"Hain" sözcüğünün arkasındaki tehlike

-“Anlayış ve yüzeysellik yaşla değil, herkesin hak ettiği yolla ilgilidir.”

Cümleyi İtalyan yazar Susanna Tamaro, 80 yaşındaki kadının torununa yazdığı, gönderilmemiş mektuplarından oluşan “Yüreğinin Götürdüğü Yere Git” romanında yazdı.

Bir haftadır iktidar yöneticilerin alaycı gülümsemesine sebep olan, bir çocuğun Kılıçdaroğlu için sarf ettiği hain sözcüğü konuşuluyor.

Bu konuda yazılanlar-çizilenler Tamaro'nun sözünü hatırlattı; yüzeysel bakmak bu dil kadar yaralayıcı!

Açayım:

Dil, düşüncenin ve dünya görüşünün iletişim aracı. Bu sebeple konuşmamız gereken mesele şu:

Bir çocuğun aklını-duygusunu zehirleyen o kelime neyin sonucu sarf edildi?

Bir çocuğun “hain” sözcüğünü etmesinden çok, iktidar hâkim ideolojisinin dile nasıl hâkim olduğu gerçeğiyle yüzleşmek gerekmez mi?

Bir çocuğun diline yansıyan fanatizm, -iktidarı gülümsetecek düzeyde- nasıl olağanlaştı?

Alman filozof Franz Rosenzweig sözünü anımsatmalıyım:

-“Dil, kandan daha fazla bir şeydir.”

Çocuğun dilindeki “hain” sözcüğünün bulaşıcı olduğunu başka biçimlerde de gördük:

Kılıçdaroğlu'na yumruk atıldı…

Kılıçdaroğlu linç edilmek istendi…

Bunlar iktidarının fanatik dili sonucu gerçekleşti.

Toplumun tüm gözeneklerine sızan faşist dilin nelere yol açtığını öğrenmek isteyenlere kitap önereceğim:

-“LTI/ Nasyonal Sosyalizmin Dili.”

Yazarı, Victor Klemperer…

NAZİ ÖZEL DİLİ

Victor Klemperer (1881-1960)…

Almanya'da Yahudi ailenin çocuğuydu. Babası haham idi.

Alman olduğuna dair inancıyla Hristiyanlığı seçti. Gönüllü olarak Birinci Dünya Savaşı'na katıldı.

Dresden Teknik Üniversitesi'nde dil konusunda profesör oldu.

Hitler/Naziler iktidara gelince eski bile olsa Yahudi kimliği sebebiyle zor günler yaşadı; üniversiteden uzaklaştırıldı, sürgüne ve toplama kampına gönderildi. Hıristiyan eşi/ “ari ırktan” Eva Schlemmer bile kocası yüzünden zulüm gördü.

Dilbilimci Klemperer'in Nazi dönemi boyunca tuttuğu günlükleri yukarıda yazdığım kitabın da doğmasına sebep oldu.

Toplumun gündelik hayatına “Nazi dilinin” nasıl nüfuz ettiğini kelimeler üzerinden örnekler vererek yazdı. Mesele sadece (“hain” gibi) şiddet içeren sözcükler değildi; kelimelerin anlamı bile değiştirildi:

Örneğin, “fanatik” (fanatisch) kelimesi yüceltme anlamında kullanıldı.

Örneğin, “alma” (holen) kelimesi tutuklama anlamında kullanıldı.

Örneğin, “sorgulama” (Vernehmung) kelimesi işkence anlamında kullanıldı.

Örneğin, “tahliye” (evakuierung) kelimesi sınır dışı etmek anlamında kullanıldı.

Örneğin, “özel muamele” (sonderbehandlung) kelimesi cinayet anlamında kullanıldı.

Yani:

Savaşta- çatışmada -kimse pek farkında olmasa da- ilk kurşunu “dil” atıyordu.

O dil, gün gelip yalanı-propagandayı gerçeğin yerine geçiriyordu.

O dil, gün gelip olağanlaşıyor, günlük konuşmaya yansıtıyordu.

O dil, gün gelip büyük acılara/ toplu kıyımlara/ soykırımlara sebep oluyordu.

AKLI - DUYGUYU YOK EDİYOR

Dilbilimci Klemperer gizli tuttuğu günlüklerine yazdı:

-“Nazizm, insanların etine ve kanına tek tek kelimelerle, deyimlerle, cümle formlarıyla giriyor, milyonlarca defa tekrarlayarak kendini dayatıyor, bunların mekanik ve bilinçsiz biçimde devralınmasını sağlıyor…”

-“Dil sadece benim için nazmetmek ve düşünmekle kalmaz, duyguları da yönlendirir, kendimi ona doğallıkla, bilinçsizce bıraktığım oranda tüm ruhsal varlığıma yön verir. Peki ya gelişkin dil, zehirli unsurlara dayanarak gelişmiş veya zehirli maddelerin taşıyıcısı kılındıysa?”

-“Kelimelerin küçücük arsenik (zehirli) dozajları olabilir: Farkında olmaksızın yutulurlar, etki yaratmıyor gibi görünürler ama bir zaman sonra zehir etkisini gösterir…”

-”Birisi yeterince uzun süre boyunca fanatiği kahraman ve erdemli diye tanımlarsa, sonunda sahiden inanır; bir fanatiğin erdemli kahraman olduğuna ve fanatizm olmadan kahraman olunamayacağına…”

-“Fanatik ve fanatizm kelimelerini Naziler icat etmedi ama değerlerini ve kullanım sıklığını değiştirdi…”

Toparlarsam:

Kürsüye çıkarılıp eline mikrofon verilen çocuğun dilindeki “hain” sözcüğünün ne derece tehlike barındırdığını görüp olağan olmasına izin vermemek lazım.

Toplumu öldürecek bu zehiri açıkça ortaya koymak ve ona karşı koymak/ikazda bulunmak elzemdir. Olağanlaştırmak en az bu sözcük kadar tehlikelidir, surata vurulan tokata boyun eğmektir.

Unutmayınız ki:

Almanya'da Yahudi soykırımı birden olmadı; dil ile başladı her şey…

Soner Yalçın

Odatv.com

SONER YALÇIN KİTAPLARINI SATIN ALMAK İÇİN TIKLAYINIZ

"Hain" sözcüğünün arkasındaki tehlike - Resim : 1
susanna tamaro naziler hain iktidar soner yalçın Dil dil hakimiyeti