Yahudiler ve Hristiyanlar camilere giremez mi

Rafael Sadi yazdı

İslam dini hoşgörü ve insancıl bir din olarak bilinir.

Bilinir de bu benim doğduğum ve 36 yıl yaşadığım halen de vatandaşı olduğum Türkiye'deki İslamdır.

İyi de İslam memleketine göre değişiyor mu? Tabii ki değişmez ama bazıları dini kendilerine alet edebilmektedirler.

YAZIYI SESLİ DİNLEMEK İÇİN TIKLAYIN

Filistin Otonomi Yönetimi ve Hamas, Yahudilerin özellikle camilere girmesini bir türlü kabullenemiyorlar.

Anında tepki veriyorlar. Ya taş atıyorlar, saldırıyorlar ya da provokasyondur deyip Birleşmiş Milletlere şikayet ediyorlar.

Sözünü ettiği camiler ile kalmayıp cami avlusu veya cami sahanlığına bile girişi ve orada Yahudilerin dolaşmasını hazmedemiyorlar.

En sıkıntılı yer ise bir zamanlar ve halen Üzerinde Süleyman Mabedinin bulunduğu ve yıkıldıktan sonra aynı mekana El Aksa Camii İle Kubbet ül Sahra (altın kubbeli) inşa edilmiş olan alana girilmesini de yasaklama peşindeler Yahudilere.

Bu salanın İbranice adı Har Abayıt (Mabed dağı) İngilizcesi ise Temple Mountain (Tapınak Dağı). Kısaca orası geniş bir bahçedir.

Güvenliği İsrail polisinin sorumluluğu altındadır.

Yer 1967 yılında gerçekleşen savaş neticesinde Ürdün hükümranlığından işgal ve sonra da ilhak edilerek İsrail toprağı ilan edilmiştir.

Kutsal mekanların korunması esasına göre de ve de Ürdün ile iyi ilişkileri bozmamak için bu mekana daha doğrusu El Aksa Cami ile Kubbet ül Sahra mekanının yönetimi kurulan Ürdün Krallığına verilmiştir. Bu yönetim dini İslam dinine mensup mekanların yönetimi ve bakımıdır.

5 שנים לאינתיפאדה השנייה: "היכונו לשלישית"

Ariel Şaron'un Başbakanlığı esnasında kendisinin Tapınak Dağını ziyareti ayyuka çıkartılmış bunun provokasyon olduğu iddiası ile bölgedeki Araplar Filistinli ve de İsrailli Araplar ayaklanmış ve 1. İntifadayı başlatmışlardır. İntifada astırıldı ancak İntifada ruhu baki kaldı. Ve her fırsatta ayaklanırız tehdidi ile camiler değil dini mekanların bulunduğu bahçeler bile savaş alanına dönüştürülmektedir. Kutsal mekan denilen El Aksa caminin içi patlayıcı maddeler havai fişekler ve taş yığınları ile doldurulup isyan ateşi devam ettirilmektedir.

N12 - תיעוד מהר הבית: מאגרי אבנים בתוך מסגד אל אקצא
N12 - תיעוד מהר הבית: מאגרי אבנים בתוך מסגד אל אקצא

İlginçtir ki İsrail Demokrasisi çerçevesi içinde en Ilımlı sanılan Arap Milletvekilleri bile İsrail Devletini alenen ve de İsrail Parlamentosu Knesset kürsüsünden tehdit etmekten de geri kalmamaktadırlar.

Bir hafta önceki İsrail Hükümeti koalisyon ortağı olan Mansur Abbas vatandaşı olduğu İsrail Devleti'ni tehdit ederek "Tapınak Dağı'na Yahudiler girerse savaş çıkar" demiştir. Demiştir de kimse sormadı "siz kim olarak hangi savaşı başlatıyorsunuz" diye.

אחרי איומי חמאס ואזהרות לפיד: השר בן גביר עלה להר הבית

İşte yine İsrail Demokrasisi sayesinde bu gibi ifadeler yüzünden İsrail yönetimine daha sağcı bir yönetim seçildi ve Milli Güvenlik Bakanı da en sağdaki milletvekili İtamar Ben Gvir oldu. Olur olmaz da ilk işi Tapınak dağına çıkıp bir tur atmak oldu.

