İktidara yakın şirkete ve eski muhalefet liderine kıyak... Kişiye özel imar planına tepki

Kaşlılar Derneği Başkanı Zeynep Eğriboyun, Çukurbağ Yarımadası’nda kişilere özel imar planına tepki gösterdi: “Ranta dönük imar uygulaması vicdanları rahatsız ediyor!”

Antalya’nın Kaş ilçesinde bulunan doğal sit statüsündeki Çukurbağ Yarımadası’nda geçtiğimiz Haziran ayında iki büyük parsel imara açıldı. Yarımadanın ilçe merkezine bitişik olan doğu ucunda yer alan 119 bin metrekarelik arazi ile güney batısında yer alan 50 bin metrekarelik parsellere, "Ekolojik Turizm" vasfı verilerek yapılaşmaya açılması tartışmalara neden olmuştu.

İKTİDARA YAKIN ŞİRKETE VE ESKİ MUHALEFET LİDERİNE KIYAK

Özel mülke ait olan parsellerden 119 bin metrekarelik olanı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eski iş ortağı olan Ergun Bodur’un şirketi olan İstanbul merkezli Kösdağ Ambalaj firmasına, 50 bin metrekarelik olanı ise CHP’nin eski lideri Deniz Baykal’ın da 16 bin metrekarelik hissesi bulunan parselden oluşması dikkat çekmişti. Baykal’ın parselinin bulunduğu arazinin üçte bir hissesinin de yakın bir akrabasına ait olduğu öne sürüldü.

İktidara yakın şirkete ve eski muhalefet liderine kıyak... Kişiye özel imar planına tepki - Resim : 1

* Erdoğan'a yakın iş adamlarının satın alıp bir başka şirkete devrettiği imara açılan arazinin iki yanı deniz

ÇUKURBAĞ’IN RANT ADASINA DÖNÜŞMESİ YENİ DEĞİL

Ancak son yıllarda yapılan lüks villalar ve butik otellerle imarlı alanları Kaş’ın en gözde ve pahalı arazileri arasına giren Çukurbağ Yarımadası’nın bugüne kadar yapılaşmadan korunmuş alanlarının da imara açılması tepki çekti. Ancak Çukurbağ Yarımadası’nın bir rant adasına dönüşmesinin öyküsü yeni değil.

İktidara yakın şirkete ve eski muhalefet liderine kıyak... Kişiye özel imar planına tepki - Resim : 2

* İmara açılan yerler

GAZETECİ MESLEK ÖRGÜTÜ EMLAK ŞİRKETİ GİBİ ADAYI PARSELLEDİ

Çukurbağ Yarımadasındaki ilk betonlaşma girişimleri, bir gazetecilik meslek örgütü olan Ankara Gazeteciler Cemiyeti’nin (AGC) girişimleriyle başlamıştı. 1971 yılında yarımadadan 183 dekarlık arazi satın alan AGC, 1974 yılında “tapu düzeltme davası” açmış, ardından da bu arazinin yüzölçümü 1121 dekara çıkarılmıştı. Daha sonra söz konusu araziyi 400’e yakın parsele bölerek çoğunluğunu üyelerine satan AGC, bir kısmını ise tüzel kişiliğinin mülkü olarak ayırmış, ardından da Yarımadanın batı ucunu kapsayan bu bölge için imar planı çıkarılmıştı.

İktidara yakın şirkete ve eski muhalefet liderine kıyak... Kişiye özel imar planına tepki - Resim : 3

* Plan raporunda yarımadadaki iki ayrı özel mülke ekoturizm alanı niteliği verildiği belirtiliyor

İktidara yakın şirkete ve eski muhalefet liderine kıyak... Kişiye özel imar planına tepki - Resim : 4

* Kaş Çukurbağ Yarımadasının batı ucu yapılaşmış durumda

İKİ ÖZEL PARSELİN İMARA AÇILMASI BETONLAŞMAYI ARTIRACAK

1980’lerden itibaren betonlaşmaya başlayan Çukurbağ Yarımadası’nın geriye kalan kısmı ise doğal sit alanı olarak ayrıldı. Kaş’ın yeşil dokusunun ve görkemli peyzajının değerli bir parçası olan yarımadada yeni imar izinleri verilmesi bu bölgenin de betonlaşmasına neden olacak.

