Hüseyin Vodinalı yazdı: Siyasal İslam’ın hazin ve ibretlik çöküşü

"Tek rehber, Kur-an’ı Kerim’dir. Onun dili Arapça değil, ne söylendiğini iyice anlamaktır. O da “oku” diye başlar."

Pakistan’ın Peşaver kentinde yaşanan o tüyler ürpertici katliam, tüm dünyaya bir şeyi net olarak gösterdi: “Siyasal İslam iflas etmiştir.”

Irak Şam İslam Devleti denen caniler de aslında bunu ortaya koymuştu ama Pakistan’daki olay çok daha kan dondurucu bir örnek.

Taliban yanlısı 7 silahlı manyak, asker çocuklarının devam ettiği bir okulu bastı ve 132 öğrenciyi, 9 öğretmenleriyle birlikte katletti.

Öldürülen çocukların yaşları 12 ile 16 arasında değişiyordu.

Afganistan’da yaptıkları insanlık dışı katliamların yanı sıra kayalara oyulmuş binlerce yıllık Buda heykellerini dinamitleyen Taliban, Veziristan’daki kayıplarının intikamını bu yolla almıştı.

Aklınca ordu okulunu basıp asker çocuklarını öldürürse Pakistan ordusu geri adım atacaktı.

Oysa olan biten, masum ve günahsız 132 çocuğun canice öldürülmesiydi.

2004’te Rusya’nın Kuzey Osetya Özerk Cumhuriyeti’nin Beslan kentindeki okul baskınında da Çeçen Vahabi teröristler, 186’sı çocuk toplam 300 kişiyi acımasızca öldürmüştü.

Bu da o tür bir eylem.

Vicdanı olan herkes bunu görür.

Böyle insanlık dışı bir katliamı din veya cihat adına yapmak ise tanrıya en büyük hakarettir.

SİYASAL İSLAM’IN YÜKSELİŞİ VE ÇÖKÜŞÜ

Taliban, El Kaide, IŞİD, El Nusra, Boko Haram, Cundullah, Türkiye Hizbullah’ı, Hamas, Vahabi Çeçen ve İnguş çeteleri…

Bunların hepsi de radikal İslamcı etiketli ama özünde emperyalizmin ürettiği, desteklediği, fişteklediği örgütler.

Ama hepsine sorsanız kafirlere, en başta da “Büyük şeytan” Amerika’ya, “Siyonist katil” İsrail’e düşmandır.

Cihat için öldürmektedirler!

Cihadı emreden ise Kur-an’dır!

Kimilerine göre ise vatanlarını savunan aslanlardır!

Acaba gerçekten öyle midir?

Taliban’ı kuran Rusya’ya karşı savaşan Afgan mücahitleri midir? Yoksa Amerikan destekli Pakistan istihbaratı ISI midir?

Pakistan ve Afganistan’da CIA paralarıyla kurulan medreselerde yetişen sözde mücahitler, SSCB’ye karşı savaşırken özgürlük savaşçısı, ABD’ye karşı gelince de terörist olmuştur.

El Kaide de Taliban’ın Suudi Arabistancası’dır.

Suudi Arabistan ABD’nin benzin istasyonudur.

İster petrolünü alır, ister benzinini sağa sola döker yakar.

El Kaide öyledir de Çeçenler farklı mı?

SSCB’nin dağılması sonrası Rusya’yı yemek isteyen emperyalistlerin ABD, İngiliz ve Suudi ortaklığında kurdurduğu çeteler.

İslam kılıflı, gaddar savaşçılar.

IŞİD gibi kelle kesen, fidye için adam kaçıran, şeriat kanunları diye abuk subuk yasaklar getiren gözü kanlı tipler.

Suriye ve Irak’ta vahşet yapan El Nusra, IŞİD gibi örgütlerin bugün artık ABD ve yancıları tarafından kurulduğunu cümle alem biliyor.

Cundullah ise İran’daki Belucistan ve Sistan bölgelerini hedef alan Pakistan El Kaidesi.

Boko Haram ise Nijerya’daki petrole hallenen Batılı emperyalistlerin işi.

Kuzey Afrika El Kaidesi hakeza.

Türk Hizbullah’ını domuz bağlı cinayetlerinden, kelle kesmelerinden hatırlarsınız.

Hamas da sosyalist ve laik El Fetih hareketini ve Filistin’in ölümsüz lideri Yaser Arafat’ı bitirmek için emperyalist güçler tarafından kurdurulmuştur.

Bunların hepsi aşırıcıdır.

Liderlerinin sözü asla tartışılmaz.

Verilen emirler, intihar saldırısı da olsa kesin uygulanır.

Vatan için ölmekten çok, cennete gitme garantisi için ölünür.

Hepsi de yasa dışılığı fazlasıyla benimsemiştir.

İnsan kaçakçılığı, uyuşturucu ticareti, fidye ve haraç almak bunların rutinidir.

Demokrasi, insan hakları, düşünce özgürlüğü zinhar haramdır.

Kendileri gibi düşünmeyen herkesi düşman ilan ederler.

Hatta en ufak bir çelişmede birbirlerini bile.

Şiilerin camilerine, cenazelerine bombalı intihar saldırıları düzenlerler.

Bebek, çocuk, kadın demeden insan öldürürler.

İşin en acı tarafı da öldürdükleri kişilerin çoğu kendi dinlerinden, kanlarından ve canlarından olmasıdır.

