millet Meclisi’nin çok şerefli ve tutarlı bir davranışıyla bu tezkere kabul edilmedi. Şimdi bunun da kabul edilmemesi lazım arkadaşlar. Vicdanınıza sorun. Askeri dışarı göndermeye gerek var mı IŞİD'le mücadele etmek için? Yok. Koalisyon kuruldu mu? Kuruldu. Koalisyonun -demin Adalet ve Kalkınma Partisi adına izah edildiği üzere- bir güvenli bölge kurma kararı var mı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nden çıkan? Yok. Böyle bir karar olmayınca nereye, kimi göndereceksiniz? Eğer BM Güvenlik Konseyi böyle bir karar çıkartırsa, siz de bu karara uygun olarak oraya asker göndermeyi düşünürseniz, burada Danışma Kurulumuz var, toplanır, on dakika içerisinde karar verir; bir saat içerisinde Büyük Millet Meclisi toplanır, bir tezkere çıkartır, oraya bunu veririz ama bugün bu karanlık tablonun içerisinde size açık çek veremeyiz. Size açık çek verenler de vicdanlarıyla baş başa kalırlar.

KORUTÜRK’TEN TARİHİ UYARI

Bakın, Başbakan Sayın Genel Başkanımıza hitaben diyor ki; ‘Kılıçdaroğlu'nu uyarıyorum, eğer Cumhuriyet Halk Partisi bu tezkereye hayır oyu verirse tarih Cumhuriyet Halk Partisinin adını IŞİD'le beraber yazar.’

Bakın arkadaşlar, çok açık söylüyorum, ben de Başbakanı uyarıyorum: Eğer bu tezkere geçer, bu tezkere dolayısıyla yurt dışına asker gönderilir, orada bir tek askerimiz can verirse bu tarihe geçmekle bitmez, bu Başbakanı Yüce Divan’a götürür. Eğer bu tezkere geçer, bu tezkere dolayısıyla yurt dışında egemen bir ülkenin varlığına kast edecek şekilde Silahlı Kuvvetlerimiz harekete geçerse bu da tarihle bitmez, bunun da sonu Uluslararası Adalet Divanı’dır, Uluslararası Ceza Divanı’dır.

KORUTÜRK’TEN AKP SIRALARINA: BU TEZKEREYİ KABUL ETMEYİN

Bütün bu konularda Hükûmeti de uyarıyorum, sizleri de uyarıyorum: Bu tezkere çok vahim bir savaş tezkeresi, böyle bir tezkereyi kabul etmeyin arkadaşlar, böyle bir tezkereyi bırakın gitsin. Gerektiği takdirde toplanırız, bu tezkereyi, belli şartlar altında hangi asker nereye gelecek, nereden gidecek, nerede oturacak, nerede kalkacak, ne yiyecek, ne içecek ona bakarız, öyle kabul ederiz ama şu şekilde bu tezkere kabul edilemez. Ederseniz hepiniz tarih önünde ciddi surette sorumlu olursunuz. Bunlara bir kere daha dikkatinizi çekiyorum.”

Ancak tüm bu uyarılara rağmen tezkere MHP'nin de desteği ile kabul edildi.

M. Ayhan Kara

Odatv.com

Yargılanabilirsin arşiv