İşte İslamcı sosyetenin trendleri

Geçen hafta İstanbul’da “Fashion Week" vardı. Yani “Moda Haftası”. Millet o defile senin bu defile...

Geçen hafta İstanbul’da “Fashion Week" vardı. Yani “Moda Haftası”. Millet o defile senin bu defile benim koşturdu durdu. Sosyetik hanımlara yeni sezon kıyafetlerini gösterebilme fırsatı çıktı, genç bloggerlar Tokyo’da bile uçuk sayılabilecek kombinler yapıp defile kapılarında izdiham yarattılar. Her sene olduğu gibi “front row” (ön sıra) kavgaları yaşandı. Bülent Ersoy’dan Eda Taşpınar’a kadar pek çok değişik isim doldurdu salonları. Defile konukları arasında ise beni en çok şaşırtan isim Ahmet Hakan oldu. Zannediyorum “Her boyayı boyadım bir tek fıstık yeşili kaldı” diyen Ahmet Hakan bu sene bir adet Mehtap Elaidi defilesi seyretmiş. Bu deneyimi ile ilgili de bir kaç tane yazı yazdı. Muhafazakar kadın dergilerinin temsilcilerinin de Moda Haftası defilelerini takip ettiğini ondan öğrendim. Bu dergilerin isimlerini de vermiş Ahmet Hakan, bendeniz de pek bir merak ettim “muhafazakar kadın dergisi” nasıl oluyor diye ve bu dergilerin internet sitelerinde adeta dedektifçilik oynadım...Bulduklarımı da sizinle paylaşıyorum.

İşte İslamcı sosyetenin trendleri - Resim : 1

Efendim ilk dergimiz Âlâ Dergisi, dergi içeriğini çeşitli konulara ayırmışlar, fakat ben bu konuların ne olduğunu ancak TDK sözlüğü ile anlayabildim çünkü bölüm isimleri eski Türkçe. Şöyle bir şeyler;
Moda (bu tamam...), muhabbet (bu röportaj demek oluyor..), mütala’a (burda epey bir zorlandım bu başlığın altında internetteki bir muhafazakar kadın sitesini tanıtıyorlar, sözcüğün TDK sözlüğünde yazan anlamları şunlar: 1) Okuma, ders çalışma. 2) İrdeleme, müzakere, görüş, etüt. 3)Düşünce, oy. Bu siteye oy mu vermemiz isteniyor? Okuyup çalışacak mıyız burada yazanları? Ne istiyorlar tam çözemedim ) 4)Âlım ( İlim, bilim herhalde çünkü konu şuydu: Mûsikişinas Buhûrizâde Mustafa – Itri... ne demekmiş demeyin bilmiyorum, bakamıyacağım yoruldum. )

Her neyse dergi bir kadın ve moda dergisi. Doğal olarak muhafazakar yeni sezon kıyafetleri ve bu kıyafetlerle yapılmış bir sürü çekim var. Bana ilginç gelen “Muhabbet” kısmı oldu. Burada bir röportaj var mesela Yeni Şafak yazarı Özlem Albayrak ile yapılmış. Başlık aynen şu şekilde: Dindar ve Kemalist– Muhafazakârlığın Kesişim Kümesi: Aile!
İlk önce "Hayırdır İnşallah" dedim, kadın hem dindar hem de Kemalistmiş, ne cesur bir açıklama yapmış. Sonradan anladım ki Dindar ve Kemalist ailelerin ortak noktalasının aile değerleri olduğunu söylüyormuş... Fakat kullanılan dil , dil değil adeta “bir kelime bir işlem yarışması". Kesişim Kümesi ne ayol, neyse ki ilkokulda okuyan çocuğum var, ona matematik çalıştırıyorum da zar zor anlayabildim ne dediklerini.

İKBAL GÜRPINAR NEDEN KAPANMIŞ ?

Yine "Muhabbet" kısmında bir röportaj daha buluyorum. Bu röportaj da Kanal 7’nin sunucusu İkbal Gürpınar ile yapılmış. İkbal hanımın ilk başlarda başı açıkmış, daha sonra kapanmaya karar vermiş, neden bu kararı aldığını soruyorlar, cevabı bana çok ilginç geldi : “Son Umre’mde. Ben hacıyım aslında. Umre’ye ilk defa 2006 yılında gitmiştim. Daha öncede 3 defa gitmiştim. 4. Umre’me gittiğim zaman tavaf namazını kılarken ses duydum “artık saçını açmamalısın” diyordu. Birisi orada bulunuyor da bana söylüyor zannettim. Namazın bitmesini bekledim. Ondan sonra etrafa bunu bana kim söyledi diye bakındım, göremeyince biri söyledi ve geçti diye düşündüm. Aynı sesi gözüm açıkken de duydum. Yine kimse yoktu ortalıkta. Sonra ben titreyerek otele gittim. Babam vardı yanımda, babama anlattım olanları ve babam bana “geç bile kaldın kızım” dedi.”

