TOZLU RAFLARDAN İNDİRİLMİŞ BİR YAZI!

Doğan Yurdakul’un arşivinden!

Eskiden, yani 17 yıl öncesine kadar dini bayramlarda gazeteler yayınlarına ara verirler, İstanbul, Ankara ve İzmir’de bayram gazeteleri çıkardı. Böylece hem gazete çalışanları biraz tatil yapmış olur, hem de gazeteciler cemiyetleri belli bir gelir elde ederlerdi.

Bu geleneği Sabah Gazetesi 12 Haziran 1992’de bozdu. O zamandan beri gazeteler dini bayramlarda da çıkıyorlar.

Sabah Gazetesinin yöneticileri o gün yaptıklarını bugün de savunuyorlar. Şöyle diyorlar:

“Hani başbakandan başlayıp siyasi parti liderlerinden demeçlerle günlerce manşet yapan, erken gelen cemiyet çalışanının bir sayfa attırdığı gazetelere. Ne siz okurdunuz, ne de biz...”

Evet, bayram gazeteleri bugün artık özellikle basına tatil sağlama işlevlerini yitirmiş olabilirler. Çünkü “imkanı olan” gazeteciler artık bayram gazetesi olmasa da tatile çıkabiliyorlar. Gazeteleri de nöbetçi kalan arkadaşlar çıkarıyorlar.

Ama bayram gazetelerinin okunur nitelikte olmadıkları iddiası doğru değil. Çünkü o gazetelerde ajans haberlerine dayanarak çıkıyorlardı, bugünkülerde öyle çıkıyor. Onlar sıkıcı idiyse, bugünküler de öyle. Liderlerin demeçlerine gelince, şimdiki iktidar gazetelerinde muhalif liderlerin demeçlerini ne kadar bulabiliyorsunuz? Hiç değilse o zamanki bayram gazetelerinde en çok oy alanından en az oy alanına kadar hepsini bulabilirdiniz. Ayrıca bayram gazeteleri, barış ve hoşgörünün de simgesiydi. Değişik görüş ve düşüncedeki birçok gazeteci aynı gazetede bir araya gelirdi...

***

Ben de eskiden Aydınlık Gazetesinde günlük köşe yazarıyken, Pazar ve bayram günleri Karagöz-Hacivat yazıları yazar, güncel siyaseti biraz da hafif ve mizahi tarafından ele almaya çalışırdım.

Şimdi sizlere bayram nedeniyle otuz yıl önceki yazılarımdan birini sunuyorum.

Karagöz-Hacivat’ın Paket muhaveresi / Aydınlık, 1 Nisan 1979

(İktidarda bağımsızlardan destekli Ecevit hükümeti var. Ekonomik Sorunlar ağırlaşarak sürüyor. Hükümet içinde zamların da olduğu bir önlem paketi açmış. Bu önlemeler ana muhalefet lideri Demirel tarafından sert bir biçimde eleştiriliyor. Ve bu tartışmayı izleyen Karagöz ile Hacivat bir yandan da kendi aralarında olayı yorumluyorlar. Tartışmaya daha sonra Karagözün ünlü tiplerinden ikisi daha katılacaktır…)

Ecevit- Nefesi tükenmiş bir ekonomi devraldık. Bizim devraldığımızda ekonominin, maliyenin, Merkez Bankasının nefesi tükenmişti.

Demirel- Her şeyi tamam devralsa çocuk da idare eder memleketi.

Ecevit- Milleti dar boğazdan çıkaracağız…

Karagöz- Milletin boğazını sıkacağız diyor.

Hacivat- Karagözüm yine lafa girme, büyüklerimiz milletin önemli meselelerini tartışmak için televizyona çıkmışlar. Bırak da dinleyelim.

Ecevit- Nasıl hastanın ilaca, ameliyata ihtiyacı varsa, nefesi tükenmiş ekonominin de ameliyata ihtiyacı var. Bu ameliyatı yapıyoruz.

Demirel- Ameliyat yapıyoruz diye adamın garnını yarıp, ciğerini, yüreğini alıyorlar.

Ecevit- Zamlar sıçrama tahtasıdır. Esas önlemler pakettedir.

Demirel- Ben bu paketten bir şey anlamadım. Paketten hiç para çıkmıyor, hep zam çıkıyor.

Ecevit- Dış ödemeler gücünü artıracağız. Tüketim eğilimini kısacağız.

