7 Maddede Anayasal suç nasıl işlenir

Kamu Denetçiliği Kurumu, türbanla görev yaptığı için uyarı alan bir devlet memurunun başvurusu üzerine, “memurun başörtüsüyle görev yapmasının...

Kamu Denetçiliği Kurumu, türbanla görev yaptığı için uyarı alan bir devlet memurunun başvurusu üzerine, “memurun başörtüsüyle görev yapmasının sağlanması” için bir tavsiye kararı almak üzeredir. Kamu denetçisi raporunu bu yönde yazmış ve raporu Kamu Başdenetçisi’ne sunmuştur.

Öncelikle belirtmek gerekir ki, bu karar, Türkiye’de oynanan bir oyunun, Türkiye’yi İslami cumhuriyete dönüştürme senaryosunun adımlarından biri olacaktır. Türkiye’de Sağlık ve Milli Eğitim bakanlıklarının merkez ve taşra örgütlerinde, okullarda, AKP’li belediyelerde ve kuruluşlarında yıllardan beri türbanla görev yapana göz yumulurken; üniversitelerde hukuk dolanılarak fiili durum yaratılıp türban serbest bırakılmışken, tüm kamu kurum ve kuruluşları AKP kadrolarıyla donatılmışken bir kamu kurumunda türbanla göreve geldiği için bir memurun uyarı alması inandırıcı değildir.

Kamu Denetçiliği Kurumu’nun bu kararına, sözüm ona “demokrasi paketi” çalışmaları yapıldığı şu günlerde hükümetin elinin güçlendirilmesi için gerek duyulmuştur ve senaryodaki oyun oynanmaktadır.

Yapılan çalışmanın adının “demokratikleştirme paketi” olduğu yanıltmamalıdır. Amaç, İslami cumhuriyet bağlamında türbanı kamu kurum ve kuruluşlarında yasallaştırmak ve serbest bırakmaktır. Daha doğrusu fiilen zaten serbest bırakılan türban konusunda yetkilileri sorumluluktan kurtarmaktır.

Bir CHP milletvekilinin bir başka konuda çok güzel biçimde belirttiği gibi “hukuksuzluğun yasallaştırılmasıdır.” Atatürk Cumhuriyeti hukuku, yasalarla, kararlarla, uygulamalarla yok edilmektedir.

Nitekim Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yasası, Kamu Denetçiliği Kurumu Yasası bunun için çıkarılmış, Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkı bunun için verilmiştir. Tümünün ortak amacı, İslami cumhuriyeti kurma yolunda iktidara yardımcı olmak, yapılan ya da yapılacak işlere yasal kılıf hazırlamaktır.

ÖNCESİ VAR

Kamu Denetçiliği Kurumu 2006 yılında yasayla kurulmak istenmiş; 10. Cumhurbaşkanımız Sayın Ahmet Necdet Sezer, “Anayasa, yasama organına bağlı böyle bir kurum kurulmasına elvermiyor” özet gerekçesiyle 5521 sayılı yasayı geri çevirmiştir. TBMM’nin ısrarlı olması ve 5548 sayılı yasayı kabul etmesi üzerine konuyu Anayasa Mahkemesi’ne taşımış, Yüksek Mahkeme aynı gerekçeyle iptal kararı vermiştir. Bunun üzerine 2010 Anayasa değişikliğiyle kurum Anayasa’nın 74. maddesine konulmuş; düzenleme yasaya bırakılmıştır.

Kamu Denetçiliği Kurumu’nda ısrarlı olunması yukarıda açıklanan hedefi göstermektedir. Bunun için AKP’nin dünya görüşüne yakın olan ya da yıllardır Erbakan’ın Milli Görüş’üne hizmet eden kişiler Kamu Başdenetçisi ve denetçisi seçilmişlerdir.

Kamu Denetçiliği Kurumu kararından sonra Bakanlar Kurulu’na, “Kamu Kurum ve Kuruluşlarında Çalışan Personelin Kılık Kıyafetine Dair Yönetmelik”in 5. maddesindeki, “Görev mahallinde baş daima açık olacak” kuralını değiştirmek için bir kararname çıkarmak kalacaktır.

ANAYASA’YA AYKIRI

Ne var ki, Kamu Denetçiliği Kurumu’nun kararına esas olan denetçi raporunda yer verilen gerekçe Anayasa’yla bağdaşmamaktadır. Kamu Başdenetçisi’nin imzası ile rapor karara dönüşürse, bu karar Anayasa’ya aykırı olacaktır.

