Türkiye’nin tarımı işte böyle çökertiliyor

Bir ton badem 100 bin, bir ton mermer 500 TL’ye satılırken dağları ve üretim alanları yok edilen Toroslardaki halkın isyanı büyüyor: “Ekmeğimizi kaybetmek, şehirlere göç etmek istemiyoruz!”

Mersin’in Anamur ilçesine bağlı Anıtlı köyü ve çevresi, tropikale yakın iklimiyle avokadodan muza, zeytinden keçiboynuzuna, zeytinden bademe birçok doğal ve kültür bitkisinin yetiştiği bir bölge. Yöre halkının geçim kaynağı tarımsal üretim. Ancak Torosların Kıbrıs’a bakan yamaçlarındaki bu bölge son yıllarda mermer ocaklarının tehdidi altında. Anıtlı köyü Çamlıpınar Mahallesinde 100 hektarlık alanda mermer ocağı ruhsatı verildi. Mersin çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ise 26 Şubat’ta projeyle ilgili ÇED sürecinin başladığını duyurdu. Ancak yöre halkı adeta bir cennet köşesi olan köylerinde mermer ocağı açılmasını istemiyor. Bu amaçla mermer ocağı açılmak istenen bölgede bir araya gelen köylüler, seslerini duyurmak için eylem ve basın açıklaması yaptılar. Bir ton zeytinyağının 20 bin, bir ton avokadonun 30 bin, bir ton keçiboynuzunun 30 bin, bir ton badem içinin 100 bin, bir ton muzun ise 10 TL’ye satıldığı bir dönemde tonu yalnızca 500 TL olan mermer için kamu yararı gerekçesiyle dağlarının ve üretim alanlarının yok edilmesini istemeyen yöre halkı, mermer ocağına izin vermeyeceklerini dile getirdi.

Anamur’a bağlı Anıtlı köyünde, Semay Marble Madencilik şirketi tarafından açılması planlanan mermer ocağı için verilen ruhsat sahası 99,68 hektarlık araziyi kapsıyor. Tamamı ‘devlet ormanı’ niteliğindeki arazide açılmak istenen mermer ocağında yılda yaklaşık 300 bin ton mermer üretiminin yapılacağı belirtiliyor. Çıkarılan mermerin yalnızca yüzde 5’i değerlendirilirken geriye kalan malzeme ise moloz olarak ormanlık arazide belirlenen alana dökülecek. Projeyle ilgili hazırlanan dosyada yer verilen bilgilere göre mermer ocağından yılda yaklaşık 285 bin ton moloz (pasa) çıkması bekleniyor.

KÖYLÜLER YOK SAYILMALARINA TEPKİLİ

Türkiye’nin tarımı işte böyle çökertiliyor - Resim : 1

Anıtlı köyü Çamlıpınar Mahallesi yakınında açılmak istenen mermer ocağı için seçilen arazi dik bir yamaçta ve yaklaşık 150 futbol sahasına yakın bir alanı kapsıyor. Mermer ocağına ulaşım için açılması planlanan yollar ve pasa döküm alanlarının bölgedeki tarımsal üretimi tehdit etmesi bekleniyor. Proje sahibi firmanın hazırlattığı ÇED raporuna göre ise ruhsat sahasında tarımsal üretim yapılmıyor. Ancak bu bölgede yaşayan üretici köylüler bu idiaya ve yok sayılmalarına tepkililer.

‘MERMER OCAĞI AÇILMAK İSTENEN BÖLGE DOĞAL ZEYTİNLİK’

Mersin Çevre ve Doğa Derneği (MERÇED) Anamur Temsilciliği’nin desteğiyle önceki gün bir araya gelen yöre halkı, mermer ocağı açılmak istenen bölgede eylem ve basın açıklaması yaparak talep ve tepkilerini dile getirdiler. Başta mermer ocağı açılmak istenen Anıtlı ve Çamlıpınar mahallelerinin muhtarları olmak üzere yöredeki köylerin ve Antalya’nın Gazipaşa ilçesine bağlı komşu köyler Yakacık ve İnal mahallelerinin muhtarları ile köylülerin katıldığı basın açıklamasında konuşan Mersin Büyükşehir Belediyesi Anamur Koordinasyon Eski Şube Müdürü Muzaffer Akbacı, Anıtlı, Yakacık ve Çamlıpınar köylerinde muz, çilek ve avokado üretimi yapıldığını, mermer ocağı kurulması planlanan bölgenin ise doğal zeytinlik alanı olduğuna dikkat çekti.

