İzzet Pinto'ya açık mektup

Rafael Sadi yazdı: Her ne kadar iki ülkem arasındaki siyasi ilişkiler çok ahım şahım değilse de Türk dizilerinin İsrail'deki etkisinin, özellikle İsraillilerin Türkiye hakkındaki etkisini kabullenmemek yanlış olur...

Sevgili İzzet Pinto veya doğumda sana verilen isimle İsrael...

Bugünkü telefon görüşmemizde Türk asıllı olan ve Haaretz gazetesinde seni başarını yazan Benny Ziffer'in makalesini okuduğumu ve aslında eski dostum olan rahmetli babanın senin baban olup olmadığını bilmek istemiştim...

Telefon görüşmemizi oldukça sevimli ve hoş bulduğumu bilmeni isterim. Tabii ki birkaç müşterek konu var hayatımızda; Tahtakale ve Uzakdoğu gibi...

Babana olan bağlılığın ve senin üzerindeki etkisini de anlamakta pek zorluk çekmedim. Benzer hisleri halen yaşar ve babamın beni omzumun üzerinden izlediğini hep biliyorum. Babaların görevi budur; ölseler bile çocuklarını takip etmek durumundalar. Bir kelebek veya görünmez bir melek olarak...

Benny Ziffer'in makalesindeki tespitlere katılmamak mümkün değil. Her ne kadar iki ülkem arasındaki siyasi ilişkiler çok ahım şahım değilse de Türk dizilerinin İsrail'deki etkisinin, özellikle İsraillilerin Türkiye hakkındaki etkisini kabullenmemek yanlış olur.

Bu konuda sana teşekkür etmemek hata...

Senden ricam İsrail pazarına soktuğun Türk dizilerinin listesini ve nerelerde yayında olduklarını belirtmendir. Varsa görseller ve kısa videolarını da eklersek sanırım konu daha da iyi anlaşılabilecektir.

Telefon görüşmemizde konuştuğumuz gibi bir çok müşterek dostumuzun daha doğrusu babamın da dediği gibi tanıdığımız -ona göre dost demek kolay değil- olması çok hoş kuşkusuz. Tahtakale de olan yaşamını biraz daha anlatmanı isterdim. Ve Tahtakale yaşantının bugünkü başarılarında nasıl bir etkisi oldu acaba?

Gerçek anlamda iş hayatımda Tahtakale’de başladım, dolayısıyla orada öğrendiklerim bugünkü altyapımı oluşturdu. O günkü mentorlarım sayesinde iş ahlakını, ticaretin kurallarını en iyi şekilde öğrendim. Bu konuda kendimi şanslı hissediyorum.

Film endüstrisi gibi kaplanların ve köpek balıklarının cirit attığı bir pazarda elde ettiğin başarının arkasında saklı olan çıkış noktası nedir? Evvelce yenildiğin veya zarar ettiğin işlerin intikam hırsı olabilir mi? İzah edersen memnun olurum...

İşe karşı duyduğum heyecan, yapımcıları ikna etmemde büyük fayda sağladı. İş ortaklarınız sizdeki hırsı ve çalışma azmini görünce projelerini size emanet etmek istiyor. İşinizi dürüst bir şekilde yaptığınızda da fark yaratıyorsunuz. 15 yıldır bu sektördeyim. İlk 10 yılında neredeyse kazancımın hepsini reklama harcadım ve dünyada Türk dizilerini bir marka haline getirdim. Yapımcılar da bunun her zaman farkında oldular ve bu başarının ortağı olmak istediler.

İzzet Pinto'ya açık mektup - Resim : 1

Bir de basında okuduğumuz ve seninde teyit ettiğin başka bir başarını da detaylı olarak izah etmeni isterim.

