Suriye - Ukrayna savaşının enerji ayağı

Bir önceki yazıda ABD – Rusya arasında yaşanan Suriye ve Ukrayna eksenli savaşın en önemli boyutunun...

Bir önceki yazıda ABD – Rusya arasında yaşanan Suriye ve Ukrayna eksenli savaşın en önemli boyutunun, ABD’deki silah ve enerji cuntasının (1) silahlanma yarışına hız verme gayreti olduğunu saptamıştık.

Bana göre bu en önemli neden ama işin bir de enerji boyutu var.

Suriye’ye Amerikan saldırısı nasıl ki Kuzey Irak’taki Barzani’ye enerji alanında bir Akdeniz şnorkeli vermeyi hedefliyorsa, Ukrayna’daki iç çatışma da Avrupa’yı doğalgazla besleyen Rusya’nın borusunu tıkamayı amaçlıyor.

Suriye’nin kuzeyinde oluşturulacak bir Kürt bölgesi (Dışişleri konuşmalarında sözü geçen no fly zone yöntemiyle) Kukla Devlet Kürdistan’a Akdeniz’e çıkış imkanı verecek.

Burada temizlik amaçlı kullanılan El Kaide unsurları da bilahare Kürtlerin lehine temizlenecek. Tabii bu temizlik sonrası bu unsurlar Türkiye’ye karşı dönecek o ayrı.

ABD ile Türkiye görüşmelerindeki trafik ve mesajlardaki tonlamalardan bu sonucu çıkarabiliyoruz. Evet, El Kaide’nin Esad’ın üzerine sürülmesi bir Amerikan projesiydi ama bugün artık onlara çok da ihtiyaç kalmadı.

Özellikle de İsrail’in güvenliği düşünülecek olursa, Şam’da Esad’ın yerine bir El Kaide sempatizanının oturması bugünkü koşullarda düşünülemez.

EL KAİDECİ BENDER’İ AMCASI KOVDU

Mesela Amerika’nın sözünden asla çıkmayan Suudi Arabistan’ın, Suriye’den elini çekmesi bunun bir göstergesi. Suriye’deki savaşın, ABD’nin eski Suudi Arabistan Büyükelçisi Jeffrey Feltman ile Suudi Arabistan’ın eski Washington Büyükelçisi Bender Bin Sultan’ın ortak planı olduğu biliniyor. Hatta buna kamuoyunda Feltman – Bender Planı deniyordu.

Bugün bu ikiliden Feltman, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin siyasi işlerden sorumlu yardımcısı olarak çalışıyor ve Suriye’de 3 yılda başarılamayan planından dolayı üstü kapalı günah çıkartıyor.

Bender ise planın fiyaskoya dönüşmesiyle, önce ABD’ye küstü, ardından Rusya’yı tehdit etti ve de dün itibarıyla Suudi İstihbarat Şefliği görevinden amcası Kral Abdullah tarafından el çektirildi.

Doğu Guta’daki kimyasal silah saldırısının büyük rolü oldu. Saldırıyı Esad’ın yapmadığı baştan belli olmuştu çünkü.

Bender faslını biraz uzattım farkındayım ama El Kaide operasyonunun başındaki isim olarak oyundan alınması, misyonunu tamamlayan El Kaide’nin tasfiyesi tezimi doğrular nitelikte onun için.

İRAN – IRAK – SURİYE HATTINA SABOTAJ

ABD ve müttefiklerinin Suriye’de yenilgiyi ısrarla kabul etmemesinin en önemli nedenlerinden biri Kürt koridorunun Barzani için yaşamsal önemde olması ve de İran’ın Irak ve Suriye ile planladığı (İran’ın körfeiz bölgesinde bulunan Güney Pars Doğalgaz rezervini Irak üzerinden Suriye’nin Akdeniz limanına taşınması) ortak doğalgaz hattı projesinin Amerikan hakim sermayesi için kabul edilemez olması.

Dikkat edin Suriye’deki El Kaide saldırıları ile bu boru hattı güzergahındaki IŞİD El Kaidesi saldırıları eş zamanlı arttı.
Suriye - Ukrayna savaşının enerji ayağı - Resim : 1

Hattın Akdeniz’e çıkışının planlandığı Lazkiye bölgesinde de aynı şekilde El Kaide saldırıları düzenleniyor.

