O arşiv ne olacak

Yakın zamanda kaybettiğimiz araştırmacı-yazar, E. Kurmay Yarbay Talat Turhan’ın arşivi ve kütüphanesi ne olacak?

Yakın zamanda kaybettiğimiz araştırmacı-yazar, E. Kurmay Yarbay Talat Turhan’ın arşivi ve kütüphanesi ne olacak? Şimdi soru bu… Çünkü Turhan, davaları sırasında, hapisteyken de daha sonra emperyal şebeke ve içerideki işbirlikçisi gladyo ile mücadele ederken de takipçisi olduğu konularla ilgili önemli ve ciddi bir arşiv oluşturdu. Sadece arşiv değil, ele aldığı konularla ilgili bir de kapsamlı kütüphane. Turhan, 1970’lerden bu yana basılı yayınları izler, takip ettiği konularla ilgili inceleme, röportaj, makale ve haberleri keserek dosyalardı. Konulara göre ayrılan kesikler ana klasörlerde toplanır, Turhan kitaplarını kaleme alırken bu şekilde kendi arşivinden yararlanırdı. Devrim gazetesi, 7 Gün dergisi vb. bazı periyodikler de biriktirilmişti. Nitekim bendeniz de Yön’ün Devrimi Devrim’in Yönü kitabımı kaleme alırken Turhan’ın arşivindeki Devrim ciltlerinden yararlanmıştım. Turhan, arşivini sınırlı sayıda dostuna açardı. Bu arada, az sayıda güvendiği araştırmacı ve meraklı da arşivde zaman zaman ve özellikle artık kendisini yorgun hissettiği son yirmi yılda kendisine yardım ederdi.

TURHAN’IN ARŞİV VE KÜTÜPHANESİ

Turhan, arşiv konusunda çok titizdi ve her ayrıntı onun için dikkate değerdi. Her ana konu ve alt konuları klasörlenir, klasörler özenle raflara konulurdu ki aranılan her şey kolayca bulunabilsin. Turhan’ın Kuzguncuk’taki babadan kalma dört katlı evinin yüksek giriş olan ikinci katı tamamen arşiv için ayrılmıştı ve aynı zamanda çalışma amaçlı da kullanılırdı.

Turhan’ın kitapları ise oturduğu dairedeydi. Buradaki salonda duvarların büyük kısmı kütüphane olarak düzenlenmişti. Bu kütüphanede kendi kitapları ve dostlarının kaleme alarak armağan ettiği kitapların yanında çok ağırlıklı olarak araştırma konularıyla ilgili kitaplar yer alıyordu. Bu bağlamda zengin bir kütüphanedir. Bu arada daha apartman kapısından içeri girer girmez sizi bir galeri gibi olan koridorlar karşılardı; geçmişten bugüne fotoğraflar, objeler vb.

Turhan’ın evine kimler gelip kimler kimler gitmiştir. Saymaya kalksak çok renkli bir yelpaze çıkar karşımıza. Röportaj için gelen gazeteci ve televizyoncular arasında ise günümüz isimlerinden tutun da Rafet Ballı’ya, bir zamanların ünlü kadın gazeteci-yazarı Nimet Arzık’a kadar çok sayıda isim görebiliriz. Arzık, 7 Gün Dergisi için yazarken görüşmüş Turhan’la.

Talat Turhan, 27 Mayıs sonrasında MSB Özel Kalem Müdürü oldu. Giderek TSK’daki inisiyatifi alan Silahlı Kuvvetler Birliği (SKB) bildirisine önemli general ve amirallerle birlikte imza atanlar arasında yer aldı. 1964’lerden bu yana önce ihtilalcilikten dolayı Genç Kemalistler Ordusu, sonra da ünlü Bomba Davası’dan dolayı yargılandı. İlk yargılaması sonrasında geleceğin genelkurmay başkanı olarak görülürken ve en parlak kurmay iken emekliye sevkedildi. 12 Mart döneminde MİT’in Ziverbey Köşkü’nde işkence ve tehdit altında kaldı ve tutuklanarak Selimiye Cezaevi’ne girdi. 1974 affıyla davalar düşünce serbest kaldı. Ancak Turhan bir kez CIA denetimindeki kontrgerillayı (gladyo) kuyruğundan yakalamıştı ve bırakmak istemiyordu. Gerçekten de kontrgerillanın ipliğini pazara çıkaran adam oldu. Memleket bu gerçeği ondan öğrendi. TSK, Emniyet, MİT, Adalet vb. kurumlara sızan kontrgerilla memlekette istediği filmi çeviriyordu!

