Murtaza Demir yazdı: Melih Gökçek'i değil, Dalokay'ı örnek alın

Sağlam basın, sokağa çıkın, yürüyün, size oy verenlerin gözlerinin içine bakın… Bugün var olup, yarın unutulanlardan olmayın… Melih’i değil, Dalokay’ı örnek alın… İz bırakın iz…

Ramazan Orucu nedeniyle AKP’li belediyelerle yarışan sosyal demokrat belediyelerin iftar ve iftar çadırı hazırlığı, hem şaşırtıyor, hem de çıldırtıyor!

Biliyorum küsenler olacak ama hatır-gönül aşamasını o kadar çok geçtik ki; koruya koruya korunacak duruma geldik.

Bir dost temennisi ve siyaset erbabının bizi duyması dileğiyle söyleyelim; parti, yerel yönetimle büyür, yerel yönetimle küçülür veya biter… Yerel yönetim, genel yönetime açılan kapıdır. Yerelde kötüyseniz, ağzınızla kuş da tutsanız başarı şansınız sıfırdır. Bireyin hayatına dokunan kurum belediyedir. Belediye dokunur, yön verir, siyasal duruş kazandırır.

Belediye dönüştürür…

Somut örnekte olduğu gibi sosyal demokrat parti, belediyeler üzerinden küçülürken, ülkeyi sarıp-sarmalayan zihniyet, belediyeler üzerinden dönüştürdü, büyüdü ve başımızın püsküllü belası oldu.

Belediyeler politik kurumlardır. Doğaldır ki, belediyenin politik tercihi, belediyenin üretimine yansır. Bu bağlamda laik devletin hiçbir biriminin, hele de sosyal demokrat belediyenin din hizmeti vermek, dine veya mezhebe ayrıcalık tanımak, teşvik etmek gibi tercihi-yükümlülüğü olmaz, olmamalıdır. Böyle bir tercih; laikliğe de, oy verenlerin tercihine de ihanettir! Sosyal demokrat belediye, dindar yurttaş odaklı değil, laik yurttaş odaklı hizmet üretir, tercih eder, etmelidir.

Ne büyük talihsizliktir ki, sosyal demokrat belediyeler 1970’lerden bugüne kendilerinden beklenen umutları büyüterek değil, tüketerek, bitirerek, kendilerine verilen şansı istismar ederek gelmiştir. Daha düne değin Ankara’da büyükşehir belediyesi dâhil olmak üzere bütün merkez ilçe belediyelerini sosyal demokratlar yönetiyorken, bugün iki ilçe belediyesine sıkışıp kaldılar.

Bu gerçeklikten halen ders çıkarmayan, yolsuzluk, istismar, sıradanlık, bayağılıkta rakiplerinden aşağı kalmayan, her gün bir yolsuzluk haberiyle manşet olan, illallah dedirten, sabırları zorlayan, pişman eden partili belediye yönetimlerine ne demeli?

Neredeyse tamamı bilmem kaç yüz bin iftar verdiklerini, bilmem kaç yüzbin metrekare çadır kurduklarını söylüyor, duyuru tahtalarını afişlerle donatıyor, bununla övünüyorlar…

Aptal mı bunlar!

Türkiye’de yaşamıyorlar mı? Dine yatırım yapan, sabahtan akşama ibadet edip ertesi gün birbirini boğazlayan anti laik İslam ülkelerini; köyünü-yurdunu terk edip iltica etmek üzere kaçarken denizlerde boğulan, sokakta dilenen insan trajedilerini görmüyorlar mı? Bu trajediye neden olan ülkelerin insanlık ve medeniyet yarışını bırakıp, din ve mezhep yarışına girdiklerini anlamak bu kadar mı zor?

Bu yozlaşmayı ve gerici dalgayı anlatıp deşifre etmek, topluma anlatmak, korumak, esirgemek yerine, kötüyü taklit etmek, onunla yarışmak nasıl bir akıl tutulmasıdır?

