KİMDİR BU ERGENEKON'U DA AŞAN BÜYÜK ÖRGÜT

“Yetmez ama evet...” Ne diyecekler şimdi? Ortada öylesine bir çelişki, öylesine bir garabet, öylesine inanılmaz bir yargı kararı var ki, buna...

“Yetmez ama evet...”

Ne diyecekler şimdi? Ortada öylesine bir çelişki, öylesine bir garabet, öylesine inanılmaz bir yargı kararı var ki, buna “Yetmez ama evet”çiler de söyleyecek şey bulamıyor.

Hrant Dink davası sonuçlandı. 1 müebbet ve 19 beraat... Erhan Tuncer de, McDonalds’ı bombalamak suçundan 12 yıl ceza almasına rağmen, tutukluluk süresi nedeniyle tahliye oldu.

Yakında, yani Ocak sonuna doğru Ogün Samast da, örgüt bağlantısından beraat ettiği için ve tutukluluk süresi 5 yılı (“Evet” isimli yeni yasa gereği) geçemeyeceği için tahliye edilebilecek. Avukatı tahliyesini istedi bile.

Bu yazı “Hepimiz Hrant’ız, hepimiz Ermeniyiz” sloganına itiraz edenlere karşı bir yazı olduğu kadar, “Yetmez ama evet”çilere karşı bir yazıdır.

Hrant Dink, bu toprakların yetiştirdiği en değerli vatandaşlarımızdan biriydi. Onun için atılan sloganlar hep insaniydi.

Biri masum bir slogan olmasına karşın çok eleştirildi, Anayasa değişikliği referandumu ise Türkiye’nin yüzde 42’si tarafından kabul edilmedi.

Ama “Yetmez ama evetçiler” olayda örgüt bağlantısı olmamasını, işin ucunun Silivri’ye kadar uzanmamasını eleştirerek bu işte yine kendilerini haklı göstermeyecekler. En azından bunun için yollar tıkalı. Zira, eğer Hrant Dink cinayeti, Ergenekon terör örgütüne bağlı bir cinayet olsaydı, yani, mahkeme bu tür bağlantı bulup, davayı Silivri’ye bağlasaydı, o zaman devletin Ergenekon örgütünü ortaya çıkarmaya yanaşmaması anlamı ortaya çıkardı ki, bu başlı başına bir çelişki olurdu. Hrant Dink cinayeti Ergenekon tarafından işlendiyse eğer, daha iyi ya, Ergenekon’un bağlantıları daha hızlı ortaya çıkacaktı. O halde mahkeme Ergenekon olayının ortaya çıkmasını istememiş olurdu ki, kabul edilemez.

Diyelim ki bir an, Ergenekon bağlantısı vardı; Nedim Şener niye içeride o zaman diye sorulmaz mıydı? Şener iki kitap yazmıştı Hrant Dink ile ilgili ve davanın en sıkı takipçilerinden biriydi.

Nitekim, Hrant Dink’in avukatı Fethiye Çetin yaptığı açıklamada, “Bütün bu olanları Ergenekon ile açıklayamayız. Ergenekon’u da aşan bir örgüt olmalı işin içinde,” şeklinde konuştu.

Elbette bu mahkeme kararından sonra yaptı bu açıklamasını, daha önce değil.

Akıllıca bir açıklamaydı, zira olayın Ergenekon örgütü ile ilintisi varsa, bu olayın açığa çıkarılması sonucu, savcının işaret ettiği Ergenekon örgütünün Trabzon kolununun çökertilmesi söz konusu olacak ve bunun devlet içindeki kolları ortaya çıkacaktı.

Daha önce yapamazdı, çünkü mahkeme örgütsel bağlantı kurabilirdi.

Ama dikkat edilirse, bugüne kadar Ergenekon örgütü ile bağlantılı tek bir polis bile gözaltına alınmış değil.

Hrant Dink davası ise, başta polis olmak üzere, jandarma ve MİT ile ilintili yürütülüyor, dava avukatları tarafından bu konu üzerine gidiliyordu. Deliller de bu yönde mahkemeye sunuluyordu.

Ortaya vicdanı olan herkesi yaralayacak bir karar çıktı. Ardındaki güçler, Ergenekon diye adlandırılan örgütten daha kuvvetli bir örgüt olabileceği bizzat Hrant Dink’in avukatı tarafından ileri sürüldü.

Haksızlıklar, yanlışlıklar, suçu ispat edilmeyenlerin tutuklu olarak cezalarını çekmeleri, tecavüz edenin kayırıldığı, cinayetlerin göz ardı edildiği, ehliyetsiz şoförlerin can aldığı, tacizin kahramanlık kabul edildiği bu ülkede adaletin daha da iyi “tecelli” edeceğini umdukları için “Evet ama yetmez”cilere iki çift laf etmek istedim.

Ama edemiyorum da... Damdan düşenin halinden damdan düşer anlar, demeye çalışıyorum.

22 maddelik Anayasa değişikliği referanduma sunulurken bu arkadaşların nasıl haykırdıklarını, bağırdıklarını anımsıyorum. Adaletin işlevini daha iyi yerine getireceğinden o kadar emindiler ki... Yargı vesayetinin kalkacağından da öyle...

“Evet, ama yeter...”

Mümtaz İdil

Odatv.com

arşiv