Kayyum icraatı... Öğrencilerden 10 bin dolar borç istendi

Ya bu inanılmaz yazının altında kimin adı var? Kayyımların veya Üniversite yönetiminin mi?Hayır!.. Öğrenci işlerinden bir memurun!..

Koronavirüs salgını sebebiyle tüm konular ikinci planda kaldı. Ama hayat devam ediyor, o yüzden diğer sorunlarımızı da unutmamamız gerekiyor.

İşte özellikle 31 Mart yerel seçimlerinden sonra yönetim şeklimizin bir parçası haline getirilen “Kayyım” uygulamasının gidişatına ilişkin çarpıcı bir örnek.

Hatırlanacaktır, yaz aylarında yaşanan orman yangınları sırasında Türk Hava Kurumu'nun uçaklarının kullanılmaması çokça tartışıldı. O sırada eski yönetim ile yenisi “Yolsuzluk” iddialarıyla mahkemelik de olmuştu. Nihayetinde Erdoğan, THK'nın avukatlığını eski milletvekili Haluk Pekşen'in yapmasından hareketle hem CHP'ye hem THK yönetimine şöyle tepki gösterdi:

“Şu anda bir olay daha çıktı ortaya; Türk Hava Kurumu meselesi. Türk Hava Kurumu’nun arkasında kim var? CHP’li milletvekili. Onun arkasında CHP. Bunu savunuyorlar ve ‘Bakanlık neden Türk Hava Kurumu ile çalışmıyor?’ diyorlar. Yahu bu adam zaten mezarlığa dönüştürmüş Türk Hava Kurumu’nu. Oradaki uçakların motorları, pervaneleri yok. Yani rezillik diz boyu. Şimdi büyük ihtimalle şurada birkaç gün içerisinde orayı da masaya yatıracağız. Yani bu Türk Hava Kurumu ile bir yere varamayız.”

Öyle de oldu. Erdoğan'ın bu açıklamasından 1.5 ay sonra Ankara 9. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin kararıyla, Türk Hava Kurumu'na kayyım atandı. Kayımlar; Gümrük ve Ticaret eski Bakanı Cenap Aşçı, Maliye Bakanlığı Müsteşarı H. Abdullah Kaya ile İçişleri Bakanlığı Daire Başkanı Adnan Zengin'di.

Kayyımlar, THK ile yetinmedi; 18 gün sonra 4 Kasım'da Mahkeme'den, kurumun diğer şirketlerinin yanısıra “Türk Hava Kurumu Havacılık Vakfı ile THK Üniversitesi yönetiminde” de yetkili kılınmalarını istedi.

9. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin, sözkonusu talebi aynı gün kabul etmesinin ardından kayyımlardan ikisi, Üniversite Mütevelli Heyetinin Başkan ve Başkanvekilliğini de üstlendi.

Bu kararla birlikte şöyle bir tablo ortaya çıktı; Mütevelli Heyet Başkanvekili koltuğuna oturan kayyım H. Abdullah Kaya aynı zamanda YÖK üyesi olduğu için hem “Denetleyen” hem “Denetlenen” konumuna geldi.

10 BİN DOLAR BORÇ VERİR MİSİNİZ?

Yeni yönetimden sonra Türk Hava Kurumu'nda neler yaşandı, yüksek maaşlarla kaç avukat alınırken kaç kişi işten çıkarıldı, çalışanlara 5 aydır maaş ödenmezken kayyımlar 5 bin TL olan maaşlarının artırılması için hangi girişimlerde bulunuyor gibi konuları bir başka yazıya bırakıp, THK Üniversitesi'nde yaşananlara geçelim.

Havacılık Vakfı tarafından 2011 yılında kurulan bu üniversitenin en büyük özelliği, ülkemizin havacılık ve uzay bilimleri alanında ilk ve tek ihtisas üniversitesi olması. Ücretli bir üniversite; yani bu üniversitede okumak isteyenlerin her türlü eğitim ve öğretim faaliyeti için ödeyeceği miktar her öğretim yılı başında belirleniyor.

Durum bu iken, bu ay başında ilginç bir olay oldu.

Havacılık sektöründeki gelişmeleri aktaran Airport'un 9 Mart'taki haberine göre, Pilotaj bölümü öğrencilerinin velileriyle bir toplantı yapan Mütevelli Heyet Başkanvekili H. Abdullah Kaya, kurumun ekonomik zorluklar çektiğini ve çıkmazda olduğunu anlatıp, velilerden 10 bin dolar civarında borç vermelerini veya bağış yapmalarını istedi.

Airport'un haberinde; bu talebe bazı velilerin, “Zaten evimizi satıp, emeklilik haklarımızı verip, çocuğumuzu kuruma teslim ettik. Bizim bir borcumuz yok. Bağış talep edilemez” diye tepki gösterdiği, bazı velilerin ise uçuş eğitiminde “Torpilli” öğrencilere öncelik verilirken, sıra bekleyen adayların, kurum yöneticilerine tepki gelmemesi için kasıtlı olarak sınıfta bırakıldığını öne sürdüğü ve karşılıklı tartışmaların yaşandığı toplantının herhangi bir karar alınmadan sona erdiği de aktarıldı.

RESMİ YAZIYA DÖKÜLDÜ

“Doğru olamaz” diye düşünüyorsunuz, değil mi? Maalesef doğru... Öyle doğru ki, THK yöneticileri bunu resmi yazıya bile döktü.

