Neden Cemaat’in hedefindeydi

Ahmet Kaya’nın Bahtiyar şarkısındaki gibi, “Gazetede çıktı üç satır yazıyla” ölüm haberi. Adı Eser Şahan’dı, emekli Albaydı, 66 yaşındaydı. 13...

Ahmet Kaya’nın Bahtiyar şarkısındaki gibi, “Gazetede çıktı üç satır yazıyla” ölüm haberi.

Adı Eser Şahan’dı, emekli Albaydı, 66 yaşındaydı. 13 Şubat’ta Cihan Haber Ajansı duyurdu, “Romanya’da bir bankta ölü bulundu. Yanında bir de tabanca bulundu” diye. Haberde şu bilgiler vardı:

“28 Şubat soruşturması kapsamında aranan emekli Albay Eser Şahan’ın Bükreş’in Drumul Tabrei bölgesinde akşam evinden gezinmek için çıktığı belirtiliyor. 10 yıldır Romanya’da ikâmet ettiği ileri sürülen albayın, 3 yıl önce Romanya hükümetinden sığınma talebinde bulunduğu kaydedildi. Romanyalı eşiyle birlikte yaşayan Şahan’ın 2 çocuğu olduğu öğrenildi. Albay Eser Şahan, 28 Şubat sürecinde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda İstihbarat Daire Başkanı olarak görev yapıyordu. Çok sayıda fişleme belgesinde Şahan’ın imzasının olduğu öne sürülüyordu.”

Şahan’ın naaşı 2 gün sonra İstanbul’a getirildi, 15 Şubat Pazar günü Selimiye Camii’nde kılınan öğlen namazını müteakip Pendik-Yeni Şeyhli Mezarlığına defnedildi. Sessiz sedasız. Ne haber oldu, ne kimse nasıl öldüğünü merak edip, araştırdı.

ESER ŞAHAN KİMDİ?

Evet Albay Şahan geçmişte DKK İstihbarat Başkanlığı yapmıştı ve 28 Şubat davası sanıklarındandı. Hakkında yakalama kararı çıkartılmıştı, aranıyordu.

Peki hakkındaki iddialar neydi? 28 Şubat sürecinde yaşanan meşhur “Köstebek” olayını ortaya çıkaran isimdi. Deniz Kuvvetleri’nde onbaşı rütbesiyle askerliğini yapan polis memuru Kadir Sarmusak’ın Batı Çalışma Grubu belgelerini Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı’na sızdırdığını tespit etti. TSK’yla, Emniyet’in ilk kez karşı karşıya geldiği olaydı.

28 Şubat soruşturması kapsamında 25 Mayıs 2012’de Savcılığa “tanık” sıfatıyla ifade veren Kadir Sarmusak, 28 Şubat döneminde Şahan ve arkadaşlarının “irticai faaliyetlerle ilgili fişlemelerini” anlatıp, kendisine işkence yaptıkları iddiasıyla şikâyetçi oldu.

BİR ACAYİP YAKALAMA KARARI

28 Şubat davasında 6’ıncı operasyon Haziran 2012’de yapıldı. O günlerde arandığı, ama bulunamadığı belirtilen 3 isim vardı. Bunlardan birisi de Eser Şahan’dı.

O vakitler Şahan kimdi bilinmiyordu, tamamen tesadüf 28 Şubat davasındaki acayipliklere dikkat çekmek için 20 Kasım 2013’te bir yazı yazdık: (TIKLAYINIZ)

Yazıda Şahan’ın da ismi geçiyordu. Özetlersek;

5 Ocak 2013’te Star Gazetesi’nde yayınlanan bir haberde şöyle deniyordu:

“Operasyonun 6'ıncı dalgasının yapıldığı Temmuz ayından beri kendilerine ulaşılamayan, Emekli Korgeneral Erdoğan Öznal, Emekli Tümgeneral Cevat Temel Özkaynak ve Emekli Albay Eser Şahan hakkında görüldükleri yerde yakalanmaları için gıyabi tevkif kararı çıktı. Karar gümrük kapıları ve havalimanlarına da gönderildi... Yakalama kararının çıkartılmasının ardından Emniyet Genel Müdürlüğü harekete geçti. GBT kayıtlarına bu kişilerle ile yakalama kararı işlendi. Görüldükleri yerde gözaltına alınarak en yakın Cumhuriyet Savcısı'na götürülmesi istenen isimlerin yurt dışına çıkışları da engellendi. Gümrük kapıları ve havalimanlarının bağlı olduğu bilgi paylaşım ağına karar işlendi.”

Haberden anladığımız, bu üç ismin Haziran 2012’den beri arandığı, 2013 Ocak’ı itibarıyla da Emniyet Genel Müdürlüğü’nün bu kişiler hakkında gümrük kapıları ve havalimanlarına bilgi verip, yurtdışına çıkışlarını engellediği idi.

