Şimdi de "halklarla sıfır sorun"

Başbakan’ın dış politika danışmanı İbrahim Kalın’ın İngiltere’den esinle ortaya attığı ‘değerli yalnızlık’ medyada tartışılırken açık ki...

Başbakan’ın dış politika danışmanı İbrahim Kalın’ın İngiltere’den esinle ortaya attığı ‘değerli yalnızlık’ medyada tartışılırken açık ki, başbakandan kavrama bir itiraz gelmediğine göre, istişare yapılmış aralarında… Tartışma sürerken, kazı çevirmeye Davutoğlu da katılmakta gecikmedi. Demek ki, iç kabinede dış politika ele alınmış ve başarısızlığın faturası ‘çıldıran komşulara’ çıkarılmak üzere anlaşılmış!

Komşu devletler ‘çıldırınca’ önce yalnızlık edebiyatı… Hemen sonra da devletlerle değil de ‘halklarla sıfır sorun’ gevelemesi… Buna hakikaten geveleme denir. Başka bir sözcük bulmak zor durumu izah etmek için…

ŞİMDİ DE ‘HALKLARLA SIFIR SORUN’!

Cumhuriyet’in bugünkü haberine göre, Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Anadolu Platfomu’nca sekizincisi düzenlenen Anadolu Buluşmaları Değişen Dünya ve İslam Sempozyumu’nun kapanış toplantısında komşularla sıfır sorun politikasından tornistan ederek bundan kastının “halklarla sıfır sorun” olduğunu öne sürmüş! Komşu devletlerle ve bölge devletleriyle ilişkilerdeki başarısızlığın ardından özeleştiri vererek Türkiye’nin ulusal çıkarlarının gerektirdiği ve aynı zamanda barışa, iyi komşuluğa hizmet edecek politikalara dönüş ya da onurlu bir istifa yerine tornistan! Başbakanın danışmanı da Dışişleri bakanının son açıklaması da AKP’nin dış politikasının tamamen iflas ettiğini açık seçik ortaya koyuyor.

CHP’NİN YILLARDIR SÖYLEDİĞİ

Dış medya kuruluşları da AKP’nin dış politikadaki tornistanını tartışıyor. Foreign Policy’de cumartesi günü çıkan “Sıfır Sorundan Sıfır Dosta Nasıl Gelindi?” başlıklı makalede AKP’nin ilk dönemdeki politikasını terk ederek daha müdahaleci bir tavır sergilemesi sonucu yalnızlaştığını ele aldı. (Ki, biz de daha önceki makalelerimizde AKP’nin Gül, Yakış ve Babacan dönemindeki dış politikasının önemli ölçüde makul düzeyde olduğunu işlemiştik.)

The Economist ise, içeride alternatifsizlikten hala gücünü koruduğunu belirttiği dışarıdaki yalnızlaşmasını Yeni Osmanlı idealinin çöküşüne endeksledi.

Bu arada, CHP’nin yıllardır dile getirdiği dış politika eleştirilerini görmezden gelen ve adeta üstünü örten bazı çevreler de ‘değerli yalnızlık’ itirafı sonrasında eleştirilerini dile getirmeye başladılar. Örneğin, Gülen cemaatinin gazetesi Zaman’daki yazısındaki Abdülhamit Bilici, yalnızlaşmayı üç etkene bağladı:

1)Kapasite ile vizyon ve vaatler arasındaki makas (ki, bu görüşe hükümetin yarı-resmi organı Sabah’ın Ankara Temsilcisi Okan Müderrisoğlu’na kadar neredeyse katılmayan yok); 2)Bölgedeki iç anlaşmazlıklarda taraf olmak;

3) Denge politikasından uzaklaşmak.

İFLAS EDEN HAYALPEREST SIFIR SORUN

Hakikaten de AKP, izlediği sözde ‘proaktif’ ve ‘ilkeli’ dış politikayla Türkiye’nin komşuları ve bölge ülkeleri arasındaki saygınlığını, dikkate alınırlığını, caydırıcılığını neredeyse dibe vurdurdu. İsrail ile Suriye arasında arabuluculuk yapan Türkiye’den, her iki ülkeyle de hasmane duruma gelen bir Türkiye’ye gelindi! Şimdi eğri oturup doğru konuşalım, bu marifet mi Sayın Davutoğlu? Mısır’da olup biten gelişmelerle ilgili olarak İslam İşbirliği Teşkilatı’nı istediğin kararı çıkaramayacağın kaygısıyla toplantıya çağıramıyorsun, sonra çıkıp vatandaşın olan teşkilatın başkanı Prof. İhsanoğlu’nu eleştiriyorsun! Olacak iş değil! Üstüne üstlük, Mısır’daki farklı tavır yüzünden Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleriyle de papaz oluyorsun!