İktidara yakın şirkete ve eski muhalefet liderine kıyak... Kişiye özel imar planına tepki - Resim : 5

* Kaş Çukurbağ Yarımadası 1950'li yıllarda yolu olmayan doğal ve zeytinlik bir araziydi

YEREL HALKIN ARAZİLERİ ORMAN, AGC’NİN ARAZİLERİ VİLLA OLDU

Çukurbağ Yarımadasındaki mülkiyet sorunu yaklaşık 50 yıldır devlet ile vatandaş arasında sonu gelmeyen davaların da konusu oldu. Orman idaresi ve Hazine ile yerel halk arasında sürüp giden ve adeta yılan hikâyesine dönen davaların bir benzeri de Ankara Gazeteciler Cemiyeti’ne açılmıştı. Ancak AGC, Orman İdaresinin 1986’da açtığı davaları kazanıp satın aldığı arazilerin imara açılmasını sağlarken, aynı nitelikteki arazilerin sahibi olan yerli halkın arazilerinin bir kısmı “orman niteliği” ile Hazine adına tescil edildi. Bugün üzerinde yüzlerce villa ve lüks otelin bulunduğu Çukurbağ Yarımadası’nın batı ucu, Ankara Gazeteciler Cemiyeti’nin girişimleriyle özel imar olanı ve yol yapılmasıyla oluşan alan.

İktidara yakın şirkete ve eski muhalefet liderine kıyak... Kişiye özel imar planına tepki - Resim : 6

* İmar planı ve yapılaşmaya açılan araziler

MİLLİ EMLAK RAPORU: "İMARA AÇILAN ARAZİLER KAMU MALI"

Ancak geçmişte Orman İdaresi’nin açtığı davayı kazanan AGC’nin yapılaşma girişimine sahne olan bu arazilerin aslında Hazineye ait olduğu öne sürülmnüştü. Milli Emlak Genel Müdürlüğü uzmanlarının 1989’da hazırladığı bir raporda, Çukurbağ Yarımadası’ndaki söz konusu arazilerin kamu malı olduğu ve geri alınması için dava açılması gerektiği belirtiliyordu. Ancak 1991’de Milli Emlak Genel Müdürlüğü Baş Hukuk Müşaviri ve Muhakemat Genel Müdürü Aysel Akoğlu, “Elli yıl sonra dava açılırsa devletin itibarı sarsılır, dava açılmamalı” görüşünü ekleyerek söz konusu raporu dönemin Maliye Bakanı’na gönderdi. Bunun üzerine AGC’nin tapu büyütme davasıyla genişlettiği arazilerin kamu malı olduğunu ve dava açılarak geri alınması gerektiğini savunan raporu hazırlayan dönemin Milli Emlak Kontrolörü Bekir Aydınlı, Aysel Akoğlu’nun "dava açılmamalı" yönündeki görüşüne; “Bu endişeyi dile getirmek, hazinenin haklı olduğu pek çok davadan şahıslar lehine feragat etme dileği anlamına gelmektedir. Orman idaresince açılan davalarda devletin itibarı sarsılmamıştır” ifadelerini içeren yeni bir raporla karşılık vererek dava açılması gerekliliğini yineledi.

KAŞLI YUSUF EĞRİBOYUN, ARAZİSİ HAZİNEYE DEVREDİLENLERDEN BİRİ

Ancak beklenen dava açılmadı ve Milli Emlak Kontrolörüne göre "kamu malı" niteliğinde olan o araziler bugün bölgenin en yüksek emlak rantının aracı haline dönüştü. Kaşlı Yusuf Eğriboyun da 1960’lı yılların sonlarında Çukurbağ Yarımadası’ndan bir dönüm arazi satın aldığını anlatıyor. İşçi olarak çalıştığı o yıllarda taksitle satın aldığı arazi için dönemin Kaş Belediyesi’ne 1978 yılına kadar da vergi ödemiş. Arından ise yerel halk ile Hazine arasında arazi davaları başlamış.

İktidara yakın şirkete ve eski muhalefet liderine kıyak... Kişiye özel imar planına tepki - Resim : 7

* Yusuf Eğriboyun Çukurbağ Yarımadası'nda hakısızlığa uğradığını öne süren Kaşlılardan biri

"ARAZİM AGC BAŞKANININ EVİNİN YANINDAYDI, HAZİNEYE DEVREDİLDİ"

Bugün 86 yaşında olan Yusuf Eğriboyun bu dönemde yaşadıklarını şöyle anlatıyor:

Ben araziyi 1960’lı yılların sonunda satın aldım, 1978’e kadar da vergisini ödedim. Ondan sonra dava açılmış bu arazilere. Fethiye’den bir Hâkim geldi, araziyi ölçüp biçtiler. Sonra bizim arazi Hazine’ye devredildi. ‘Burası ormana ait' dediler ve Hazine adına kaydettiler. Sadece ben değildim, yaklaşık 60 kişi vardı bu olaydan etkilenen. Biz çaresiz elimizi kolumuzu sallayarak çekip geldik. Bu kadar insan ağlaşarak çekildi. Benim satın aldığım arazi, Çukurbağ Yarımadası’nda, Ankara Gazeteciler Cemiyeti’nin o zamanki Başkanı Beyhan Cenkçi’nin evinin yanındaydı.”

