Soner Yalçın yazdı: Kim bu PKK’lılar

Dünyanın bir araya gelip baş edemediği IŞİD’i, sadece PYD-PKK yenebiliyordu! Kandırılacak çocuk muyuz biz? Gerçek şudur: IŞİD, “kiralık ordular” tarafından kullanılan bir paravandır.

Kabul etmek istenmiyor. Ama…

Türkiye, bugün savaş halindedir.

Bir IŞİD vuruyor.

Bir PKK vuruyor.

Bir IŞİD’in canlı bombası patlıyor.

Bir PKK’nın canlı bombası patlıyor.

Bir IŞİD, Musul Başika kampından Kilis’e kadar tanksavar füzeleriyle can alıyor.

Bir PKK, Nusaybin’den Yüksekova’ya kanlı şehir ayaklanmaları deneyerek; askeri birimlere saldırıp can alıyor.

Açıkça görünen şu:

IŞİD ve PKK Türkiye’ye savaş açtı!

Peki…

Bunlar, Kuzey Suriye’de birbiriyle savaşmıyor muydu?

Bütün güçlerini Kuzey Suriye’deki savaşa harcaması gerekenler, Türkiye’ye neden savaş açtı?

O halde…

Bunların, göstermelik savaş yaptığını söyleyebilir miyiz?

Bunların, birbirlerinin can düşmanı olmadığını söyleyebilir miyiz?

Bunların, arkasında aynı gücün olduğunu söyleyebilir miyiz?

Yani…

Perde arkasında kukla oynatıcısı var!

Bu köşeyi takip edenler bilir:

Paralı “kiralık ordular” konusunda arka arkaya üç yazı yazdım.

IŞİD içinde, ABD başta olmak üzere “kiralık ordu” mensuplarının bulunduğunu belirttim.

Dedim ki; dünyanın en büyük enerji devi Halliburton gibi şirketlerin, kimilerine verdiği “kiralık ordusu” firması var!

Dedim ki; IŞİD, Kuzey Suriye’yi Kürt koridoru yapmak için savaşıyor. Çünkü…

IŞİD saldırılarıyla bölgede adım adım mevzi kazandı. Ancak arkasından PYD-PKK, IŞİD’i yenip o bölgeden attı. Kuzey Suriye neredeyse tamamen PYD-PKK’nın eline geçti!

“Bu bir savaş stratejisi oyunu” dedim…

Hatırlayınız… Dünya

televizyonları günlerce,

“dincilerle savaşan laik kadın

gerillalar” haberiyle PYD-PKK propagandası yaptı.

Bizim entel-dantel tayfası da “Kobane… Kobane” diye ağlaştı; “bırakın IŞİD’le biz savaşalım” dedi.

Şimdi…

Ne görüldü…

Şu…

KİM BU PKK’LILAR

Adı, Günter Helsten.

Alman’dı. Kiralık-paralı askerdi/lejyonerdi.

Yugoslavya, Kongo ve

Sierra Leone’de savaştı.

Bu şubat ayı başında “PYD saflarında” savaşırken öldü!

Kod adı, “Rüstem Cudi” idi. Güya “Kürt direnişinden etkilenip Kobane’ye gelmişti!” Lejyonerler ölünce haberimiz oluyor.

İşte…

Bir başka Alman; Kevin Joachim.

Kod adı, “Dilsoz Bihar” idi.

Sözümona Almanya’da bir Kürt kızına aşık olup PYD-PKK saflarına katılmıştı!

Nasıl sıradan bir Alman ise, Kandil’deki Kaletuka kampında PKK’lılara, el yapımı bomba ve şehir savaşı dersleri verdi.

Nasıl sıradan bir Alman ise, Silük kasabası yakınlarında bulunan Şergirat köyünde yaşanan çatışmada öldü.

İlk ölen Alman Ivana Hoffmann idi.

PYD-PKK saflarına katılanlar sadece Almanlar değil.

İşte, İngiliz Deniz Piyadesi Konstandinos Erik Scurfield…

İşte, İsrail askeri Gillian Rosenbergss…

İşte, ABD’li Samantha Jay…

İddialara göre PYD-PKK saflarında bini aşkın “kiralık asker” var!

