Son değişikliğin ardından doktorlar tedirgin

Prof. Dr. Suat Çağlayan yazdı...

Aile Hekimlerine ceza ve yasaklar getiren bir yönetmelik çıkarıldı. Kullanılmakta olan‘İhtar Puanları Listesi’ -Sağlık Bakanlığı’na az gelmiş olacak ki- daha da zenginleştirildi!

Maddelerden biri şöyle;

İzinsiz olarak bilgi veya demeç vermeleri durumunda Aile Hekimlerine 50 ceza puanı verilecek!”

Ayrıca, aile hekimlerinin sözleşmelerinin feshine kadar gidebilecek yeni cezalar da getiriliyor.

Pandemi sırasında yeminlerinin gereğini yerine getirmekten başka bir şey düşünmeyen aile hekimlerini terlerinin son damlalarına kadar sömürenler, artık ihtiyacın azalmaya başladığını görmüş olacaklar ki, hekimlere karşı olan acımasız tavırlarına geri dönmüş bulunuyorlar.

İzmir Hekim Güçbirliği, Tabipler Birliği, Genel Sağlık İş ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES)bu yönetmeliğe tepki göstererek bunun bir ‘Ceza Yönetmeliği’ olduğunu söylüyorlar.

Gerçekten, hukuk yorumcuları da Aile Hekimlerine dayatılmaya çalışılan bu madde ile sağlık çalışanlarının ifade özgürlüğün kısıtlanmakta olduğunu, sadece hekim haklarına değil evrensel yasalardaki insan haklarına da aykırı olduğunu belirtiyorlar.

Yönetim her ne kadar pandemi sürecinde sağlıkçıları göklere çıkarmışsa da gerçeğin farklı olduğunu zaten biliyorduk. Bundan sonrasını bekleyip göreceğiz! Hekimler, hemşireler, laboratuvar teknisyenleri ve diğer sağlıkçılar hakkında kim bilir neler planlıyorlardır!

HİPOKRAT YEMİNİ İLE OYNUYORLAR

Hekimlerimize ve sağlık çalışanlarımıza karşı taşıdıkları olumsuz düşüncelerini tümüyle sağlık mesleğine karşı da duyanların ana hedefi, çağdaş tıp değerleriyle oynamak.

Bu amaçla hem tıp fakültelerinde yönetime getirdikleri yandaşlar üzerinden hem de kendi atamaları rektörler yoluyla çağdaş tıbbın değerlerini yozlaştırmaya çalışıyorlar.

Başladıkları operasyonu Hipokrat Yemini üzerinden sürdürüyorlar:

Önce Sakarya Üniversitesi Rektörü, hekimlerin mezuniyet yemini metninde bulunan “…cinsiyet, etnik kimlik ve cinsel yönelim ayrımı yapılamayacağı” bölümünün çıkarıldığını bildirdi.

Ardından, İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Kızılay, daha da ileri gitti. Hipokrat Yemini’ni “sapkınlık” olarak değerlendirerek, “toplum ve aile değerlerini korumak için” yemin metnini değiştireceklerini söyledi.

Tıp mesleğinin temel ilkeleriyle oynayacak, liyakatsiz kişilerle tıp mesleğini yönetmeye kalkacaksınız…

Bu hizmeti verenleri cezalandırarak bıktırma yoluyla mesleklerinden uzaklaştıracaksınız…

Sonra da sırıtarak, hizmetleri için sağlıkçılara teşekkür edeceksiniz…

Sayın Sağlık Bakanı, artık bütün hekimler hiçbir inandırıcılığınızın kalmadığı inancında!

Kendilerine yapılanları içlerine sindiremeyen sağlıkçılar yurt dışına gitmek için fırsat kolluyorlar. Özellikle de hekimler ve dil bilen hemşireler batı ülkeleri tarafından kabul görüyorlar!

