Müzisyen müzisyenliğini yapar

Kaan Çağlayangöl yazdı...

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü'nün dördüncü yılına özel bir konser düzenlendi. İletişim Başkanlığının organizasyonunda gerçekleştirilen konserde, ünlü piyanist ve besteci Fahir Atakoğlu'nun bestelediği “15 Temmuz Destanı” isimli bestesi de dinleyicilerle buluştu. 15 Temmuz gecesinin en önemli anlarını ve mekanlarını notalara döken beste, "İhanet, Şeref, Marmaris, Sela, Çağrı, Başkomutan, Milletin Evi, Şehitler Köprüsü ve Demokrasi Nöbeti" bölümlerinden oluştu. Fahir Atakoğlu'na konserde, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası ve Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü Devlet Çoksesli Korosu ile tasavvuf müziği sanatçısı Sami Savni Özer de eşlik etti. Söz konusu konser, birçok TV kanalıyla birlikte 14 Temmuz gecesi Cumhurbaşkanlığı ve İletişim Başkanlığı sosyal medya hesaplarından da saat 22:30'da yayınlandı.

Müzisyen müzisyenliğini yapar - Resim : 1

FAHİR ATAKOĞLU’NU YETERİNCE TANIYOR MUSUNUZ?

Ve bu konser yayınlandığı andan itibaren son zamanların en moda sosyal medya eylemi olan “linç” girişimi başladı. Sosyal medyada Fahir Atakoğlu’na konser başladığı andan itibaren gösterilen olumsuz tepkilerin sayısı bir hayli fazla idi. Türkiye’nin en önemli müzik adamlarından birine tuhaf ve anlamsız bir şekilde olumsuz tepkiler göstermekten geri kalmayan insanların durumunu sosyologlar ve psikologlara bırakıyorum. Onların yetmediği noktada belki ilaç desteği ile birlikte psikiyatrlar devreye girebilirler.

Edilen hakaretlerden anlaşıldığı kadarıyla Fahir Atakoğlu’nu tanımayan kişilerin sayısı bir hayli fazla. Fahir Atakoğlu’nu tanımayanlar için bazı bilgileri vermekte yarar görüyorum.

Fahir Atakoğlu; 28 Ocak 1963 tarihinde İstanbul’da doğmuştur. A.B.D., Japonya ve Avrupa’nın da içinde bulunduğu toplam 17 ülkede yayınlanmış olan 14 albümü ile milyonların üzerinde bir satış başarısı göstermiş olan Türk besteci, piyanist, aranjör ve prodüktördür. Fahir Atakoğlu, küçük yaşlardan itibaren müziğe ilgi duydu, piyano eğitimi aldı. İlk müzik hocası olan Muzaffer Uz tarafından tanıştırıldığı Türk Beşleri’nden olan ünlü besteci Cemal Reşit Rey’den, 1977–1979 yılları arasında ders alan Fahir Atakoğlu, İstanbul Devlet Konservatuarı’nda eğitim gördü. İstanbul Devlet Konservatuarı’ndan mezun olmasının ardından müzik eğitimi için Londra’ya giden Atakoğlu, Croydon College’de okudu. 1980–1983 yılları arasında Londra’da müzik yaşamına devam eden Atakoğlu, 1983 yılında Türkiye’ye geri döndü. İlk albümünü 1994 yılında piyasaya çıkartan Atakoğlu, çıkarttığı toplam 14 albümle 17 ülkede milyonlarca albüm satışı gerçekleştirerek uluslararası bir başarı kazandı ve müzik çevreleri tarafından takdir topladı. 1996‘dan bu yana pek çok ulusal ve uluslararası yapım için jingle, belgesel ve film müzikleri hazırlayan sanatçı, 2000 yılındaki Milano Film Festivali’nde, “Büyükada’da Sürgün” adlı belgesele yaptığı müziklerle birincilik ödülü kazandı. Yunanlı şarkıcı Notis Sfakianakis’in söylediği “Telos-Dios-Telos”(Lal şarkısının Yunanca versiyonu) adlı single çalışması, sadece Yunanistan’da 480.000 kopya sattı ve de Mega Channel tarafından En İyi Şarkı ödülünü kazandı. Atlantic Records'un kurucusu Ahmet Ertegün, Atakoğlu’nu Avrupa'nın en önemli piyanist ve bestecilerinden biri olarak tanımlamıştır.

Fahir Atakoğlu, 1994 yılındaki ilk albümünden bu yana 17 albüm çıkardı ve Los Angeles'taki dünyaca ünlü Kodak Tiyatrosu ve Carnegie'de son zamanlarda gösterileri de dahil olmak üzere Avrupa ve ABD'de bir çok konsere imza attı. New York-Carnegie Hall dahil… Daha fazlasını merak edenler Fahir Atakoğlu’nun web sitesini ziyaret edebilirler.

YENİ ALBÜM; “FOR LOVE”

Bu arada yeni bir haber vermek istiyorum. Fahir Atakoğlu 18. albümü “For Love” 24 Temmuz tarihinde piyasaya çıkıyor. Amerikalı saksofoncu Bob Franceschini, Kanadalı basçı Alain Caron, perküsyonda Mustafa Boztuy ve Kübalı Horacio “El Negro” Hernandez ile kaydedilen bu albümü merakla bekliyorum. Albümde şarkıcı olarak ise Buika, Luciana Souza, Letizia Gambi ve Aimée Allen gibi isimleri duymak mümkün olacak.

