O pornografik görüntüler kimin döneminde Genelkurmay’dan milletvekillerine bürokrasiden gazetecilere herkese izlettirildi

İzmir Casusluk, Fuhuş, Şantaj davasının da kumpas olduğu ortaya çıktı, ama yarın görülmeye devam edecek davanın nasıl bir seyir izleyeceğini kimse kestiremiyor

İzmir Casusluk, Fuhuş, Şantaj davasının da kumpas olduğu ortaya çıktı, ama yarın görülmeye devam edecek davanın nasıl bir seyir izleyeceğini kimse kestiremiyor. Zira sadece AKP-Cemaat savaşı değil, AKP içi savaşlar boyutu da var.

Cemaatin, bu davaya özellikle TSK boyutu itibarıyla çok önem verdiği, kumpas soruşturmalarının oraya uzanmaması için “özel” çaba sarfettiği söyleniyordu... Kumpasta rol alan polisler, mülki amirlerin üzerine gidilirken, aylardır konuşulan “TSK'da operasyon” beklentisi ise gerçekleşmedi.

Bilirkişi raporları, DNA incelemeleri “kumpas” demişken ve davanın artık biteceği beklentisi başlamışken, duruşma öncesi iki ilginç gelişme oldu; Davanın “eskort” isimlerinden Narin Korkmaz hakkında bir takım iddialar ortaya atıldı. Sivas E Tipi Kapalı Cezaevi’nde yağma, hırsızlık ve tehdit davasından tutuklu bulunan bir sanık, Korkmaz hakkında tehdit suçlamasıyla şikayetçi oldu.

Ardından Silivri Cezaevi'nde tutuklu Emniyet Müdürü Ali Fuat Yılmazer İstanbul Askeri Casusluk davasıyla ilgili olarak Nazlı Ilıcak'a yaptığı açıklamada, “Bu davanın sanıklarının pornografik görüntülerinin” dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'a izlettirildiğini, onun da “Yaa, ben böyle bilmiyordum” dediğini öne sürdü. Başbuğ ise bu iddianın, “yalan, gerçek dışı ve maksatlı” olduğunu açıkladı.

“Biri İstanbul, biri İzmir Casusluk davası, ne alâka” demeyin. Zira iki dava birbirinin devamı, kullanılan “deliller” hemen hemen aynı. İspatı için Balyoz'dan hapis yatan emekli Jandarma Kurmay Albay Mustafa Önsel'in “İstanbul'dan İzmir'e Casusluk Kumpası-Kim Bunlar?” isimli kitabını okuyabilirsiniz.

SEYRETTİRME MODASI

Öncelikle İzmir Casusluk davasındaki “pornografik görüntülerin” niteliği hakkında bilgi verelim. “Pandora” isimli veri tabanında çeşitli “pornografik görüntüler” olsa da bu görüntülerin hiçbirinde sanıklar yok.

Evet, bazı sanıklara ait görüntüler var; Ama bunlar “Pandora”da değil, onların bilgisayarlarında bulunanlar... Ki, tamamı kız arkadaşı, nişanlısı, hatta eşiyle olan görüntüler.

“Kumpasçıların” da dava süresince yaptığı; Pandora ile bilgisayarlarda bulunan görüntüleri tamamen “algı yöntemiyle” başarıyla karıştırıp, ortaya bir “rezalet tablosu” çıkarmak oldu.

İkinci ve daha önemli kısma gelince; İstanbul Casusluk davasında o görüntüleri yetkililere izlettirip, izlettirmediklerini bilmiyoruz, ama İzmir Casusluk'ta Genelkurmay'dan milletvekillerine, bürokrasiden gazetecilere izlettirdiler. İzmir Casusluk Davası döneminin Genelkurmay Başkanı da Necdet Özel’di.

Bu görüntüleri seyredenlerin tamamı da Ali Fuat Yılmazer'in İlker Başbuğ'a atıfla aktardığı tepkiyi gösterip, “Yaa, ben böyle bilmiyordum” dedi. İzleme sonrasında da yetkililer, “Sonuna kadar gidilsin” talimatı verirken, davada bir yanlışlık olup, olmadığını sorgulayan milletvekilleri ve gazeteciler işin peşini bıraktı.

BÜLENT ARINÇ NE DEMİŞ?

İspatı mı?.. Bugün Erdoğan ve AKP'nin hedefinde olan Bülent Arınç'a dönemin polisleri “Kozmik Oda”nın yanısıra, İzmir Casusluk davasında da brifing verdi.

