Türkiye'nin Rusya ve İran'la ortak olmasını anlayamamıştım

Muhalefet kızgın. İktidar kızgın. Sokaktaki adam kızgın...

Muhalefet kızgın.

İktidar kızgın.

Sokaktaki adam kızgın.

Sebepleri ise hem benzer hem de farklı.

Benzer kızgınlıklar bu kadar şehit verilmesi.

Kimsenin çıkıp bunun sorumluluğunu üstlenerek istifa etmemesi.

Sanki biri istifa ederse ölen çocuklarımız geri gelecekmiş gibi.

Sanki birilerinin istifa etmesi ile içimiz soğuyacakmış gibi.

Türkiye dünyanın en karmaşık bölgesinin tam ortasında merkezinde ve şer bir melanetin ana kavşağında bulunuyor. Sorunlu bir yerdeyiz ve bütün sıkıntılara karşı ayaktayız.

Neden ayaktayız ve nasıl yıkılmıyoruz herkes merak ediyor.

Defalarca yazdım Türkiye çok güçlü ve kaynakları oldukça fazla olan zengin bir ülkedir. Saman yoktur belki ama demir vardır, çimentoda neredeyse dünyada ilk sıralardayız. Mermer konusunda en zenginlerden biriyiz. Daha birçok mineral ve muhtemelen de petrol bile mevcuttur. Şimdiye kadar çıkartılmadı ama herhalde sırası gelince ve ekonomik olunca çıkartılabilecektir.

Siyasi iktidarlardan şikâyet tabii ki olacaktır. Geçim derdi işsizlik ve hayat pahalılığını doğal olarak siyasi iktidarlara ve politikalarına bağlayacak insanlar. Bu çok doğaldır.

Hatta dış siyasetteki hataların da adresi siyasi iktidardır kuşkusuz.

Ancak dikkatlerden kaçan bir husus mevcuttur. Bu belki de neredeyse 28 yıldır yaşadığım İsrail'de de aynıdır dış politikanın başarısızlıklarından iktidar sorumlu tutulur.

Olağandır da iş dış politika'ya geldiğinde ne yazıktır ki siyasi iktidarlar her attığı adımın hesabını veremez verebilme imkanı da yoktur ve de olamaz.

Oldukça fazla bilinmeyen soru ve sebep siyasi iktidarın elinde ve beyninde kalmak zorundadır. Yoksa yapılan hamlelerin anlamı ve neticesi olmaz.

Sayın Erdoğan'ın nerede doğru nerede hatalı olduğunu belki 20-30 yıl sonra bu SIR VE GİZLİ dediğimiz bilgiler ortaya çıktığında anlayabileceğiz.

Mesela İdlib'deki askerlerin ölümüne RUSYA mı yoksa SURİYE mi sebep oldu halen ortada. Her kafadan bir ses çıkıyor. Devlet bunu bilse de söylememek zorundadır. Amaç büyük bir yangını söndürmek ve dünya devlerinden biri olan RUSYA ile TÜRKİYE'yi savaş'a sokmamaktır.

İDLİB'te ne işimiz var diyenlere bir hatırlatma. Mesele İDLİB'in kendisi değildir. Mesele Türkiye sınırlarının korunmasıdır. O bölge TSK tarafından korunabilir bir kuşak ile korunmadan boş bırakılmaması gerekir bence. Herhalde Ordu ve devlet de bu kanıdadır ki bu operasyonlar ve harekâtlar yapılmaktadır.

Unutmamak lazım ki Çevrede dost gibi davranan sözüm ona müttefiklere de devlet de ordu da hatta Sayın Erdoğan da gözü kapalı güvenmediğinde ve de güvenmemek gerektiğini çok iyi bildiğindendir ki. Bu tedbirleri almakta ve yaptıklarını yapmaktadır.

Evet her yapılanı gözü kapalı onaylamasam da bilmediklerimizi siyasi iktidarın bildiğini de hesaba katmadan konuşmak ve yazmak sorumsuzca eleştirmek çok hakkaniyetli olamaz.

Baştan yapılan bazı stratejik hatalar ve mali sebepler ile yapılmış adımların bizi bu duruma getirdiğini de kabul ediyorum. Ancak o adımların da neden yapıldığını ve yapılmak zorunda olunduğunu da anlayabilmek lazımdır.

Her ne hata, yanlış ve stratejik olumsuzluk olsa da bu gün birlik günüdür ve ülke savunmasında hepimiz devletin ve ordunun yanında olmalıyız.

Libya'ya asker göndermek de mi doğrudur veya Suriye ile savaşmak mı gerekirdi. Diyenleri de haksız bulmuyorum. Ama bu iktidarı seçen de biziz. Ben oy vermedim diyenler bu işten bununla sıyrılamazlar. Sandıktan kim çıktıysa hepimiz birlikte seçtik demektir. Demokrasi bunu gerektiriyor ve izah ediyor da.

Şu anda evvelce yapılmış olan stratejik ortaklıkların cezasını çekiyoruz. Rusya ve İran ile nasıl ortak olduk? Bunu hep garipsedim ve tarih boyunca düşmanlık eylemi içinde olan bu iki devlet ile birden bire el ele kol kola dostluk görüntülerine pek inanamamıştım. Bugün ise bu garip dostluk hareketinin acıları karşımıza çıkıveriyor. Suriye’de Suriye’yi korumak için konuşmamış olan Rusların Suriye ile savaş halinde olan Türkiye ile nasıl dost olabileceğini pek anlayamadım. Benzer şekilde Suriye ile düşman olan İsrail'in de Suriye’de istediği zaman hava harekâtı yaparak İran milislerini ve silah depolarını vurmasına nasıl ses çıkartmadığını da anlamak çok kolay değil. Ama fiili durum böyle. Türkiye her nedense hava sahasının kullanılması konusunda bir mutabakat anlaşması yapmadı Rusya ile ve bugün de bunun sıkıntısı çekiliyor. E yapılsaydı ve bundan sonra bu anlaşma geçerli değil deselerdi ne yapabilirdik ki. Aynısı İsrail için de geçerlidir.

Yoksa İran milislerinin vurulması ve Kudüs Tugaylarının silah depolarının havaya uçurulması Rusya'nın da işine mi geliyor dersiniz.

Peki, İdlib ne menedir ki çok stratejik anlam içeriyor. Rusya için önemi nedir acaba. Yoksa Türkiye için önemli diye mi değere bindi.

Farkındaysanız hep varsayımlar ile yazıyoruz. Sadece ben değil neredeyse herkes aynı durumda. Çünkü devlet bunları açıkça anlatamaz. Bunu da anlamamız ve saygı göstermemiz gerekiyor.

Bu arada Yarın 2 Mart 2020 İsrail'de 3. seçim yapılacak muhtemelen kimse tek başına iktidar olamayacak ve belki de bir milli birlik hükümeti kurulacak. Umarım bölge için hayırlı olur.

Kurulamazsa 4. seçim yolda demektir. Her seçim maliyeti 3.8 milyar İsrail şekeli (1.1.milyar dolar)

Rafael Sadi

Odatv.com

Rafael Sadi arşiv