Kapital'in 4. cildinde ne var

Birçok insan ve hatta Marksist teoriye aşina olanlar bile, Marx’ın Kapital’inin 3 ciltten oluştuğunu sanır

Birçok insan ve hatta Marksist teoriye aşina olanlar bile, Marx’ın Kapital’inin 3 ciltten oluştuğunu sanır. Marx’ın ömrü ancak birinci cildi yayınlayamaya ve sonra da Kapital’in başka dillerdeki çevirilerini denetlemeye yetmiştir. Kapital’in yazılma sürecinin hikayesi heyecanlı bir roman gibidir. Bununla ilgili birçok kitap bulunmaktadır ama sanırım en iyilerinden biri Roman Rosdolski’nin Marx’ın Kapital’inin Oluşumu adlı kitaptır. Arzu eden bunu Türkçesinden de okuyabilir. Rodloski eserinde sadece Kapital’in oluşum sürecinin hikayesini anlatmaz aynı zamanda onu ilk ham taslaklarıyla birlikte, bir bilim adamı titizliğiyle değerlendirir.

Aslında Marx’ın “Kapital Projesi”, 6 cildi kapsar.

KAPİTAL’İN 4. CİLDİNDE NE VAR?

Ama sonra, hem mükemmeliyetçiliğinden vazgeçemeyen hem de okuma ve araştırma tutkusunu dizginleyemeyen Marx, bunların tamamını yayınlamaya ömrünün yetmeyeceğini anlayınca, eserini 4 ciltte toplamak için yeni bir düzenlemeye girişir. Ne yazık ki o da gerçekleşmez. Marx sadece birinci cildini yayınlayabilir. Geri kalanların düzenlenmesini ise en sadık arkadaşı Engels, nam-ı diğer „İkinci Keman“ üstlenir.

Gel gör ki o da ancak önce ikinci cildi teknik açıdan gözden geçirerek yayıma hazırlar ve sonra bütün hayatını ve projelerini ihmal edercesine işe koyulmasına rağmen ancak 3. cildi, o da kısmen ham haliyle (kısmen ekler yaparak) yayımlayabilir. Çünkü Engels’in gözleri uzun süredir doğal ışığın dışında okuyup yazmasına izin vermeyecek kadar kötüleşmiştir. Nitekim bir yıl sonra da hayata veda eder.

Dolayısıyla 4. cilt pek bilinmez. Bu eser ki kanımca en önemlilerden biridir, ilk kez ancak 1957 yılında o da editörlük işi bitmeden ve birçok teknik sorunla birlikte 3 cilt halinde, Artı Değer Üzerine Öğretiler adıyla yayınlanır. Bu eserin önemi şuradan gelir: Marx, ekonomi politik üzerine yaptığı 40 yıllık araştırmalarının hasılatını bu ciltte toplamayı düşünmüştü. William Petty (1623-1687)’den başlamak üzere Marx, ömrünün sonuna kadar eserlerini incelediği bütün iktisat kuramcılarının ve filozofların eserlerini eleştirel bir gözle ele almayı planlıyordu. Bir bakıma ekonomi politiğin kuramsal tarihini yazmayı planlamıştı. Bu eserde Hobbes, Locke, Hume vs. gibi 17. yüzyılda yaşamın filozofların yanı sıra, Quesnay, Smith, Ricardo gibi iktisadın tepe noktaları da bulunmaktaydı. Tabii ki sadece onlar değil, aynı zamanda Rodbertus gibi çağdaşları da ciddi bir eleştiriye tabi tutuluyordu.

MARX VE AŞMA PRATİĞİ

Bu eserinden bahsetmemizin nedeni, Marx’ın kendisinden önce yaşamış düşünür ve siyaset adamlarına yönelik vefalı tavrıdır.

