Maskeler düşecek

“Mücadele etmemiz gereken Şeytan var” diye “Kara Kutu-Yüzleşme Vakti” kitabımı yazdım. Meğer… Aynı zamanda mücadele etmemiz gereken Şeytan'ın ne çok avukatı olduğunu gördüm.

Andrew Neiderman Amerikalı yazar.

Filme çekilen “Şeytanın Avukatı” romanıyla tanıyoruz.

Başrolde Al Pacino, Keanu Reeves, Charlize Theron vardı.

Filmi seyretmeyene öneririm… Adından anlaşılacağı gibi, birileri bile bile Şeytan'ın avukatlığını yapar!

Filmde John Milton (Al Pacino) çok zengin bir adam görünümünde Şeytan'ın ta kendisi.

Kevin Lomax (Keanu Reeves), kişisel çıkarları için doğruyu bildiği halde gerçeği gizleyerek Şeytan'ın avucuna gönüllü düşen; hırslarına, tutkularına ve paraya yenik avukattır.

Filmin unutulmaz repliği var:

Şeytan /Milton, “kibir en sevdiğim günahtır” der. Kibrin, başkalarını kullanmak için en iyi araç olduğunu belirtir.

Dinlerde-kadim öğretilerde kibir günahtır…

Bu günahın, insanın kalbinden geldiği, bencilliğin-hırsın-kıskançlığın büyümesi ve eksik sevgi neticesinde ortaya çıktığı bilinir.

Kibir sahibi, kendisini olduğundan büyük görür. “Aşırılık” halidir.

Kibirli insana bir şey öğretilemez; çünkü o, çok bilgiye sahip olduğuna inanır. Bilmediğini bilmez…

İşte bu ruh hali, tam da Şeytan'ın aradığıdır.

Ama… Sanmayınız ki… Şeytan “yalanın avukatlığı” için Kewin Lomax'ı kullanır; hayır, bu anlaşmada “çıkar ortaklığı” vardır.

Şeytan yalnızca sunar, insan isterse seçer!

Bu, iki tarafı da memnun eden menfaat anlaşmasıdır! Sonu yıkımla bitecek olsa da…

Filmde önemli bir davayı alan Kevin Lomax'ın eşi Mary Ann hastadır. Sağlık mücadelesinde Kevin'ın eşine destek olması gerekmektedir. Buna karşılık Kevin şöyle der:

“Beni korkutan ne biliyor musun? Bu davayı karım için bırakırsam ve karım iyileşirse, bu yüzden karımdan nefret ederim!”

Sonuçta, çıkış yolu bulamayan, ümitleri tükenen Mary Ann intihar eder!

Şeytan ile ortaklığın sonu hep yıkım getirir; ve ölen aslında insanlıktır.

ARADIKLARI HAKİKAT DEĞİL

Diyeceksiniz ki:

“Şeytanın Avukatı” konusu nereden çıktı?

Diyeceksiniz ki:

Kibir meselesi nereden çıktı?

Çevrenize bakın:

Kendisiyle yüzleşmekten kaçınsa da Şeytan ile anlaşma yapan kimse yok mu? Yani…

Şeytan'ın sunduğu “vaatlere”, “güce”, “çıkara” alıştırılmış; ve bu düzeninin yıkılmasını hiç istemeyenler yok mu?

Özünde bunlar Avukat Kevin Lomax gibi “Şeytan'ın avukatlığını yaptığını bilir; ama “yaratılan düzenin” yok edilmesine gönülleri razı olmaz; bununla yüzleşmek istemezler.

Öyle ya… Şeytan sayesinde güç kazanmışlardır, kâle alınmaya başlanmışlardır ve sınıf atlamışlardır.

Artık kibir sahibidirler; istediğiniz kadar hakikati göstermeye çalışın aradıkları gerçek filan değildir. Şeytan'ın avukatı olmuşlardır…

Şeytan'ın hedefi ise dünyayı kendi yasalarıyla yönetmektir! Bunun için kişilerin zaafından yararlanır ve onlara reddedemeyeceği vaatler sunarak düzenine mahkûm eder.

İtibariyle istekleri ortak olur:

– “Cehennemde hüküm sürmek, cennette hizmet etmekten iyidir.”

Cehennem, Şeytan'ın sonucudur.

Kibir yüzünden vardır; cehennem!

Gıdayı-ilacı bozarak cehennemi dünya yapmışlardır.

Avukat Kevin Lomax gibi doktorlar, gazeteciler, akademisyenler yok mu etrafınızda? İyi bakın…

HANUT GEZİLER

Peki, insan görünümlü Şeytan kimdir?

Kapitalist tıp anlayışını dünyaya dayatarak insanları ölüme sürükleyenler olabilir mi?

Mesela, Rockefeller olabilir mi? Bunu tartışabilir miyiz? Hayır. Bin bir yalanla bu soruyu gözlerden uzak tutmaya çabalarlar.

Siz kapitalist tıbbın ekonomisini-politiğini yazarsınız. Israrla “kitabı okuyun, konuyu darlaştırmayın, gerçekleri görün” dersiniz. Dinlemezler.

Sonra anlarsınız ki, mesele hakikati aramak değil ki…

Şeytan'la ortaklık yapan kibrin, hakikat algısı bozuktur. Abartır, geneller.

Kitapsız bilgin olanın rehberi Şeytan'dır.

Siz ne yazarsınız onlar ısrarla ne söyler. Anlarsınız ve Shakespeare'in sözünü anımsarsınız:

“Şeytan bir günah işleteceği zaman, işe bu günahı kutsallık zırhına sarmakla başlar!”

Filmde Şeytan'ın davet sahnesi var:

Lobi faaliyeti yapan davetlilerin aralarındaki sohbetleri dikkatli dinlerseniz; düzenlerine/tekerlerine çomak sokanları, kendileri gibi düşünmeyenleri, kendilerine biat etmeyenleri iftiralarla/kara propagandayla nasıl etkisiz bırakmaya çalıştıklarını görürsünüz!

Yani değerli okuyucu:

“Mücadele etmemiz gereken Şeytan var” diye “Kara Kutu-Yüzleşme Vakti” kitabımı yazdım.

Meğer…

Aynı zamanda mücadele etmemiz gereken Şeytan'ın ne çok avukatı olduğunu gördüm.

Maskeler düşecek…

Artık yüzleşme vakti…

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ.

Odatv.com

Maskeler düşecek - Resim : 1

soner yalçın arşiv