Ancak iddianamenin ek klasörlerinde Ankara Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi’nin 22 Şubat 2012’de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdiği bir yazı vardı. Bu yazı 2012’ye aitken, ilgi tutulan ve Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı ile İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne ait yazılar Şubat 2013 tarihliydi. Yani Ankara Emniyet’in yazısı 6’ıncı dalga operasyonundan 4 ay önce yazıldığı gibi, 1 sene sonrasına ait yazılar ilgi tutulmuştu.

“Sehven olduğunu varsayalım” deyip, şunları sorduk:

-Cumhuriyet Başsavcılığı, 6’ıncı dalga operasyonunda bulunamayan Erdoğan Öznal, Cevat Temel Özkaynak ve Eser Şahan’ın “hazır edilmesi”ni istemek için neden 8 ay bekledi?

-Star Gazetesi, tüm bu yazışmalardan 1.5 ay önce o kişilerin firari olduğunu ve yakalanmaları için gıyabi tevkif kararı çıkartıldığını nasıl bildi?

Dahası vardı. Ankara Emniyet’in 22 Şubat 2012 tarihli yazısında mesela Eser Şahan’la ilgili şu bilgiler veriliyordu:

“İstanbul ....... adreste ikamet eden Esar ŞAHAN’ın, belirtilen adresinde eşi Necla ESER’in üvey kardeşi Mehmet Hüsnü ALPER isimli şahsın ikamet ettiği ilgi (b) sayılı yazı ile bildirilmiştir. Eser ŞAHAN’ın 23.3.2012 günü İstanbul Sabiha Gökçek Havaalanı’nda ülkemizden çıkış yaptığı, resmi yollardan ülkemize giriş yapmadığı...”

Polise göre, Şahan 23 Mart 2012’de yurt dışına gitmişti. Peki ölüm haberinde ne iddia ediliyordu; “10 yıldır Romanya’da ikâmet ettiği”.

O yazımızda polisin bu bilgisinin de “sehven” olduğu varsayımından hareketle, şunu sorduk:

“Hadi bunun da mümkün olduğunu, aranan kişilerin firar tarihlerinin 2013 yerine yanlışlıkla 2012 yazıldığını kabul edelim. İyi de hem Ankara hem İstanbul polisi, sanıklardan birisinin 1 ay, diğerinin 2 ay, sonuncusunun da 3 ay sonra yurtdışına kaçacağını nereden bildi?!. Biliyorduysa, niye engellemedi?”

SON SÖZÜ: KESİNLİKLE KONUŞMAYACAĞIM

Şahan’ın ölümünden sonra konuyu bir kez daha araştırmaya başlayınca Vatan Gazetesi’nde 7 Ocak 2013’de yayınlanan bir haber bulduk. “YÖK Paşaları Firarda” başlıklı haberde şöyle deniyor:

“28 Şubat soruşturması kapsamında firari olan ve haklarında yakalama kararı bulunan 3 general ve bir emekli albay her yerde aranıyor. Hakkında yakalama kararı bulunmasına rağmen yaklanamayan ve yurtdışında olduğu öne sürülen Şahan’a VATAN ulaştı. Yurtdışında olmadığı öğrenilen Şahan, hakkındaki yakalama kararının sorulması üzerine ‘Bu konularla ilgili kesinlikle konuşmayacağım’ dedi... Yakalama kararı çıkartılan 4 isimden biri olan emekli Albay Eser Şahan'ın o dönem Deniz Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Daire Başkanı olarak görev yaparken, bir taraftan Batı Çalışma Grubu Kriz Masası Kurulu'nda paralel görev aldığı belirlenmişti. Yapılan aramalarda ele geçirilen BÇG'nin matbu fişleme belgelerinde Eser Şahan'ın imzasının bulunduğu ortaya çıkmıştı.”

Şahan Ocak 2013’te Türkiye’de, Vatan Gazetesi bulmuş, ama polise göre Mart 2012’de yurtdışına çıkış yapmış.

Böylece Star Gazetesi’ndeki haber, operasyon ve yakalama kararına ilişkin yazışmalar ile iddianamedeki bilgilerin ne kadar çelişkili olduğunu bir kez daha ortaya koyduktan sonra devam edelim.

İLGİNÇ OLAYLAR

Şahan’ın Romanya’da ölü bulunduğu gün medyaya bir haber düştü. Erdoğan’ın ev ve ofisine böcek koyduğu iddia edilen iki polis Romanya’da film gibi bir operasyonla yakalanmıştı. Sahiden yakalandılar mı? Türkiye’ye getirildiler mi? Böylesi önemli bir haberin devamı niye gelmedi?