“Değerli öğrencilerimiz ve velilerimiz” hitabıyla başlayan yazının ilk paragrafı şöyle:

“5 Mart 2020 tarihinde öğrenci velilerimiz ve öğrencilerimizle bir durum tespit ve bilgilendirme toplantısı yapmıştık. Bu toplantıda, öğrencilerimizin uçuşlarıyla ilgili sorunları ve bazı çözüm önerilerini sizinle paylaşmıştık. Bu görüşlerle ilgili olarak sizden gelen geri bildirimlerde iki konu ön plana çıkmıştır. Bu görüşler doğrultusunda aşağıdaki önerileri bilgilerinize sunmak istedik. Öncelikle Üniversitemizin kayıt yaptırırken üstlenmiş olduğu taahhütte bir değişiklik olmayıp, tüm pilotaj öğrencilerimiz başarı durumu ve bulunduğu sınıfa göre sıralanıp, belirlenecek uçuşlarını yapmaya devam edeceklerdir. Aşağıdaki önerilerimizi kabul eden velilerimiz Vakfımızın uçuş okulu olan TUA da veya başka uçuş okulunda, dilerlerse her ikisinde ilave uçuş yaptırabilecektir.”

Nedir bu öneriler? İlkini, yazının devamından öğrenelim:

“Durumu uygun olan velilerimiz bağış yapmak isterse, istediği miktarda bağışı THK vakfına yapabilir. Bu bağışlar tüm uçuşların hızlandırılmasında kullanılacaktır. Velisi olduğu öğrencinin uçuşuna üniversite imkanlarıyla sağlanacak uçuşa ilave uçuş eklenmesini isterse 10 bin Amerikan dolarını üniversitemize borç verebilir. Bu borç iki yılı ödemesiz olmak üzere üçüncü yılında eşit taksitlerle geri ödemesi yapılacak bir taleptir. Bu ödemenin 5 bin doları peşin, kalanı takip eden üç ayda eşit taksitlerle ödeme şeklinde planlandı. Bu 10 bin dolar borç karşılığında en az 80 saat uçuşu TUA Uçuş Okulu ilave uçuş olarak sağlayacaktır. Bu uçuşlar için İzmir uçuş okulu kullanılacaktır. Bağış yapanlara da yine İzmir uçuş okulunda ekstra uçuş imkânı tanınacaktır. Bu uçuşlar ödeme yapıldıktan 15 gün sonra başlatılacak ve öğrenciye verilen uçuş planına uygun kesintisiz sürecektir. Bu ödemeler için bir sözleşme yapılacak ve velilerin ödemeleri kayıt altına alınacaktır. Bu durum karşısında, herhangi bir borç veremeyen veya bağış yapamayan öğrenciler nasıl etkilenecek? Bu öğrenciler Ankara THK uçuş okulunda uçuşlarına yine başarı ve bulunduğu sınıfa göre sıralanarak uçuşa devam edeceklerdir. Ayrıca bir grup öğrencinin aradan çıkmasıyla uçuşlarına daha erken devam edebileceklerdir. İzmir’de yapılacak uçuşlar Ankara’da ki uçuşları olumsuz etkilemeyecektir. Mevcut uçak kapasitemiz daha fazla uçuş saatine erişmeye yeterli olup ilave pilot takviyesi de yapılacaktır. Uçak yedek parça siparişleri Vakıf Katılımdan sağlanan kredi ile verilmiş bulunmaktadır. Ayrıca ilave iki veya üç uçağımız daha devreye alınacaktır. Bunun için çalışmalar devam etmektedir.”

İkincisi şu:

“Yukarıdaki öneriye ek olarak ya da alternatif olarak düşünülen durum ise öğrencilerin PIC (88 saat 15 dakika) uçuşlarını bir başka uçuş okulunda yapmalarıdır. Bu durumda gidilecek uçuş okuluna yapılacak ödeme, ilgili öğrenci tarafından yapılacak ve THK ve Üniversite bu durumda mali sorumluluk ve borç altına girmeyecektir. Sadece ilgili fakülte, öğrencilerin başka bir ATO’da uçuşların yapılabilmesi için gereken tüm akademik ve resmi işlemleri yapacaktır. İlgili uçuş okulunun tüm denetimleri ve kontrolleri Fakülte tarafından yapılacaktır.”

Yazıda, bu öneriyle ilgili olarak iki uçuş okulundan alınan fiyatlar verildikten sonra da, “Eğer veliler başka bir uçuş okulu ile anlaşırlarsa, Fakülte o uçuş okulu ile ilgili resmi işleri yapar. Ancak Fakülte iki uçuş okulundan fazla okulu denetleyip, güvenliği sağlayamaz. Bu sebeple sadece iki okuldan biri tercih edilip, Fakülteye öğrenciler o okulda PIC uçuşunu yapmak için dilekçe verilmesi durumunda gerekenler yapılacaktır” uyarısı yapıldı. Yani, “Bizim belirlediğimiz iki okuldan başkasıyla anlaşırsanız, sorumluluk almayız” demeye getirildi.

Neresinden baksan vahim, neresinden baksan suç!..

Ya bu inanılmaz yazının altında kimin adı var? Kayyımların veya Üniversite yönetiminin mi?

Hayır!.. Öğrenci işlerinden bir memurun!..

Erdoğan'ın, Türk Hava Kurumu yönetimi ile ilgili o sözlerinden hareketle soralım; peki bu kayyum yönetimi ile bir yere varılabilir mi?

Silivri'deki Barış'lar, Hülya Kılınç ve Murat Ağırel'e kucak dolusu sevgiler.

Müyesser Yıldız

Odatv.com

Kayyım thk hava kurumu uçuş Uçak okul üniversitesi kayyum arşiv