Türkiye’ye giydirilmek istenen yeni elbise

Müyesser Yıldız bir başına FETÖ duruşmalarının tamamını izledi, onlarca haber yaptı. İktidar, bu haberlerden dolayı Müyesser Yıldız'a içindeki “birilerinin” husumet duyduğunu bilmiyor olamaz…

Türkiye'de en çok casus hangi dönem yakalandı?

1944-1958 yılları arasında… ABD'nin Soğuk Savaş'ı başlattığı dönemde!

Bugüne kadar Türkiye'de 140'a yakın casus yakalandı. Bunun 45'i bu süreçte/ Soğuk Savaş inşa döneminde gerçekleşti…

İddiaya göre yakalananların hemen hepsi Sovyetler Birliği ve Bulgaristan adına casusluk yapıyordu!

“Komünist casuslar” psikolojik savaşıyla kamuoyu “yeni dünya düzeninde” ABD safına çekildi. Okullarda öğrencilere şarkılar öğrettiler:

-“Amerika, Amerika/ Türkler dünya durdukça/ Beraberdir seninle/ Hürriyet savaşında…”

Yakalanan casusların kimi beraat etti; ama bu yargı kararından kimsenin haberi olmadı. Soğuk Savaş döneminde Türk basını gazetecilik ilkelerini kenara bırakarak propaganda amaçlı yanlı “haberler” yaptı sürekli. Mesela…

Yıl, 1951. Her satırı yalan olan, tıp fakültesinde okuyan Bulgar “Casus Kamçılı Kız” manşetleri atıldı. Ki, böyle ne bir kız, ne bir casus vardı…

Soğuk Savaş döneminde benzeri psikolojik harp mahsulü haberlerin devamı hep geldi…

Yani:

Türkiye'ye her “yeni elbise giydirilmek” istendiği olağanüstü dönemlerde sürekli “casus” yakalandı! Örneğin, 12 Eylül 1980 askeri darbe sürecinde 28 casus yakalandı!

Rekor FETÖ/Gladio/CIA kumpasıyla yapılan “askeri casusluk” davalarıyla gerçekleşti. İzmir'de 347, İstanbul'da 72 kişi yargı karşısına çıkarıldı! Çok subay “askeri casus” yalanıyla tasfiye edildi…

ÜÇ -BEŞ PARTİLİ

Peki…

“Askeri casus” kumpasıyla Milli Ordu'yu tasfiye edip, darbeye kalkışan CIA-Gladio ürünü FETÖ elemanları casusluktan yargılandı mı? Hayır.

Öyle ki… MİT içine sızmış, bilgi-belgeleri kurum dışına çıkarmış FETÖ elemanları bile casusluktan yargılanmadı!

“Casusluktan kim yargılanıyor:

-Odatv genel yayın yönetmeni Barış Pehlivan…

-Odatv haber müdür Barış Terkoğlu…

-Odatv haber müdürü Müyesser Yıldız yargılanıyor…

-Ve Odatv kapatıldı…

Dün, en zorlu karanlık dönemde FETÖ/Gladio/CIA karşısına çıkan Odatv ve emekcileri bugün temelsiz-çürük “casusluk” iddiasıyla neden zulümle karşı karşıya bırakılıyor?

İktidar çevresi meselenin sadece “biz gazeteciler” olduğunu mu sanıyor? Gözleri bu kadar mı önyargı bağı ile kapalı? Daha kaç kez hata yapacak- aldanacak?

Maalesef… İktidar çevreleri strateji okumaları yapamıyor; tek becerebildiği siyaseten gürültü çıkarmak! Oysa…

Tarihi sadece din, mezhep gibi etnik ayrılıklar ve çatışma üzerinden okumanın iktidarlara zararı çoktur…

“Odatv bize muhalif” deyip, asıl kendi başına neler getirilmek istendiğini okuyamama, iktidarın bin bir uyarıya rağmen FETÖ gerçeğini hala görmediğini gösteriyor. Yapacak bir şey yok; kimse, görmek istemeyenler kadar kör değildir:

Odatv'ye 2011 yılında FETÖ eliyle yapılan kumpas ile…

Odatv'ye 2020 yılında “birileri” eliyle yapılan kumpasın benzer olduğunu nasıl anlamazlar?

Dün FETÖ nasıl iktidarın içindeyse…

Bugün o “birilerinin” iktidarın içinde olduğunu nasıl görmezler?

Asıl hedefleri Erdoğan; ve bunu üç beş partili dışında kavrayan yok!

Bakınız:

KİM RAHATSIZ

Asıl ana konumuz şudur:

Yıl, 2020.

Bölgemizde (ve dünyada) tehdit algılamaları nasıl değişti?

Kimler; siyasi, diplomatik ve askeri yalnızlığa itekleyerek Türkiye'yi kendine “bağımlı yapmak” istiyor?

Ve itibariyle Türkiye'ye, kimler yine “yeni elbise giydirmek” / “yeni rol-görev” biçmek istiyor?

Yurtsever-milli gazetecilere “askeri casus” suçlaması yöneltmenin yakın hedefinde ne var:

-Türk Ordusu'nun yeniden yapılanması mı?

-TSK'nın milli stratejisini değiştirme çabası mı?

-Önümüzdeki Yüksek Askeri Şura mı?

Önyargısız soğukkanlı düşünen kimse, gazeteci arkadaşlarımıza “casus” demez/ demiyor zaten…

O halde, iktidar ve çevresinin şunu sorması gerekmiyor mu; asıl hedef ne? Kim?

Müyesser Yıldız demir parmaklar arasından bağırıyor:

-“Birileri 15 Temmuz'un perde arkasının sorgulanmasından çok korkuyor ve bunu engellemeye çalışıyor.”

Kim bunlar? İktidar bunu nasıl bilmez…

Yüz kez “FETÖ darbe yapacak” dedik inandıramadık. Aynı talihsiz süreci yine yaşıyoruz; haber vermekten başka elimizden ne gelir? Keza: Gazetecilik yapmamız engelleniyor…

Müyesser Yıldız bir başına FETÖ duruşmalarının tamamını izledi, onlarca haber yaptı. İktidar, bu haberlerden dolayı Müyesser Yıldız'a içindeki “birilerinin” husumet duyduğunu bilmiyor olamaz…

Ne diyeyim:

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ.

Odatv.com

soner yalçın arşiv