Cüneyt Özdemir'in bir tweetini 10 bin dolara satın almışsın. Lütfen izah edermisin bir işinsanı neden ve nasıl karar verip, herkesin alabileceği bir tweet için 10 bin dolar para öder? Telefonda da söylemiştim; rahmetli baban görse döverdi seni. Ama bunun bir yatırım olduğunu belirttin. Detaylı olarak bu konuyu anlatırsan daha doğru anlaşılmasını sağlarsın. Tabi bu yatırımında da başarılar dilemek isterim. Cüneyt Özdemir'in bu tweetinde de hayırlı bir amaç mevcuttu kuşkusuz...

Açıkçası ilk hedef Türkiye'deki NFT(NFT'ler -Non Fungible Token, değiştirilemez para- en basit ifadeyle dijital sanat eserlerini ve diğer koleksiyon parçalarını blok zincirinde alınıp satılabilen türünün tek örneği ve doğrulanabilir varlıklara dönüştürüyor) farkındalığını yaratmaktı. NFT şu anda dünyada en hızlı yükselen trend... Özellikle ünlüler kendilerine ait ve dünyada tek olan parçalarını NFT üzerinden dijital ortamda bir sanat eserine dönüştürüp genelde açık arttırma sistemiyle satıyorlar. Dünyada bu trend ilk olarak sanatçıların eserlerini dijitalleştirmeleriyle başladı ve ilk sanat eserleri bu şekilde oluştu. Sonrasında müzik ve film endüstrisi de NFT üzerinden işbirliği yapmaya başladı.

Ben de Türkiye’nin en büyük NFT platformunu kurmayı hedefliyorum. Bu kapsamda da dijital varlıkların ne kadar değerli olabileceğini göstermek istiyoruz. 15 yıldır Türk dizi ve formatlarını dünyaya açıyoruz. Yaptığımız işi NFT dünyasıyla birleştirip dijital bir ekosistem yaratmak istiyoruz. Bunun için de ünlülerle iş birliği yapıp dünya çapındaki hayranlarına ulaştırmak istedikleri koleksiyonlarında açık arttırmayla aracı olmak istiyoruz.

Babam her zaman vizyoner bir insandı ve bana da çok güvenirdi. Bu yaptığım hareketin altında -ki bu benim için bir yatırım- iyi bir neden olduğunu düşünür ve beni desteklerdi.

Tabi ki sıra kitabını pazarlamanı kabul eden kuzen Stella Molinaz Trevez konusunda...

İzah etmeni ve kendisine de kitaplarında başarılar dilediğimi iletmeni isterim.

Yaklaşık üç yıldır üzerinde çalıştığım, kuzenim Stella Trevez tarafından kaleme alınan kitabım "Babam İçin," Haziran ayında, umarım Babalar Günü’nde çok insana hediye olabilecek şekilde raflarda yerini alacak. Babamın yönlendirmesi ve daimi desteğiyle genç yaşta sıra dışı bir hayat yaşadığımı düşünüyorum. Kitap da aslında çok hırslı bir babanın bir antrenör gibi oğlunu nasıl yetiştirdiğini gösteriyor. Oldukça duygusal hikayeleri barındıran bu kitabın birçok insana ilham olacağını düşünüyorum.

İsrail pazarına giren ve en başarılı olan Türk dizileri hangileri?

Hem oyuncularına olan ilgisiyle hem de hikayelerin yarattığı etkiyle en çok öne çıkan diziler İstanbullu Gelin, Muhteşem Yüzyıl, Binbir Gece, Anne, Kiralık Aşk, Paramparça, Erkenci Kuş... Özellikle Dori Media ve ACHLA şirketleriyle çalışıyoruz...

İzzet Pinto'ya açık mektup - Resim : 2

İzzet Pinto'ya açık mektup - Resim : 3

İzzet Pinto'ya açık mektup - Resim : 4

Sana ve ekibine başarılar diler iki ülkem arasında olumlu ilişkiler oluşmasına da sebebiyet verdiğin içinde tebrik ederim.

Saygı ve sevgilerimle...

Rafael Sadi

Odatv.com

İzzet Pinto'ya açık mektup - Resim : 5

arşiv