Bunlardan ölünce haberimiz oluyor. Örneğin…

Eski asker Scurfield, üzerinde YPG bayrağı bulunan tabutuyla geçtiğimiz mart ayında İngiltere’de gömüldü.

Anımsayınız…

Batı medyası ne yazıyordu; “sosyal medyadaki din propagandasından etkilenen Avrupalılar bölgeye gidip IŞİD’e katılıyor!”

Ve bu sosyal medyadan etkilenip IŞİD’e katılanlar birden bire usta bir savaşçı olup; dünya ordularına kafa tutuyor ve şehirleri zapt ediyorlardı! Vay be!.. Avrupa’da ne “savaşçı siviller” vardı demek!

Dünyanın bir araya gelip baş edemediği IŞİD’i, sadece PYD-PKK yenebiliyordu!

Kandırılacak çocuk muyuz biz?

Gerçek şudur:

IŞİD, “kiralık ordular” tarafından kullanılan bir paravandır.

PKK, “kiralık ordular” tarafından kullanılan bir paravandır.

Asıl amaç; Barzani’yi Akdeniz’e ulaştırmaktır.

İkinci bir İsrail kurmaktır.

VASATIN İKTİDARI

İster IŞİD olsun… İster PKK olsun…

Türkiye büyük bir devlettir; ikisini de bir kaşık suda boğar.

Fakat…

Bunu bilenler… Bunu hesaplayanlar…

Türkiye’nin başına AKP gibi teslimiyetçi politikaları benimseyenleri getirdi.

Bir örnek vererek konuyu açayım:

Demek… Akdeniz’e ulaşmak bu kadar önemli ki; birileri IŞİD ve PKK eliyle Barzani’yi buraya ulaştırmaya çalışıyor.

Demek… Akdeniz’e ulaşmak bu kadar önemli ki; Suriye bu kıyılardan kovulacakken, Rusya 3. Dünya Savaşı’nı göze alıp müdahale etti.

Atatürk, “Ordular İlk Hedefiniz Akdeniz” sözünü boşa demedi

Peki…

Akdeniz stratejik anlamda bu derece önemli ise; AKP, Kıbrıs’a neden sahip çıkmadı/çıkmıyor?

Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ı bile Ergenekon’dan Silivri zindanına attırmak istemediler mi? Kahraman Denktaş’ı hep bir sorun gören sadece ABD ve AB miydi? Ne diyordu Erdoğan; “Kıbrıs’ta 30-40 yıldır sürdürülen siyasetin sürdürülmesinden yana değilim.”

Abdullah Gül, Türkiye- KKTC Gümrük Birliği Antlaşması’nı yırtıp atmadı mı?.

Bunlar rastlantı değil…

3 Kasım 2002’de AKP seçimi kazandı.

11 Kasım 2002’de Türkiye’ye teslimiyeti dayatan Annan Planı açıklandı!

Bugün…

Akdeniz’e ulaşma amacında olanlar PKK-IŞİD eliyle Türkiye’yi vuruyor; canlı bombalar patlatıyor.

AKP ne yapıyor:

Birinin aklı fikri sadece başkan olmakta!

Sonuçta:

Tüm yazdıklarımı alt alta toplayınca ne görüyorsunuz?

Başımıza getirilen AKP’nin beceriksizliği-kalitesizliği tesadüf olabilir mi?

Osmanlı’yı; liberal ve dincilerin ittifakı Hürriyet ve İtilaf Fırkası’na böldürmediler mi?

Sultan Vahdettin ile Damat Ferit’in teslimiyetçi politikalarının aynısını bugün yaşamamız tesadüf sayılabilir mi?

Türkiye’yi vasat bir iktidara teslim etmeleri bu büyük oyunun parçasıdır.

Mecliste “dokunulmazlığı kaldırdın-kaldırmadın” diye demokrasicilik oynanıyor!

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Odatv.com

Soner Yalçın yazdı: Kim bu PKK’lılar - Resim : 1

IŞİD PKK israil arşiv