PROF. DR. SEMİH BASKAN

Tıp eğitimi alanında büyük deneyim sahibi olan Prof. Dr. Semih Baskan, gelinen noktadan büyük rahatsızlık duyanlardan biri. İçi yanarak yaptığı değerlendirmede şunları söyledi.

“Açılmış olan tıp fakültelerinin Temel Bilimler bölümlerinde büyük eğitici açığı var. Bu nedenle ülkemizdeki tıp fakültelerinin sadece üçte biri, batı ülkelerinin ölçütlerine uygun. Üçte ikisinden mezun olanların eğitimleri eksik bulunduğu için, batı ülkelerinden akreditasyon alamıyorlar…”

Semih Hoca’nın kaygılarından biri de başıboş bırakılan ve uygulama hastaneleri bile olmayan tıp fakülteleri! Bunların mezun ettiği hekimlerin mesleki yeteneklerinin tartışılabileceğini söyleyen Semih Hoca;

“Bu fakültelerden mezun olanları eklesek bile hekim sayımız OECD ülke ortalamasının çok altında (498’e karşılık 341) kalıyor. Hekim sayımızın yetersizliğine rağmen onları küstürerek yurt dışına gitmeye zorlamak büyük bir yönetim yanlışı!” diye ve ekliyor.

“Kaldı ki, halkın sağlıkçılara karşı tutumunu yüreklendiren yöneticiler var. Bu gerçek, şiddet olaylarının ortaya çıkmasında, alınan önlemleri yetersiz kılıyor. Son altı ayda 117 şiddet olayında 231 sağlık çalışanı şiddet görmüş!”

HEKİM GÜÇBİRLİĞİ TEDİRGİN

Mutsuz olan hekimler toplu olarak ayrılıyorlar.

İzmir Hekim Güçbirliği sözcüsü Dr. Suat Kaptaner, Sağlık Bakanlığı İzmir Tepecik Hastanesi’nda KBB uzmanı olarak çalışıyor. Hekimlerin mutsuzluğunu en yakından gözleyenlerden biri. Yıllarca İzmir Tabip Odası Başkanlığı yapmış olan Dr. Kaptaner, hekimliğin getirilmiş olduğu durum nedeniyle canı en çok yananlardan;

“Hekimlerin bıkkınlık ve umutsuzluğu giderek artıyor,” diyor. “Biz bu pandemiden sonra iktidarın hekimlere daha iyi davranacağını düşünüyorduk. Meğer tam tersini düşünüyorlarmış. Aile Hekimleri için çıkardıkları cezalandırma yönetmeliği bunun en çarpıcı örneği! Yöneticilerin nasıl bir ruh durumu içinde olduğunu anlamakta zorluk çekiyoruz” diyor.

HEKİMLERE YASAKLAR VE CEZALAR

Hekimlere uygulanan istifa yasağının kalktığı bir Temmuz tarihinden sonra İzmir’de yüzün üzerinde hekim görevlerinden ayrılmış.

Değeri bilinmeyen, özlük haklarına saygı gösterilmeyen, üstelik kışkırtılan kimi kişiler tarafından şiddete uğrayan hekimler kırgın ve kızgın olarak alternatif koşullar arıyorlar.

Pandemi nedeniyle ölümle yüz yüze çalışırken canlarını yitiren hekimlerin ‘görev şehidi’ sayılmaması da yönetimin hekimlere bakış açısını gösteren bir ölçüt olsa gerek.

Yıllık izinleri 15 günle sınırlanarak soluk alma şansı bırakılmayan hekimlere, Aile Hekimleri aracılığı ile gösterilen sopa, sadece hekimlerin değil tüm sağlıkçıların psikolojisini etkilemiş görünüyor…

Kimi lanet olsun diyerek mesleklerinden uzaklaşıyor, kimi de ilk fırsatta kendini yurtdışına atmaya çalışıyor.

Prof. Dr. Suat Çağlayan

Odatv.com

doktor izmir