Bir gün öncesinde Başbakan Natanyahu kendisini makamına davet ederek bu ziyareti tehir etmesini talep etmiş olmasına rağmen Ben Gvir kimse İsrail Devletini tehdit edemez diyerek dün ziyaretini tamamladı ve yanındaki korumalar ile ziyareti sona erdirdi.

Bu ziyaret konusu sadece düşmanları değil aynı zaman sözüm ona İsrail dostu sanılan Amerika'yı da ziyadesi ile ilgilendirmekte ve bu ziyaretin sırası değildi diyerek kınamaktadırlar.

Ben Gvir seçmeni ve taraftarı değilim. Ancak Ben Gvir'i eleştirenlerin asla ve hiçbir zaman İntifada yaratıcılarını taş ve molotof kokteyli atanları, Hamas'ı eleştirdiklerini ve kınadıkları görmedim duymadım bile.

Herkesin de ağzında bir Status Wuo lafı dolaşıp duruyor. Status Kvo latince mevcut statünün korunması anlamına geliyor. Sanırım yeni Türkçemize de girdi bu sözcük.

İsrail'i diplomatik ifadeler ile tehdit edenlerin başında da Ürdün Haşimi Krallığı ile daha yeni dost olduğumuz körfez ülkeleri var.

67 yaşındaki bir Türk vatandaşı olarak defalarca dostların yakınlarının cenazelerinde bulundum, saf tuttum beraberce. Ben kendi dinimin çerçevesinde dualı yapıp başsağlığı diledim.

Aynı Müslüman dostlarım düğünümde Nevo Şalom Sinagogundaydılar.

İsrail'e yerleştiğimde de çocukların Bar Mitzva töreni ve düğün törenlerinde Kalkilya'daki ve Gazze'deki dostlarım kıymetli misafirlerimiz idi.

Yeni Savunma Bakanı Yoav Galant ise parlamento kürsüsünden İsrailli Araplara seslenerek

Biz Yahudi milleti çok sabırlıyız ancak sizi ateşlere ve kanlı günlere sürükleyen liderlere kanmayın. Hiç bir ülke ve devlet azınlıkların isyanını kabullenip boyun eğmez. İsrail de boyun eğmeyecektir. Biz 55 değişik ülkeden gelip atalarımızın topraklarında bir Yahudi devleti kurduk ve 74 sene önce kurulan bu devletin kuruluş beyannamesinde bu devletin bir Yahudi devleti olduğu her maddesinde yazılıdır. Buna rağmen bizim demokratik ve Liberal bir devlet olacağımız da yazılıdır ve her kesimden ve dinden vatandaşların eşit hak ve özgürlüklerine de sahip çıkacağımız yazılıdır. Bunun için bizim sabrımızı denemeyin bedeli sizin için ağır olur. Lütfen ayağınızı denk alın demiştir.

İsrail küçük bir ülkedir. Ancak herkese yer vardır ve burada barış içinde yaşayabilmek mümkündür.

Aslında Arap ve Hristiyan nüfusun büyük bir kısmı barış içinde yaşamaktan başka bir şey istemiyorlar.

Hastanelerdeki ekiplerin her kademesinde doktorlardan hasta bakıcılara kadar mükemmel insanlar çalışmaktadırlar.

Çevremizdeki komşular ve esnafların Arap olanları ile bir sıkıntı yoktur.

Kimse bu insanların huzurunu bozmayı denemesin lütfen.

Savunma Bakanı Yoav Galant'ın dediği gibi bizim gidecek başka yerimiz yok.

Ne Arapların ne de Filistinlilerin. Herkes yerinde oturacak ve çocuklarımızı torunlarımızı büyüteceğiz.
İsrail'i eleştirenlerin ve tehdit edenlerin çoğu bunu halklarına hoş görünmek için yaptıklarını ve zamanı gelince liderlerin el sıkıştığını biliyoruz.

Kimse liderlerin peşinden gidip çocuklarını ateşe atmasın lütfen.

Odatv.com