Türkiye'nin harekat tarihi İsrail için neden önemli

Bildiğiniz üzere Yom Kippur’da başlayıp, 6 Ekim 1973 ile 26 Ekim 1973 tarihleri arasında Arap-İsrail Savaşı yaşanmıştı...

Bildiğiniz üzere Yom Kippur’da başlayıp, 6 Ekim 1973 ile 26 Ekim 1973 tarihleri arasında Arap-İsrail Savaşı yaşanmıştı.

6 Ekim günü Mısır ordusu Süveyş kanalını geçerek İsrail'i imha etmeyi planlamıştı. Ve 6 Ekim 1973 Yahudilerin Kutsal Oruç günü KİPPUR günüydü.

Kippur günü hiç bir iş yapılmaz sadece dua edilirdi. Bugün de Kippur günü arifesidir ve bu akşamdan itibaren 25.5 saat sürecek olan oruç gününe başlayacağız.

İlginç bir tesadüftür ki Türkiye aynı KİPPUR günü Kuzey Suriye'de güvenli bölge oluşturmak üzere özellikle Kürt bölgesini kontrol altına almaya hazırlanıyor.

İsrail'in tarihi savaşları sonucunda kendisine saldıran düşmanları yenerek toprak kazanmasına işgal diyen AKP hükümeti kendisine saldırmamış olan Kuzey Suriye bölgesini kontrol altına alarak güvende olmayı hak kabul ediyor. Muhakkak ki yönetim mekanizmasının bildiği ve bizim bilmediğimiz çok şey var.

Hani son yılların moda söylemi olan komplo teorisi kuracak olursak:

Türkiye iç siyaset için dış siyaseti resmen kurban ediyor ve iktidarda kalabilmek için gereken her türlü adımı atıyor.

Suriye'nin kuzeyinde 30 kilometrelik güvenlik koridoru ile Türkiye’nin güneyinde kurulabilecek ve kaç kilometre istersek bir koridorun hangisi daha mantıklıdır diye kendimize soralım.

Düşman kim ise Kuzey Suriye Kürtleri veya Suriye (yakında İran ve Rusya hatta ABD) ile kendi sınırlarımıza saldırı olması halinde dünyaya karşı da haksız olmamak zorundayız.

Kaldı ki ben halen anlayamıyorum.

Şayet ABD düşmana tırlar dolusu silah mühimmat gönderiyorsa ve biz bundan haberdar isek ne demeye geçişine izin veriyoruz ki. İsrail örneği düşmana verilen silahları düşman eline geçmeden imha etme imkanına da sahipken neden yok etmiyoruz ki?

Karşımızdaki kimse düşman ise ve düşman ile işbirliği yapıyorsa en azından silahların imha edilmesi doğru bir askeri karar.

Yok biz bu düşman dediğimiz ABD ile dost ve stratejik müttefik isek, o zaman bu devlet ile ortağız ve bütün tepkiler ve konuşulanların sadece bir tiyatrodan ibaret olduğunu düşünme hakkımız var.

Bana göre ve bütün savaş oyunlarının tek bir sebebi var o da EKONOMİ.

Sayın Donald Trump'ın ekonomimizi yıkma tehdidinden söz etmiyorum. Kuzey Suriye'de 30 kilometre eninde bir güvenlik koridoru kurulma sebebi, bu bölgede bir Suriye Kürdistan’ı kurulmasını engelleyerek gerek Kürt gerekse Irak hatta Suriye petrolünün Akdeniz'e ulaşmasını önlemek.

Çünkü Hatay üzerinden taşınmakta olan Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi petrolünün olası bir “Suriye Kürdistan’ı” koridorundan nakledilmesi Türkiye'yi stratejik ve ekonokmik olarak rahatsız eder.

Yani önemli olan bu nakliyeden kazanılabilecek paranın yanı sıra bize duyulacak olan ihtiyaç nedeni ile bağımlılık konusudur. Bize ihtiyacı olanların bizimle iyi geçinmesi gerekecek.

Tabii ki milli açıdan da Türkiye'nin burnunun dibinde kurulabilecek bir “Suriye Kürdistan’ın” Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi ile birleşme ihtimali ve yarın öbür gün palazlanırlarsa Türkiye'den de toprak talep etme ihtimali olduğunu kimse göz ardı etmemektedir doğal olarak.

Peki, şimdiki durumda Amerikalılarla papaz olduk mu?

Bence olmadık.

Trump efendi delikanlı havalarda kendi kongresine ve parlamentosuna istediği şekilde oynamış ve kısmen de olsa koltuğunu sağlamlaştırmış oldu.

Başkan Erdoğan ise en delikanlılığına halel getirmeden bu işten temiz çıkmaya hatta CHP ve MHP hatta İYİ Partiden de milli menfaatler doğrultusunda destek aldığına göre herkes kazanması gerekeni kazanmış gibi duruyor.

Muhtemelen bu savaş kısa zamanda kazasız belası sona erer.

Hadi hayırlısı.

Rafael Sadi

Odatv.com

Rafael Sadi odatv arşiv