‘BADEM, AVAKADO VE HARNUP AĞAÇLARI ZARAR GÖRECEK’

Türkiye’nin tarımı işte böyle çökertiliyor - Resim : 2

Orman Mühendisi olan Akbacı, bölgede ayrıca atalarından kalan badem ve harnup ağaçlarının bulunduğunu da belirterek, “Her türlü meyve sebzenin yetiştiği bölgemizde, mermer ocağından ortaya çıkacak atıklar tarım arazilerine zarar verecek. Badem, harnup, avokado gibi ağaçlar zarar görecek. Mermerin taşınacağı büyük araçların geçebilmesi için yol genişletme çalışması yapılması gerekecek. Yetkililerden bölge halkının geçimini tarımdan temin etmesini göz önüne almalarını istiyoruz” diye konuştu.

KALEDRAN VADİSİNİN İKİ YAKASI BİR ARAYA GELDİ

Basın açıklamasına katılan Anıtlı Muhtarı Sunay Aslan, Çamlıpınar Muhtarı Ömer Alataş ve Lale Mahallesi Muhtarı Muhammet Ali Altun ile Gazipaşa'ya bağlı Yakacık Muhtarı Mustafa Yüksel ve İnal Muhtarı Muzaffer Çetiner de yaşam alanlarını etkileyecek olan mermer ocağının açılmasını istemediklerini dile getirdiler. Anamur ve Gazipaşa sınırını belirleyen Kaledran Çayının iki yakasındaki köyler aynı vadiyi ve aynı suyu paylaşarak yaşamlarını sürdürüyor. Bölgede mermer ocağı açılmak istenmesi, yaşam alanlarını korumak isteyen vadinin iki yakasındaki köylüleri bir araya getirdi.

ZİRAAT ODASI BAŞKANI GÜMÜŞ: ‘81 MİLYONUN KARNI NASIL DOYACAK?’

Türkiye’nin tarımı işte böyle çökertiliyor - Resim : 3

Ortak basın açıklamasına destek veren Anamur Ziraat Odası Başkanı Ahmet Şeref Gümüş ise mermer ocağı kurulması planlanan bölgenin Türkiye'de tropik altı iklim bitkilerinin yetiştiği kıyı şeridi içerisinde yer aldığını belirterek, “Burada mikro klima özelliği nedeniyle ülkemizin başka bölgelerinde yetişmeyen birçok bitki ve ürün yetişiyor. Son üç yıldır avokado üretimini artırmaya yönelik çalışmalar yapıyoruz ve bu bölgede de avokado yetiştiriciliğinde önemli gelişmeler sağladık. Yetkililerden bu bölgenin korunmasını istiyoruz. Eğer burada bir mermer ocağı açılırsa doğal güzelliğin bozulmasının yanı sıra tarımla uğraşan sektörde zaten kıt kanaat ayakta duran üreticilerimiz bu bölgeyi terk etmek zorunda. Hükümetin, bakanlığın yapacağı inceleme sonrası bu bölgede mermer ocağına izin vermeyeceğine inanıyorum. Oda olarak üreticilerimizin yanındayız ve yetkililere ulaşarak burasının önemini anlatacağız. Eğer biz bu bölgede ocak açarsak üreticilerimiz akşam evine hangi ekmekle dönecek, çocuklarını okullarda nasıl okutacak? 81 milyon insanın karnı nasıl doyacak? Avokado'yu, muzu dışarıdan almak zorunda kalacağız. Oda olarak üreticilerimizin yanında olduğumuzu söylüyorum. Bölgeyi tahrif edecek bir olaya evet dememiz mümkün değil” diye konuştu.

MERÇED: ‘HER TÜRLÜ HUKUKİ DESTEĞİ VERECEĞİZ’

MERÇED Anamur Temsilcisi Av. Seyda Afyoncu da köylülerin yaşam alanlarını korumak için gösterdiği hassasiyete teşekkür ederek, “Bu cennet köşesini, halkımız topraklarını korumak için buradayız. ÇED süreci ilerleyip dava aşamasına gelinirse biz MERÇED olarak her türlü hukuki desteği vereceğiz. Köylülerimizle birlikte çevreyi, tarım alanlarını korumak için ortak mücadeleye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.

‘KÖYLERİMİZDEN GÖÇ EDİP ŞEHİRLERE Mİ GİDELİM?’

