Herkes "apoletleri sökme" meselesini tartışırken Metin Temel o mahkeme kararını beğenmedi

Müyesser Yıldız yazdı

Haziran seçimlerinden önce Malatya'daki iftar yemeğinde Erdoğan'ın, Muharrem İnce aleyhindeki sözlerini alkışladığı için “Apolet sökme” tartışmalarına konu olan ve Ağustos'ta Orgeneralliğe terfi eden 2. Ordu Komutanı İsmail Metin Temel yine gündemde.

Sabah Gazetesi'nin haberine göre, “Apoletlerini sökeceğim” sözü sebebiyle bir vatandaşın şikayeti üzerine Muharrem İnce hakkında soruşturma başlatılmış.

Ancak biz, o komutanla ilgili bir başka gelişmeyi aktarmak istiyoruz.

Bilindiği gibi, 15 Temmuz darbe teşebbüsü sırasında Van Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı olan Temel'e, Semih Terzi komutasındaki Silopi Özel Kuvvetler Üssü'ndeki bir timin suikast girişiminde bulunduğu bildirildi.

“Apolet” tartışmaları sırasında da gerek siyasiler, gerekse medya tarafından bu suikast girişimi sık sık hatırlatıldı. Öyle ki, dönemin Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Muharrem İnce'nin “Apolet sökme” açıklamasının, “FETÖ ve PKK'ya vaat” olduğunu söyledi.

Bunun üzerine biz de 19 Haziran'da, “Metin Temel'e suikast davası”nın nasıl bittiğini anlattık. Gaziantep 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Silopi davası, sözkonusu tartışmalardan 2 ay önce 17 Nisan 2018'de bitmiş ve sanıklar hakkında bu suçlamayla ilgili olarak beraat kararı verilmişti.

Karar özetle şöyleydi:

“Semih Terzi'nin emir ve yönlendirmeleri neticesinde hain darbe girişimini planlayan ve icra eden darbecilerin amaçları doğrultusunda ve bu kişilerle fikir ve eylem birlikteliği içerisinde hareket ederek, darbe girişiminin başarıya ulaşmasını sağlamak amacıyla darbe girişimine karşı olduğunu bildikleri Van ilinde konuşlu olan Jandarma Asayiş Kolordu Komutanı İsmail Metin Temel'i etkisiz hale getirmek istedikleri ve bu amaçla Van iline helikopter ile gittikleri sabit görülmüş ise de sanıkların katılanı ne şekilde etkisiz hale getirmek istediklerinin tam olarak belirlenemediği, sanıkların katılanı öldürmek için mi, o gece Genelkurmay Başkanı ve bir kısım Kuvvet Komutanlarına yapılan gibi darbe girişimi başarıya ulaşıncaya kadar belirli bir yerde alıkoymak üzere Van ilinden alarak başka bir yere götürmek mi olduğunun belirlenemediği, zira katılan İsmail Metin Temel'in de beyanının bu yönde olduğu dolayısıyla sanıkların katılanı öldürmek istediklerinin sabit olmadığı ve sanıkların bu suçu işlediklerine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği sonuç ve kanaatine varılmıştır. Sanıklar hakkında katılan İsmail Metin Temel'e karşı 'kasten öldürmeye teşebbüs' suçunu işlediklerinden bahisle cezalandırılmaları istemi ile mahkememize kamu davası açılmış ise de sanıkların üzerlerine atılı suçu işlediklerine dair her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği ve yüklenen suçun sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeniyle bu suçtan ayrı ayrı beraatlerine...”

İşte bu durumu aktarıp, “Dava, 2 ay önce bitiyor ve sanıklar 'Suikast' suçlamasından beraat ediyor, ancak medyamız döndüre döndüre, 'İsmail Metin Temel'e 15 Temmuz'da suikast girişiminde bulunuldu' diyor. Hadi, onların Türkiye'den de davalardan da haberi yok... Ya iktidar mensupları?” diye sormuştuk.

MEĞER PAŞA'NIN DA HABERİ YOKMUŞ

Orgeneral Temel'le ilgili son gelişme de İstinaf Mahkemesi'nde bekleyen bu davayla ilgili.

Temel, yerel mahkemedeki dava sonuçlandıktan yaklaşık 2.5 ay sonra 2 Temmuz'da Hatay Ceza Mahkemesi üzerinden Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi'ne sunulmak üzere bir itiraz dilekçesi verdi.

Dilekçenin ilk paragrafı şöyle:

“Eski hale getirme talebi: Mahkemenizin kararı Malatya'da görevli koruma astsubayıma 6 Haziran 2018 tarihinde tebliğ edilmiş ise de yurt dışında görevli olarak bulunduğum için kararı Türkiye'ye döndüğüm 1 Temmuz 2018 tarihinde öğrendim. Bu nedenle istinaf talebimin süresinde yapıldığının kabul edilmesini talep ediyorum.”

Buradan anlıyoruz ki, Temel Paşa 17 Nisan'dan Haziran'a kadar Gaziantep 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararından haberdar olmamış. Sonrasında da 1 ay boyunca yurt dışındaymış.

"CUMHURBAŞKANIMIZA SUİKAST DAVASI GİBİ"

Dilekçesinin devamında, “Suikast teşebbüsü” ile ilgili bilgi ve tespitlerini yeniden özetleyen Temel, olayın ortaya çıkması konusunda da parantez içinde şu ilginç ifadeyi kullandı:

“Şahsi gayretimiz olmaması halinde Siirt ve Silopi Başsavcılıkları olaylara müdahil olmayacaklardı.”