IŞİD olayında bu doruk yaptı.

Dünyanın dört bir yanından bu örgüte katılmak için koştular.

Bugün ise IŞİD, örgütten ayrılmak isteyen kendi militanlarını infaz ediyor.

Alman haber ajansı dpa'nın görgü tanıklarına dayandırdığı haberine göre Sincar'ın Kürt güçlerinin eline geçmesi üzerine IŞİD Musul'da en az 45 militanını öldürdü. İnfazların Sincar'daki yenilgi üzerine yapılan bir cezalandırma olduğu belirtiliyor.

Öte yandan örgütün Suriye'de de ayrılarak kendi ülkelerine dönmek isteyen 100'den fazla yabancı cihatçıyı infaz ettiği belirtiliyor. Financial Times gazetesinin haberine göre öldürülenler, Suriye'nin Rakka kentindeki IŞİD karargahından kaçmak istedi.

ILIMLISI DA AYNI

Mısır’da Müslüman Kardeşler en eskilerinden.

Türkiye’deki Kemalist Devrim’e tepki olarak 1924’te kuruldukları söylenir.

Milli Kurtuluş Savaşlarından ödü kopan dönemin İngiliz Emperyalizmi bunları destekledi.

Ürdün, Fas, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirliklerinde krallıkları destekleyen İngilizler, Mısır ve Irak gibi daha büyük ve köklü ülkelerde bunları öne sürdü.

1980 sonrasında bunlar da radikaller gibi patlama yaptılar.

Mısır, Türkiye, Fas, Malezya, Endonezya, Yemen, Tunus, Pakistan vs.

Çeşitli isim ve kisveler altında ama hep İslamcı söylemde konumlandılar.

Tarikatler ve dini eğitim alanları bunların en önemli insan kaynaklarıydı.

Siyasi İslamcı hareketler, ABD tarafından ılımlı İslam olarak nitelendi ve açıktan desteklendi.

Mesela bizdeki Fethullah Gülen cemaati gibi. (Güney Kore’deki eş değeri Hristiyan Moon Tarikatı idi)

Radikallerle kapı arkasından iş bitiren emperyalizm ılımlıları açıktan destekledi.

Hedef milli kurtuluş hareketlerinden çok komünizm idi bu kez.

Sovyetler yıkıldı küreselleşme hakim oldu ama bunlar tasfiye olmadı.

Zamana ve vaziyete uydular, hepsi liberal sağ kulvarda var oldular.

Kapitalizmle hiçbir çelişmeleri yoktu.

Faiz haramdı ama kolayı vardı, kar payı.

Her türlü kapitalist tanıma kendince bir kılıf uydurdular.

Ama ABD hep daha çoğunu istedi.

Onlar da öyle.

VE ÇÖKÜŞ…

Bugüne gelindiğinde artık ABD, ılımlı İslam kelimesini dahi duymak istemiyor.

Çünkü ılımlısı da aşırısı da sonuçta raydan çıkıyor.

Ilımlı hep aşırıya meyilleniyor.

Aşırısı ise “sahibini” ısırıyor.

Ne kendi halkına, ne de hizmet ettiği emperyalizme bir faydası kalmıyor sonunda.

Çünkü katı dogmatik bir yapı.

Liderin tam otoritesi var.

Bu otorite düşmanlara duyulan nefrete dayalı.

Nefret ise ana besin kaynağı.

Ilımlısında da, aşırısında da kadına duyulan kin baskın.

Kadının baskılanması ve köleleştirilmesi ana amaç.

Çocuk ve gençler ise “harcanabilir” araçlar.

Kitle bu kırmızı çizgilere değmeyen lideri her koşulda destekliyor.

Bu da lideri vaz geçilmez kılıyor.

Lideri güçlendiriyor da.

Menderes’i, Demirel’i götüren ABD bugün Tayyip Erdoğan’ı götüremiyor.

IŞİD’e söz geçiremiyor.

Müslüman Kardeşleri artık koruyamıyor.

El Kaide’ye ulaşamıyor.

ÇÖZÜM

Birincisi, İslamiyet’in ticaret ve siyasetin kirli meydanından, vicdani yerine, yani insanların kalplerine dönmesi gerek.

İslamiyet’i en yüce ve ileri din yapan “Ruhban Sınıf” olmamasının yeniden sağlanması lazım.

Bugün Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 974, Kalkınma Bakanlığı’nın ise sadece 17 makam aracı var.

Tarikat liderleri, dinci örgütlerin başları sanki Allah’ın temsilcisi gibi muamele görüyor.

Ruhban sınıf yoktur.

Tek rehber, Kur-an’ı Kerim’dir.

Onun dili Arapça değil, ne söylendiğini iyice anlamaktır.

O da “oku” diye başlar.

İbni Sina, El Harezmi, Farabi bunu yapmıştır.

Ama bugün İslamcı kesim okumuyor, sadece liderine biat ediyor.

Ve her gelen bir öncekinden daha aşırıcı oluyor.

Bunun sonu yoktur.

Tüm dünyada şu son 30 yılda yaşananlar da bunu göstermiştir.

Taliban’ı da, Müslüman Kardeşler’i de, IŞİD’i de, Cemaat’i de duvara toslamıştır.

Toslamaya da devam edecektir.

Hüseyin Vodinalı

Odatv.com

hüseyin vodinalı IŞİD ılımlı islam arşiv