Nerede o eski kurbanlıklar

Soner Yalçın yazdı...

Yıl, 1999.

Orissa tayfunu Hindistan'ın doğusunu yıkıp geçti. ABD'nin gıda yardımı olarak gönderdiği genetiği değiştirilmiş soya ve mısırı yemeyi halk reddetti.

Emperyalistler, başta Hindistan olmak üzere Türkiye gibi ülkelere hep tarımsal ürünler konusunda politik dayatmalarda bulundu. Hindistan'da; soya yağı satmak için hardal yağını yasaklattı!

Ülkemizde durum farklı mı?

Ve bizler ne kadar bunun farkındayız?

Ve bizler üzerinde yaşadığımız toprağın zenginliğinin ne kadar farkındayız?

Bakınız…

Anadolu yarımadası, dünyada tarımsal üretimin ilk kez yapıldığı topraklardır. Tesadüf değildi; bereketli toprakların su ve güneşle buluştuğu bu coğrafya, biyoçeşitlilik açısından eşsizdi.

Şöyle diyeyim:

Dünyadaki sekiz gen merkezinden üçü Anadolu'dadır ve üç binden fazlası endemik olmak üzere 13 bin bitki çeşidi vardır bu topraklarda!

Bu büyük zenginliğin farkında mıyız? Hayır!

Bırakın bu büyük zenginliğin farkında olmayı, tarımsal gerileme öyle bir noktaya geldi ki; sap, saman, ot ithali yapıyoruz artık! Sadece bunlar mı?

Türkiye; Rusya, Almanya, Fransa, Ukrayna'dan buğday, İngiltere ve Hırvatistan'dan arpa, Gürcistan'dan saman, ABD, Yunanistan, Türkmenistan ve Hindistan'dan pamuk, Arjantin'den soya, ABD, Arjantin ve Brezilya'dan mısır, ABD Vietnam, İtalya ve Tayland'dan çeltik ve pirinç, Etiyopya, Bangladeş, Mısır ve Çin'den kuru fasulye, Kanada'dan nohut ve yeşil mercimek, ABD, Ukrayna ve Kanada'dan bezelye, Bulgaristan'dan kurbanlık koyun, Şili, Uruguay ve Fransa'dan büyükbaş hayvan, Bosna Hersek'ten lop et ithal eden bir ülke haline getirildi!

Yani…

Türkiye, ortalama 1 milyar dolarlık ihracat, 8 milyar dolarlık ithalat yapmaktadır!

ESKİ KURBANLIKLAR

Kurban Bayramı'nda tarım-hayvancılığı konuşmanın doğru olacağını düşünüyorum. Çünkü…

“Nerde o eski bayramlar” sözünü sıkça duyarız; ve aslında ona ek yapmak gerekiyor: “Nerde o eski kurbanlıklar?” Öyle ya…

30 yıl önce hayvancılıkta kendine yeten ve komşu ülkelere canlı hayvan ile lop et ihraç eden Türkiye, bugün hem et ithalatçısı hem de dünyanın en pahalı kırmızı etinin satıldığı ülke haline geldi!

Eskiden sofralarda et eksik olmazdı. Türkiye'nin sığır, manda, koyun ve keçiden oluşan canlı hayvan varlığı toplamı 1980 yılında 85 milyon iken, bugün 53 milyona geriledi. Aynı dönemde nüfusumuz 34 milyon arttı.

Sonuçta ne oldu:

Son 5 yılda 4 milyon baş canlı hayvan ithal edildi ve 4 milyar dolar para ödendi.

Ve… Artık sofralarda kırmızı et yok.

Bir sanayi ülkesi olan Almanya, nüfusunu kendi ürettiği kırmızı et ile doyurmaktadır. Kg fiyatı 4 Euro olan kırmızı etten ortalama bir Alman yılda 75 kg tüketmektedir.

Güya bir tarım ülkesi olan Türkiye ise, dünyanın dört bir yanından hayvan ve et ithal etmekte, kıymanın kilosu Almanya'dan en az 3 katı pahalı olarak 42-43 TL'den satılmaktadır! Yıllık ortalama et tüketimimiz bir Alman'ın altıda biridir.

DOMUZ YEMİ!

Hiç düşündünüz mü:

Kurbanlıklar nasıl besleniyor?

Saman ithal etmemiz buna yanıt veriyor! Keza…

Türkiye'nin mera varlığı, 50 yıl evvelki düzeyin yarısına geriledi. 28.7 milyon hektar olan mera alanları, 50 yılda 14.6 milyon hektar düzeyine indi.

Peki ithal yemler ne kadar sağlıklı?

YEMSAN'ın özelleştirilmesiyle yem; kuralsız piyasa koşullarına terk edildi; çökertilen üretim kapasitesiyle üçte ikisi dışarıdan ithal edilmeye başlandı. (Daha önce yazdım; ithal edilen yemlerin içinde domuz var mıdır?)

Ya tarımsal alanlarımız?

Türkiye'nin son 14 yılda işlenen tarımsal alan büyüklüğü 27 milyon dönüm azaldı.

Yani, iki Trakya bölgesi büyüklüğündeki alan işlemekten vazgeçildi!

AB uyum yasaları palavrasıyla, hibe nitelikli fon cambazlığıyla köylümüz ve tarımımız katledildi. Hiç şaşırtıcı değil; Soğuk Savaş'ın başlamasıyla ABD, geleneksel tarımımıza ve itibarıyla yemek kültürümüze en büyük darbeyi vurmadı mı?

Neler yapmadılar ki…

Verimli ve kaliteli tarımsal üretim için; damızlık hayvan, fide, fidan, tohum gibi üretim materyallerini üreten Zirai Kombinalar, Devlet Üretme Çiftlikleri ve Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüklerini kimler etkisiz kıldı?

Toprak Mahsulleri Ofisi, Zirai Donatım Kurumu, Türkiye Şeker Fabrikaları, Et ve Balık Kurumu, Köy Hizmetlerini vd. kimler tasfiye etti?

12 Eylül 1980 darbesiyle ülkemizde kökleşmeye başlayan neoliberalist/vahşi kapitalist politikalarla piyasanın yıkıcı gücüne teslim edilen hayvancılığımızı-tarımımızı kimler katletti?

1980 yılında kendi kendine yeten bir ülke olan Türkiye'yi kimler “ithal tarım ürünleri cenneti” yaptı?

Bunların sonucu:

Türkiye 1 milyarlık tarımsal ürün üretiyor; 6 milyarlık tarımsal ürün ithal ediyor!

Kime ne diyeceğiz?

Baksanıza…

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Odatv.com

Nerede o eski kurbanlıklar - Resim : 1

soner yalçın odatv arşiv