Tarımda korkunç kayıp

Son 14 yılda 700 bin çiftçinin kayıt sisteminde den çıktığı Türkiye’de tarımın milli gelire katkısı da yaklaşık yarı yarıya azaldı. Türk çiftçisi 14 Mayıs Dünya Çiftçiler gününde kutlama yapmak yerine yas tutuyor…

Tüm dünyada ‘Çiftçiler Günü’ olarak kutlanılan 14 Mayıs, Türk çiftçisi için adeta kutlama değil yas günü oldu. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli her fırsatta Türkiye’nin tarımda Avrupa lideri olduğunu öne sürse de rakamlar durumun pek de parlak olmadığını gösteriyor.

2006 yılında çıkarılan Tarım Kanunu ile çiftçiler için ayrılan desteklemelerin milli gelirin yüzde 1’inden az olamayacağı hükmü getirildi ancak bugüne kadar bu desteğin yaklaşık yarısı üreticiye aktarıldı. Çiftçilerin bu desteklerden yararlanabilmesi için Çiftçi Kayıt Sistemi (ÇKS) adı verilen sisteme kaydolması gerekiyor. Ancak ZMO’nun verdiği bilgiye göre 2003 yılında ÇKS’ye kayıtlı çiftçi sayısı 2,8 milyon iken 1017 yılında bu rakam 2,1 milyona gerileyerek 14 yılda 700 bin çiftçi zaten yetersiz olan tarım desteklerini bile almaktan vazgeçerek üretime küstü. Bunun sonucu olarak da tarımın milli gelire katkısı 2002’de yüzde 10,3 düzeyindeyken, 2017’de yüzde 6,1’e geriledi. Dünya Çiftçiler Günü’nün üretmenin ve alın terinin en yüce değer olduğunun hatırlatılması ve gıda güvencesi ile çiftçilerin sorunlarına dikkat çekilmesi günü olarak görülmesi gerektiğine işaret eden ZMO, “Çiftçilerin ‘gününü gördüğü’ değil, ‘gününü yaşadığı’ bir Dünya Çiftçiler günü diliyoruz” açıklamasında bulundu.

DÜNYA ÇİFTÇİLER GÜNÜNDE TARIMDA ACI TABLO

1946’da kurulan Uluslararası Tarım Üreticileri Federasyonu’nun (IFAB) kuruluş günü olan 14 Mayıs, tüm dünyada “Dünya Çiftçiler Günü” olarak kutlanıyor. Ziraat Mühendisleri Odası (ZMO) tarafından Dünya Çiftçiler Günü dolayısıyla yapılan açıklamada, “İçinde bulunduğu zor koşullara rağmen üretmeye, halkımızı beslemeye devam eden, toprağımıza sahip çıkan, alın teri ile ülkemize hizmet eden çiftçilerimiz, her geçen gün artan sorunları nedeniyle günlerini buruklukla kutluyor” denildi.

ÇİFTÇİLER ÜRETMEKTEN VAZGEÇTİ

Türkiye’nin tarımsal üretiminde yaşanan sorunlara çözüm bulunmadan, bunlara her geçen gün yenilerinin eklendiğine işaret edilen açıklamada, sorunları ithalatçı politikalarla çözmeye yönelik kolaycı yaklaşımların hız kesmeden devam etmesinin ve girdi fiyatlarının yüksekliği nedeniyle kâr edemeyen çiftçilerin üretmekten vazgeçmesinin son yıllarda gündemin değişmeyen konuları haline geldiğine vurgu yapılarak, “Son on beş yılda Belçika kadar tarım arazimiz bu nedenle boş kaldığı gibi, var olan tarım alanlarının amaç dışı kullanımına yönelik girişimler ise hız kesmeden devam ediyor. Tarım arazilerinin, meraların, zeytinliklerin amaç dışı kullanımına yönelik istisnalara yer veren yasa teklifleri Meclis gündeminden eksik olmuyor” ifadelerine yer verildi.

SON 14 YILDA 700 BİN ÇİFTÇİ ÇKS DIŞINA ÇIKTI

Çiftçinin tarım desteklerinden yararlanabilmesi için Çiftçi Kayıt Sistemine kayıtlı olması gerektiğinin altı çizilen ZMO’nın açıklamasında şöyle denildi:

“Tarım ve Orman Bakanlığı verilerine göre ÇKS’ye kayıtlı çiftçi sayısı 2003 yılında 2,8 milyon iken, 2010 yılında 2,3 milyona ve 2017 yılında 2,1 milyona geriledi. Diğer bir deyişle, bu süre zarfında yaklaşık 700 bin çiftçi son derece yetersiz olan tarım desteğini bile almaktan vazgeçti.

