Ve oyun başladı

Bir oyun yeniden mi tezgahlanıyor? ABD Savunma Bakanı Chuck Hagel, Suriye’nin küçük çapta kimyasal silah kullandığını değerlendiriyor, diye bir...

Bir oyun yeniden mi tezgahlanıyor? ABD Savunma Bakanı Chuck Hagel, Suriye’nin küçük çapta kimyasal silah kullandığını değerlendiriyor, diye bir açıklama yaptı.

Herkesin aklı hemen ve doğal olarak George Bush Jr.’ın Irak’ta kimyasal silah bulunduğuna ilişkin yaptığı açıklamaya gitti ve soru ardından geldi: “Yine mi?”

Ama Obama hükümetinin tıpkı Irak’ta olduğu gibi Suriye’de bir cephe açmaya hiç niyeti yok, bu biliniyor. Öncelikle, Irak’ta verilen kayıplar bunu engelliyor, ekonomik durumun sarsılması ayrı bir engel ve daha da önemlisi, ABD Irak’a müdahale ile bölgede hiçbir çıkar sağlayamadı.

Suriye’ye gelince, bu ülke arkasında Rusya ve Çin’i tutuyor ve silah gücü olarak Irak ile mukayese bile kabul edilemez bir zenginliğe sahip. Buna ek olarak Suriye halkı Irak halkı gibi “kozmopolit” de değil. İran kadar olmasa da, birbirine kenetlenmiş bir halktan söz ediyoruz.

Suriye’nin kuzeyindeki muhaliflerin ABD güçlerine yardımcı olacağı, Türkiye’nin de ABD güçlerini sırtından iteceğini düşünsek bile, yine de ABD böyle bir sıcak savaşa girmek istemeyecektir. Belki ve en fazla, Libya’da olduğu gibi, havadan bombalama yolunu seçecektir.

Şimdilik bunu bile düşünmeyen Amerika’nın, durup dururken Suriye’nin kimyasal silahlara sahip olduğu ve bunu kademeli olarak kullandığı açıklaması ne anlama geliyor?

Bölgenin daha da karışacağı anlamına geliyor kuşkusuz…

Kimyasal silah denince tüm dünya beş dakika düşünmek zorunda kalıyor. Zira bu silahlar yalnızca bulundukları veya atıldıkları yerde tahribata neden olmuyor, rüzgarın etkisiyle bölgeyi tamamen etkisi altına alabiliyor hatta çok uzaklara kadar zararlı etkilerini taşıyabiliyor.

Aslında işin temelinde İngiltere ve İsrail var. İngiltere, Suriye’nin sarin gazı kullandığına ilişkin “çeşitli kaynaklardan sınırlı ama ikna edici bilgi” bulunduğunu açıkladı. Bu açıklamanın ardından Suriye Dışişleri Bakan Yardımcısı Faysal Mikdad, Suriye’nin BM’nin kimyasal silah soruşturmasını engellediği iddasını kesin bir dille yalanladı.

İsrail ise general Itail Brun aracılığıyla geçtiğimiz hafta Suriye’nin elinde kimyasal silah olabileceğini söylemiş, bunu da ellerindeki kanıtlara dayandırdıklarını iddia etmişti. General Brun kanıt olarak ağızlarından köpük gelen ve gözbebekleri küçülen cesetlerin fotoğraflarını göstermişti. Ancak bu iddia, İsrail’in en üst kademesince doğrulanmamıştı.

Bütün bu gelişmeler, ABD’nin bir şekilde ve mutlaka Suriye’ye müdahale edeceği anlamını taşıyor. Bunun yolunun nasıl olacağı konusunda şimdilik net bilgiler yok, ama Türkiye’nin bir ateş topunun ağzına doğru sürüklendiği ortada.

Suriye’nin elinde kimyasal silah varsa ve muhtemel bir savaşa girmek gibi bir açmaza düşerse, bunu Türkiye üzerinde kullanmaması için bir neden yok. En azından Türkiye, 350 bin muhlifi topraklarında besliyor durumda. Bu bile Suriye’nin küçük çapta bir saldırısı için yeterli neden. Esad’ın bunu şimdilik göze alacağını düşünmek saflık olur, ama ABD’nin ve AB’nin bir şekilde bu ülkeye müdahalesi olduğu anda, Suriye gözünü kırpmadan silah kullanmayı seçecek ve bölgeyi bir ateş topuna çevirecektir.

Bunun sonucunda Esad gider veya kalır, ama Türkiye’ye bedeli çok ağır olacaktır. Savaşı hiçbir şekilde kaldıramayacak olan Türkiye, Ortadoğu’nun en çok kan kaybeden ülkesi haline gelir.

Artık rahat koltuğuna uzanıp gelişmeleri uzaktan izlemek yerine, bu gidişin nereye doğru olduğunu iyi analiz etmesi gerekiyor hükümetin. Irak’taki “kimyasal balonu” Suriye için de kullanılır ve bunun için de Türkiye maşa haline getirilirse, Türkiye bunu karşılayamaz.

Mümtaz İdil

Odatv.com

Suriye kimyasal arşiv