Türkiye'de hak ettiği yeri bulamayan yemek... Nedir bu Ramen

Ramen. Çok katmanlı bir Uzakdoğu yemeği. En popüler olduğu yer Japonya, sonra Kore, sonra Amerika, sonra İngiltere.

Çorba desen çorba değil, noodle (uzun erişte) yemeği desen tam olarak öyle de değil. Ama hem içiyorsun, hem de içindeki malzeme bolca olduğu için bir yandan da yiyorsun. Belki bu bağlamda Gaziantep’in beyranı ile kıyaslanabilir. Ama tam olarak öyle de değil.

Çıkış yeri Çin. En primitif hali ilk olarak “Lo Mein” ismiyle et suyunda noodle olarak karşımıza çıkıyor. Zamanla bu yemek Japonlar’da çeşitleniyor, daha rafine, daha farklı ve daha katmanlı bir yemek haline dönüşüyor. Kore’de de ismi ramen. Vietnam’da ise karşımıza benzer reçeteyle ama “Pho” ismiyle çıkıyor. Vietnam'da erişte pirinçten yapılıyor.

Japonya denilince herkesin aklına sushi ya da sushi restoranı gelir ama Japonya’daki ramen lokantalarının sayısı sushicilerden fazla. Öyle ki, ramen zincirleri ve bir ramen çeşidinde uzmanlaşmış spesifik ramen restoranları bile var.

New York’ta romanım “Ölüm Yolcusu Abdülüver’in Tuhaf Seyahatleri”ni yazarken, kendime o günkü yazma hedefime ulaşırsam ödül olarak koyduğum bu yemeği birçok restoranda deneme şansım oldu. (Romanda da detaylı bir tarifini verdim.) Sonra baktım çok seviyorum, gittiğim her ülkede ramenci arar oldum. Japonya’da, Amerika’da, Gürcistan’da hatta Fransa’da bile ramen restoranlarını ve ramen çeşitlerini denedim. Hala da büyük bir iştah ve hevesle nerede denk gelsem deniyorum. Üstelik Türklerin damak tadına ve beslenme alışkanlıklarına da çok uygun bir yemek olduğunu düşünüyorum.

Ramen, Ippudo New York

KISA BİR TARİF...

Makbulü şöyle: Sığır, tavuk ya da domuz eti saatlerce büyük kazanlarda haşlanıyor ve böylece suyu/aroması elde ediliyor. Buradan yola çıkarak yine sığır, tavuk ya da domuz eti bu sularla kombinleniyor. Üstüne artık şefin tercihine göre mantar, nori, (deniz yosunu), taze soğan, susam yağı, kayısı formda pişmiş yumurta ve elbette olmazsa olmaz el açması uzun erişte ekleniyor.

“Ramen” işte kısaca bundan ibaret. İyi bir çorba kadar şifalı, bir et yemeği kadar besleyici, bir İtalyan makarna tabağı kadar karbonhidratlı, bir salata kadar vitaminli ve bir şef tabağı kadar renkli.

PEKİ TÜRKİYE'DE RAMEN NE DURUMDA

Dünyada bu kadar popüler olan bir yemeğin henüz Türkiye’de hak ettiği yeri bulduğunu düşünmüyorum. Bizde ramen ilk olarak bundan on beş-yirmi yıl önce açılan uzakdoğu restoran zincirleriyle ülkemize girdi. Ancak sadece bu restoranların menülerinde bir kategori altında yer bulabildi. Bu kategorinin ismi de: Noodle (Yani Makarna Türevi Yemekler) Lakin bu kategori altında bile ramen hiçbir zaman tam olarak yukarıda bahsettiğim şekilde hazırlanmadı. Oysaki, ramen tek başına uzmanlık isteyen, kendi alt kırılımları olan ve sadece ramen menüsüyle üstüne restoran inşa edebileceğiniz bir yemek.

TÜRKİYE'DE AÇILAN İL RAMEN RESTORANI: TAS RAMEN

2018’in sonbahar başlarında Türkiye’de ilk gerçek konsept ramen restoranı Caner Demiray tarafından Nişantaşı’nda açıldı. İsmi: Tas Ramen. Açıldığı hafta haber alır almaz gittim. Küçük ve şirin bir dükkan. Logosunda elinde ramen kabı olan ve kabın içindeki erişteleri midesine indiren sevimli bir panda var. Tas Ramen'in mutfağı olması gerektiği gibi açıkta. Ne oluyor, ne bitiyor oturduğunuz yerden izleyebiliyorsunuz. Menüsünde de Ramen kategori başlığı altında bir sürü ramen çeşidi var. Tıpkı yurtdışındaki benzerlerinde olduğu gibi...

Tas Ramen- Nişantaşı

Caner Demiray'ın Hikayesi...

Eski komşusunun Koreli olması sebebiyle uzakdoğu yemeklerine aşina hale gelen Caner Demiray, ilerleyen yıllarda yaptığı İngiltere seyahatinde uzakdoğu yemekleri üzerine derinlemesine araştırmalar yapıyor ve bu mutfakta uzmanlaşıyor. Türkiye’ye dönünce de bizde daha önce benzeri olmayan bir restoran konseptini bolca denemelerle birlikte hayata geçiriyor. Bu süreçte en çok zorlandığı şey kendi ramen eriştelerini açmak oluyor ancak bunu da zaman ve sabırla çözüyor. Caner ve ekibi bugün Tas Ramen'de kendi noodle (eriştelerini) kendileri açıyor, her gün büyük kazanlarda saatlerce et haşlıyor ve etlerin rayihasını ramenin suyuna aktarıyor. Yani kısacası dünya standartlarında ramen hazırlıyorlar.

Caner Demiray Tas Ramen sahibi

Eh bize de Türkiye’nin ilk ve (şimdilik) tek ramen restoranına hayırlı uğurlu olsun demek düşüyor tabii.

Bakalım ramen yemeğinin ve ramen restoranlarının Türkiye’deki yolculuğu gelecekte nasıl olacak?

Salih Seçkin Sevinç yazdı...

Odatv.com