Milli Savunma Bakanı öyle bir gazeteciye “FETÖ’cü” dedi ki...

O gazetecinin başı yine “FETÖ”cülükten dertte. Bu defaki iddianın sahibi ise Milli Savunma Bakanı Fikri Işık.

Aman dikkat!.. “Suçluyla suçsuzu ayırın” demek; “FETÖ'yle mücadeleden rahatsız oluyor” diye suçlanmanıza, hatta hatta, “FETÖ'nün darbe girişimini perdeleme planlarının parçası” sayılmanıza yol açabilir.

Bu da nereden mi çıktı?.. Bir bakanın, bir gazeteciye açtığı davadan.

Yeniçağ Yazarı Yavuz Selim Demirağ, TSK'daki “FETÖ” yapılanmasını anlatan “İmamların Öcü” kitabını yazan isim. Demirağ, geçtiğimiz 7 Eylül'de ağırlıklı olarak MHP'li muhaliflere yönelik bir operasyon kapsamında “FETÖ”den gözaltına alındı, aynı gün serbest bırakıldı, ama soruşturma sürüyor.

Demirağ'ın başı yine “FETÖ”cülükten dertte. Bu defaki iddianın sahibi ise Milli Savunma Bakanı Fikri Işık.

25 Şubat 2017'de “Hain Kriteri” başlıklı bir yazı kaleme alan Demirağ, Işık'ın kızının telefonundan ByLock çıktığı yolunda MİT raporu olduğundan söz etti. Aynı gün açıklama yapan Milli Savunma Bakanlığı Basın Müşavirliği, iddiayı yalanlayıp, Demirağ'la hukuk önünde hesaplaşılacağını duyurdu.

Ancak herhangi bir dava açılmadı. Taa ki, Demirağ'ın 27 Nisan ve 6 Mayıs'taki yazılarına kadar.

Demirağ 27 Nisan'daki “Kim Bu Özel Kalem Müdürü” başlıklı yazısında, isim vermeden bir bakanın özel kalem müdürünün “FETÖ”cülükten sorgulandığını, yurtdışı yasağı kararıyla serbest bırakıldığını, sonrasında yurtdışı yasağının da sessiz sedasız kaldırıldığını öne sürdü.

6 Mayıs'taki “Kimin Fikri” başlıklı yazısında ise Işık'ın kızı ve özel kalem müdürüyle ilgili iddiaları hatırlattıktan sonra “Milli Savunma Bakanlığı'nda FETÖ'yle mücadelede suçluyla suçsuzun aynı çuvala atıldığını” savundu.

İKİSİ DE ANKARA'DA... DAVA NEREDE?

İşte bu iki yazıdan sonra Bakan Fikri Işık 8 Mayıs'ta Demirağ hakkında, 27 Nisan'dan geçerli olmak üzere 100 bin TL'lik maddi ve manevi tazminat davası açtı.

Önce davanın açıldığı yere dikkat çekelim.

Bakan Fikri Işık Ankara'da. Nitekim dava dilekçesinde de adres olarak TBMM veriliyor.

Keza Yavuz Selim Demirağ da Ankara'da.

Gazetenin merkezi ise İstanbul'da.

Davanın açıldığı yer mi? Işık'ın milletvekili olduğu Kocaeli.

Işık'ın Avukatı Halil Çokan'ın 8 Mayıs tarihli başvurusunu 10 Mayıs'ta karara bağlayan Kocaeli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi, ön incelemenin duruşmalı yapılmasına karar vererek, 5 Ekim'e gün verdi.

BU YAZILAR FETÖ'YLE MÜCADELEDEN RAHATSIZLIĞIN GÖSTERGESİDİR

Gelelim Işık'ın dava dilekçesine.

Fikri Işık'ın Milli Savunma Bakanı olduğu belirtilerek, hakkında “ipe sapa gelmez, hayal ve kurgu ürünü, gerçekleri yansıtmaktan uzak iddialarda bulunulduğu” bildirildi. Dilekçede şu ifadeler de yer aldı:

“Bu iddiaların tümü yalandır. Hiçbir gerçeklik boyutu yoktur. ByLock kullanan hiçbir yakını yoktur. Özel Kalem Müdürü Ahmet Akyol sorgulanmamış, dolayısıyla yurt dışı çıkış yasağı da olmamıştır. Davalı, kendi kuruntularına dayanarak uydurduğu ve olmayan iddiaların ispatını müvekkilden talep etmektedir. Oysa müddei iddiasını ispat etmekle mükelleftir.”

Dilekçede Işık'ın 17/25 Aralık'tan sonra getirildiği Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile sonraki Milli Savunma Bakanlığı döneminde FETÖ ile nasıl amansız bir mücadele verdiği, buna kamuoyunun da tanık olduğu anlatıldıktan sonra, “Anlaşılan odur ki, müvekkilin FETÖ ile ilgili ortaya koyduğu bu kararlı tutumu bazı çevreleri rahatsız etmekte, bunun için de asılsız isnatlarla müvekkile çamur atmaya, onu karalamaya ve yaptığı mücadelede onu yılgınlığa düşürmeye çaba göstermektedirler. İşte bu yazılardaki iddialar da bu çabaların uzantısından başka bir şey değildir” denildi.

Dilekçede Demirağ'ın yazısındaki, “Yüzbinlerce personeli olan Milli Savunma Bakanlığı Gebze Belediyesi, Karamürsel Lisesi gibi yönetilmez. Öncelikle personelin hakları korunmalıdır. Suçluyla suçsuzun aynı çuvalın içine atılmasının önüne geçilmelidir. Günü kurtarma telaşı yeni ve telafisi mümkün olmayan zararlara yol açar. Öncelikle şeffaf olup, kamuoyunun yönelttiği sorulara makul, mantıklı cevaplar verilmelidir” bölümüne yer verilirken de şu değerlendirme yapıldı:

“Davalı bu iddiasıyla, Milli Savunma Bakanlığı'ndaki FETÖ'ye karşı ortaya koyduğu mücadeleden rahatsız olduğunu açık etmektedir. Müvekkilin Bakanlık bünyesinde yaptığı temizliği, 'suçlu ile suçsuzu aynı çuvala koymak' ve 'personelin haklarını korumamakla' itham etmesinin başka izahı olamaz.”

Dava dilekçesinde, Demirağ'ın bu gerçek dışı iddialarla; “Işık hakkında kuşku oluşturmak, siyasi kişiliğine gölge düşürmek, kişisel ve toplumsal itibarına halel getirmek, ayrıca FETÖ'yle mücadeleyi sulandırıp, ona gölge düşürmek istediği” öne sürüldükten sonra, “FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimini perdeleme ve değersizleştirme stratejisi olduğu, bunun için de öncelikle Cumhurbaşkanı ve Hükümet üzerinde şüphe yaratmaya çalıştığı” anlatıldı.

Bunun ardından ise Demirağ'a şu suçlama yöneltildi:

“Davalının bu iddiaları da FETÖ'nün bu planlı stratejisinin bir parçasını teşkil etmektedir.”

Bakalım 5 Ekim'deki duruşmada Kocaeli mahkemesi de Demirağ için “FETÖ”cü diyecek mi?

Müyesser Yıldız

Odatv.com

Milli Savunma Bakanı Fikri Işık FETÖ Yavuz Selim Demirağ arşiv