SANATÇIYI ANLAMAK VE KORUMAK

Son zamanlarda artan sosyal medya linçleri ile ilgili sorulması gereken birçok soru var. Ben aklıma gelen bazı soruları muhataplarına sormak istiyorum.

Dünya çapında tanınmış olan kaç sanatçımız var? Bu seviyedeki sanatçılarımızın sayısı nüfusumuza oranla bir hayli az. Sadece Fahir Atakoğlu değil, bu anlamda birçok isim sayılabilir. Ülkemizin gururu olarak Türkiye’yi tüm dünyada başarıyla temsil eden bu isimleri daha fazla korumamız ve sahiplenmemiz gerekiyor. Fakat öncelikle onların sanat yaşamlarını anlamamız gerekiyor. Onlara nedeni ne olursa olsun hakaret etmek, anlamsızca ve içi boş cümlelerle eleştirmek, yaptıkları müzik faaliyetlerinden dolayı yadırgamak, belirli bir kalıbın içine sokmaya çalışmak, hoşumuza gitmeyen fikirlerinden ötürü ötekileştirmek bu topluma bir şey kazandırmadığı gibi söz konusu sanatçı değerlerimizi itmek anlamına da gelir.

Fahir Atakoğlu’ndan bağımsız olarak söylemek istediğim başka bir durum daha var. Bir sanatçı ya da bir birey, toplumun hiçbir kesimiyle aynı düşüncelere sahip olmak zorunda değildir. Olmaması da esastır. Eğer sanatçılar toplumun şu ya da bu kesimleri tarafından “aynı görüşte olmak zorunda” şeklinde bir dayatmaya maruz kalırlarsa bu durum en hafif tabiriyle insanların fikirlerine tahammülsüzlükle eş değerdir. Sadece sanatçılar değil, hiçbir birey bir diğer bireyle aynı dünya görüşünde olmak zorunda değildir. Bu durum demokrasinin öncelikli kurallarından birisidir.

Toplumun şu ya da bu yani herhangi bir kesimi bir sanatçıyı ötekileştirerek ne elde eder? Elde edilen şey sadece ve sadece benden olmayanı kötülemekten ibarettir. Peki bu ötekileştirme eylemi söz konusu sanatçı ya da sanatçıları değersizleştirir mi? Elbette değersizleştirmez. Bu ayrışma sadece insanlara son zamanlarda sıklıkla yakıştırılan “şucu”, “bucu” demeyi daha da kolaylaştırır.

MÜZİSYEN MÜZİSYENLİĞİNİ YAPAR

Bazı insanların anlayamadığı bir başka konu daha var. Fahir Atakoğlu; 2019 yılında, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin 29 Ekim kutlamaları kapsamında 28 Ekim 2019 günü Sultan Ahmet Meydanı’nda sahne almıştı. Ekrem ve Dilek İmamoğlu çifti, kulis ziyaretinin ardından sahne önüne geçip ünlü sanatçı Fahir Atakoğlu’nun senfoni orkestrası eşliğinde verdiği vatandaşlarla birlikte izlemişti. Geçtiğimiz günlerde, 14 Temmuz günü ise “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü” kapsamında aynı Fahir Atakoğlu sahne aldı. Her iki konser de başarılı idi. Fahir Atakoğlu’nu bu konserler nedeniyle sosyal medyada eleştirenlerin bilmediği veya bilmek istemedikleri daha basit bir ifadeyle işlerine gelmeyen bir konu var. Fahir Atakoğlu ve diğer birçok müzisyenin asıl mesleği müzik. Başka bir meslekleri yok. Dolayısı ile konserlere çıkmak çok doğal bir durum. Ayrıca müziğin siyaseti yoktur ve müziğin siyasi olarak sınıflandırılmaması da esastır. Müzisyen ya da herhangi bir sanatçının da muhalif olmak gibi bir zorunluluğu da yoktur ve sanatçıların bazı kimseler tarafından “niye muhalif değil” şeklinde eleştirilmesi de doğru bir yaklaşım olmadığı gibi söylem olarak büyük bir toptancılığı içinde barındırır. Uzun lafın kısası budur. Senin konserin “iyi, benim konserim “kötü” gibi bir yaklaşım doğru bir yaklaşım olmadığı gibi böyle bir düşüncenin herhangi bir çıktısı da yoktur. Bu tür davranışlar sonucunda kim, hangi beklenti içine giriyor bilmiyorum. Bildiğim tek şey; bu tür davranışlar ve düşünceler insanları ayrıştırmaktan başka hiçbir işe yaramaz.

Müzisyen müzisyenliğini yapar - Resim : 2

Müzisyen müzisyenliğini yapar - Resim : 3

Müzisyen müzisyenliğini yapar - Resim : 4

Fahir Atakoğlu’nun da söylediği gibi;

“Hepimiz bu dünyaya bir annenin rahminden geldik; gözlerimizi ilk açtığımızda hepimiz çıplak, saf ve günahsızdık. Renk, dil veya dinimiz ne olursa olsun; hepimiz bu yaşama aynı şekilde başladık. Sevgiye izin vermek ve aşkı bir arada yaşamak için dünyevi arzularımızdan vazgeçelim. Birbirimize her baktığımızda, gözlerimizi ilk açtığımız o anı görelim ... Böylece yaşadığımız her an, hoşgörüyü ve sevgiyi bulmak için ,hepimiz, “Bir” oldugumuz andaki ilk nefesimizi hatırlamalıyız ... “

Fahir Atakoğlu

Sevgiyle kalın.

arşiv