Türkiye’nin tarımı işte böyle çökertiliyor - Resim : 4

Anıtlı köylülerinden emekli öğretmen Zuhal Ketir ise bölgede tarım arazilerinin sınırlı olduğunu belirterek, “Bizim bu Toroslarda Çukurova gibi binlerce dönüm arazilerimiz yok. Arazilerimiz küçük. İnsanlar bir yerlerden domates, biber, patlıcan yetiştirerek geçimlerini sağlıyor. Yani köylerimizden göç edip şehirlere mi gidelim? Ne yapacağız biz şehirlerde? Çocuklarımızı okutamayız. Gerçekten insanlarımız karınlarını zor doyuruyor. Memleketimiz Finike gibi olmasın. Finike portakalı çok meşhurdu, mermer ocakları yüzünden bitti. Biz de burada toz yiyip içmek, hasta olmak istemiyoruz. Bu küçücük arazilerimizde karnımızı doyurmaya çalışıyoruz. Asla burada mermer ocağı istemiyoruz” sözleriyle tepkisini dile getirdi.

KÖYLÜLERE ÜRETİM VE SULA KOOPERATİFLERİNDEN DESTEK GELDİ

Mermer ocağı istemeyen köylülerin sloganları eşliğinde sona eren basın açıklamasına, Anamur İlçe Tarım ve Orman Müdürü H. Niyazi Sarıoğlu, Kaledran Kültür Derneği Başkanı Bilal Şahin, Anıtlı Sulama Kooperatifi Başkanı Sami Deniz ve Çamlıpınar Kalkınma Kooperatifi Başkanı Mustafa Alataş da destek verdi.

HALKIN DAYANAĞI DAĞLARI KESİP SATMAKTA NASIL BİR YARAR VAR?

Türkiye’nin tarımı işte böyle çökertiliyor - Resim : 5

Mermer şirketlerinin yok saydığı tarımsal üretimin, ruhsat sahalarındaki rezerv miktarına göre 2 ila 10 yıl arasında değişen vahşi madencilik için zarara uğratılması, Türkiye için geri dönüşü olmayan ağır bedellerin ödenmesine yol açıyor. “Kamu yararı” ve “istihdam” gerekçe gösterilerek ilgili bütün kurumların “sakınca yoktur” görüşü verdiği mermer ve taş ocaklarının kamu yararına sağladığı katkı ise bir hayli tartışmalı.

BİR TON BLOK MERMER ORTALAMA 500 TL

Konuyla ilgili yaptığımız araştırmada blok olarak satılan mermerin fiyatı kalitesine göre değişiyor. Tonu 350 TL’den başlayıp, 750-800 TL’ye kadar çıkarken blok mermerin ortalama ton fiyatı 500 TL civarında. İyi kalite olarak kabul edilen mermerin fiyatı ise ton başına 500 dolar civarında. Buna göre iyi kalite bir mermerin tonu yaklaşık 3 bin TL civarında. Bir ton mermeri elde edebilmek için, rezervin bulunduğu dağın 95 tonu çöp haline dönüştürülüyor.

TARIM ÜRÜNLERİ 40 KAT DAHA FAZLA KAMU YARARI SAĞLIYOR

Mermer ocağı açılmak istenen Anıtlı köyünde hem kültür ürünü hem de doğal olarak yetişen ve korunduğu sürece kuşaklar boyu varlığını sürdürebilen bitkisel ürünlerin fiyatları ise “kamu yararı var” denilerek en fazla 10 yıl verim alınabilen mermere göre neredeyse 30-40 kat daha fazla gelir ve bir kadar daha fazla kamu yararı sağlayabiliyor.

BİR TON ZEYTİNYAĞI 20 BİN, BİR TON AVOKADO 30 BİN TL KAZANÇ SAĞLIYOR

Buna göre Anıtlı’da yetişen zeytinden elde edilen zeytinyağının kilogramı ortalama 20 TL’den alıcı buluyor. Tonu 20 bin TL’olan zeytinyağını dolar olarak karşılığı ise yaklaşık 3 bin 500 dolar. Anıtlı ve çevresindeki köylerde en çok yetiştirilen ürünlerden biri olan avokado ise daha çık taneyle satılıyor ancak marketlerde kilogram fiyatı yaklaşık 30 TL. Tonu 30 bin, dolar karşılığı ise yaklaşık 5 bin 175 dolar ediyor. Anıtlı bir muz bölgesi. Anamur ve Alanya arasında yaygın olan muz üretiminin yılda yaklaşık 8-10 bin tonu Anıtlı ve Yakacık köylerinde gerçekleştiriliyor. Kentlerdeki market satışı yaklaşık 10 TL olan muzun tonu 10 bin TL, dolar karşılığı ise ortalama 1725 dolar.

