ODATV YEDİ ÇALIŞANI NASIL KURBAN EDİLDİ

Silivri Cezaevi’nde tutuklu olan arkadaşımız Müesser Yıldız’ın bilgisayarıyla ilgili, ODTÜ Bilgisayar Mühendisliği bölümü öğretim üyeleri bilirkişi...

Silivri Cezaevi’nde tutuklu olan arkadaşımız Müesser Yıldız’ın bilgisayarıyla ilgili, ODTÜ Bilgisayar Mühendisliği bölümü öğretim üyeleri bilirkişi raporu hazırladı. Prof. Dr. Göktürk Üçoluk ve Araş. Gör. Gödeniz Karadağ tarafından hazırlanan 21 Ekim 2011 tarihli ekler hariç 21 sayfa tutan rapor, Odatv’ye yapılan komployu birkez daha ortaya koydu.

Peki, bu rapor yandaş medyada yer buldu mu?

Hayır!

Aylardır Odatv’ye ve arkadaşlarımıza saldıran, virüslü dijital dokümanlar la karalamalar yapan tetikçi kalemler sus pus oldu. Bu diğer yandan onların gerçek gazeteci olmadıklarını bir kez daha kanıtladı. Öyle ya, gazeteciliğin temel ilkelerinden biri neydi? Dile getirdiğin iddiayla ilgili belgelere de yer vermek. Karşı tarafa da mikrofon uzatmak. Yani, gerçek neyse ona ulaşmaya çalışmak. Hakikate aşkla bağlı kalmak.

Gazetecilik yapmadılar; çünkü yalanları, maskeleri ve suçları ortaya çıktı.

14 ŞUBAT GÜNÜ YAPILAN KORSANLIK

Peki, ne diyorsu ODTÜ bilirkişi raporunda?

İddianameye göre; “Ulusal Medya”, “SY”, “Hanefi”, “Yalçın Hoca” isimli dijital belgeler (!) Müesser Yıldız’ın bilgisayarında bulunmuştu. Bu, bizlerin “virüs” savımızı, sözümüz ona geçersiz kılıyordu. İddianame ve yandaş tetikçiler aylarca bunu dile getirdi.

Bu yalan ve virüs gerçeği, Müesser Yıldız’ın bilgisayarında ODTÜ tarafından yapılan incelemeyle ortaya kondu.

Rapora göre; Müesser Yıldız’ın bilgisayarına yerleştirilen ve iddianamede “suç delili” diye yer alan dijital dokümanların tarihleri ve saatleri(oluşturulma, değiştirilme, erişim tarih ve saatleri) 14 Şubat 2011 günü (Odatv’ye ilk baskının yapıldığı gün! ) değiştirilip, geçmiş tarih ve saatlere aitmiş gibi gösterilmişti.

ODTÜ raporunun 4., 5., 6., 7. Ve 8. Sayfalarında bu tarihler ve yapılan bilgisayar korsanlığı ayrıntılarıyla anlatıldı.

ODTÜ’lü uzmanlar yaptıkları ayrıntılı açıklamadan sonra şu satırları kaleme aldı:

“Bu dosyaların hepsinin tarihlerinin değiştirilmiş olması, “Ulusal Medya 2010.doc” dışındakilerin tarih değişikliğinden önceki tarihlerinin saniyeler mertebesinde yakın olması, “SY.doc” dışındakilerin tarihlerinin değiştirildiği zamanın dak,kar mertebesinde birbirne yakın olması bu dosyaların normal bilgisayar kullanımı dışında (kullanıcının bilgisi ve haberi olmadan) kalan bir süreç aracılığıyla imajı incelenen diske yerleştirildiğini ve tarihlerinin sonradan değiştirildiğini göstermektedir. Diğer taraftan normal bir bilgisayar kullanıcısı bu tür değişiklikleri yapacak kişisel donanıma sahip olamaz. Bu tip değişiklikleri yapabilmek için uzman seviyesinde bilgisayar ve işletim sistemi bilgisine sahip olmak gerekmektedir.”

VİRÜSLÜ E-POSTAYLA BİLGİSAYAR ELE GEÇİRİLDİ

Peki, bu virüslü sahte dökümanları bilgisayara yerleştirmek için ne yapmak gerekiyordu önce?

Bilgisayarı korsanlık yoluyla ele geçirmek!

Bu nasıl gerçekleştirildi? Yanıtını bilirkişi raporundan öğreniyoruz: ODTÜ raporunda arkadaşımız Müesser Yıldız’a ait mail adresleri de ayrıntılı bir şekilde incelendi.

Yapılan inceleme sonucunda; 24 Ocak 2011 ve 5 Şubat 2011 tarihlerinde iki ayrı virüslü e-postanın Müesser Yıldız’a gönderildiği tespit edildi.