DEVLETLER-HÜKÜMETLER DEĞİL, İNANÇ GRUPLARI

Bakar mısınız şimdi; Türkiye’nin Dışişleri Bakanı çıkmış sorumsuzca “halklarla sıfır sorun”dan söz ediyor! Tabii, onun için Filistin yok, Hamas var… Irak yok, Kuzey Irak’taki Kürt oluşumu var… Mısır yok, Müslüman Kardeşler var… Suriye yok, El Kaide’sine kadar marjinal köktendinci gruplar var…

Onun için sadece Sünni kesimler var, Şiiler yok, Nusayriler yok, Hıristiyanlar yok… ( O kadar sakat bir yaklaşım ki bu; örneğin, Irak’taki Türkmenlerin yaklaşık yüzde 55’i Şii, yüzde 45’i Sünni… Bu yüzden AKP Hükümeti Türkmenlerin bile tam arkasında durmuyor-duramıyor) Davutoğlu’nu hiç olmazsa biraz devlet ciddiyetine davet ediyorum; amiyane tabirle Türkiye’yi daha fazla ele güne karşı ‘madara’ etmeye hakkı yok!

AKP, CHP’NİN IRAK ZİYARETİNİ KISKANDI AMA…

Davutoğlu, bu arada, CHP’nin Irak ziyaretine kıskançlıkla yaklaşıp yalnızlığı gidermeye çalıştığı için teşekkür edeceğine eksik-gedik bulmaya çalışıyor… Oysa, Irak’ta merkezi hükümetin CHP’ye yüksek ilgisinin sırrının Erdoğan Hükümeti’nde olduğunu kabul etmesi gerek. Utku Çakırözer, Cumhuriyet’te Ankara-Bağdat ilişkilerindeki sıkıntının üç temel nedenini şöyle formüle etti:

“1)Erdoğan Hükümeti seçimler sonrasında Maliki’nin başbakan olmaması için yürüttüğü girişimler, 2)Ankara’nın Irak’taki Sünnilerle yakınlığı ve idam cezasına çarptırılan Irak’ın eski Cumhurbaşkanı Yardımcısı Tarık Haşimi’ye oturma izni vermesi. 3)Ankara ile Kuzey Irak’taki Bölgesel Kürt Yönetimi arasında Bağdat’ta hükümeti dışlanarak imzalanan gizli petrol ve doğalgaz anlaşmaları.”

AKP, merkezi Irak’la tezat, çünkü başbakan bir Şii olan Maliki. Kuzey Irak’la maşallah çok iyi, çünkü orası Sünni! Oysa, ilişkilerde esas olan Türkiye’nin çıkarlarıdır. Böyle saçma sapan mezhep kurguları değil… (Ayrıca, bu kurgunun belli ki içeride de bir karşılığı var; birbirinden kopuk değil ve bu da ciddi bir handikap oluşturuyor. Ülkenin fay hatları hareketlendiriliyor.)

Aslı Aydıntaşbaş’ın Milliyet’te yazdığına göre, Başbakan Erdoğan’ın Maliki’ye bir telefon görüşmesinde yüksek sesle bağırması ve Irak’ın içişlerine karışma tonundaki yaklaşımı da bardağı taşıran son damla olmuş. Gelinen noktada taban tabana zıt iki ülke; örneğin Suriye’de Maliki Esad’dan yana, Ankara ise Esad’ın kesin gitmesini istiyor. Maliki Mısır’da olup bitenlerden rahatsız değil, Ankara ise son derece rahatsız.

CHP BAĞDAT’TA NEDEN İLGİ GÖRDÜ?

CHP, ilgi görür Bağdat’ta, çünkü, CHP şöyle düşünüyor:

“CHP bölge ülkeleri ve bölge dışı ülkelerin Irak’ın içişlerine karışmamasını kuvvetle savunur. Aynı şekilde de Irak’tan Türkiye’ye hiçbir tehdidin yöneltilmesine olanak verilmemesini ister.” (Irak’taki heyete dağıtılan bilgi notundan)

Muzaffer Ayhan Kara

Odatv.com

Muzaffer Ayhan Kara CHP arşiv