Demirel- Ne satacaksın? Milleti ayakkabısız bırakıp deri mi satacaksın? Çorapsız bırakıp iplik mi satacaksın? Neyi kısacaksın? Petrolü kısarsan karanlıkta kalırız, gübreyi kısarsan aç kalırız.

Karagöz- Vay anasını Hacıcavcav, biz petrol yakıp gübre mi yiyoruz?

Hacivat- Anlamıyorsun bari sus. Bu ekonomik bir tartışma.

Karagöz- Gerçekten komik bir tartışma.

Hacivat- Komik olan sensin. Dışsatım, ivedi kredi nedir bilir misin?

Karagöz- Dişi sağlam tekir kediyi bilirim, geçen gün kasaptan ciğer çalıp kaçtı.

Hacivat- Özveri, çok unsurlu denge?

Karagöz- Gözleri çok kusurlu yengeyi de bilirim, bizim komşu olur.

Hacivat- Cahil herif, dinle de kafana iki laf girsin.

Ecevit- Özel sektöre kural koyacağız. Kendi dövizini kendin yarat diyeceğiz.

Demirel- Nasıl yaratacak adam gendi dövizini gendisi? Avrupa’nın büyük gumarhanelerine gidip gumar mı oynayacak?

Ecevit- Devlet sınır ticareti yapacak.

Demirel- Galiba bunlar gaçakçılıktan gomisyon alacak.

Ecevit- Büyükelçiler, valiler dışsatım yapacak.

Demirel- Çangırı valisi şalgam mı satacak?

Karagöz- Duydun mu Hacivat, bu cevabı ben bile veremezdim.

Ecevit- İşçi memur maaşları çekle ödenecek.

Demirel- Daha sonra da fasulyayla, nohutla ödenecek.

Ecevit- Biz durursak düşeriz, dinamizme ihtiyacımız var.

Demirel- Buna dinamizm değil, dramatizm derler.

Ecevit- Dinamik istikrara ihtiyacımız var.

Demirel- Ekonomide dinamik istikrar yoktur, istikrarlı kalkınma vardır. Onu da biz yaptık. 15 sene kalkındırdık, büyüttük.

Karagöz- 15 sene kaldırmışlar, yürütmüşler.

Demirel- Borç iyidir. Borca giren kârlı çıkar. Keşke daha çok borçlanabilsek.

Ecevit- Borç yiğidin kamçısıdır derler ama, yiğitliğin başka kuralı da borcunu ödemektir.

Demirel- Allende gibi gidecekler.

Hacivat- Vay Allende dedi, Allende dedi.

Karagöz- Annen dedene ne dedi?

Hacivat- Allende dedi Karagözüm, yani Pinoşe olmak istiyor.

Karagöz- Kim hangi köşeyi kapmak istiyor Hacivat?

Hacivat- Pinoşe olmak istiyor. O öyle deyince şoförler kontak kapatıyor.

Karagöz- Galiba senin kontak atıyor Hacıcavcav. Yoksa zamlar başına mı vurdu?

Ecevit- Zamların sorumlusu vergi yasalarını engelleyenlerdir.

Demirel- Memleketi bu hale getirenler komünizm belasını görmeyenlerdir.

Tuzsuz Deli Bekir (bağırarak içeri girer) - Zam, zulüm, işkence, işte CHP!

Karagöz- Aman Allah, ne günlere kaldık, işkenceci Tuzsuz çıkmış işkence var diye bağırıyor.

Zenne (o da tempo tutarak gelir)- Silkele Demirel düşecekler!

Karagöz- Vay anasını! Zenne hanım da başka taraftan silkelemeye başladı. Ne verimli ağaçmış. Biri zam yapıyor, öteki silkeliyor, öteki zam yapıyor beriki silkeliyor. Altı ayda bir zam, altı ayda bir aynı oyun. Biz bundan sıkıldık Hacivat, senin bize göstereceğin başka oyunun yok mu?

Hacivat- Bu işe de ideoloji sokma Karagöz. Baksana işadamları bile yangın söndürüyoruz diyorlar. Yangın söndürürken ideoloji olmaz.

Karagöz- Anladık sen patlıcanın değil, efendinin dalkavuğusun. Amma da çok efendin var (elindeki tefle Hacivat’ın kafasına vurur).

Hacivat- Yıktın perdeyi eyledin viran, koşup efendime haber vereyim heman…

Doğan Yurdakul

Odatv.com

ramazan Bayram gazeteleri Aydınlık arşiv