İkbal Hanım örtündükten sonra sanılanın aksine işlerinin pek de iyi gitmediğini söylüyor :

"Başımı örtmek bana nerdeyse 1 milyon dolara mal olmuştur, kaçırdığım işler dolayısıyla. Bunu özellikle söylüyorum. Yeşil sermaye kazanan firmalar bile asla cesaret edip başörtülülerle çalışmıyorlar. Birçok firma pop sanatçılarını mankenleri tercih ediyor. Sen kendini ayakta tutan insana destek olmazsan, sana kim destek olacak. Ben artık o firmalardan alışveriş de yapmıyorum. Para kazandıkları kesiminde hedef kitlesi olmayan kişilerle çalışıyorlar. Müslüman’ım diye geçinen birçok insanın bu anlamda problemi var.”

Bir milyon dolar nasıl bir rakamdır? Bir sunucu hangi işlerden bu paraları kazanır ? Bilemiyorum, ama ayırımcılık kısmı hiç hoş değil, muhafazakar iş sahiplerinin baş örtülü yerine başı açık kadınlarla çalışmayı tercih ettiklerini daha önce de duydum. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu ... Hiç hoş değil.

BU DERGİ ZENGİN MUHAFAZAKARLAR İÇİN

Aysha dergisine geçiyorum. Ahmet Hakan en çok bu dergiyi beğendiğini söylüyor. Hakikaten bu Dergi Merkez Medya’daki kız kardeşlerine daha çok benziyor. Temiz ve akıcı bir Türkçe kullanılmış , moda çekimlerine çok özen gösterilmiş, röportaj için ise bir Beyaz Türk’ü Arzu Kaprol’u seçmişler. Moda sayfalarında başı açık mankenler de var ve dünyanın en ünlü ve en pahallı markalarının yeni ürünleri tanıtılıyor. (Jimmy Choo, Chloe, Gucci, Fendi vs...) Moda sayfalarında aşağıdaki kombini çok zarif buluyorum. (Beyaz Candy Bag, Furla çanta dışında ...)

İşte İslamcı sosyetenin trendleri - Resim : 2

Lakin benim sevdiğim bu kombin tam 3.000 TL tutuyor. Bu derginin “Beyaz Muhafazakarlara” (böyle de kavram yaratırım...) hitab ettiğini tahmin ediyorum. Ahmet Hakan gibi ben de Aysha’ya sempati duyuyor, bir adet Tiramisu tarifi kapıp son durağım olan İkra Dergisi’ne geçiyorum.

HELAL DJ FATMA CİVELEK

İkra Dergisi’nde beni çok şaşırtan bir kadın ile ,türbanlı bir DJ olan Fatma Civelek ile karşılaşıyorum. Aslında bu hanım oldukça ünlü ve popülermiş. İlk önce Saba Tümer’in daha sonra da Seda Sayan’ın programlarına çıkmış. (Sabahları Kadın Programları yerine Halk Tv seyretmenin sonucu budur işte Ayşe Deniz, böyle halktan koparsın :)) Fatma Hanım sadece kadınların katıldığı ve alkol tüketilmeyen davetlerde çalıyormuş. Beğendiği ve örnek aldığı DJ’ler arasında Salih Saka, Suat Ateşdağlı ve Mamy Rock var. (70 yaşındaki DJ Babaanne )

Röportajdan çok röportaja yapılan okur yorumları ilgimi çekti. Yorumların çoğu negatif. İşte iki örnek:

“Başörtüsü Allahın emridir ve Allahın emri olan bir şeyle her iş yapılamaz hele böyle pozlar verilemez. Başörtüsü saç örtmek değil davranışlarda dahil hareketlerde dahil nefsini örtmektir. Bu İslama uygun bir şey değildir. Başörtüsü takınca mı meşrulaşıyor her şey.”

“Müziğin dinimizde yeri yok, haramdir hatta, şimdi bu kiz başini ortmekle belki tessetture uyuyor, fakat davranişlari dinimize tamamen aykiri, nedir bu şimdi ya cahillik ya da provokasyon!!! ne bu tezatlik başinda oyle veya boylreislami bir simge, kulaginda kask, kendiside oynuyordur ayni zamanda, şimdi bu sosyete tessseturlulere parti veriyordur, helal muzikk!!!”

İşte İslamcı sosyetenin trendleri - Resim : 3

Ne tuhaf, iki yorumu da kadınlar yapmış. “Kadın kadının kurdudur" hakikaten. Belli ki muhafazakar kadınların kafası oldukça karışık...

Moda Haftası vesilesiyle yükselen “muhafazakar trendleri” mercek altına yatırdığım bu pek kıymetli makalemi burada bitiriyor ve Tiramisu’mu yemeye gidiyorum...

Canınız nasıl istiyorsa o şekilde giyinebildiğiniz özgür günler dilerim.

Ayşe Deniz

Odatv.com

Fashion Week bülent ersoy eda taşpınar Ahmet Hakan arşiv