ZORUNLU OLAN DESTEKLEMELERİN YARISI ÇİFTÇİYE ÖDENMİYOR

2006 yılında çıkan Tarım Kanunu ile tarımsal desteklemeler için bütçeden ayrılacak kaynağın milli gelirin yüzde 1’inden az olamayacağı hükmü getirilmiş olmasına rağmen, bu destek bugüne kadar bu miktarın yarısı düzeyinde gerçekleşti. Yeterli tarımsal destek alamayan çiftçilerimiz bunun sonucu olarak banka kredilerine yönelmek durumunda kaldı. 2018 yılında tarıma sundukları kredinin yüzde 71’ini kamu bankaları, yüzde 19’unu yabancı bankalar, yüzde 10’unu yerli özel bankalar sağlamasına karşın, icra takibine düşen kredi miktarı kamu bankalarında yüzde 37, yabancı bankalarda yüzde 33 ve yerli özel bankalarda yüzde 30 oldu. Yerli özel ve yabancı bankalardan kredi kullanan çiftçiler daha büyük bir mağduriyet yaşadı. Çiftçinin alım gücü, elde ettiği gelirin enflasyonun oldukça altında kalması nedeniyle geriledi.”

DÖVİZ ARTIŞI ÜRETİM MALİYETİNİ DE ARTIRIYOR

Yıllık enflasyonun oldukça üzerinde gerçekleşen döviz kurundaki artışın tarımsal üretimi de olumsuz yönde etkilediği kaydedilen açıklamada, “Tarımsal üretimde kullanılan girdilerden mazotta neredeyse tamamen, tarım ilacı ve gübrede çok büyük oranda, özellikle sera tohumlarında önemli düzeyde yurt dışına bağımlı olunması nedeniyle döviz fiyatındaki en ufak bir artış çiftçinin üretim maliyetini önemli ölçüde artırmaktadır” denildi.

TRAKTÖR ÜRETİMİ BİR YILDA 72 BİNDEN 48 BİNE DÜŞTÜ

Gübre fiyatlarındaki hızlı artışın çiftçinin gübre kullanımını azalttığına işaret edilen açıklamada, 2017 yılında yaklaşık 5,4 milyon ton olan gübre ithalatının 2018 yılında 4,3 milyon tona gerilediği bilgisine yer verildi. Tarımdaki krizin makine gücünü de yakından etkilediğine değinilen açıklamada, yıllar itibarıyla sürekli artış gösteren traktör üretiminin de döviz kurundaki artışa ve çiftçinin alım gücündeki gerilemeye paralel olarak, 2017 yılında 72 bin iken, 2018 yılında 48 bine düştüğü belirtildi.

ÜRÜN FİYATLARI ENFLASYONUN ALTINDA KALDI

Üretim maliyetleri son derece yüksek olan ve finansal kriz içinde bulunan çiftçilerin 2018 yılında en büyük problemlerinden birinin, hemen her yıl aynı şekilde yaşadığı pazarlama kanallarındaki sorunlar olduğunun altı çizilen açıklamada şöyle denildi:

“Önemli ürünler bazında çiftçinin eline geçen fiyat kimi ürünlerde enflasyonun altında kalırken, kimi ürünlerde ise geçen yılki fiyatları dahi yakalayamadı. Ortalama satış fiyatı bir önceki yıla göre buğdayda yüzde 5,5, mısırda yüzde 13,5, kuru fasulyede yüzde 13,1, ayçiçeğinde yüzde 10,9, şeker pancarında yüzde 5,3, tütünde yüzde 14,6, pamukta yüzde 13,3 artarken yüzde 20,3’lük enflasyonun oldukça gerisinde kaldı. Nohutta yüzde 10,9, kırmızı mercimekte yüzde 6,2 ve yeşil mercimekte ise yüzde 11,7 geriledi. Bir önceki yıl para etmeyen patateste yüzde 38,9 ve kuru soğanda ise yüzde 71,2 artış oldu.

TARIMIN İSTİHDAMA VE MİLLİ GELİRE KATKISINDA KORKUNÇ DÜŞÜŞ

Üretmeye çalıştıkça borcu artan, emeğinin karşılığını bulamayan çiftçi alanı terk ettikçe tarımın istihdama olan katkısı da yıllar itibarıyla geriledi. 2010 yılında tarımın istihdamdaki payı yüzde 23,7 iken, 2018 yılında yüzde 18,4’e düştü. Tarımın milli gelire katkısı 2002 yılında yüzde 10,3’ten, 2010 yılında yüzde 9,0’a, 2015 yılında yüzde 6,9’a ve 2017 yılında yüzde 6,1’e kadar geriledi.

ÇİFTÇİLERİN GÜNÜNÜ GÖRDÜĞÜ DEĞİL, GÜNÜNÜ YAŞADIĞI GÜN OLSUN

Dünya Çiftçiler Günü; üretmenin, alın terinin, emeğinin en yüce değer olduğunun hatırlanması ve hatırlatılmasının, gıda güvenliği ve güvencesine, çiftçilerinin sorunlarına dikkat çekilmesinin günü olarak görülmelidir. Çiftçilerin ‘gününü gördüğü’ değil, ‘gününü yaşadığı’ bir Dünya Çiftçiler günü diliyoruz.”

Yusuf Yavuz

Odatv.com

Tarımda korkunç kayıp - Resim : 1

Yusuf Yavuz odatv arşiv