"MEMLEKETİM OLAN KAŞ’TA ÇADIR KURACAK KADAR YERİM YOK"

Çukurbağ Yarımadası’nın iki bölgesinde daha imar izni verilmesinin ardından ne düşündüğünü sorduğumuz Yusuf Eğriboyun, “Bana göre bu bir haksızlık. Ben Kaşlıyım ve şu anda Antalya’da yaşıyorum. Ancak memleketim olan Kaş’ta bir çadır kuracak kadar yerim yok. Benim çocuklarımın da buradan bir arazi ya da ev alabilmesi mümkün değil. Zamanında aslan-çakal yiyordu buraları, biz kaçtık onlar yemeye devam etti. O zaman sırtı kalın olan herkes işini yaptı geçti. Biz hiçbir şey yapamadan öylece çekip geldik. Bir daha da hiç gidip bakmadım oralara” diye konuştu.

HALKIN ARAZİLERİ İMAR RANTINA DOLGU MALZEMESİ YAPILACAK

Kaş’ın ünlü yarımadasında imara açılan arazilerin bugünkü değeri 1500 metrekarelik her bir parsel için 250-300 bin Euro civarında. Yerel emlakçılar imarlı parsel bulmanın kolay olmadığını belirtiyor. Bu nedenle yarımadada kişiye özel imar izni verilmesi hem kamu vicdanını hem de Anayasa’nın eşitlik ilkesini yaralıyor. Halkın ve Hazinenin arazilerinin yeşil dokusu, imara açılan arazilerdeki villaların rant değerini yükseltirken aynı zamanda buralara yapılması planlanan konutlara dolgu malzemesi yapılacak.

KAŞLILAR DERNEĞİ BAŞKANI EĞRİBOYUN: "VİCDANLAR RAHATSIZ"

Kaş kamuoyunda imara açma girişimlerine yönelik sessiz bir tepki gözleniyor. Yerel halkın birçoğu Kaş’ın turistik cazibesinin doğal dokusu ve tarihi kültür varlıklarından kaynaklandığını ve bu değerlerin korunması gerektiğinin farkında. Bu isimlerden biri de Kaşlılar Derneği Başkanı Zeynep Eğriboyun. Çukurbağ Yarımadası’nda iki parselin imara açılmasının ardından konuyla ilgili sorularımızı yanıtlayan Eğriboyun, yarımadanın betonlaşmadan bugüne ulaşabilen bölgelerinin doğal dokusunun korunması gerektiğini savunan Eğriboyun, kişilere özel imar uygulamasının vicdanları rahatsız ettiğini dile getirdi.

İktidara yakın şirkete ve eski muhalefet liderine kıyak... Kişiye özel imar planına tepki - Resim : 8

* Kaşlılar Derneği Başkanı Zeynep Eğriboyun

"BİZİM DE OLSA BU BÖLGE ARTIK BETONLAŞMASIN"

Babası Yusuf Eğriboyun’un yarımadadaki arazisinin orman olarak ayrıldığını ancak aynı nitelikteki arazilerin imara açıldığını dile getiren Eğriboyun, “Bizim olup olmaması önemli değil. Bizim de olsa bu bölgenin artık betonlaşmasını istemiyoruz. Çukurbağ Yarımadası’nın geri kalan bölgesi olduğu gibi kalsın, doğal dokusu korunsun” diye konuştu.

"BURADA BİR HAKSIZLIK, BİR EŞİTSİZLİK VAR"

Yarımadadaki imar girişimlerinin haksızlıklara sahne olduğunu ve kamu vicdanını yaraladığının altını çizen Kaşlılar Derneği Başkanı Zeynep Eğriboyun, şunları dile getirdi:

Benim babam da geçmişte işçi olarak çalıştığı dönemde bir toprağım olsun diyerek yarımadadan 1000 metrekare arazi satın almış, taksitle. Ankara Gazeteciler Cemiyeti tesisine gelmeden önce bir yer. Biz de yıllarca davalarla uğraştık. Biz beşkardeşiz. ‘Babamın bir yeri olursa orada ev yaptırırız, en azından 15-20’şer gün kalırız, orada bir çatımız olur’ diye düşünmüştük. Ama en sonunda dava bitti, burayı orman arazisi yaptılar. Ancak bitişikteki araziler imara açıldı. Burada bir haksızlık, bir eşitsizlik var. Bu benim vicdanımı rahatsız ediyor. Sadece bizim ailemize böyle bir haksızlık yapıldığı için değil, genel olarak eşitsiz bir durum yaşandığı için vicdanımız rahatsız. Kişilere özel ve ranta yönelik imar uygulamalarına son verilerek toplumun bütününün ihtiyaçlarını giderecek planlama çalışmalarına öncelik verilmesini istiyoruz. Yöneticiler hazırı yemeyi değil emekle üreterek hayatta kalmayı öğretmeli. Politikası da öyle olmalı ki doğal güzelliklerimizi ve emanetlerimizi gelecek nesillere aktarabilelim. İnsan olarak böyle bir sorumluluğumuz var.”

Yusuf Yavuz

Odatv.com

arşiv