3 ay önce bu davaya ilişkin kumpas soruşturmasında gözaltına alınan ve tutuklanan Emniyet Müdür Yardımcısı M.A.Ş.'nin mahkemedeki ifadesini hatırlıyor musunuz? Şunları anlattı:

2013 yılında Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, kendisinin de bu konu ile ilgili basında ismi geçtiğinden dolayı brifing vermemi istedi. Y. Başkomiser ile birlikte gittik, dosyayı anlattık. Bülent Arınç dosyayı gördükten sonra bize, ‘Sizin alnınızdan öpmek lazım, çok güzel bir iş çıkarmışsınız. Türkiye'mizin namusunu kurtarmışsınız' dedi.”

Seyrettirme işleri olağanmış gibi konuşuldu, konuşuluyor... Peki, burada bir de şunu sormak gerekmiyor mu?

“Avukatlardan dahi gizlenen şeyler birilerine nasıl izlettirildi? Kişilerin özel hayatı hangi hak ve yetkiyle ortalığa serildi? Bunu yapanlar ve yaptıranlar suç işlemiş olmadı mı?”

HEDEFTEKİ GENELKURMAY ADLİ MÜŞAVİRİ

28 Şubat dahil tüm kumpas davalarda Genelkurmay'dan gönderilen “bilirkişi raporları ve cevabi yazılarda” öncelikle suçlanan isim Genelkurmay Adli Müşaviri Albay Muharrem Köse oldu.

Yandaş medya da İktidar-Cemaat savaşının en hızlı günlerinde, “Paralel yapının ordu içindeki en önemli ismi” diye onu işaret etti.

28 Şubat Davası sanıklarından sonra İzmir Casusluk Davası’nda da Muharrem Köse hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu belirtelim.

Sanıklardan Erdal Şenel ve İrfan Bulut'un Avukatı Erhan Tokatlı geçen ay İzmir'e gönderdiği bir dilekçe ile kumpas soruşturmasına polis, savcı ve hakimlerin yanısıra Genelkurmay yetkililerinin de dahil edilmesini isteyerek, özetle şu iddialarda bulundu:

“Hiçbir hukuka vicdana uymayan bir takım ön kabullerle, Genelkurmay Başkanlığı rapor hazırlamasını temin ederek, bir çok insanın tutuklu kalmasına ve tutukluğun devamına dair verilen kararlarda gerekçe yapılmasına sebebiyet veren Adli Müşavirin ve o dönemdeki yardımcılarının, İzmir Özel Yetkili Savcısına alet olarak veya destekleyerek, TSK'de mevcut olmayan, hiçbir zaman yazılmamış-vücuda getirilmemiş dijital veriler sanki gerçekte varmış gibi onlara gizlilik dereceleri atfederek hukuka, mantığa ve vicdana aykırı raporlar tanzim eden Genelkurmay İstihbarat Başkanlığının ve (Kara-Hava-Deniz) İstihbarat Başkanlıklarının ve değerlendirme raporlarında imzası bulunan kişilerin de soruşturmaya dahil edilmesi gerekmektedir... Bir kısım askeri personel hakkında neden yasal işlem yapılmadığı bunca zamandır anlaşılamadığı gibi yargılamanın esasına doğrudan tesir eden hususlarda herhangi bir işlem yapılmamış, gerekli hiçbir girişimde bulunulmamıştır. Eksik ve hatalı hususları şöyle özetleyebiliriz; Pandora veri tabanının imajı Genelkurmay Başkanlığı'na verilmediği gibi Genelkurmay'ca da istenmemiştir. Pandora veri tabanında mevcut olan dijital verilerin asıllarının gerçekte var olup olmadığı Genelkurmay Başkanlığındaki kaynaklarından araştırılmamış, eğer var ise karşılaştırılması yapılmamıştır. .. Bu yüzden mevcut şüphelilere ilave olarak bu şüpheliler yönünden de soruşturmanın genişletilmesine ve haklarında iddianame hazırlanmasına karar verilmesini talep ediyoruz.”

Hedefteki isim Genelkurmay Adli Müşaviri Muharrem Köse'nin tam bu günlerde izne ayrıldığı, bu gelişmenin de “görevden alınabilir” yorumlarına yol açtığı bildiriliyor.

İzmir Casusluk'la ilgili son bir not daha; Bu davanın, AKP içinde “muhalif” hareket başlatan Bülent Arınç ile “muhalefete” destek vereceği söylenen Ali Babacan'ın üzerinde “Demoklas'in kılıcı” olacağı öne sürülüyor.

Müyesser Yıldız

Odatv.com

O pornografik görüntüler kimin döneminde Genelkurmay’dan milletvekillerine bürokrasiden gazetecilere herkese izlettirildi - Resim : 1

İzmir Casusluk fuhuş Şantaj davası genelkurmay bülent arınç Ali Babacan arşiv