Kör mü bunlar?

Şu kadar çadır kurmuş, bu kadar insana iftar vermiş!

Alevi derneklerine aşurelik dağıtmış…

50 yıldan buyana yaşadığım ilçeyi yöneten Çankaya Belediyesi için söylüyorum…

Senin daha Kızılay gibi bir dünya merkezinde kültür merkezin yok be kardeşim… Sosyal demokrat örgütler, sendikalar; Türkiye’nin sorunlarını paylaşacak, oturup AKP’nin gerici, ilkel-mezhepçi kuşatmasını anlatacak salon bulamıyorlar… Yıldız’dan Dikmen- Balgat hinterlandına değin 700 bin sosyal demokrat seçmenin politika ve kültür üreteceği, panel, sempozyum, söyleşi düzenleyeceği, aydınlanmaya-demokrasiye hizmet sunacağı tek mekanın yoktur…

YÜZ KERE BAŞVURDUK, 'YERİMİZ YOK' YANITI ALDIK

Yüz kere başvurup, yüz kere “hayır, yerimiz yoktur” cevabı almaktan bıktık…

Partinin, önseçim ve delege seçimleri yapacağı, seçimleri koordine edeceği mekânı yoktur. Oysa bu ilçeyi şu kadar yıldan buyana sosyal demokratlar yönetiyor.

Ayıptır, ayıp biraz utanın!

Sana ne aşureden, iftardan… Orucunu tutan, iftarını da yapar…

Sosyal projelere yok, iftara çok…

Derdin ne senin?

Burası Çankaya beyim, ülkenin en aydın insanlarının yaşadığı ilçe, unutma… Sosyal demokrat belediyecilik üzerine iki satır oku, üzerine düşün, kafa yor… Demokrasiyi var eden değerlerin anlatıldığı, paylaşıldığı organizasyonlar, paneller, söyleşiler düzenle… Düzenlenenlere lütfedip katıl, teknik altyapı sun… Biraz dışarı çık, demokrasinin olmazsa olmaz ayağı olan demokratik kitle örgütleriyle anlamlı bağlar kur, çaba göster…

Örnek semtler, örnek imar planları, sokaklar, bilim, sanat ve estetik mekânlar üret… Kötü, iğrenç, hiçbir standarda uymayan çirkin kaldırımları artık yapma. İşini sev, üretilen hizmetten zevk al; onunla övün. Aynı parkı, aynı kaldırımı tekrar tekrar ihale edip, belediyecilik yaptığını söyleme, kendini kandırma…

Bunları yazmaya söylemeye hakkı olan biri olarak bütün sosyal demokrat belediye başkanlarına söylüyorum: parsel parsel satanlarla değil, bugüne değin tek laf dahi edilemeyen tarihinizdeki belediyecilerle yarışın. Atayan iradeyi ve oy vereni utandırmayın, başını eğdirmeyin, önüne baktırmayın… Sağlam basın, sokağa çıkın, yürüyün, size oy verenlerin gözlerinin içine bakın… Bugün var olup, yarın unutulanlardan olmayın…

Melih’i değil, *Dalokay’ı örnek alın…

İz bırakın iz…

* Vedat Dalokay, 1973 Yerel Seçimlerinde Ankaralı seçmenlerin %62'sinin oyunu alarak CHP'den Belediye Başkanı oldu, bu görevi 1977 yılına kadar sürdürdü. Ankara ulaşımını kavşaklar yoluyla düzenleyen isim olan Dalokay döneminde Sıhhiye'deki Hitit Güneşi Anıtı, Lozan Meydanı, Altınpark, Abdi İpekçi, Kuğulu ve Seğmenler Parkları yapıldı.

Uydukent ve Batıkent projeleri de yine bu dönemde hazırlandı.

Murtaza Demir

Odatv.com

Melih Gökçek Vedat Dalokay arşiv