Sokaklar kaynıyor… Hayatımda yediğim en değişik sosisli

Salih Seçkin Sevinç yazdı...

New York’tan döndüm. Bir ay boyunca sokaklarda en çok gördüğüm yemek sosisli sandviç oldu. Bizim ülkemizde çiğ köfteciler ne ise Amerika’da sosisli sandviç satıcıları o minvalde. Bu yüzden “Amerika'nın en ünlü sokak lezzetlerinden biri hamburger değil lakin sosisli sandviçtir” desem yanlış olmaz.

Sokaklar kaynıyor… Hayatımda yediğim en değişik sosisli - Resim : 1

Sosis, en eski işlenmiş et formlarından biri ve öyle ki İsa’dan önce 9. yy’da yazılmış Homeros’un Oddyseia’sında bile bahsi geçiyor.

Dünyada neredeyse her ülkenin çeşitli baharatlarla kendi damak tadına uyarladığı sosis çeşitleri var. Ayrıca sosis hemen hemen her etten üretilebiliyor. Kuzu, dana, piliç, domuz, geyik, balık etleri bunlardan bazıları… Almanların Frankfurter’i ya da Bratwurst’ü, Viyanalıların Winer’i, Polonyalıların Kielbasa’sı, İtalyanların Salami’si dünya sosisleri listesinde yer alan sosislerin bir kısmı.

Sokaklar kaynıyor… Hayatımda yediğim en değişik sosisli - Resim : 2
*Kielbasa

NEREDEN ÇIKTIĞI MUAMMA

Amerika’da sosisler bir sandviç içerisinde sunuldukları andan itibaren “Hot Dog” ismiyle anılıyorlar. Bu ismin (Hot Dog çevirisi Sıcak Köpek anlamına geliyor) nereden ortaya çıktığı ise en az UFO’lar kadar muamma bir konu. Lakin Amerika’ya sosisi ve sosis imalatını ilk kez Alman göçmenlerin getirdiği tarihi kayıtlarda var. Zamanla ucuz ve doyurucu olan bu lezzetin sosisli ekmeği içerisinde sunularak yaygınlaşmasıyla “Hot Dog” ismini aldığı ayrıca Avrupa’dan göç eden her ülkenin vatandaşının da kendi sosis kültürünü yeni dünyaya taşıdığı iddia ediliyor. Amerika’daki “Ulusal Hot Dog ve Sosis Birliği”nin söylediğine göre Frankfurt şehri, 1987 yılında Frankfurter sosisinin 500. yılını kutlamış.

Sokaklar kaynıyor… Hayatımda yediğim en değişik sosisli - Resim : 3

Doğrusu sosisi ben de çok severim. Ancak en sevdiğim, çocukluğumda ilk olarak annemin yaptığı salçalı suda kaynattığı sosislerdi. O günden bu yana bu zevkim hiç değişmedi. Ayrıca her ne kadar bugün yurt dışından gördüklerini uyarlamaya çalışan sosisli sandviççiler piyasada yaygınlaşmaya başlasa da, ülkemizde sosisli sandviç kültürünü oluşturan ve yayanlar kırmızı ışıklı bol salçalı su içinde sosis pişirip ekmek arasında satan büfelerdir. Türkiye’nin sosisli sandviç kültürü ve damak zevki bu büfeler ile ortaya çıkmıştır. Bu büfeler yerli toz hardallardan kendi acı hardallarını da üretirler. Evet, kullandıkları sosis belki piliç etidir ama salçalı, mayonez ve hardal soslu bir “Turkish Hot Dog” ucuz ve tatmin edici bir öğüne tekabül eder. Büfe sosislisi kesinlikle iddialı değildir, salaştır. İki sosisli sandviç ile bir açık ayran sipariş verirsiniz, sosislilerinizin üstüne bir de acısı burnunuzdan fırlayan büfe hardalı sürdürürsünüz ve son derece tatmin olmuş bir şekilde yolunuza devam edersiniz. Bugüne kadar Türkiye’de dışarıda bundan daha iyi bir sosisli sandviç yemedim. Kimileri sosis sadece ızgarada olur der ama yazımın başında da belirttiğim gibi sosis zaten işlenmiş bir üründür. Izgarası olur, haşlaması olur, buharda pişer, kimi zaman çiğ bile yenir. Amerika’da Chicago eyaletinde sosisli sandviçler sadece haşlanarak ve buharda pişirilerek satılırlar. Ayrıca yine Chicago’da sosisli sandviçlere asla ketçap konulmaz.

REN GEYİĞİ ETİ...

Bugüne kadar yediğim en değişik sosisli sandviçi Norveç’te yedim. 2017 yılında Norveç ziyaretimde yediğim bu sosisli sandviç Ren geyiği etindendi. Ren geyiği eti çok mu farklıydı peki? Açıkçası lezzet olarak belirgin farklılığın sosisin içindeki baharatlardan kaynaklandığını söyleyebilirim. Bu sosiste en belirgin baharat ise anason idi.

Sokaklar kaynıyor… Hayatımda yediğim en değişik sosisli - Resim : 4
Sokaklar kaynıyor… Hayatımda yediğim en değişik sosisli - Resim : 5

Türkiye'de sucuk hala sosisten daha evla sayılıyor. Oysaki tıpkı sucuk gibi sosis de kıyma haline getirilen etin çeşitli baharatlarla bir bağırsak içine ya da yenilebilir bir kılıfın içerisine doldurulmasından başka bir şey değil.

Sosisin Türkiye’de sucuk kadar yaygın bir pazar bulamamasının nedenini üreticilerin sosisi doğru pazarlayamamalarına bağlıyorum. Bir de tıpkı burger gibi sosisli sandviçin de yerelleşmeden doğrudan Avrupai sunumla son kullanıcıya sunulmasının bunda payı büyük. İçselleştiremediğimiz her yemeği dışlamakta da üstümüze yok.

Oysaki, burger ne ise sosisli sandviç de ondan farklı mantığa sahip bir yemek değil ve tıpkı burger gibi daha çok sofralarda yer bulmalı.

Bir yazının daha sonuna geldik…

Ülkemizde sevdiğiniz, ya da sosisli sandviçini çok beğendiğiniz mekanları bana yazabilirseniz ilerleyen zamanlarda bu yerlerle ilgili derleme bir yazı kaleme almayı çok isterim.

Afiyetle kalın.

Salih Seçkin Sevinç

Odatv.com