Temel'in, itiraz ve taleplerine gelince; Şunları söyledi:

“Tüm sanıkların şahsıma yönelik öldürmeye teşebbüs suçu sabit olduğu halde mahkemece sanıklar hakkında delil yetersizliğinden beraat kararı verilmesi yerinde değildir. Bu nedenle sanıklar hakkında beraate yönelik kararın bozulmasını ve yeniden yargılanarak mahkûmiyetlerine karar verilmesini talep ediyorum. Gelen özel kuvvet timi personeline yüksek değerlikli hedefe (YDH) yani benim için gönderildiklerini sanıkların ifadelerinden öğrendim. Zira sanıklar, tarafımdan alınan tedbirler, verdiğim vur emirleri sonucunda koruma personelinin ve il jandarma komutanlığının destek olarak gelip aldığı tedbirler nedeniyle şahsıma yönelik herhangi bir eylemde bulunamamışlardır. Ayrıca helikopterin yanına gitmediğim için bana yönelik eylemlerini gerçekleştirememişlerdir. Bundan dolayı sanıkların eylemlerinin öldürmeye teşebbüs suçu kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Zira cumhurbaşkanımıza yönelik suikast davasında Marmaris'teki olayda yargılanan sanıklar cumhurbaşkanına suikast suçu yönünden mahkum olmuşlardır. O olay sırasında cumhurbaşkanımız otelde olmadığı halde mahkûmiyetlerine karar verilmiştir. Netice-i Talep: Gaziantep 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 2017/122 esas 2018/276 karar sayılı ilamının şahsıma yönelik adam öldürmeye teşebbüs suçu yönünden verilen beraat kararı yönünden bozularak, yeniden esasa kaydedilmek suretiyle mahkumiyetlerine karar verilmesini talep ederim.”

TEMEL PAŞA İTİRAZ SÜRESİNİ KAÇIRDI MI?

Peki Temel Paşa'nın sözkonusu itirazının, zaman ve içerik bakımından hukuki karşılığı nedir?

Bu konuda sözü, bazı sanıklar Avukatı Mehmet Erkan Akkuş'a bırakalım. Av. Akkuş, mahkemeye gönderdiği karşı dilekçede şu iddialarda bulundu:

1- Katılanın eski hale getirme talebinin, öncelikle istinaf başvurusunun süresinin geçmesinden dolayı usulden reddedilmesi zorunluluğu hasıl olmuştur.

2- Katılan duruşmada yer almadığından, istinaf başvuru süresi olan 7 gün, kararın kendisine tebliğ edildiği 6 Haziran 2018 tarihinden itibaren işlemeye başlamıştır. Katılan, bu süre geçtikten sonra 2 Temmuz 2018 tarihinde eski hale getirme talepli başvuruda bulunmuştur. Başvuruda süreyi kaçırma nedeni olarak, sözkonusu kararın koruma astsubayına tebliğ edildiği tarihte yurt dışında görevde olması, bu sebeple kararı görememesi olarak belirtmiştir. Koruma Astsubayı katılanın astı olduğundan, bu kişiye yapılan tebliğ kişinin çalışanına tebliğ hükümlerine tabidir. Bir başka ifadeyle, karar daimi çalışana tebliğ edildiğinden, asıla tebliğ edilmiş gibi hüküm ve sonuç doğurur. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 17 ve 20'inci maddeleri uyarınca, asıl muvakkaten başka bir yere gitse de daimi çalışana yapılan tebligat, asıla tebliğ edilmiş sayılır. Katılanın bu tarihler arasında yurtdışında olduğuna ilişkin herhangi bir belge de mahkemeye sunulmamıştır.

3- Ayrıca tebliğ alınırken, İsmail Metin Temel'in yurtdışında olması sebebiyle tebliğ imkanlarından nasıl yoksun olduğu hususu da aydınlatılmamıştır. Zira yurtdışında olan personele tebliğlerin dönünce yapılması, bekletilmesi yönünde bir mevzuat hükmü olmadığı gibi, pratikte böylesi bir uygulamanın da olup olmadığı hususlarında açıklama yapılmamıştır. Üstelik tebliğ zarfına katılanın yurtdışında görevli olduğuna ilişkin herhangi bir şerh düşülüp, düşülmediğinin de araştırılması gerekmektedir.

4- Eski hale getirme talebinde bulunan katılan, yargılamanın her aşamasını titizlikle takip etmiş, yeri gelince bizzat mahkemeye gidip, gününden önce ifade dahi vermiştir. Kovuşturma aşamasındaki bu tutumları katılanın, yargılama hakkında kolaylıkla bilgi sahibi olabilecek, haber alabilecek bir makamda olduğunu ortaya koymuştur. Dolayısıyla katılanın soruşturma ve kovuşturma aşamasındaki tutum ve davranışları dikkate alındığında, tebligattan haberdar olmadığı yönündeki savunması dayanaksızdır. Bu nedenlerle, eski haline getirme ve süresinde başvurulmadığı için istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep ederiz.

Mahkeme, Temel'in itirazını nasıl sonuçlandırır; Bekleyip, göreceğiz, ama her halükarda ilginç bir süreç olacağa benziyor!..

Müyesser Yıldız

Odatv.com

Müyesser Yıldız odatv arşiv