Türkçülük anlayışında büyük etki yaratan satırlar

Demokratik Milliyetçilik hakka müstenid ve sırf tedafüidir. Gasp edilen hakkı almağa, gasp edilmek istenilen hakkı müdafaaya çalışır...

İlk kez Türk Gazetesi’nin 23-24 numaralı nüshalarında 1904 yılının Mayıs ve Haziran aylarında yayınlanan Yusuf Akçura’nın makaleleri, Türkçülük anlayışında büyük bir etki yaratmıştır.

Akçura, bu makalelerinde Osmanlıcılık, İslâmcılık ve Türkçülük tercihleri arasında, çıkış noktasının Türkçülük olabileceği görüşünde karar kılmıştır.

Akçura’ya göre; Osmanlı milleti vücuda getirmeye çalışmak, boşuna yorgunluktur. İslâm siyasetinin uygulanabilmesi, dış engeller yüzünden pek şüphelidir. Türkçülük ise Türk Âlemi için mümkün ve faydalıdır. (Üç Tarz-ı Siyaset, Ankara, Türk Tarih Kurumu Yayınları, 4. Baskı, 1998, s. 19)

“TÜRKÇÜLÜĞÜN İKİ KOLU”

Akçura, Rusya’daki Osmanlı esirleriyle ilgili görevinden henüz dönmüştür.

Rusya Türkleri nezdindeki deneyimlerine dayanarak, ulusal bilincin savaş yıllarında hızla geliştiğini savunur. “Osmanlı Devleti için necat (kurtuluş, selamet)... Türkçülük’tedir ve ancak Türkçülük’tedir” demektedir.[1]

“Bizde Türkçülük cereyanının gitgide iki kola ayrıldığını iddia etmek istiyorum. Bu iki cereyanı şimdi moda olan tabirlerle tarif etmek istersek, birisine ‘Demokratik Türkçülük’, diğerine İmperyalist Türkçülük’ diyebiliriz.

Demokratik Türkçülük, millet esasını, her millet için bir hak olarak telakki ediyor ve Türkler için talep ettiği bu hakkı, diğer milletlere de aynı derecede hak olarak tanıyordu. Mesela Osmanlı İmparatorluğu’nda, Arablar’ın, Arnavutlar’ın ve diğer milletlerin bu hakka istinaden muhikk olarak istediklerinin verilmesine taraftardı.

Türk Yurdu, bu nokta-i nazarını, Arab Meselesi’nde birkaç defa, beyan ve izah etmiştir. Bunun içindir ki, meşhur bir Osmanlı muharriri, Türk Yurdu müdürünü ‘milliyetperver değil, milletperverdir’ diye tavsif etmiştir.

Demokratik Türkçülük, ihtimal ki Türkler’in ekseriyeti diğer milletlere mahkûm mevzuunda bulunduklarına ve hatta hakim sayılanlarının bile iktisaden ve harsen yalnız mağlup değil, adeta tâbî olduklarına ve binaenaleyh ancak hakka istinaden kurtuluş mümkün olacağına kanaattan neşet etmekte idi...

Bundan manada, Demokrat Türkçüler, Türk’ün mevcud millî kuvve-i müdahharesi, şimdilik kendi kendine yaşatmağa ancak kifayet eder, diye düşünüyorlardı; diğer milletleri temsil etmek şöyle dursun, idareye çalışmayı bile, o kuvveti tenkise sebeb olacağından, zararlı sayıyorlardı.

İmperyalist Türkçüler ise ekser Avrupa nasyonalistlerine benziyorlardı: Mücerred hakka değil, sırf kendi kuvvetlerini arttıran milliyetçiliğe taraftar idiler. Vakıa ekser Avrupa nasyonalistlerinin nazarında hakk-ı milli, mücerred ve mutlak değildir; bir vasıta-ı siyasettir. Mesela Rusya, kendi dahil ve haricindeki Islavların hakk-ı millîsini iddia ve talep ve bunun için icab ederse harb bile ederdi; fakat İmparatorluk’ta dahil Finlerin, Gürcülerin, Ermenilerin, Türklerin tabii hakkarını bile kabul etmezdi, evvelce aldıklarını istirdada çalışırdı.

Kuvvetli zannolunan ve yüz milyonluk bir Rus kitlesine dayanan bir siyaset muvaffakiyetle tetevvüc edecek diye beklenirken, yuvarlandı, gitti. Almanlar’ın de gerek Almanya’da, gerek Avusturya’da takip etmek istedikleri bu nev siyaset-i milliyeleri, muvaffakiyetsizlikle hitam buldu. Daha az kuvve-i maneviye ve maddiyeye müstenid İmperyalist Türkçülük de muvaffak olamazdı...

DEMOKRATİK TÜRKÇÜLÜK HALKA DAYANIR

Demokratik Milliyetçilik hakka müstenid ve sırf tedafüidir. Gasp edilen hakkı almağa, gasp edilmek istenilen hakkı müdafaaya çalışır; İmperyalist Milliyetçilik ise, taarruzidir, diğerlerinin hukukuna tecavüzü bile tecviz ederek kendi milliyetini takviyeye çalışır.

Taarruzî Milliyetçilik, dünyada hünüz bitmiş değildir. Fakat zannediyorum ki bu nev’î milliyetçilik, er geç zevâle mahkumdur; Ruslar’ın, Avusturyalılar’ın, Almanların başına gelen, bir gün olup diğer imperyalistlerin de başına gelecektir...

Efendiler, Türkler’in taarruzi İmperyalist Milliyetçiliği hatadır. Bugün bu sözleri söyleyen, eline kalem aldığı, mektebde, medresede veya böyle serbest bir kürsüde söz söylemeğe başladığı andan beri daima Demokratik Türkçülüğü müdafaa etmiştir. Bundan sonra, vekayiin derslerden ibret alarak, bu esası daha ziyade katiyetle müdafaa edecektir.”

Sevgili Dostlar… Türklük ve Turancılık kavramlarını da açacağım.

Görüşmek üzere…

Halit Kakınç

Odatv.com

[1] (François Georgeon, Türk Milliyetçiliği’nin Kökenleri: Yusuf Akçura (1876-1935), Çev. Alev Er, İstanbul, Tarih Vakfı Yurt Yayınları, 1996, s. 173-174. … Sultangaliyev ve Vahidov’un kurmuş oldukları Krasnaya Armiya - Kızıl Ordu gazetesinin ilk sayfası... Başlık altı: “Tatar-Başkurt Devrim Orduları Merkez Organı”… Mustafa Suphi’nin başredaktörlük görevini yürüttüğü Yeni Dünya Gazetesi ,Merkez Müslüman Sosyalist Komitesi’nin Türkçe Organı)

Türkçülük anlayışında büyük etki yaratan satırlar - Resim : 1

Türkçülük anlayışında büyük etki yaratan satırlar - Resim : 2

halit kakınç odatv arşiv