Edirne'de neler oluyor... Polis o saldırganı neden bir türlü "yakalayamıyor"
Hakan Erol yazdı...
Edirne 10 günden fazladır, tedirginlik içinde yaşıyor.
Edirne’de kaldırımda yürüyen kadınların ve minibüsteki yolcunun yüzüne kimyasal madde atan saldırgan, kentte huzursuzluk yaratmaya devam ediyor.
Bir saldırıyı kentin en işlek caddelerinden biri olan Erasta AVM'nin yakınlarında cadde üzerinde gerçekleştiren saldırgan, diğer saldırıyı ise, Edirne Toplu Ulaşım Sistemi'nin (ETUS) içinde bir kadına düzenledi.
Özellikle minibüsteki saldırıdan sonra saldırganın rahat hareketleri dikkat çekti.
POLİS "BULAMIYOR"
Şimdi...
Yaklaşık 18 yılını Edirne'de geçirmiş biri olarak, söyleyebilirim ki, Edirne; huzuruyla, rahatlığıyla ve sakinliğiyle bilinen bir şehir...
İşte tüm bu sakin ve rahat kent, yabancı uyruklu olduğu iddia edilen bir saldırgan tarafından huzursuz bırakılmış durumda.
Yine Edirne'ye 2-3 yılını vermiş biri, kentin her sokağını da ezbere bilir. Hangi mahallenin nasıl bir yapıda olduğunu da yine kafasında oturtmuştur.
İşte böylesine bir kentte, bir saldırgan günlerdir bulunamıyor. Polisin, saldırganı bulamaması tartışmaları da beraberinde getiriyor.
Edirne'de bu saldırılardan önce, hemen her gün şehrin giriş ve çıkışlarında polis arama noktaları bulunuyordu.
Saldırılardan sonra, özellikle geçen hafta, kent merkezi dahil her yerde polisin olduğu, adım başı polislerin nöbet tuttuğu belirtiliyor.
Edirne halkının üzerinde psikolojik bir baskı da söz konusu. Bir tarafta elinde silahıyla bekleyen polisler, diğer tarafta her an bir "deli"nin saldırısına uğrama olasılığı...
Edirne'de siyasi herhangi bir olayda anında müdahale eden polis, saldırganı yakalayamadığı gibi, halkı rahatlatacak, içini ferahlatacak herhangi bir açıklamada da bulunmadı.
Düşünün ki...
Saldırıların ikisi de güpegündüz ve ulu orta gerçekleşiyor. AVM yakınındaki saldırının birazcık ilerisinde trafik ışıkları var ve orada Mobese kameraları bulunuyor. Kamera görüntülerinden anladığımız kadarıyla, saldırgan, AVM yakınındaki saldırıyı gerçekleştirdikten sonra koşmaya başlıyor. İşte o koştuğu yönde, caddenin karşı tarafında bir ara sokak bulunuyor. İşin tuhafi ise o ara sokağın bitişindeki yolun parelelinde, yani üst caddede Jandarma ve Emniyet Müdürlüğü var. Saldırının gerçekleştiği yer, öyle ara sokak falan değil yani...
Keza minibüste gerçekleşen saldırıdan sonra da saldırgan bu sefer kaçma girişiminde bile bulunmuyor, rahatça yürüyüp gidiyor. Kimyasal madde değil, elinde bıçak olsa ve önüne geleni bıçaklayıp geçse bu saldırgan, demek ki hiçbir şekilde yakalanamayacak!
Ayrıca saldırganın diğer saldırısını gerçekleştirdiği ETUS minibüslerinde kameralar bulunur. Bu kameralar, her ETUS aracında mevcuttur.
Mesela polis, bu kameralardan tespit ettiği saldırganın fotoğrafını neden Edirne halkıyla paylaşmıyor? "Görenlerin polise ihbar etmesi"yle, Edirne halkından neden yardım istenmiyor?
Hala Edirne halkının çok büyük bölümü, saldırganı tanımıyor, bilmiyor, sadece korkuyor ve kameralara yansıdığı kadarıyla yüz hatlarına dair bir çıkarsamada bulunuyor. Belki de saldırgan her gün başka bir Edirneli vatandaşın yanından bu sayede rahatlıkla geçip gidiyor...
DEDİKODULAR SARDI...
Saldırganın bulunamayışı tedirginlik kadar dedikoduları da beraberinde getiriyor.
Saldırgan bulunamadıkça, kentte şehir efsanelerine teslim oluyor...
Her gün fısıltı gazetesi devreye giriyor:
"Saldırgan Ayşekadın'da görülmüş...", "TOKİ civarında ona benzer birine rastlamışlar...", "Karaağaç'ta geziyormuş..."
Son olarak saldırganın metruk binalarda kaldığı söylenirken, Özel Harekat Polisleri dün bir operasyon düzenledi. Ancak, saldırgana dair bir ize rastlanılmadı. Hatta saldırganın Yunanistan'a kaçtığı iddia edidi...
Saldırganın "deli" olduğu ve bu yüzden saldırı gerçekleştirdiği kentte ağızdan ağıza yayılıyor.
Peki sormazlar mı...
"Deli" olan biri bile Yunanistan'a bir şekilde kaçabiliyorsa, aklı başında olan "suçlu" bir insan, haydi haydi kaçmaz mı?
YEREL BASIN SUSKUN
Saldırgan ilk eylemini gerçekleştirdiğinde Edirne'nin yerel medyası da olayın üzerine gitmişti.
Olayın üzerinden günler geçtikçe yerel basının sessizleştiği görülüyor.
Neredeyse yerel gazetelerde bu olaya artık tek satır yer verilmiyor.
Olayın unutturularak geçiştirilmeye çalışıldığı iddia ediliyor.
KADINLAR SOKAĞA ÇIKARKEN İKİ KERE DÜŞÜNÜYOR...
"Sakin şehir Edirne"de artık kadınlar, özellikle gece yarısı çok fazla geç saate kalmadan evlerine dönüyor.
Hangi saat olursa olsun, Edirne'de kadınlar sokaklarda önceden çok rahat dolaşırdı. Edirne'yi bilenler, özellikle üniversite civarı, sabah-akşam hareketlidir, gençler doyasıyla eğlenir... Ancak yaşanan son olaydan sonra, genç kadınların sokağa çıkarken iki kere düşündüğü ifade ediliyor.
Edirne'de gelinen noktada, kadınlara saldırıda bulunan zanlı kadar; polis, yerel medya, belediye ve valilik de sorgulanır durumda...
Kadınlara korku yaşatan bu saldırgan, göz göre göre "kayıplara mı" karışacak?
Sahi, görevini yapması gereken kurumlar...
Edirne'ye yaşatılan bu "utanç" yetmedi mi?
Odatv.com
