Otomotiv sektörü nereye gidiyor

Sadece sektörü ve sektör çalışanlarını etkilemekten öte, ekonominin bütünü açısından ciddi bir sorun olma potansiyeli taşıdığını söylemek yanlış olmayacaktır.

11 Eylül 2018 tarihli,Otomotivdeki Dramatik Düşüşün Etkileri Neler” başlıklı yazımı, “özellikle ihracat ve istihdama katkısı yönüyle büyük önem taşıyan sektör açısından bakıldığında, şu an itibarıyla özellikle iç pazar açısından işlerin iyi gitmediğini söylemek mümkün. Ancak söz konusu gelişmelerin sektöre etkisinin orta ve uzun vadede ne olacağını net olarak söyleyebilmek için önümüzdeki bir iki ayda gelecek verileri de beklemek, özellikle de yurt içi satışlardaki önümüzdeki aylarda da sürmesi muhtemel azalmanın, ihracat artışıyla karşılanıp karşılanamayacağını görmek gerekiyor” sözleriyle bitirmiştim.

Yazıdan bu yana geçen kısa süre içerisinde açıklanan veriler, inşaat sektöründe yaşananlara benzer şekilde, otomotiv sektöründe de, geçtiğimiz yıllarda plansız, programsız bir şekilde, “ucuz ve bol” dış borçla azdırılan iç tüketimin, borç para girişlerinde yaşanan daralma ve borcun maliyetindeki artışından kaynaklı olarak hızla bir daralmanın söz konusu olduğunu ortaya koyuyor.

TRAFİĞE KAYDI YAPILAN ARAÇLARDA AZALMA

Bu kapsamda sizlerle paylaşacağım ilk veri, trafiğe kayıtlı araç sayısı. TÜİK tarafından yayınlanan rakamlara göre; Ağustos ayında geçen yılın aynı ayına göre trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı yüzde 40,9 azalmış.

Sizlerle paylaşacağım ikinci veri, Otomotiv Distribütörleri Derneği’nin (ODD) aylık olarak yayınladığı perakende satış verileri. Dernekten yapılan açıklamaya göre, 2018 yılı Eylül ayı itibarıyla otomobil ve hafif ticari araç toplam pazarı, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 67,73 daralırken, 2018 yılının ilk 9 ayında gerçekleşen satış rakamları bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 26,12 azalarak 463 bin 456 adet olarak gerçekleşmiş.

Yazının başında da ifade edildiği gibi, iç tüketimdeki bu daralma ihracat artışı ile karşılandığı, yani sektörün üretim rakamlarına yansımadığı sürece, doğrudan sektörün içerisinde yer alan kişiler açısından -sektör çalışanları dahil- çok büyük bir problem söz konusu değil. Tam tersi olarak, konuya, trafik sıkışıklığı ve çevre kirliliği açısından bakanlar açısından, olumlu bir gelişme olarak değerlendirilmesi de mümkün. Ancak, TÜİK tarafından geçtiğimiz hafta içerisinde yayınlanan Dış Ticaret İstatistikleri, otomotiv sektörü satışlarındaki düşüşün yalnızca iç piyasayla sınırlı kalmadığını, benzer bir düşüşün sektörün dış satışları açısından da geçerli olduğunu ortaya koyuyor.

İHRACAT DA DÜŞTÜ

Ağustos ayında toplam ihracatımız, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 6,5 düşerken, tek başına toplam ihracatımızın yüzde 10’unu karşılayan, ihracatın amiral gemisi olarak da niteleyebileceğimiz “Motorlu kara taşıtları, traktörler, bisikletler, motosikletler ve diğer kara taşıtları, bunların aksam, parça, aksesuarı” kalemindeki düşüş yüzde 10,6 olmuş. Üretimin ithalata olan bağımlılığı, TL’nin değer kaybının ihracat açısından avantaja dönüşmesini engellerken, sektörün yoğun olarak ihracat yaptığı ülkelerdeki talep azalması düşün başlıca nedeni durumunda.

Yukarıda sizlerle paylaştığım veriler, özellikle istihdam, ihracat ve cari açık açısından büyük önem taşıyan otomotiv sektöründe, önümüzdeki dönem üretim rakamlarına da yansıması kaçınılmaz bir daralmayı işaret ediyor. Üretimdeki daralmayı, tek başına sanayi istihdamının yüzde 15’ini, toplam istihdamın ise yaklaşık yüzde 5,5’ini karşılayan sektörün istihdam kapasitesinde daralmanın takip edeceğinin herkes farkında. TOFAŞ’ta üretime ara verilirken, Renault’da vardiya sayısının düşürülmesiyle başlayan sürecin, önümüzdeki dönemde yan sanayiyi de etkileyerek devam etmesi kaçınılmaz görülüyor.

İhracata yönelik sanayileşme adı altında, yönlendirme olanağınız olmayan dış talep ile ülkeye girecek ve bankalar aracılığıyla tüketimi finanse etmek üzere dağıtılabilecek borç paranın miktarına ve maliyetine bağımlı olacak şekilde plansız programsız yatırımlarla büyüyen/büyütülen sektör açısından iyi günlerin yakın olduğunu şu an itibarıyla söyleyebilmek pek mümkün değil.

Ekonominin geneli içerisinde taşıdığı ağırlık -özellikle ihracat ve istihdam- dikkate alındığında, otomotiv sektöründe yaşanan bu daralmanın, kısa vadede ihracata yönelik olumlu gelişmeler söz konusu olmadığı takdirde, sadece sektörü ve sektör çalışanlarını etkilemekten öte, ekonominin bütünü açısından ciddi bir sorun olma potansiyeli taşıdığını söylemek yanlış olmayacaktır.

Ahmet Müfit

Odatv.com

Otomotiv sektörü nereye gidiyor - Resim : 1

otomotiv daralma sektör ihracat Planlama arşiv