Rusya'nın Ermenistan hesabı ne

Muzaffer Ayhan Kara yazdı...

Savaştan nefret ederim oldum olası. Artık günümüzde, bu çağda, devletlerarası meselelerde diplomasinin, uluslararası kuruluşların kerterizlerinin belirleyici olması en mantıklı olanı. Barış Derneği’nin 12 Eylül öncesindeki başkanı E. Büyükelçi Mahmut Dikerdem diplomasi tarihi hocamdı. 12 Eylül’de ileri yaşına karşın tutuklandı da. Barışsever olmayı onlardan öğrendik.

Fakat gelin görün ki, günümüzde olmadık bahanelerle işgaller, içişlere dışarıdan müdahaleler gırla gidiyor. Sanırsınız ki hala orta çağdayız! Emperyalistler, emperyalistlere sırtını dayayan haydut devletler insafsızca savaş tam tamları çalmakla kalmıyor, fiili işgale girişiyorlar. ABD’nin Afganistan ve Irak işgalini kim düşünebilirdi 11 Eylül’e kadar?

ULUSLARARASI SİSTEM DE KURULUŞLARI DA BATMIŞ DURUMDA

Sözü Ermenistan’ın Dağlık Karabağ’ı ve yetmiyormuş gibi çevresindeki yedi reyonu işgaline getireceğim. İşgal! Düpedüz işgal! BM kararları da işgal diyor üstelik. Ancak Minsk grubu öyle bir grup ki 27 yıldır çevir kazı yanmasın modunda! ABD, Rusya, Fransa… Hepsi de Ermeni hamisi. Tarihsel olarak da dolayısıyla bugün de… Ermenistan’ın haksız işgaline dur demedikleri gibi bir de üstüne üstlük silah ve mühimmat sağlıyorlar haydut bir devlete!

HASAN DEĞİL BASAN ALIR!

Yine rahmetli hocam Prof. Haluk Ülman’dan da dış politikada gerçekçiliği öğrendiğimi söyleyebilirim. Ki, E. Büyükelçi Osman Korutürk’ün danışman olarak yanındayken de gerçekçilik yanım pekişmiştir diyebilirim. Hocam Ülman’la bir gün tartıştığımızı ve bu tartışmanın veciz bir sözle kesildiğini hatırlıyorum; “Hasan değil, basan alır!”

Evet, bu sözü hiç unutmam. BM ve başka uluslararası kuruluşlara baktığımızda, onların tavırlarına göz attığımızda o söz çok gerçekçi geliyor. Bu kuruluşlar emperyal güçlerin borusunu öttürüyor çok büyük ölçüde ve onların dediği oluyor. Gücü olan düdüğü çalıyor bir bakıma!

Kıbrıs’ta Rum faşist çeteler Türklere eziyet ederken 1960’larda BM’nin adaya 33 silahsız Kanada askeri gönderdiğini hatırlarız Barış Gücü olarak! Bu kadar da dalga geçerler yani! Bosna’daki, Avrupa’nın göbeğine yakın bir coğrafyadaki Sırp kasaplığını uzun süre seyreden de onlardır. O kadar çok örnek sayılabilir ki.

İşte bu yüzden, geçen gün de yazdığım gibi, Azerbaycan için o gün, bugündür. Azerbaycan işgal altındaki topraklarını özgürlüğe kavuşturmak için seferberliğini sonuna kadar götürüp sonuç alacak noktadadır.

ERMENİSTAN SAVAŞ SUÇU İŞLİYOR

Ermenistan işgal ettiği topraklardan çekileceğine savaş suçu işleyerek bir de Azerbaycan kentlerine roket ve füze sallıyor! Cephede beyaz bayrak açıp cephe gerisinden roket sallayıp sivilleri katletmek de yine BM ve Minsk Grubu tarafından seyrediliyor! O yüzden Azerbaycan’ın atılan füze ve roketleri, başka çılgınlıkları da bertaraf edecek şekilde reorganize olup cephedeki ilerleyişini sürdürmesi, hem yürüyüp hem de çiklet çiğnemesi şart. Bu arzu, bu moral güç, asker üstünlüğü Azerbaycan’da var. Bu kez Ermenistan için tek şans işgal ettiği topraklardan koşulsuz olarak çekileceğini ilan etmektir.

RUSYA’NIN HESABI

Ermenistan’ın iç meseleleri ve Batı-Rusya çekişmesi; bu temelde Paşiyan ve Koçaryan öbekleri arasındaki çelişkiler de bu savaşla birlikte eş zamanlı olarak kabarmıştır. Anlaşılan, Rusya da Paşiyan’ı tasfiye edip yeniden Koçaryan’la yoluna devam etmek istiyor; Gürcistan’da kaybettiği etkiyi burada korumak istiyor. Bu çerçevede Rusya belki de günü gelince Ermenistan’ın işgal ettiği reyonlardan çekilmesine destek olup Dağlık Karabağ’da özerklik formülüne destek olmak isteyecektir. Ancak Azerbaycan için bu saatten sonra işgal edilen topraklarının tümünü kurtarmak zamanıdır.

“Haklı savaş” kavramı varsa, işte Azerbaycan’ın bu savaşı sonuna kadar haklı bir savaştır. Rusya bu haklı savaşı durdurmak istiyorsa Ermenistan’ı tavına getirip işgal ettiği topraklardan geri çekilmeye ikna etmelidir.

Muzaffer Ayhan Kara

Odatv.com

Muzaffer Ayhan Kara arşiv