Türkiye'ye kara haber: Almanya'da “Nazi - Mutti” seçildi

Sevgili Dostlar, Almanya’da Angela Merkel’in üçüncü kez sandıklardan başarı ile çıkması, Türkiye için tek kelime ile kara haberdir. Türkiye’nin bir...

Sevgili Dostlar, Almanya’da Angela Merkel’in üçüncü kez sandıklardan başarı ile çıkması, Türkiye için tek kelime ile kara haberdir. Türkiye’nin bir dönem daha AB kapılarında sürünmesi demektir.

Türkler ilk defa 11 adayla parlamentoya girdi müjdesiyle gereğinden fazla sevindirik olmayın. Çünkü bu adaylardan sadece bir tanesi – Cemile Yusuf – Hıristiyan Demokrat Birlik’ten seçilmiştir. Bu Batı Trakya kökenli kızımıza hayırlı olsun da, seçim sonuçları Türkiye için en az bir dönem daha hayal kırıklığıdır.

AB üyesi ülkeler için genelde sevinç kaynağı, Türkiye gibi kapının dışındakiler için ise üzerinde ciddi olarak düşünülmesi gereken bir gelişmedir bu.

Söz gelimi, açıkça konuşmak gerekirse: BU “NAZİ-MUTTİ”, bir numaralı Türkiye aleyhtarıdır. Başta kaldığı sürece, Türkiye için Avrupa Birliği hayâl olmaya devam edecektir.

Doğu Almanya kökenli Merkel, ilk dönemlerinde ‘Anacık’ diye adlandırılmış, kısa bir zaman sonra ise bu lakaba bir de ‘Nazi’ yakıştırması eklenmiştir.

Hakkında anlatılan bir dolu fıkra var. Biz, şimdilik ikisini nakledelim:

“O, SEÇİM ÖNCESİYDİ… BU İSE SEÇİM SONRASI!”

“Angela Merkel, bir trafik kazasında can vermiş. Ve doğrudan cennet ile cehennem arasında Cebrail, tarafından karşılanmış. Cebrail, lafı dolandırmamış: “Burada seçimi sana bırakıyoruz. Bir gününü cenette geçir. Diğer gününü de cehennemde. Ondan sonra kararını kendin ver, nereye istersen oraya git.”

Merkel, önce cehennemi görmek istemiş. Bir de bakmış ki, bütün dostları orada… Golf oynayanlar, yüzme havuzunu kulaçlayanlar… Ağzını kadar dolu restoranlar… Yiyenler, içenler, kumar masasındakiler, dans edenler… Şeytan da tam ortalarında, karşılıklı kadeh kaldırmalar.

Ertesi sabah, cennete götürülmüş. Bembeyaz bulutlar, üzerinde insanlar… İçten içe yumuşak bir müzik… Sakin sakin oturanlar…

Kararını verdin mi?” diye sormuş Cebrail. “Evet” diye cevap vermiş Merkel. “Cennet çok huzurlu ama, ben cehennemi tercih edeceğim. Orada hareket var.”

Cebrail, Merkel’i aşağıya indirmiş. Kapıyı çalmışlar. Kapı bir anda açılmış ve iki kol, Merkel’i bir çırpıda içeri çekmiş. Merkel bir de bakmış ki, çölün ortasında. Her yer sıcaktan yanıyor. Dostlarının üstü paramparça, dökülüyor. Ellerinde torbalarla, çöp topluyorlar.

Merkel dehşetle sağına soluna bakınırken, Şeytan arzı endam etmiş ve Merkel’in eline de bir çöp torbası tutuşturmuş.

Merkel sormuş: “İyi hoş da golf sahası ne oldu, yüzme havuzu-restoran-müzik nereye kayboldu?”

“Onlar dündü” diye cevap vermiş Şeytan. “Seçim öncesi görüntülerdi… Seçim bitti, bugün seçim sonrası!”