Yine o gün 28 Şubat soruşturması kapsamında “köstebek” Kadir Sarmusak’ın İstanbul’da talimatla ifadesinin alınması bekleniyordu. Ancak Sarsumak’ın mahkemeye gitmediği, bunun üzerine polis zoruyla getirtilmesi kararı alındığı öne sürülüyor.

Olaylar ve tesadüfler hayli ilginç değil mi?

TSK-POLİS KARŞI KARŞIYA GELMESİN DEMİŞ

Devam edelim.

Eser Şahan’ı 28 Şubat dönemindeki silah arkadaşlarına sorduk. Birisi şunları anlattı:

“Sarmusak yakalandı, ifadesi alındı. İfadesini Albay Şahan aldı, biz girmedik, kapıda bekledik. Kendisini iki kez uyardım, ‘Komutanım amiralliğiniz gidiyor’ diye. 20 gün sonra amiral olacaktı. İfade alma yetkisi yoktu. Karargâhın güvenlikten sorumlu subayının ifade alması gerekiyordu. ‘Biliyorum, ama TSK ile Emniyet karşı karşıya gelmesin diye çabalıyorum’ dedi. Sonrasında Köstebek davasında kendisi de yargılandı. Bir anlamda mahkemeye ev sahibiyle, hırsız birlikte çıktı. Orakoğlu ve Sarsumak’ın beraat etmesinin tek tek sebebi ifadelerinin uygun alınmamasıydı. Sorumluluğu biz üstlenelim, sizin amiralliğiniz yanmasın dedik, kabul etmedi. Sarmusak olayından sonra Akademi’de görevlendirildi. Hayatı mahvoldu. Birkaç yıl öğretmenlik yaptıktan sonra kendi isteğiyle emekliye ayrıldı. Eşinin hastalandığını, sonra ayrıldıklarını ve Romanya’ya yerleştiğini, orada evlendiğini duyduk.”

KESİNLİKLE ÖLDÜRÜLDÜ, ÇÜNKÜ 2000’DEN BERİ HEDEFTEYDİ

Bir diğer silah arkadaşının iddiaları ise çok daha çarpıcı. İşte o sözler:

“Eser Şahan Cemaat’in direkt hedefiydi. O şubede görev yapan subaylar olarak 2000 yılından itibaren takibe alındık. İnternet sitelerine düşen ilk haberler, gelen ilk ihbar mektupları bizimle ilgiliydi. Sonuçta hepimiz 28 Şubat’ın sanığı yapıldık. Çünkü Eser Şahan Deniz Kuvvetleri’ndeki Cemaatçi yapılanmayı isim isim tespit etmişti. Paralel yapının her şeyini, imamlarını biliyordu. Kim ne derse desin, kesinlikle öldürüldüğüne inanıyorum. Dikkat edin, ne ölüm sebebi açıklandı, ne otopsi yapıldı. Romanya’dan siyasi sığınma talep etmiş. Sığınma talebinde bulunmuş birinin naaşı nasıl apar topar Türkiye’ye gönderildi? Silahtan söz ediliyor, silahı var mıydı, Romanya’ya sokması mümkün mü?”

İyi de Şahan’ı kim, niye öldürsün? Silah arkadaşının cevabı şöyle:

“İki nedenle yok edilmek istendiğini düşünüyorum; Birincisi, herkes kendi tabanına biz 28 Şubat’tan intikam alıyoruz mesajı vermek istemiş olabilir. İkincisi ve daha önemlisi 28 Şubat davası hızlandı. Sanki Mahkeme acele ediyor, seçimden önce bitirmek veya en azından bir ara karar almak istiyor gibi. Eser Şahan bir şekilde Türkiye’ye gelecek veya avukatıyla ifadesini gönderecekti diye tahmin ediyorum. Onun tanıklığı olmadan dava bitemezdi. Çünkü 28 Şubat sürecinde Genelkurmay’daki BÇG toplantılarına Deniz Kuvvetleri adına giden kişiydi. Devlet, bir şekilde onu bulup, ifadesini almak zorundaydı. Ama artık gerek kalmadı.”

OĞLUNUN TEPKİSİ

İlginç ve önemli bir ölüm. Bu tür iddiaların, spekülasyonların olması da doğal. Ama ya Türkiye’deki oğlunun sözleri?

Şunları söyledi ve telefonu kapattı:

“Ölüm sebebini öğrenemedim. Bu konuda hiçbir şekilde konuşmak istemiyorum.”

Merhuma Allah’tan rahmet, yakınlarına sabırlar diledikten sonra şimdi de biz soralım:

Bir dönemin önemli ismi ölü bulunmuş. Kimseyi ilgilendirmiyor mu?.. Bu ne derin suskunluk?..

Albay Eser Şahan öldü mü, öldürüldü mü?

Tarihimize bir “faili meçhul” cinayet daha mı eklendi?

Müyesser Yıldız

Odatv.com

cemaat istihbarat Romanya arşiv