CHP’den ve Leman Dergisi’nden geliyormuş gibi Müesser Yıldız’a gönderilen bu iki ayrı e-posta için raporun 19. Ve 20. Sayfalarında şu satırlar yazıldı:

“Kaynağı gizlenmiş ve virüs içeren bu iki e-postanın içeriğindeki yazılar, gönderildiği şahsı dosya eklerini açmaya yönlendirmektedir. Dosya ekinde bulunan resim ikonuna sahip virüs, gerçek resimlerin yanına yerleştirilerek şahsın virüse tıklaması ve bilgisayara bulaşmasının sağlanması amaçlanmıştır.

Alıcıyı aldatmaya yönelik hazırlanmış virüslü e-postaların içinde gelen virüs/trojen aracılığıyla, saniye farkıyla gönderilme tarihleri yakın olan 4 dosyanın bilgisayara aktarıldığı; daha sonrasında dakikalar mertebesindeki aralıklarla işlem yapılarak dosya tarihlerinin geçmişe alındığı konusunda kanaatimiz oluşmuştur.”

VİRÜSLE NELER YAPILIR

Taraf’ın polis kökenli yazarı Emrullah Uslu, “virüsle klasör mü yüklenmiş bilgisayara” diyerek gerçeği çarpıtmış ve sanki “imkansızmış” gibi bir yazı kaleme almıştı. Biliyordu halbuki gerçeği; aklı sıra hinlik yapıyordu.

Bu bölüm özellikle onun için gelsin:

Bir virüs/trojen bilgisayara bulaştıktan sonra neler yapılabilir?

Bu sorunun yanıtını ODTÜ’lü uzmanlar, raporda ayrıntılı olarak anlatıyor:

“Bilgisayar yerleştirilecek bir virüs ya da trojen(Truva Atı), bilgisayar üzerinden sahibinin bilgisi dışında çeşitli işlemler yapabilir, internetten dosyaları aktarıp sahibinin bilgisi ve isteği dışında bilgisayara yükleyebilir. Örneğin, zombi bilgisayar olarak adlandırılan ve bilişim suçlarında yaygın olarak kötü niyetli kişiler tarafından faydalanılan bilgisayarlar, bu kişilerin kontrolünde çeşitli zararlı faaliyetlerde bulunurlar. Zombi bilgisayarların gerçek sahibi ise bilgisayarının kötü amaçlar için kullanıldığının farkında bile değildir. Bu şekilde ele geçirilmiş bir bilgisayarda yapılabilecek faaliyetler; istenmeyen e-posta göndermek, internet üzerinden saldırı yapmak, bilgisayara klavye tuş vuruşlarını ve fare tıklamalarını kaydeden programlar yükleyerek kişilerin banka hesapları gibi kritik bilgilerine erişmek vb. şeklindedir. Kısacası bilgisayara yerleşen zararlı yazılım, bilgisayar üzerinde yazılımsal olarak yapılabilecek her eylemi gerçekleştirip, her türlü yazılımsal değişikliği yapabilir.(ODTÜ raporu sayfa 10)

İŞTE BU YÜZDEN SİLİVRİ’DELER

ODTÜ’nün hazırladığı bilirkişi raporu şu satırlarla bitiyor:

“Dosyadaki zaman izlerine ilişkin teknik verilen ışığında oluşan uzman kanaati, dört dosynın bilgisayara virüs/trojen tarafında aktarıldığı ve zamanlarının değiştirildiği yönündedir.”

Peki, tüm bunları neden yazdık?

Biz daha ilk günden, Odatv’ye komplo yapıldığını dile getirdik. Dijital/siber terör yoluyla arkadaşlarımızın cezaevinde tutulduğunu yazdık defalarca...

Medyadaki tetikçi kalemler ne dedi?

“Sadece Odatv bilgisayarlarında değil ki, Müesser Yıldız’ın bilgisayarında da çıktı o belgeler!”

Şimdi...

Bu sözü söyleyen, eğer kendilerine “gazeteciyim” diyorsa, ne yapmalarını beklersiniz?

Müesser Yıldız’ın raporuna sayfalarında yer vermelerini ve bu komplonun neden kurulduğunu sormalarını/araştırmalarını!

Yapmıyorlar... Yapamayacaklar da...

İşte bu bayramda da yedi arkadaşımız hâlâ hapis.

Odatv, Ergenekon/Balyoz gibi davalarla ilgili haber yaparken sadece iddianamelerde yazanları, medyada çıkan haberleri okumadı. Sanık avukatlarına mikrofon uzattı, iddialarla ilgili savunmalarını dinledi, iddianamede yazanlarla karşılaştırdı. Yargısız infaz yapmadı; sadece gerçek neyse onu yazdı. Yani gazetecilik yaptı.

Ve bunun bedelini, Silivri Cezaevi’ne atılarak ödedi/ödüyor.

“Odatv kötü gazetecilik yapıyor” diyenlere bu sayfalardan ilan etmiştik:

“Sizinki iyi gazetecilikse, Odatv kötü gazetecilik yapmaya devam ediyor hâlâ...”

Odabudsman

Odatv.com

Müesser Yıldız ODTÜ odatv raporu arşiv