Mahmut P. ile yüzleşmeye cesaretiniz var mı

Onları böylesi trajik öykülerin kahramanı yapan çürümeden nasıl kurtulacağız?

Sabah 8’di. Polisler evin her yerini arıyor ve bilgisayar, telefon, modem ne bulduysa el koyuyordu. Ev ahalisi şaşkındı; zira terör örgütü, gözaltı, mahkeme kararı gibi kelimeler duyuyorlardı.

Ne olduğunu bile tam anlamadan Mahmut P. götürüldü, sorgulandı, tutuklandı. Suçlama; terör örgütü PKK’nın propagandasını yapmaktı. Tarih 25 Şubat’tı ve artık Silivri Cezaevi’ndeydi.

194 BİN 100 RT

Mahmut P. 60 yaşındaydı. 2 çocuk babasıydı. 2016 tarihli Engelli Sağlık Kurulu Raporu’na göre yüzde 42 engelliydi. Tip 2 diyabet, hipertansiyon, işitme kaybı, bilateral meniskopati, bilateral gonatroz, ileri derecede yakını görememe gibi birçok sağlık sorunu vardı. Çocukları zaman geçirsin diye onun adına bir Twitter hesabı açmıştı. Tahmin edemediler ki; o an bir kırılma noktasıydı.

Sahi, nasıl kullanılıyordu bu Twitter?

Çevresi ilk öğüdü verdi: “Ne kadar çok retweet yarsan ve ne kadar çok kişiyi takip edersen, o kadar çok takipçin olur!”

Mahmut P. denileni yaptı ve aylar içinde 194 bin 100 adet tweet’i retweet’ledi. Evet, hiç tweet atmıyor ama, takip ettiği binlerce hesapta ne gördüyse RT’liyordu.

NASIL “TERÖRİST” OLDU

Bir gün…

Şanlıurfa Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’ndeki polisler “teröristi” fark etti. 7 sayfalık araştırma raporu hazırlandı. Haftalar süren gizli yazışmalar yapıldı. Adres ve kimlik bulundu. İstanbul’da yaşıyordu ve evet, adı Mahmut P. idi. Mahkeme kararı çıkarıldı ve operasyon yapıldı.

İstanbul Cumhuriyet Savcısı Yahya Fatih Özcan 10 gün içinde iddianameyi yazdı. Mahmut P. “birden fazla kez PKK propagandası yaptığından” uzun yıllar hapiste tutulmak isteniyordu. Savcı, Mahmut P.’nin Twitter hesabından PKK’yı övdüğünü ve terör eylemlerini teşvik ettiğini iddia ediyordu. Gelin görün ki; “suç delili” denilen o paylaşımlar Mahmut P.’ye ait değildi, başkalarınındı ve o sadece RT yapmıştı.

Aslında “suç” yeri, yani ilgili Twitter hesabı objektif bir gözle incelense, gerçek çıplaktı. Mahmut P. İdlib’teki şehitlerimize üzülen kişilerin mesajlarını da RT yapmıştı.

Hatta…

Türkçeden başka dil bilmeyen Mahmut P., İngilizce, Fransızca, Almanca ve Yunanca mesajları bile RT’lemişti. Yani onun için içerik önemli değildi, Twitter oyuncak gibiydi. Ama olsundu, ne önemi vardı bu gerçeklerin! “Azılı Terörist” Mahmut P. kaçar, ev hapsi bile yetersiz kalır, diyerek cezaevinde tutmaya devam ettiler.

“DİK DUR, EĞİLME”

Şarkıdaki gibi; düşünce mahpus damlarına öğüt veren bol oluyordu. Koğuşundaki bazı tutuklular ona “dik dur” diye tavsiyede bulunuyordu. Suçlandığı eylemi bilinçli yapsa, “dik durmasının” belki bir anlamı olabilirdi. Mahmut P. ise, içine düştüğü kuyuyu bir kez de Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’na mektup yazarak anlatmayı denedi:

“Ben sosyal medyayı bilen birisi değilim. Yakını görememe problemim vardır. Bu tivit hesabını çocuklarım bana açtı tivitir takıpcim sayısınını artırılması için her gördüğum tiviti retvet yapardım. Retvet yaptığım paylaşımları okumam. Suç teşkil eden paylaşımlar okumadan yapılmıştır. Ben PKKyı terör örgütü olarak gören bir kişiyim. Hayatımın hiç bir döneminde PKK terör orgutüyle hiç bir ilgim olmamıştır. Biz ailecek ülkemize milletimize bağlıyız. Böyle bir suçlama ile suçlandığım için utanç içindeyim. Durumu saygılarımla arz ederim.

3.3.2020

Mahmut P.”

Harfi harfine böyleydi mektup. Tabii ki bir fayda etmedi.

KONUŞULMAYAN ESAS MESELE

Hani infaz yasası tartışılırken “cezaevleri çok dolu” diye bir lafı sürekli duydunuz ya… Biri de çıkıp “yahu tamam da, niye dolu” diye sormadı. Tutuklamayı oyun sanan savcıları ve hakimleri kimse irdelemedi. Asıl sorunun kanunlarda değil; delilleri incelemeyen, şüpheliyi dinlemeyen, katiplerine iddianame ve karar yazdıran yargı mensuplarında olduğunu kimse konuşmadı.

İşte Mahmut P. örneği. Şimdi, kapasitesinin çok üstünde, 38 kişilik bir koğuşta, yüzde 42 engelli haliyle yatıyor. Hayat bakın ki; PKK propagandası yapmaktan yargılanan Mahmut P.’yi, ömrü PKK ile mücadeleyle geçmiş iki emekli asker, avukatlar Fuat Selvi ve Ziya İlker Göktaş savunuyor. İlk duruşma 20 Mayıs’ta, İstanbul 28. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek. Sonuç ne olur, kestiremiyorum.

Bildiğim şu ki; yarayı tedavi etmektense, o an gördüğümüz üzerindeki kanı siliyoruz. Halbuki, yüzleşmek istemediğimiz nokta çok açık:

Mahmut P.’ler nasıl kurtulacak?

Dahası…

Onları böylesi trajik öykülerin kahramanı yapan çürümeden nasıl kurtulacağız?

Barış Pehlivan

9 No’lu Silivri Kapalı Cezaevi C3/20

Odatv.com

Mahmut P. ile yüzleşmeye cesaretiniz var mı - Resim : 1

silivri PKK dava mahkeme savcı iddianame terör örgütü avukat infaz arşiv