BİR TON BADEM İÇİ 200 TON MERMERE EŞİT

Anıtlı köylülerinin atalarından kalan badem ağaçları yöre halkının bu sarp coğrafyada ayakta kalabilmeleri için önemli bir dayanak. Badem içinin kilosu 80 ila 100 lira arasında değişiyor. Tonu 100 bin, dolar karşılığı ise 17 bin 238 dolar civarında. Buna göre 1 ton badem içi, 200 ton mermer kadar gelir getirebilir. Bunlar yalnızca kültür üretimi yapılan, yani insan eliyle yetiştirilen ve emek isteyen türler.

MERMER İÇİN YOK EDİLEN KEÇİBOYNUZUNUN 1 TONU 60 TON MERMERE EŞİT

Ancak Anıtlı ve tüm bölgeye doğanın verdiği nimetler de var ve bunların başında keçi boyunuzu adı verilen harnup bitkisi geliyor. Doğal olarak yetişen ve hiçbir zirai bakım, ilaç, gübre ve yatırım maliyeti gerektirmeyen keçiboynuzu meyvesinin kilogram fiyatı 25-30 TL arasında değişiyor. Ton başına 30 bin, dolar karşılığı ise yaklaşık 5.175 dolar düzeyinde. Yine bölgede doğal olarak yetişen tıbbi ve aromatik bitkilerden biri olan yabani lavanta (karabaş otu) ve kekik gibi bitkilerin ise 100 gramlık ambalajlardaki satış fiyatları yaklaşık 10 TL civarında.

VAHŞİ MADENCİLİĞİN ‘KAMU ZARARI’ BİLİMSEL OLARAK DE BALGELENDİ

Özetlemek gerekirse mermer ve taş ocağı madenciliğinin üretim yapılan bölgelerde açılmaları çok büyük kamu zararına yol açıyor. ÇED süreçlerinden muaf tutularak yürütülen açık taş ve mermer ocağı işletmelerinin bitkisel üretime ve doğaya verdiği zararlar bilimsel çalışmalarla da gözler önüne seriliyor. İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Toprak İlmi ve Ekoloji Anabilim Dalı Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. M. Doğan Kantarcı, ‘Açık Taş Ocağı İşletmesinin Çevreye Etkileri ve Sürdürülebilirliği’ başlıklı raporunda, mermer ocaklarının tarım alanlarına verdiği zararları belgeliyor.

‘TAŞ OCAĞINA YAKIN ZEYTİN AĞAÇLARINDA MEYVELER DAHA KÜÇÜK’

Raporunda, yerleşim alanlarının yakınında, bağ, bahçe, zeytinlik ve orman alanlarında açık ocak işletmeye kalkışmanın önemli ve telafi edilemeyecek zararlara sebep olduğunu dikkat çeken Kantarcı, şu bilgileri veriyor: “Ormanlara düşen yağışın toprağa ulaşan bölümü pek yüzeysel akışa dönüşemeden ölü örtü ve toprağa sızar. Ormanda yaprak dökümü ile oluşan ölü örtü, ölü örtünün ayrışması ile oluşan humus ve diğer kolloid organik maddeler toprağın gözenek hacminin ve gözenek çaplarının artmasını sağlarlar. Su bu gözeneklerden hızla sızarak, derinlere iner. Topraktan ana kaya çatlak sistemine geçen su, kaynakları ve yeraltı suyunu besler. Taş ocağı yarmaları kaya çatlak sistemini kestiği için, yeraltı suyuna sızan suyun da açığa çıkmasına, akış yönünün değişmesine, buharlaşmasına ve kaybına sebep olur. Taş ocağı yarmaları toprak suyunun da buharlaşmasına sebep olur. Yarma kenarında veya yakınında bulunan ağaçlarda verim kaybı ve giderek kurumalar görülür. Taş ocağı yarması kenarındaki zeytin ağaçlarında meyve boyutlarının daha küçük olduğu gözlenmiştir.”

Yusuf Yavuz

Odatv.com

tarım arşiv