“Tanrıya inanıyorum, din adamlarını istemiyorum” diyen… Dünyaca ünlü yazar kim… Deizm ne demek

Hem kitap yazmayı özledim… Hem de Odatv’yi… Yazdım. Ocak ayında çıkacak: “Dinlere İnanmadan Tanrı’ya İnananlar – DEİZM”Önüne gelen, kendi görüşüne...

Hem kitap yazmayı özledim… Hem de Odatv’yi…

Yazdım. Ocak ayında çıkacak:

“Dinlere İnanmadan Tanrı’ya İnananlar – DEİZM”

Önüne gelen, kendi görüşüne göre bir tanım yapıyor. Boş verin hepsini.

Deizm şudur ana hatları ile: “Âlemi yaratan bir ilk neden olarak Tanrı vardır. Fakat Tanrı, âlemin işleyiş düzenine karışmamakta, insan ve toplumsal gelişmelerle ilgilenmemektedir. Bu yüzden, vahiyler ve peygamberlikler şüpheyle karşılanmalıdır. Ahlâk, rasyonel temeller üzerine kurulmalıdır. Kısacası, Deizm, müdahil olmayan bir Tanrı inancı ve anlayışa dayalı bir doğal inanç tasavvurudur.”

Gerçekten de “Deizm nedir, Deizm’in kelime anlamı nedir, Deizm dinsel bir inanış mıdır, Deist kimlere denir ve Deistler Tanrı’ya inanırlar mı” gibi sorular son dönemlerin en aktüel merak konularındandır.

“Tanrı’ya inanıyorum, âhirete inanıyorum; fakat hiçbir kilise papazını başımda istemiyorum. Beni seven bütün dünya insanlarının gönülden dualarını bekliyorum. Bu benim için kâfidir” demiştir Victor Hugo.

MUSA HAYÂL ÜRÜNÜ MÜ?

Thomas Paine’e göre: “Aklımız/mantığımız ve inancımız ancak Deizm’de bir arada bulunur. Evren’in harika yapısı ve gördüğümüz yaratılış sistemi, Tanrı’nın mevcudiyetine, bize kitapların gösterebileceğinden çok daha büyük bir kanıttır ve aynı zamanda onun gücünün büyüklüğünü gösterir.”

Jean Jacques Rousseau nettir: “İnsanın dini ne tapınaklardır, ne altarlar ne de âyinlerdir. İnsanın dini tamamen en üstün olan Tanrı’ya içsel bir ibadet ve ahlâk kurallarına sonsuza dek uymaktır.”

Musevilik ve Hıristiyanlık ile ilgili ilginç veriler ortaya çıkıyor. Örneklerden birkaç tane seçme yapalım:

Arkeolog Rolf Krauss’a göre Musa figürü, büyük bir olasılıkla Mısırlı bir kral naibidir… Musa’nın kurtardığı halk ile ilgili olarak Tevrat dışında ortada en küçük bir kanıt bile mevcut değildir. Bu efsanenin arkasında tarihsel bir kişilik var mıdır?.. Ya da Musa, İsrail’in kendine özgü yolunda devamı için öngörülmüş edebî bir hayâl ürünü müdür?

İnsanüstü yakıştırmalar, propaganda araçlarıdır ve gerçek tarih ile uzaktan yakından hiçbir ilgileri yoktur.

İSA, VAROLMADI MI?

Nasıralı İsa…

Söz konusu tarihlerde Nasıra ismini taşıyan bir yerleşim yeri bile mevcut değildir. Tarihçi Flavius Josephus, Celile’de tam 63 yerleşim yeri sayar. - Nasıra diye bir yer yoktur!..

Yahudiler… Grekler… Ve koskoca Roma İmparatorluğu… Satır ile geçmez.

İncil kaynakları, misyoner motivasyonlu ellerden çıkmadır. Çok sonraki tarihlerin ürünleridir.

Ya hiç önemsememiş olmalıydılar varoldu varsayılan devrinin yazıcıları… Ya da hiçbir şey duymamışlardır hakkında.

Celileli Justus Tiberias da (92/93) tek satır bile işitmemiştir bu balıkçıdan.

Yahudi Teolog İskenderiyeli Philon (M. Ö. 20 - M. S. 50) haberdar değildir böyle bir kişiden.

Flavius Josephus, notlarında İsa adını taşıyan tam 20 kişiden söz eder. Ne var ki hiçbiri kastedilen İsa değildir.

Albert Schweitzer, 1906 yılında, şöyle yazar: “Dünyaya Tanrı’nın imparatorluğunu kurmak için gelen bir mesih, asla varolmadı. Rasyonalizmden doğan… Liberalizmden beslenen… Modern teolojinin tarih ile giysilendirdiği bir hayâl ürünü idi.”

Voltaire ile noktalayalım: “İnsanın alması gereken isim Deist olmalıdır. İnsanın okuması gereken kutsal kitap da Tanrı’nın yazdığı ve mührünü bastığı ‘Doğa’ kitabıdır. İnsanın sahip olması gereken tek din de Tanrı’ya iman etmek ve iyi bir insan olmaktır.”

Halit Kakınç

Odatv.com