Bu noktada şunu da belirtmeliyim ki işler hiç de ABD’nin istediği gibi gitmiyor. Bir kere Esad’ın Rusya kaynaklı güçlü bir hava savunma sistemi var. İkinci olarak da PYD yani Suriye Kürtleri ile Barzani Peşmergeleri arasında çatışmaya varan gerginlikler yaşanıyor. Yani bu bölgede El Kaide tasfiyesi bir süre ertelenebilir. Ama El Kaide içindeki bölünme ve çatışmalardan Bender ve Türkiye’deki şürekasının sorumlu tutulduğu kesin.

KARADENİZ – KIZILDENİZ PROJESİ

İsrail’in Türkiye ile planladığı doğalgaz boru hattı projesini de katın buna. Reuters, Türkiye ve İsrail arasında deniz altından geçen 2.2 milyar dolara mal olacak bir boru hattı planlandığını ve bunun 10 milyar metreküp doğalgaz taşıyabileceğini bildirmişti. Reuters Ajansı’nın önceki gün yayımladığı haber analizde, herşey beklendiği gibi giderse İsrail ve Türkiye arasında bir doğalgaz boru hattının 2015 yılında döşenmeye başlanacağı belirtiliyordu.

Suriye’de “her şey pek beklendiği” gibi gitmese de plan proje ortada.
Suriye - Ukrayna savaşının enerji ayağı - Resim : 2

RUSYA’YA UKRAYNA TIKACI

Suriye, Ortadoğu’nun ruhuna uygun olarak daha bir gerilla çapulcu savaşı ise Ukrayna’daki olaylar “o eski güzel soğuk savaş günlerini” hatırlatırcasına bir NATO disiplini içinde yürüyor.

CIA daha bir önünü görürcesine, NATO’ya bağlı gladyo unsuru Neo Nazi’ler “ari ırkın” düzenli ve otoriteye saygılı sistematiğinde operasyon yapıyor.

Zaten epeydir hazırdı. Bir düğmeye basması eksikti. Ona da bastılar. Ukrayna’nın iki arada kalmış yapısı bölünmeyi ve çatışmayı kolaylaştırdı.

Peki lanet olası federaller neden böyle bir işe girişmişti?

En birinci nedeni Suriye’de kendilerine yenilgiyi tattıran Rus ayısına bir ders vermek, ondan da önemlisi yeni bir SSCB yani yeni bir “Evil Empire” yaratmak. Putin zaten tam adamı. Cheney cuntasının istediği gibi silahlanma yarışına verilecek ve dolayısıyla Amerika’daki ekonomik durgunluğa bir çare bulunacaktı.

Ondan sonra gelen neden ise Avrupa’nın Rusya’ya bağımlılığının engellenmesi. NATO’nun işsiz kalmaması için buna gerek vardı. Doğalgazının üçte birini Rusya’dan alan Avrupa’nın bu bağımlılığına bir son verilmezse Amerika’nın siyasi yalnızlaşmasına ekonomik ıssızlaşma da eklenecek ve bir süre sonra doların egemen olmadığı “cesur yeni bir dünya” ortaya çıkabilecekti.

Kiev’deki etkisiz ve yolsuz Yanukoviç Amerika’ya bu fırsatı verdi. Şimdi ise talihin garip bir cilvesi adı Türk oğlu anlamına gelen Turçinov isimli bir faşist Kiev’de yönetimde. Bu Turçinov sayesinde ABD Rus gazının Ukrayna üzerinden taşınmasına engel olabilecek.

Putin ise bunları biliyordu zaten. Almanya ile Kuzey Akım projesini gerçekleştirdi.

Suriye - Ukrayna savaşının enerji ayağı - Resim : 3

Şimdi de Güney Akım projesine hız verildi. Bugün sürpriz bir açıklama Taner Yıldız’dan geldi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Güney Akım Boru Hattı’nın Türkiye toprakları üzerinden geçmesi üzerine Rusya’nın herhangi bir talebinin olması halinde, bu durumu değerlendirebileceklerini söyledi.