Türkiye’nin AB umutlarına bir gönderme gibi, Merkel’e muhalif Almanlar’dan başka bir fıkra ile noktalayalım bu yazıyı. Biraz İngilizce ile karışık olacak, bağışlayın:

Amerikalı Alman’a sormuş: ‘Obama’mız, Stevie Wonder’imiz, Bop Hope’umuz, Jonny Cash’imiz var… Ya sizin neyiniz var?’

Alman cevap vermiş: ‘Bizim de Angela Merkel’imiz… No Wonder’imiz… No Hope’umuz… No Cash’imiz var!”

İNTERAKTİF SOHBETLER

Misafir - usta gerici: Ne dememi beklersiniz ki…

ALİÇAVUŞ: Tamam da, geçmişe bağlanıp kalırsak, bugünü nasıl düze çıkaracağız?

Misafir – DEMİRDAĞ: Mesele şu: Bu sentezin doğuşuna kim öncülük edecek?

Misafir - usta gerici: …………..

Misafir – elpelo: Desenize ki, tam da günün koşullarına uymuş…

Misafir – Paratoner: Okunmasında yarar var.

Misafir - Betül Erozan: Ben de bu yardıma koşmayı vurgulamaya çalıştım.

Misafir – ulus: Sentezlerle hiçbir zaman hiçbir yere varıldığı görülmemiştir.

Misafir – ittifak: Aynı kanıdayım. Hiç değilse, bu geçiş süresi için.

Misafir – xy: Toplumumuzun en önemli eksiği, bence, reform çağı yaşamamızdır. Haklısınız.

Misafir – demarkaj: İyi bir yazı… Görüşlerinizin çoğuna katılıyorum. Saygı bizden.

Misafir – avci: Umarım kırılır… Umarım pazara çıkar.

Misafir – Çalıkuşu: Sevgili Dostum, bu yazımı hatırlatarak nereye varmak istediğinizi pek anlayamadım. Bugün de aynı yazıyı yazarım, altına imzamı da atarım.

Bakın, bu yazı tamamen devleti devlet yapan bir politikanın inceliği üzerinedir. Devletin devamı esastır. Ve devlet, farklı hassasiyeti olan bölgelerde farklı stratejiler uygulayabilir. Benim kastettiğim budur. Temel konu, Kürtçülük’tür.

Göndermeniz, AKP ile ilgiliyse, bu 5 yıl önceki bir temenniden ibarettir. Bugün için de – eğer doğru bir şey yaptıkları takdirde – yine geçerlidir. Ne yazık ki, göründüğü kadarı ile olmayacak duaya âmin safhasında kalmaktadır.

Yok nurculuk ve fethullahçılık gibi olguları ima ediyorsanız, boşuna bir çabadır. Olmadım ve hiçbir zaman da onlardan olamam.

Gerçek bir DEVLET, gerekiyorsa, Nurculuğu da-Fehullahçılığı da, ya da adları her olursa olsun, her şeyi kullanır. Kullanmalıdır!

Tirpitz: Doğrusunu isterseniz, ben de emin değilim. Bence de tek çözüm, sandık olmalıdır.

Bora Tuzcuoglu: Sağolun. Sevgi de bizden selamlar da…

Misafir - carsida hayat var: Üzerinde ciddi olarak düşünülmesi gereken son derece ciddi dilekler… Siz de sağlıcakla kalın.

Misafir - carsida hayat var: Sanıyorum, Asenalar’ı destanlarda okumayı tercih ediyorlar… Laiklik elden giderse, her şey bitti demektir.

Misafir - carsida hayat var: Rica ederim. Keşke ilgi hep bu düzeyde olsa, dilerseniz 33 tane yazın. Biz mutlu oluruz.

Misafir – Çalıkuşu: Cevabınızı yukarıda vermeye çalıştım. İzninizle bir ekleme yapayım: Hiç kimse, yola çıkışta ille de siyah veya beyaz değildir. Fikir serdederek beklentileri dillendirmek, köşe yazarlarının görevidir. İğneye gerek yok, çuvaldız hep elimde, merak etmeyin. CHP ve MHP kadar suçluysam, bende farkına varmadığım güçler var demektir. Herhalde şaka yapıyorsunuz…

Halit Kakınç

Odatv.com

halit kakınç almanya arşiv