Raporda, “düşünce, din ve vicdan özgürlüğüne, çalışma hakkı ile eğitim hakkına ve eşitlik ilkesine” dayanılmakta (Sözcü, 21.08.2013); memurların türbanla görev yapmasına getirilen yasağın, “adalet anlayışına, hukuka, hakkaniyete, Anayasa’ya ve uluslararası sözleşmelere aykırı olduğu” vurgulanmaktadır. (Yurt, 21.08.2013)

Raporda şöyle denilmektedir:

“Kamu hizmetlerinde çalışanlara din ve inanç hürriyeti konusunda getirilecek bir sınırlamanın bu madde hükümlerine ve temel kanunun ruhuna aykırı olmaması gerekir. Çalışan bir kadının başını örtmesi, kendi gibi düşünmeyen insanların haklarına herhangi bir tecavüz olarak düşünülemeyeceği gibi bu durum kamu ve çalışma düzenini bozucu hareket olarak da algılanmamalıdır.” (Cumhuriyet, 21.08.2013)

Kısaca bu raporla Anayasa Mahkemesi’nin türban kararlarındaki gerekçeler çürütülmeğe çalışılmakta ve bu kararlar yok sayılmaktadır.

Kamu Denetçiliği Kurumu eğer bu raporu kabul edip karara dönüştürürse anayasal suç işlemiş olacaktır. Şöyle ki;

1) Anayasa’nın 11. maddesine göre, anayasal kurallar “yasama, yürütme, yargı organlarını, idare makamlarını, diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır.”

2) Anayasa’nın 153. maddesine göre, Anayasa Mahkemesi kararları, “yasama, yürütme, yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar.”

3) 14.06.2013 günlü, 6328 sayılı kuruluş yasasına göre (m.4) Kamu Denetçiliği Kurumu bir “kamu tüzelkişisi”dir. Dolayısıyla anayasal kurallarla ve Anayasa Mahkemesi kararlarıyla bağlıdır. Kararlarını bu kararlara uygun vermek zorundadır.

4) Anayasa Mahkemesi 1989, 1991 ve 2008 yıllarında verdiği 3 önemli kararında ve 1998, 2001 ve 2008 yıllarında verdiği 3 parti kapatma kararında, kamu kurum ve kuruluşlarında türbanla görev yapılmasının Anayasa’ya aykırı olduğunu kabul etmiştir.

5) Anayasa Mahkemesi, Anayasa’yı resmen yorumlamaya yetkili tek organdır. Yorumları gerekçeye dönüşür ve bağlayıcıdır.

Çünkü Anayasa, Anayasa’ya uygunluk denetimi yapma yetkisini Anayasa Mahkemesi’ne vermiştir. Yüksek Mahkeme bu denetimi yaparken anayasal ilke ve kuralları yorumlayıp ona içerik kazandırmak ve dava konusu kuralları bu içeriğe göre incelemek yetkisine sahiptir. Denetim sırasında kazandırılan bu içerik kararlara da yansımakta ve bağlayıcı olmaktadır.

6) Türban konusunda alınan kararlar, yukarıda da vurgulandığı gibi Kamu Denetçiliği Kurumunu da bağlamaktadır.

7) Bağlayıcılık, “ona aykırı karar almama” anlamına gelmektedir. Dolayısıyla Anayasa Mahkemesi kararları ortada iken Kamu Denetçiliği Kurumu eğer “türban Anayasa’ya aykırı değil” deyip buna uygun karar alırsa, Anayasa Mahkemesi kararına ve Anayasa’ya uymuyor, dolayısıyla anayasal suç işliyor demektir.

Anayasa’yı yok kabul eden bir iktidar döneminde, kendi siyasetine yardımcı olsun diye oluşturulan bir kamu kuruluşunun da Anayasa’yı yok sayması, bilmem yadırgatıcı mıdır? Ancak, iktidarın yarattığı fiili duruma uymanın kamu görevlilerini sorumluluktan kurtarmayacağı kesindir. Tıpkı tüm devlet gücünü elinde bulunduran iktidarın Anayasa’ya aykırı davranışları nedeniyle hukuksal sorumluluktan kurtulamayacağı gibi…

Bülent Serim

Odatv.com

kamu denetçiliği kurumu türban anayasa arşiv