Kim söyletiyor bu sözü Erdoğan'a

"Siyaset şanzımanınız" dağılırsa yolunuzu bulamazsınız. Teori rehberdir. Aksi durumda gerçekleri eğip bükmeye başlarsınız...

Tarihçi Prof. Kemal Karpat (1923-2019) dün toprağa verildi.

Erdoğan törende yaptığı konuşmada şöyle dedi:

"Her insan gibi Kemal hocamız da hayatının çeşitli dönemlerinde kendine göre fikri tercihler yapmıştır. Bugün bize düşen onu tercihlerinden dolayı asla yargılamak değil, ortaya koyduğu eserlerin üzerinden giderek, daha büyük akademik başarıların peşinde koşmaktır..."

Hadi "yargılamayı" geçelim; Prof. Karpat'ın "çeşitli dönemlerdeki fikri tercihleri" neydi?

Karpat'ın 1950'lerde "İşçi Hakkı" dergisini çıkaran ve 1960'larda Türkiye İşçi Partisi ve DİSK'te önemli görevlerde bulunan, Kemal Sülker aracılığıyla, solcu-sendikacı çevrelerle yakın ilişki kurmasını kastediyor olamaz herhalde! (Karpat, "İşçi Hakkı" dergisinde makaleler yazdı; yüksek lisans tezinin konusu şuydu: "İşçi Hakları ve Sendikacılık." O dönem tek arzusu vardı; "işçilerin avukatı" olmak.

Kemal Tahir, Orhan Kemal, Aziz Nesin, Yaşar Kemal ile dostluklar kurdu. Doğan Avcıoğlu’nun çıkardığı YÖN dergisi bildirisine "devletçi-faşist" eleştirisini getirecek kadar keskin idi görüşleri. 1970'lerde gecekondu araştırmaları yaptı...

Her solcu gibi soruşturmalar geçirdi; yurt dışına çıkış yasağı getirildi; üniversiteden uzaklaştırıldı. Vs.

Sonra... Eziyet çekmekten yorulan kimi solcular gibi politik yolunu değiştirdi! ABD'ye yerleşti. Artık Beyaz Saray'ın davetliler listesindeydi... Ama Erdoğan'ın kastettiğinin bunlar olduğunu sanmıyorum.

Peki ne?

SAVRULDUĞU YER

Erdoğan'ın dilinin altındaki şu:

Prof. Karpat, FETÖ destekçisi idi.

Beş kez Abant Toplantısı’na katıldı.

Dinler Arası Diyalog ve Medeniyetler Buluşması gibi yine bu örgütün tertiplediği toplantılarda yer aldı. Washington'daki programlarının "baş konuşmacısı" oldu!

Taraf gazetesi ve Zaman gazetesinde yazılar yazdı.

Yıl 2008. Bu sözler Karpat'a ait:

-"Eskiden Amerika laikleri, modernistleri tutarken şimdi İslam'ı tutmakta, İslam'ı dikkate alarak hareket etmektedir. Bu benim eski görüşümdür üstelik. Böyle olması lazımdı...

-"Batının şimdi İslam'ı tanıması 'Ilımlı İslam'-'Liberal İslam' tanımları üzerinden Fethullah Gülen gibi liderlere yaklaşmaya çalışması büyük bir dönüşümdür. Bunu çok daha önce yapsaydı çok daha somut sonuçlar alırdı... ("Dağı Delen Irmak" kitabı)

Bitmedi... Bir yıl sonra Zaman gazetesine Fethullah Gülen'e övgüler yağdıran makale yazdı:

-"Fethullah Gülen tüm toplumu yukarıdan baskı ile düzeltmek isteyen devletçi, ümmetçi, ütopist görüşler yerine kişiyi (ferdi) eğitim yolu ile geliştirmeyi amaç edinmiş bir kimsedir. Açık, liberal, millî ve hoşgörü üzerine kurulmuş bir İslam'ı savunmaktadır.. Fethullah Hoca'nın görüşlerinin bugünkü demokrasi ile çok iyi bağdaştığını kabul etmek gerek...

-"Bir sosyal bilimci ve tarihçi olarak Fethullah Hoca’ya atfedilen hareketi can alıcı önem taşıyan sosyo-kültürel bir hareket olarak görüyor ve o şekilde ele alarak incelenmesi gerektiğine inanıyorum...

-"Hoca'yı zararlı bir kimse olarak göstermek isteyenleri yargı ve halk desteklememiştir. Bunları açıkça söylemek partizanlık, dincilik değil, bir vicdan emridir ve bir bilim adamı için ahlakî bir borçtur... "

İşçi sınıfından savrulduğu yere bak!

SİYASET ŞANZIMANI

Asıl meselem...

Erdoğan'ın sözlerinin şifresini çözmek değil.

Ki Erdoğan 2009 yılında Prof. Karpat’a "TBMM Onuru Ödülü" verdiğinde, "bu ödülün asıl sahibi Fethullah Gülen dir" diye Odatv’de haber yaptık biz!

Yetmemiş olacak ki Erdoğan, 2016’da bu kez "Cumhurbaşkanlığı Kültür-Sanat Ödülü" verdi.

Keza. Erdoğan dün şu sözleri söyledi: "Keşke kendisine rabbimiz daha uzun bir ömür verseydi de önümüzdeki kritik dönemde hocamız, analizleriyle tecrübeleriyle yol göstermeye devam etseydi."

Ne analizi? Kim söyletiyor bu sözü Erdoğan'a?

Neyse. Yazının asıl konusu Erdoğan değil! Karpat gibi politik savruluşların, insanları kimler ile yan yana getirdiğini, kimleri savunduğunu göstermektir!

"Siyaset şanzımanınız" dağılırsa yolunuzu bulamazsınız. Teori rehberdir. Aksi durumda gerçekleri eğip bükmeye başlarsınız; artık temel konu gerçekler değil, çarpıttığınız olguların size ne fayda sağlayacağıdır; Kariyer, para, şöhret ve korunaklı hayat...

Bu tür "dönekler" kendilerinin farkında bile değildir. Karpat şunu söylemiştir:

"Burada övünmek gibi görülse de yine de söyleyeceğim; ben çok üst düzeyde düşünebilen, analiz yapabilen, Batı'da herhangi bir beyinle yarışmaya hazır bir kimseyim ve Batılılar beni bu şekilde tanıyor. Onun için analizlerim de yüksek seviyededir..." (Dağı Delen Irmak)

Şaka yapmıyor, buna inanıyor!

Sadece Karpat değil tüm "döneklerin" ruh hali böyle. Bu psikiyatrinin konusuna girer artık!

İşin özü: Hep çalışkanlıklabilgi sahibi olmakla övünürler.

Ve fakat gerçek şudur:

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ.

Odatv.com

Kim söyletiyor bu sözü Erdoğan'a - Resim : 1

Kim söyletiyor bu sözü Erdoğan'a - Resim : 2

Kim söyletiyor bu sözü Erdoğan'a - Resim : 3

soner yalçın arşiv