Suriye - Ukrayna savaşının enerji ayağı - Resim : 4

Şimdi neden Ukrayna krizini bahane eden Amerikan, Fransız savaş gemilerinin Karadeniz’de cirit attığını görebiliyor musunuz? Asıl hedef, Güney Akım projesinin Karadeniz’in soğuk sularına gömülmesi. 2008’deki Gürcistan savaşında ABD’yi Karadeniz’e sokmayan kahraman denizcilerimizin neden en çok hapse atıldığına ve de Romanya ile Bulgaristan’ın neden NATO üyeliğine alındığına da açıklayıcı bir yanıt olabilir.

Türkiye’nin Rusya’ya enerji bağımlılığı, Ukrayna konusunda Suriye’deki kadar rahat hareket edememesine yol açıyor. Hatta Rusya ile ilişkileri mümkün olduğunca iyi götürmeye dikkat ediyorlar. Taner Yıldız’ın Güney Akım açıklamasını bu yönde okumak mümkün. Tayyip Erdoğan’ın Şanghay yönelimi de bu doğrultuda değerlendirilebilir. Danışmanı Yiğit Bulut’un Star gazetesindeki “Moskova ve Ankara Avrupa’dan uzaklaştırılıyor” başlıklı yazısında bunun ipuçları var. Bir anda Doğu Perinçek’ten bile daha hızlı Avrasyacı olan Bulut, Türkiye ve Rusya’nın AB’den hep kazık yediğini anlatıp, Türkiye ve Rusya’nın enerji alanındaki anlaşmalarında kriz beklenmediğini, Ankara ve Moskova’nın bu konuda birbirine güvendiğini yazdı.

Ama tahmin ederim ki her seferinde olduğu gibi Washington’dan gelecek bir uyarı sonrası Ankara yine eskisi gibi Asya yöneliminden çark edecek ve ABD’nin Suriye ve Ukrayna kurgularındaki uslu çocuk rolüne bürünecektir. Mesela bakınız S&P’un kredi notumuzu negatife çevirmesi. Sıcak paraya dayalı bir ekonomi hiçbir zaman ulusal çıkarlarını koruyamaz.

Dünyayı kana bulamaya bir süre daha devam edecek gibi görünen Batılı silah ve enerji cuntası, türlü oyunlarla Amerikan milli marşını tersten söyletmeyi beceriyor.

Ama eğer Rusya ve Çin bu oyunu (mesela Rusya –Almanya,Çin – İsrail açılımı) akıllı oynarsa,yani ABD’nin bölgedeki müttefiklerini ikna edici bir tutum izlerlerse papaz her zaman pilav da yemeyebilir.

(1) Princeton ve Northwestern üniversitelerinin ortak raporunda, 1980’den 2002 yılına kadar ABD Kongresi'nden geçen yasaların tümü incelendi. Kabul edilen 1800 yasa teklifinin kamuoyu tarafından nasıl algılandığını inceleyen uzmanlar, çıkan yasaların büyük kısmının arkasında kamuoyu desteği olmadığını belirledi.

Yasalar ekonomik elit lehine

Buna karşılık, kabul edilen reform paketleri ve yasa teklifleri, Senato ve Temsilciler Meclisi ile sürekli temas halinde bulunan çıkar gruplarının ve büyük şirketlerin lehine oldu.

Araştırmada şöyle denildi: “Sonuçlar gösteriyor ki ekonomik elitler ve organize olmuş iş çevreleri, ABD’nin yasa yapıcıları üzerinde büyük etkiye sahip. Buna karşılık sıradan vatandaşların çıkan yasalar üzerindeki etkisi ya çok az ya da hiç yok.” Araştırmayı yürüten Princeton ve Northwestern üniversitelerinin profesörleri, “ABD çoğulcu bir demokrasiden ziyade, çıkar gruplarının isteklerini yerine getiren bir oligarşiye benziyor” sonucuna vardı. (BBC Türkçe 16 Nisan 2014)

Hüseyin Vodinalı
Odatv.com

enerji ayağı arşiv