NE OLACAK?

İşte Turhan’ın arşivi ve kütüphanesi demek kontrgerillayla ve dış uzantılarıyla ilgili dökümantasyon demek… Şimdi soru bu; bu arşiv ve kütüphane ne olacak?

Turhan’la çok uzun yıllar içinde bu konu sohbetlerimizde sıklıkla gündeme geldi. O, bu dökümanın hakkını verecek bir kurumca sahiplenilmesini çok arzu ediyordu. Ancak böyle bir kurum neresi olabilir diye sesli düşündüğümüzde doğrusu kurum bulamıyorduk.

Bir parti, bir üniversiteye bağlı veya bağımsız enstitü, bir kişi, bir kütüphane vb. olabilirdi. Ama tabii söz konusu dükümandan yararlanarak benzer çalışmaları yapması kaydı şartıyla. Olmadı, Turhan’ın sağlığında bu sorun çözülemedi. Şimdi ailesi kimi işbirlikleriyle arşivi dijital ortama geçirme çalışması içinde. Ne kadar yapabilecekler, sonuna kadar gidebilecekler mi, bilmiyorum. Henüz bir soru işareti… Turhan’ın vefatıyla oluşturulan bir iletişim ağında konuyla ilgili olarak kızı Feza Tosun’un bana hitap ederek kaleme aldığı değini aşağı yukarı şöyle:

TURHAN’IN KIZI NE DİYOR?

“Arşiv konusu çok derin ve sorumluluğu çok büyük bir konu… Kendisi de neredeyse 30 yıldır bu konuyu sohbetlerde ele alır fakat aklına yatan aklına yatan bir çözüm bulamadığından ertelerdi. Burada bana ve dostlarımıza büyük sorumluluk düşüyor. Arşiv ailemizin en değerli mirası olup gönlümüz araştırmacılara açılması, akademik kurumlarca değerlendirilmesi yönündedir. Aynı zamanda tabii tüm ülkeye malolmuştur. Düşüncem, ekim ayında bir duyuru yaparak akademisyen, hukukçu, tarihçi, siyaset bilimci ve aynı zamanda yakın dostlarıyla bir komisyon kurarak gelecek önerileri değerlendirip harekete geçmektir.”

SOMUT BİR ÖNERİ

Bu durumda ekim ayı beklenecek. Muhtemelen Odatv’deki bu yazımdan da ilgili çevrelerin geniş bir şekilde haberi olacak. Ancak şimdiden somut bir önerim var: Başka parlak bir öneri gelmezse, Talat Turhan Arşiv ve Kütüphanesi’nin Kadıköy Tarih Edebiyat Sanat Kütüphanesi’ne bağışlanabileceğini ve bu şekilde işlevini yerine getirebileceğini, araştırmacılara açılabileceğini düşünüyorum. Bu konuda somut olarak da arşivin-kütüphanenin denetimi, bağışı, taşınması hususunda da rol oynamaya hazırım. Bu önerimi Feza Tosun’a ve Kadıköy Belediye Başkanı Aykurt Nuhoğlu’na buradan duyurmuş da olayım. Zaten iki yıldır zamanım ve fırsatım olsaydı Turhan’ın sağlığında bu öneriyi kendisine de götürecektim. Şimdi herkes ekime kadar bir düşünsün bakalım…

Muzaffer Ayhan Kara

Odatv.com

O arşiv ne olacak - Resim : 1

Muzaffer Ayhan Kara odatv arşiv