Marx, incelediği her konuya onun kökenine inerek ve oradan hareketle söz konusu alana ilişkin önemli katkılarda bulunmuş düşünürlere vefa borcu ödercesine yaklaşır. Marx, hem felsefe hem siyaset hem de ekonomi politiğin ilk kurucu babalarını ki bunlar katıksız burjuvalardır, yere göğe sığdıramaz. Şu sıralar bazılarının iddia ettiği gibi ütopik sosyalistleri hasım olarak görmez aksine yazılarında onların “kurucu babalarını” övgüye boğar.

Hegel felsefesinin kilit terimi olan “aufheben” kavramı, Marx’ın da en çok severek kullandığı terimlerden biridir. Bu terim bir şeyi hem el üstünde tutmayı hem de kaldırarak bir kenara koymayı ifade eder. Biz bunu Türkçede “aşma” terimiyle karşılıyoruz. Marx, geçmiş dönemin teorisyenlerinden ve siyaset adamlarından aldığı düşünsel-pratik mirası aşarak, yani onları el üstünde tutarak kendi kuramını oluşturmuştu. Bunu yazılarında sıklıkla dile getirir, ancak somut bir tutumu var ki onu hepimiz örnek almalıyız.

BİR DUVAR KAĞIDININ İÇERDİĞİ ZENGİNLİK

Alman kökenli bir filozof olan Friedrich Wilhelm Leibniz (1646-1716) bütün Avrupa siyasetini ve felsefesini derinden etkilemiş evrensel bir düşünür ve bilim adamıdır. Hem görüşlerini hem de onunla ilgili bilgi sahibi olmak isteyenlere Dünyayı Değiştiren Düşünürler’in 2. cildini tavsiye ederiz.

19. yüzyılın yetmişli yıllarında Marx, Engels’e bir mektupta, dostu Kugelmann’ın ona Leibniz’in çalışma odasına ait iki duvar kağıdı parçasını gönderdiğinden bahseder. Kugelmann, o günlerde Leibniz’in yıkılmakta olan evinin molozlarının arasından (anlaşılan konut o günlerde yıkılmış) kurtardığı söz konusu kağıt parçalarını temizleyerek Marx’a hatıra olsun diye gönderir.

Mektubunda bunun hikayesini anlatan Marx, “Ahmak Hannoverliler!” diye kızar ve ayrıca “eğer onlar o parçaları Londra’ya getirmiş olsalardı antika dünyasında büyük bir gelire de sahip olabilirlerdi, gel gör ki onlar söz konusu parçaları çöpe atıyorlar” der. Kugelmann’ın gönderdiği duvar kağıdının deseninde mitolojik tasvirler bulunuyormuş. Birinde Neptün (Roma mitolojisine göre Deniz Tanrısı) diğerindeyse Amor (Roma mitolojisine göre Aşk Tanrısı) ve Psyche (Yunan mitolojisine göre Aşk Tanrıçası Eros’un karısı).

Peki mektubunda bunları anlatan Marx ne yapıyor?

O kağıt parçalarını çerçeveleterek çalışma odasının duvarına asıyor ve anekdotu da şu sözlerle bitiriyor: “You know my admiration for Leibniz”, yani “Leibniz’e hayranlığımı biliyorsun”.

Kapital'in 4. cildinde ne var - Resim : 1
Leibniz

Dikkatinizi çekerim, duvara asılan Leibniz’in fotoğrafı bile değil, sadece onun çöpten kurtarılmış duvar kağıtları...

İşte tarihin büyük adamları, hiçbir komplekse kapılmadan uygarlığa mal olmuş büyük adamlara böyle saygı gösteriyorlar...

Bizdeyse hâlâ Cumhuriyet Devrimine ve Atatürk’e burun kıvrılmaktadır. Hatta bazıları şu günlerde Castro’ya bile dil uzatmaya cüret etmektedirler.

Sadık Usta
Odatv.com

Kapital'in 4. cildinde ne var - Resim : 2

karl marks kapital arşiv