RTE hayatının en zor dönemini yaşıyor

RTE cumhurbaşkanı seçilerek hayatının en büyük başarısını yakaladı ama sanırım konjonktürel olarak da hayatının en zor dönemine girdi. Ben RTE ile...

RTE cumhurbaşkanı seçilerek hayatının en büyük başarısını yakaladı ama sanırım konjonktürel olarak da hayatının en zor dönemine girdi.

Ben RTE ile ABD arasında güven bunalımı var olduğuna inandığım ve ABD’nin elinde RTE ile ilgili ayıplı belgeler olduğuna iman ettiğim için RTE’nin cumhurbaşkanlığına aday bile olmayacağını iddia etmiştim.

Yanıldım. Bunun için de RTE cumhurbaşkanlığına aday olduktan hemen sonra, 10 Ağustos seçimlerinden takriben 1 ay önce 3, 6 ve 8 Temmuz tarihlerinde 3 adet özeleştiri yazısı yazdım.

Yazılarımda şöyle dedim:

“Yolsuzluklara/hırsızlıklara bu kadar ayan beyan batmış, tüm dünyada güveni sıfırlamış, en küçük Ortadoğu ülkesinde bile zerre kadar itibarı kalmamış bir kişinin Türkiye gibi büyük öneme sahip bir ülkede cumhurbaşkanı adayı olmasına benim aklım ermiyor.

Ama yanıldım! Fena yanıldım! Tekrar tekrar özür dilerim!”

O yazılarda öngöremediğim bir nokta olduğunu da belirtmiştim:

“(Şimdi) Hepimiz biliyoruz ki, yeni bir Ortadoğu kuruluyor/kurulmak zorunda!

ABD elindeki belgelerle RTE’ye ölümü gösterdi, sıtmaya razı olan RTE ile başta Kürt meselesi olmak üzere yeniden kurulacak Ortadoğu’da yeni mutabakatlar sağla(yacak)!

Artık RTE, iplerinin tamamen ABD’nin elinde olduğu bir cumhurbaşkanı adayı!

Biz seçeceğiz, ABD kullanacak!”

***

RTE cumhurbaşkanı seçildikten hemen sonra ABD, Almanya ve İngiltere’nin teker teker ve ayrı ayrı, başta RTE olmak üzere, Türk liderlerini uzun süredir dinlediği ortaya çıktı.

Bu dinlemeleri biz deşifre etmedik. Kendileri ilan ettiler. Özür falan da dilemediler.

RTE bu ülkelerin liderleri ile NATO zirvesinde görüştüğü halde gıkını çıkarmadı.

Belli ki; dünya liderleri Erdoğan’ın ayıplarını biliyorlar, Erdoğan da dünya liderlerinin kendi ayıplarını bildiğini biliyor.

RTE cumhurbaşkanlığı makamında oturmak istediği sürece artık bu ayıbın ortaya çıkmasını engellemek zorunda. Bu uğurda kendisinden ne isteniyorsa yapacak.

***

Ayrıca, RTE Hükümeti’nin IŞİD ile yakın ilişkisini ABD ve İngiliz gazeteleri tefrikalar halinde yayınlıyorlar. Türkiye’nin IŞİD’e insan (terörist) ve silah yardımı yaptığı, IŞİD’in petrol kaçakçılığına yardım ettiği, hatta bu ticaretten bazı Türk siyasilerin nemalandığı her gün yazılıyor.

Yetmedi. ABD’nin eski Ankara büyükelçisi Riccardone Türkiye’nin El Kaide’nin Suriye’deki uzantısı Nusra’ya tüm uyarılara rağmen yardım ettiğini söyledi.

ABD’nin çeşitli devlet kurumlarına resmen danışmanlık yapan Türkiye uzmanı ve Lehigh Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Henri Barkey de Türkiye'nin IŞİD’e yardım ettiğini ve ABD'nin bundan çok emin olduğunu söylüyor. (Taraf Gazetesi- “ Türkiye’de IŞİD Destekçisi Altyapı Var”-15.09.2014)

Ayrıca diyor ki:

“Amerika’da Erdoğan’ın medyası için çalışanlar hariç hiç kimse 17 ve 25 Aralık operasyonlarının bir darbe olduğunu düşünmüyor. Hatta gülüyorlar, bir şey de anlamıyorlar.”

O da Riccardone ile aynı fikirde:

“Bu hükümetin IŞİD için kurduğu bir altyapı değil, belki daha önce Nusra Cephesi için yarattığı bir altyapı. İçinde bir sürü sivil toplum kuruluşu var. İHH (İnsani Yardım Vakfı) Nusra Cephesi’ne muazzam yardım ediyordu. İnsan getiriyordu, silah kaçırıyordu. Bunların bir kısmını devletin bilgisi dâhilinde yapmıştır.”

Ne Henri Berkey, ne de Riccardone işkembe-i kübradan konuşacak insanlardır.

Muhakkak onlara bir söyleten var!

***

ABD açık ve seçik bir şekilde RTE’ye “Ortadoğu’da yarattığın pisliği temizle, yoksa ayıplarını deşifre ederim”, diyor.

Ancak, RTE yine de IŞİD’e karşı açık cephe alamıyor.

Bahanesi hazır. IŞİD’in elindeki 49 rehine! “Onların hayatını düşündüğüm için cephe alamıyorum” havasında.

Hayır, iş bu kadar basit değil. Hatta belki de IŞİD’in elinde rehineler olması bahane yaratmaya imkân sağladığı için RTE’yi memnun bile ediyor olabilir.

***

IŞİD ve Nusra’ya yaptığı yardımları ABD biliyor da kendisine yapılan yardımları IŞİD, Nusra bilmiyor mu?

Eğer Türkiye IŞİD’e karşı silahlı eyleme girişir veya saldırı için İncirlik’i kullandırırsa IŞİD:

“Beraber yürüdük bu yollarda…” deyip Türkiye’den aldığı silah ve insan yardımını somut belgeleri ile ifşa ederse, kaçak petrolün kara parasını hangi Türk siyasiler ile kırıştığını beyan ederse RTE’nin hali nice olur?

***

AD’nin RTE için uydurduğu “Sünni İmparatorluğu” hülyası RTE’nin Frankenstein’i IŞİD’i yaratmıştır.

RTE yukarı tükürse tükürüğü bıyığına, aşağı tükürse tükürüğü sakalına bulaşacak.

Sanırım, RTE cumhurbaşkanlığı makamını ısıtamadan siyasi hayatının en zorlu dönemeçlerinden birisine girdi.

Büyük usta nasıl sıyrılacak, çok merak ediyorum.

Dr. Cüneyt Ülsever / Yurt

Odatv.com

arşiv