Öcalan’a karşı Ergenekon

Böyle bir şey var mı, ne yazık ki var!.. Özel yetkili mahkemelerin verdiği kararları tanıyalım veya tanımayalım, bu kararlar çıktı. Zâten bu şekilde çıkacağı çoktan belliydi. Sürpriz filan olmadı.

Bundan sonrasında ne olur? Tahminim, Yargıtay’dan dönmez.

Bence pratikte biri somut, diğeri siyasi boyutta şimdilik soyut, iki gelişme yaşanır.

Birincisi – Silahlı Kuvvetler’le ilgilidir. Gelişmeler bu minval üzere giderse, sonuç kaçınılmazdır. Bitmiş midir, bitirilmiş midir, hangi söylem tarzını kabul ederseniz edin, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Ordusu için bir devir kapanmıştır.

Biyolojik bir yasadır: İmmün, yani Bağışıklık Sistemi yok edildiği takdirde, insanoğlu ölür. Bağışıklık Sistemi, bir canlıdaki hastalıklara karşı koruma yapan, patojenleri ve tümör hücrelerini tanıyıp onları yok eden işleyişlerin toplamıdır. Sistem, vücuttaki virüslerden solucanlara, vücuda giren veya vücutla temasta bulunan her yabancı maddeye kadar tarama yapar ve onları, canlının sağlıklı hücrelerinden ve dokularından ayırt eder. Doğadaki tüm canlılar kendilerinden olmayan doku, hücre ve moleküllere karşı savunma sistemlerine sahiptir.

Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin iç ve dış düşmanlara karşı immün sistemi, Ordusu’dur.

Siz eğer Türkiye Cumhuriyeti Silahlı Kuvvetleri’nin genel kurmay başkanı ile ayrılıkçı bir terör örgütünün liderini aynı paketin içinde ve eşit olarak değerlendirirseniz, ülkenin iç ve dış mikroplara karşı bağışıklılığını sağlayan en güvenilir koruma sistemini bilerek yok ediyorsunuz demektir.

Hele hele klasik feodal yapıdan değil de ‘Ordu-Devlet-Millet’ geleneğinden gelen bir toplum için bu gelişme, final’in ilâmıdır.

ÇÖZÜMLERİ, TERÖR ÖRGÜTLERİ İÇİN GENEL AF ÇIKARTMAK OLACAKTIR!

Ben, bu hukuksallığı üzerinde konuşmayı bile gereksiz addettiğim kararların, orta vadede bir başka gayeye daha yönelik olduğunu düşünüyorum.

Tahminim şöyle: Kürt Açılımı gündeme geldi… İmralı’nın sesi her zamankinden daha net duyulmaya başladı. Ne kadarı gerçek – ne kadarı göstermelik bilemem, rivayete göre PKK silahlara veda sürecine geçiş yaptı. Tam ‘Abdullah Öcalan serbest bırakılacak mı?’ tartışmaları yapılırken, Taksim Gezi Parkı olayları patladı. Hızla yayıldı. Âkil Adamlar, hızla Sakil Adamlar’a dönüşürken, bu süreç yarım kaldı.

Öcalan’ı bu koşullar altında serbest bırakamazsınız – eğer bırakacak olursanız, kıyametin büyüğü işte zaman kopar. Ama, meşrû olsun veya olmasın, demokrasilerde çare tükenmez derlerdi ya.... Kolayı var - bir terör örgütü daha gündeme getirirsiniz. Bu örgütle ilgili tutuklamalar yapar, mahkemeler kurarsınız… Bu örgütün mensupları olduklarını öne sürdüğünüz kişiler hakkında ağır mı ağır kararlar alınmasını sağlarsınız.

Kamuoyu tepki verir. Rahatsızlık giderek büyür.

Sonunda Genel Af konusu gündeme gelir.

Artık yol bellidir – taraf tutacak, ayırım yapacak haliniz yok ya – sizin genel affınız, bütün terör örgütlerini kapsar.

Bir kısmını bırakalım, bir kısmını tutalım da diyemezsiniz. Öyle ya, ülkede kapı gibi (!) demokrasi var!..

Ergenekon’un demirden kapıları açılır…

Tabii bu arada, Abdullah Öcalan da dışarı çıkar.

Halit kakınç
Odatv.com